Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (September 2008) > Film
Film
Bombalar Altında / Sous Les Bombes
Yö­netmen: Philippe Aractingi
Senaryo: Michel Léviant, Philippe Aractingi
Oyuncular: Bshara Atallah, Rawia Elchab
Ya­pım: Fransa/Lübnan, 2007, 98 dk.
 
“Ben Bey­rut… Ateş su­yuy­la ya­kıl­ma­dan, bı­çak­lar­la ka­zın­ma­dan ön­ce­ki es­ki yü­zü­mü ta­nı­yor mu­su­nuz?
Ta­nı­mı­yor­sa­nız her­han­gi bir dün­ya an­sik­lo­pe­di­si­nin B mad­de­sin­de adı­mı ara­yı­nız.
Ço­cuk­lu­ğu­ma ait bir re­sim bu­la­cak­sı­nız ora­da, yü­zü­mün bı­çak­lar­la ka­zı­nı­şın­dan, asit­le ya­kı­lı­şın­dan ön­ce­ye ait…”
Ni­zar Kab­bâ­nî
 
Yıl­lar­ca sü­ren iç sa­vaş­lar ve iş­gal­ler­le üze­rin­de­ki ka­ran­lık bu­lut­lar bir tür­lü da­ğıl­mak bil­me­yen, Or­ta­do­ğu’nun gü­zel ama ya­ra­lı yü­zü Lüb­nan. Bu­nun­la bir­lik­te kül­tü­rel, sa­nat­sal ve top­lum­sal alan­da tüm bu “ta­lih­siz ta­rih”e rağ­men Or­ta­do­ğu’nun en di­na­mik böl­ge­si. Bu di­na­mizm şi­ir­de, mü­zik­te ol­du­ğu ka­dar son dö­nem­de si­ne­ma­da da ken­di­ni cid­di bi­çim­de his­set­tir­me­ye baş­la­dı. Lüb­nan’dan çı­kan son film olan ve Sun­dan­ce Film Fes­ti­va­li Özel Seç­ki­si’nde dik­kat­le­ri üze­ri­ne top­la­yan Bom­ba­lar Al­tın­da, ni­ha­yet ül­ke­miz­de de viz­yo­na gir­di. 12 Tem­muz 2006’da İs­ra­il’in Hiz­bul­lah ta­ra­fın­dan ka­çı­rı­lan iki as­ke­ri ba­ha­ne ede­rek 33 gün bo­yun­ca yap­tı­ğı bom­ba­la­ma­lar­la taş taş üs­tü­ne bı­rak­ma­dı­ğı Lüb­nan’dan ge­ri­ye ka­lan­la­rı bel­ge­sel ni­te­li­ğin­de gö­rün­tü­ler­le yan­sı­tan Bom­ba­lar Al­tın­da, sal­dı­rı­lar sı­ra­sın­da Lüb­nan’da olan oğ­lu­nun pe­şi­ne dü­şen bir an­ne­nin hi­ka­ye­si­ne odak­la­nı­yor.
