Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (December 2008) > Memleket Hali > Hiç çete ile “uzlaşılır” mı?
Memleket Hali
Hiç çete ile “uzlaşılır” mı?
Yücel Bulut
“HİÇ kim­se, mu­ha­ta­bı ol­ma­dı­ğı ko­nu­lar­da du­rum­dan va­zi­fe çı­kar­ma­ma­lı­dır.” Bah­çe­li’nin bu sö­zü, “du­rum­dan va­zi­fe çı­ka­ran­la­ra” ya­pıl­mış bir uya­rı; fa­kat dar­be za­man­la­rın­da as­ker­le­re sı­nır­la­rı­nı ha­tır­lat­mak ama­cıy­la ya­pıl­ma­dı. “De­mok­ra­tik tar­tış­ma için­de­yiz. Mu­ha­ta­bı­mız Baş­ba­kan’dır. Kim­se ara­ya gir­mek için gay­ret et­me­sin. TSK’yı tar­tış­ma­la­rın dı­şın­da tut­mak sa­de­ce si­ya­si­le­rin gö­re­vi de­ğil­dir. Ha­ka­ret ede­rek hak­lı­lı­ğı­nı­zı ka­nıt­la­ya­maz­sı­nız. Ha­ka­ret, hak­sız­lı­ğın ka­ri­ne­si­dir.” CHP’nin ya­zı­lı açık­la­ma­sın­da yer alan bu söz­ler de Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı Ya­şar Bü­yü­ka­nıt’ın açık­la­ma­la­rı­na ce­vap ola­rak ve­ril­di; fa­kat bir dar­be or­ta­mın­da si­vil­le­rin ve si­ya­set­çi­le­rin de­mok­ra­si­ye sa­hip çık­ma ça­ba­la­rı­nın bir ifa­de­si de­ğil­di. “As­ke­re had­di­ni bil­dir­me ama­cı ta­şı­yan” bü­tün bu açık­la­ma­lar, Irak’ta­ki PKK kamp­la­rı­na yö­ne­lik ope­ras­yo­nun bi­ti­şi­nin, ül­ke­mi­ze ge­len ABD Sa­vun­ma Ba­ka­nı Ga­tes’in “Irak’tan aci­len çı­kıl­ma­sı” yö­nün­de­ki açık­la­ma­la­rı­nın he­men er­te­si gü­nü­ne rast­la­ma­sı ne­de­niy­le mu­ha­le­fe­tin yo­ğun eleş­ti­ri­le­ri kar­şı­sın­da, Bü­yü­ka­nıt’ın yap­tı­ğı “Bu sal­dı­rı­lar, mü­ca­de­le az­mi­ne ha­in­ler­den faz­la za­rar ve­ri­yor” açık­la­ma­sı­na ce­vaben di­le ge­ti­ril­miş­ti.
Si­ya­si­le­rin de­mok­ra­tik sü­re­ce sa­hip çık­ma­la­rı, an­lam­lı ve önem­li bir ta­vır. An­cak CHP’nin açık­la­ma­sın­da yer alan “Mu­ha­ta­bı­mız Baş­ba­kan’dır. Kim­se ara­ya gir­mek için gay­ret et­me­sin.” ifa­de­si bu ko­nu­da hâ­lâ kat et­me­miz ge­re­ken çok yol ol­du­ğu­na işa­ret edi­yor. Zi­ra bu ifa­de­ler­den an­lı­yo­ruz ki, mu­ha­le­fet tem­sil­ci­le­ri or­du­ya de­mok­ra­si­ler­de­ki ger­çek ye­ri­ni ha­tır­lat­mak ve de­mok­ra­tik ha­ya­ta sa­hip çık­mak için kar­şı­lık ver­mi­yor­lar. Ope­ras­yo­nun bi­tiş şek­li­ni hü­kü­me­ti yıp­rat­mak için kul­lan­ma stra­te­ji­le­ri­ne za­rar ver­di­ği ve kur­duk­la­rı oyu­nun bo­şa çık­ma­sı­na se­bep ol­du­ğu için or­du­ya tep­ki­li­ler. Muh­te­me­len hü­kü­me­te yö­ne­lik böy­le bir sal­dı­rı­da, or­du­nun ken­di yan­la­rın­da ola­ca­ğı­na da­ir bek­len­ti­le­ri­nin kar­şı­lık bul­ma­ma­sı da bu tep­ki­de et­ki­li ol­muş­tur.
