Falcılar iş başında. “Erdoğan cumhurbaşkanı olacak” diyenler artık çoğunluktalar. Medyanın ve büyük sermayenin bu ‘gerçeği’ kabullenmesi biraz sevindirici, biraz ürkütücü. Sevindirici; çünkü sabah akşam demokrasi nutku çeken fakat kendileri bir türlü gerçek demokrat olamayan bu çevreler, hiç değilse bu sefer demokratlığı benimsiyor gibiler. Ürkütücü; çünkü “Karaman’ın koyunu sonra çıkar oyunu” misali gerçek niyetleri kuşkulu. Kapak yazılarımızda ve TopluYORUM’da meselenin bu yönlerini ayrıntılarıyla tartıştık.
Biz 11. Cumhur Reisimizin kim olacağını tartışırken; dünya Irak ve İran’ı konuşmaya devam ediyor. İranlılar, başlarına çuval geçiren İngilizlere misilleme yapıp, çok sayıda deniz askerini rehin aldılar. Ortadoğu’da sular daha da ısınacak demek.
Bu ayın dosyasını, İran’dan hareketle nükleer silahlanmaya ayırdık. “Uluslararası Topluluk” (denen güçlü fakat itibarsız ‘çete’) bu hususta tam bir ikiyüzlülük sergiliyor. Nükleer silahların kullanımı hususunda sicili en bozuk olanlar, kendilerinden başkasının aynı silahlara sahip olmasını felaket sayıyorlar. Kenneth Waltz haklı: “Dünya barışı ancak çok sayıda gücün nükleer silahlara sahip olmasıyla sağlanabilir.” Talha Köse, Sohbet Karbuz, Berdal Aral, Hakkı Uygur ve Orhan Gazigil bu netameli konuyu tartıştılar.
Nisan ayının SöyleşiYORUM konuğu, seçkin gazeteci Avni Özgürel. Cumhurbaşkanlığı pazarlığının gerçekte büyük sermaye ile yapıldığını söyleyen Özgürel, Kürt sorununun çözümünde anahtarın Abdullah Öcalan olduğunu ve Apo’yu dikkate almayan çözümlerin işe yaramayacağını iddia ediyor.
Büyük devletlere öfke değil, basiret yaraşır!