Zei­na, Du­ba­i’de ya­şa­mak­ta­dır. Ko­ca­sıy­la bo­şan­ma­nın eşi­ğin­dey­ken oğ­lu Ke­rim’i, ev­de­ki ge­ri­lim ve kav­ga­lar­dan uzak tut­mak adı­na gü­ney Lüb­nan’da kü­çük bir köy olan Kher­bet Se­lem’de ya­şa­yan kız kar­de­şi­nin ya­nı­na yol­lar. Bir­kaç gün son­ra, Lüb­nan’da sa­vaş pat­lak ve­rir. Bü­yük bir kay­gı du­yan Zei­na, am­bar­go do­la­yı­sıy­la Bey­rut li­ma­nı­na ula­şa­ma­dı­ğı için Tür­ki­ye üze­rin­den Lüb­nan’a ge­çiş ya­par. Bu­ra­da, ül­ke­yi terk et­me­yi dü­şü­nen Hıris­ti­yan tak­si şo­fö­rü Tony, Zei­na’yı gü­ne­ye gö­tür­me­yi ka­bul eden tek ki­şi olur. Pay­laş­tık­la­rı en­di­şe­nin ağır­lı­ğı­na rağ­men, Tony ve Zei­na ara­sın­da duy­gu­sal bir ya­kın­laş­ma baş­lar. Ül­ke­si­ne iyi­ce ya­ban­cı­laş­tı­ğı, böl­ge­ye pek de uy­gun ol­ma­yan ma­vi de­kol­te el­bi­se­siy­le yan­sı­tı­lan Zei­na, za­man­la üze­rin­de­ki­le­ri çı­ka­rıp ye­rel kı­ya­fet­le­re bü­rü­ne­cek, “her şe­ye rağ­men ül­ke­de ka­lan­lar”a kar­şı ha­fif bir mah­cup­luk­la ye­ni­den Lüb­nan’a da­ir ha­yal­ler kur­ma­ya baş­la­ya­cak­tır. An­cak ha­yat, ab­la­sı­nın bom­ba­la­ma­lar sı­ra­sın­da­ki ölü­mü­nün ar­dın­dan ona acı bir sür­priz da­ha ha­zır­la­mak­ta­dır.
Bom­ba­lar Al­tın­da, sa­va­şa da­ir söy­le­ye­cek çok şe­yi ol­ma­sı­na rağ­men, aş­ka yel­ken aça­rak esas ko­nu­dan uzak­laş­sa da Zei­na ile Tony ara­sın­da­ki sem­bo­lik duy­gu­sal ya­kın­laş­ma as­lın­da İs­ra­il’in bom­ba­la­rı al­tın­da ka­lan böl­ge­de­ki Müs­lü­man-Hı­ris­ti­yan di­ya­lo­ğu­nu vur­gu­lar ni­te­lik­te. Zi­ra film­de her iki inan­ca men­sup in­san­lar da or­tak bi­çim­de, ül­ke­le­ri­ni ya­şan­maz ha­le ge­ti­ren İs­ra­il sal­dı­rı­la­rı­na ateş püs­kü­rü­yor.
Bom­ba­lar Al­tın­da her şey­den ön­ce bi­nin üze­rin­de in­sa­nın ölü­mü­ne ne­den olan İs­ra­il’in bom­ba­la­rı al­tın­da ha­ra­be­ye dö­nüş­müş ev­ler, köp­rü­ler, yol­lar, ça­re­siz­ce ya­kın­la­rı­nı ara­yan in­san­lar ve as­lın­da “ken­di­le­ri­nin ol­ma­yan bir sa­vaş” uğ­ru­na yi­tir­dik­le­ri­nin pe­şi sı­ra ağ­la­yan­la­ra mer­cek tu­tu­yor. Ya­şa­nan tüm acı­la­ra kar­şın Lüb­nan’ı terk et­me­yen ve et­me­ye­cek olan Lüb­nan­lı ka­rak­ter­ler üze­rin­den ülkedeki di­re­niş ru­hu­nun ve va­tan sev­gi­si­nin al­tı­nı ka­lın­ca bir şe­kil­de çi­zi­yor. / Hilal Turan

Tavsiye Et
Konuşmalı Bir Film / Un Film Falado VCD
Yönetmen-Senaryo: Manuel de Oliviera
Oyuncular: Catherine Deneuve, John Malkovich
Yapım: Portekiz/Fransa/İtalya, 2003, 96 dk.