Bu ge­ri­lim, 28 Şu­bat sü­re­ciyle baş­la­ya­rak Tür­ki­ye’nin gi­di­şa­tı­na de­mok­ra­tik ol­ma­yan yol­lar­dan mü­da­ha­le et­me­yi bir hak ve ge­rek­li­lik ola­rak gö­ren cep­he­nin git­tik­çe bir­bi­rin­den ay­rış­tı­ğı­nı ve hat­ta bir­bi­riy­le ça­tış­ma­ya baş­la­dı­ğı­nı göz­ler önü­ne se­ri­yor. Da­ha va­hi­mi ise mu­ha­le­fe­tin Bü­yü­ka­nıt’ın çı­kı­şı­nı or­du­nun or­tak ka­naa­ti de­ğil, yal­nız­ca ken­di­si­nin ki­şi­sel gö­rü­şü ola­rak sun­ma­sıy­dı. Ken­di ta­lep­le­ri doğ­rul­tu­sun­da dav­ran­dı­ğın­da or­du­nun bü­tün­lü­ğün­den söz eden­le­rin, iş­le­ri­ne gel­me­yen ta­vır­lar ser­gi­le­di­ğin­de onu ren­ci­de edi­ci açık­la­ma­lar­da bu­lun­mak­tan zer­re mik­tar çe­kin­me­me­le­ri de hay­li il­ginç.
As­lın­da özel­lik­le CHP ile TSK ara­sın­da bir ge­ri­lim ol­du­ğu epey­ce za­man­dır aşi­kâr­dı. 27 Ni­san bil­di­ri­sinin ardından özel­lik­le emek­li su­bay­la­rın Bay­kal’a dö­nük eleş­ti­ri­le­ri, Bay­kal’ın da ba­şör­tü­sü tar­tış­ma­la­rı es­na­sın­da bek­le­dik­le­ri des­te­ği ilan et­me­yen TSK’ya yö­ne­lik si­nir ve pa­nik ko­kan açık­la­ma­la­rı ha­fı­za­la­rı­mız­da hâ­lâ can­lı.
 
Ka­pat­ma Da­va­sı Hu­ku­ki De­ğil, Si­ya­si
Yar­gı­tay Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­sı Ab­dur­rah­man Yal­çın­ka­ya’nın Ana­ya­sa Mah­ke­me­si’nde AKP’nin ka­pa­tıl­ma­sı is­te­miy­le aç­tı­ğı da­va, ba­zı şey­le­rin hem so­nu­cu hem de ha­ber­ci­siy­di. Geç­ti­ği­miz sü­reç­te, özel­lik­le, da­va­nın id­di­ana­me­si üze­ri­ne çok şey söy­len­di. İd­di­a­na­me­nin içe­ri­ği ve kap­sa­mı cid­di bir tah­li­le ta­bi tu­tu­la­bi­lir. An­cak da­ha da önem­li­si, eğer bu id­di­ana­me­de be­lir­ti­len ey­lem­ler ve söy­lem­ler, bir par­ti­yi ka­pat­ma­ya ve­ya bir par­ti hak­kın­da ka­pat­ma is­te­miy­le da­va aç­ma­ya ye­ter­liy­se, sav­cı­la­rın şim­di­ye ka­dar ne­den CHP hak­kın­da da­va aç­ma­dık­la­rı sor­gu­la­na­bi­lir. Hat­ta gö­rev­le­ri­ni ih­mal et­tik­leri için ken­di­le­ri hak­kın­da da­va bi­le açı­la­bi­lir. 1994’te ka­pa­tı­lan ve mil­let­ve­kil­le­ri yıl­lar­ca tu­tuk­lu ka­lan DEP’i Mec­lis’e so­kan SHP ve li­der­le­ri hak­kın­da tek bir ka­nu­ni iş­le­min ya­pıl­ma­mış ol­du­ğu­nu ve me­se­le­nin ka­mu­oyun­da hiç­bir şe­kil­de tar­tı­şıl­ma­dı­ğı­nı da ha­tır­la­yın­ca, bu­gün­kü uy­gu­la­ma­la­ra şa­şır­mı­yo­ruz el­bet­te. Fa­kat bu uy­gu­la­ma­lar, her şey­den ev­vel, Türk yar­gı sis­te­mi­nin “söy­le­ne­ni ya da ya­pı­la­nı” de­ğil “söy­le­ye­ni ve ya­pa­nı” dik­ka­te alan bir sis­tem ola­rak iş­le­di­ği­ni gös­te­ri­yor. Bu ise kim ne der­se de­sin, yar­gı­nın ta­raf­sız ol­ma­dı­ğı­nı ve bu son da­va­da da hu­ku­ki bir de­ğer­len­dir­me­den zi­ya­de si­ya­si bir de­ğer­len­dir­me yap­tı­ğı­nı gös­te­ri­yor.