Por­te­kiz si­ne­ma­sı de­ni­lin­ce ak­la ge­len ilk isim kuş­ku­suz Ma­nu­el de Oli­vie­ra. Uzun-ge­nel plan­lar ve di­ya­log­la­rın hâ­kim ol­du­ğu ve bil­has­sa Av­ru­pa­lı­lık ve Ak­de­niz kül­tü­rü­ne mer­cek tut­tu­ğu fil­mog­ra­fi­siy­le, 100 ya­şı­na mer­di­ven da­ya­mış, ne­re­dey­se si­ne­may­la ya­şıt bir çı­nar Oli­vie­ra. Ko­nuş­ma­lı Bir Film’de Oli­vie­ra, Por­te­kiz­li genç ta­rih öğ­ret­me­ni Ro­sa Ma­ri­a’nın, bo­yu­na so­ru­lar so­ran kü­çük kı­zı Ma­ri­a Joa­na’yla bir­lik­te, Hin­dis­tan’a doğ­ru çık­tı­ğı de­niz yol­cu­lu­ğu­nu an­la­tı­yor. Yüz­yıl­lar ön­ce ya­şa­mış bü­yük Por­te­kiz­li ka­şif­le­rin izin­de­ki yol­cu­luk­la­rı bo­yun­ca Ro­sa Ma­ri­a, kı­zı­na Ak­de­niz me­de­ni­yet­le­ri ile Ba­tı kül­tü­rü­nün ta­ri­hi­ni an­la­tı­yor. Uğ­ra­nan her li­man­da hi­ka­ye­ye dâ­hil olan il­ginç yol­cu­lar ve Bas­ra Kör­fe­zi’ne yak­la­şır­ken or­ta­ya çı­kan ga­rip bir teh­dit fil­min ge­ne­le ya­yı­lan ağır tem­po­su­na iv­me ka­zan­dı­rı­yor. Av­ru­pa-mer­kez­ci ta­rih an­la­tı­mıy­la ma­lul ol­sa da si­ne­ma­nın ya­şa­yan en bü­yük us­ta­la­rın­dan Oli­vie­ra’nın bu fil­mi ar­şiv­ler­de yer al­ma­yı ke­sin­lik­le hak edi­yor. / Hilal Turan

Tavsiye Et
Üç Hanedan: Ejder’in Dirilişi
Yönetmen-Senaryo: Daniel Lee
Oyuncular: Andy Lau, Sammo Hung Kam-Bo
Yapım: Çin/Güney Kore/Hong-Kong, 2008, 102 dk.
Üç Ha­ne­dan, Çin ta­ri­hi üze­ri­ne uzun yıl­lar­dır bir­çok ese­re kay­nak­lık eden ve Çin’in dört kla­sik ro­ma­nın­dan il­ki olan Üç Ha­ne­dan: Ej­der’in Di­ri­li­şi’nden uyar­lan­dı. 600 yıl­lık geç­mi­şi ile ya­rı kur­gu-ya­rı ger­çek ola­rak der­le­nen ef­sa­ne, Çin’in bi­lin­mez­ler­le do­lu M.S. 190-280 yıl­la­rı­nı kap­sı­yor. Han İm­pa­ra­tor­lu­ğu’­nun çö­kü­şü ile bi­rey­sel güç­le­ri­ni dev­re­ye so­kan sa­vaş­çı­lar, Çin şö­val­ye­li­ği­ni yük­se­li­şe ge­çi­rir­ler. Sa­va­şan dev­let­ler, Ca­o Ca­o ta­ra­fın­dan yö­ne­ti­len ve film­de düş­man bel­le­di­ği­miz Wei Ku­zey İm­pa­ra­tor­lu­ğu; Sun Qu­an’ın ba­şın­da bu­lun­du­ğu Wu Gü­ney Kral­lı­ğı; iti­bar­lı dik­ta­tör Li­u Be­i’nin yö­net­ti­ği Shu Ba­tı Kral­lı­ğı’dır. Ül­ke­nin hâ­ki­mi­ye­ti için yıl­lar­ca sü­ren sa­vaş­lar­da üç dik­ta­tör dev­let ga­lip çı­kar ve ken­di ara­la­rın­da­ki sa­vaş­la­rı da uzun se­ne­ler sür­dü­rür­ler. Ej­der’in Di­ri­li­şi, üç kral­lık dev­ri­nin hay­ran­lık uyan­dı­ran kah­ra­man­la­rın­dan Zha­o Zi­long’a it­haf edi­len bir öv­gü fil­mi ola­rak de­ğer­len­di­ri­le­bi­lir. Gö­zü ka­ra bir de­li­kan­lı iken “kar­de­şim” di­ye­ce­ği Ping-an ile ta­nı­şan Zi­long, Li­u’nun is­yan­cı or­du­su­na dâ­hil olur. Par­ça­lan­mış Çin’i yıp­ran­mış bir bez üze­rin­de­ki ha­ri­ta­da bir­leş­tir­me ha­yal­le­ri ku­ran Zi­long ve Ping-an, ana­va­tan­la­rı­na ba­rış ge­tir­me ar­zu­suy­la omuz omu­za sa­vaş­ma­ya baş­lar­lar. Üs­tün sa­vaş ye­te­ne­ği ile do­na­tıl­mış Zi­long kı­sa za­man­da rüt­be­si­ni yük­sel­te­rek Chang­shan’ın en bü­yük kah­ra­ma­nı, Shu Kral­lı­ğı’nın “5 Kap­lan Ge­ne­ral”in­den bi­ri olur. Ping-an ise Zi­long’un ba­şa­rı­la­rı­nın göl­ge­sin­de bes­le­di­ği kıs­kanç­lı­ğı­nı ki­ne dö­nüş­tü­rür. Yıl­lar geç­tik­ten son­ra iler­le­yen ya­şı­na al­dır­ma­dan Shu’nun We­i’ye kar­şı en bü­yük or­du kam­pı­na sal­dı­ran Zi­long, “kar­de­şim” de­di­ği Ping-an’ın iha­ne­ti ve al­dı­ğı ağır ya­ra ile kah­ra­man­lık öy­kü­sü­nü son­lan­dı­rır.
Da­ni­el Le­e yö­net­me­li­ğin­de­ki film, hi­kâ­ye­nin kar­ma­şa­sı­nı müm­kün ol­du­ğun­ca mi­ni­ma­li­ze et­me­nin dı­şın­da tek­nik an­lam­da bir ye­ni­lik va­at et­mi­yor. Son dö­nem yük­sek büt­çe­li Uzak­do­ğu ya­pım­la­rı­nın sa­hip ol­du­ğu renk cüm­bü­şü ve gör­sel şö­len­den uzak iler­le­yen film, fi­nal­de ka­rın yağ­dı­ğı plan­la­rı ile Par­la­yan Han­çer­ler’i ak­la ge­ti­ri­yor. Dra­ma­tik ya­pı­yı güç­lü kıl­ma­sı açı­sın­dan sa­vaş film­le­rin­de ter­cih edi­len ağır çe­kim, Üç Ha­ne­dan’da faz­la­ca kul­la­nı­lı­yor. Ağır çe­kim­le­rin en et­kin kul­la­nı­mı ise fil­min be­lir­gin ola­rak duy­du­ğu­muz ve Mag­gi­e Q’nun ens­trü­ma­nın­dan çı­kan mü­zik ses­le­ri ile sağ­la­nı­yor. Ka­der­le olan sa­va­şı­nın an­lam­sız­lı­ğı­nı an­la­yan Zi­long, ef­sa­ne­si­nin ar­dı­na in­sa­nın sa­hip ol­du­ğu ve ola­ma­dı­ğı er­dem­ler bü­tü­nü­nün bu­gü­ne uza­nan öğ­re­ti­ci­li­ği­ni giz­li­yor. Bu yüz­den tek­nik an­lam­da hiç­bir ye­ni­li­ğe sa­hip ol­ma­sa da ba­şa­rıy­la ko­ta­rıl­mış bir kah­ra­man­lık öy­kü­sü Zi­long’un­ki. / Esra Bulut

Tavsiye Et