Bu­gün iti­ba­rıy­la da­va­nın Ana­ya­sa Mah­ke­me­si ta­ra­fın­dan ka­bul edi­lip edil­me­ye­ce­ği ya da par­ti­nin ka­pa­tı­lıp ka­pa­tı­la­ma­ya­ca­ğı ko­nu­sun­da bir şey söy­le­me­nin lo­to oy­na­mak­tan öte bir an­lam ta­şı­ma­ma­sı, hu­ku­kun ne öl­çü­de si­ya­sal­laş­tı­ğı­nı gös­te­ri­yor. Zi­ra ay­nı ge­rek­çe­ler­le açı­la­bi­le­cek baş­ka da­va­lar açıl­mı­yor­sa, bir par­ti­nin ka­pa­tıl­ma­sı­na izin ver­me­ye­cek den­li za­yıf ar­gü­man­lar­la bir par­ti pe­kâ­lâ ka­pa­tı­la­bi­lir. Üye­le­ri­nin kim­ler ta­ra­fın­dan atan­mış ol­duk­la­rı bil­gi­si­nin önem­sen­di­ği bir or­tam­da, Mah­ke­me­’nin ve­re­ce­ği ka­ra­rın -kim ne der­se de­sin- meş­ru­iye­ti her za­man sor­gu­la­nır ola­cak­tır.
 
Er­ge­ne­kon, Ka­pat­ma ve
İk­ti­dar Mü­ca­de­le­si
Ana­ya­sa Mah­ke­me­si’ne açı­lan da­va son­ra­sın­da, Er­ge­ne­kon ope­ras­yo­nu kap­sa­mın­da ara­la­rın­da İl­han Sel­çuk, Ke­mal Alem­da­roğ­lu ve Do­ğu Pe­rin­çek’in de bu­lun­du­ğu ki­şi­le­rin gö­zal­tı­na alın­ma­sı, gün­de­mi bam­baş­ka mec­ra­la­ra ta­şı­dı. Ka­pa­t­ma da­va­sıy­la Er­ge­ne­kon ope­ras­yo­nu ara­sın­da ku­ru­lan bağ­lan­tı ve bu bağ­lan­tı et­ra­fın­da ger­çek­le­şen tar­tış­ma­lar ol­duk­ça il­ginç­ti.
Ve­li Kü­çük’ün gö­zal­tı­na alın­ma­sı ve tu­tuk­lan­ma­sı, ope­ras­yon­da önem­li bir adı­mın atıl­dı­ğı an­la­mı­na ge­li­yor­du za­ten. Sel­çuk, Alem­da­roğ­lu, Pe­rin­çek ve di­ğer­le­ri­nin gö­zal­tı­na alın­ma­la­rı ise işin ne­re­le­re uzan­dı­ğı­nı gös­ter­me­si açı­sın­dan önem­liy­di. Cum­hu­ri­yet ga­ze­te­si­ne bom­ba atan­lar­la ga­ze­te­nin baş­ya­za­rı­nın ay­nı or­tak pay­da­da bu­luş­ma­sı önem­li ve an­lam­lı de­ğil mi­dir? İlk ba­kış­ta çe­liş­ki­li gi­bi gö­rü­nen bu du­rum, se­çim sü­re­cin­de İl­han Sel­çuk’un CHP-MHP it­ti­fa­kı­nı sa­vu­nan ya­zı­lar ka­le­me al­dı­ğı ha­tır­lan­dı­ğın­da hiç de şa­şır­tı­cı ol­ma­sa ge­rek.
Or­ta­ya çı­kan tab­lo Er­ge­ne­kon’un amaç­la­rı­nı ger­çek­leş­tir­mek için emek­li as­ker­ler­den maf­ya­ya, üni­ver­si­te men­sup­la­rın­dan ga­ze­te­ci­le­re, sağ­cı­lar­dan sol­cu­la­ra ge­niş bir yel­pa­ze­yi ba­şa­rıy­la bir ara­ya ge­tir­miş bir ör­güt­len­me ol­du­ğu­nu gös­te­ri­yor. Bu den­li et­kin ve ge­niş ör­güt­len­me­nin he­def­le­ri de, bu ör­güt­len­me­ye ya­kı­şır ni­te­lik­te ol­sa ge­rek. An­cak şu ana ka­dar ka­mu­oyu­na yan­sı­yan bil­gi­ler­den, bu ör­güt­len­me­nin ne he­def­le­ri­ne ne de sö­zü edi­len uzan­tı­la­ra iliş­kin ba­zı id­di­ala­rın dı­şın­da net bir bil­gi­ye ula­şı­labiliyor.
Bu­nun­la bir­lik­te Er­ge­ne­kon ope­ras­yo­nu­nun AKP aley­hi­ne açı­lan ka­pat­ma da­va­sıy­la iliş­ki­len­di­ril­me­si, ge­rek ül­ke­de olup bi­ten­le­ri an­la­ma ge­rek­se de ör­gü­tün he­def­le­ri ve de­rin­li­ği ko­nu­sun­da pa­ra­dig­ma de­ğiş­ti­ri­ci bir et­ki ya­pı­yor. Çün­kü bu bağ­lan­tı ku­rul­ma­dı­ğın­da bir­bi­rin­den ba­ğım­sız ve ken­di baş­la­rı­na an­lam­lı iki du­rum­dan; “la­ik­lik kar­şı­tı ey­lem­le­rin oda­ğı ol­ma” do­la­yı­sıy­la bir par­ti hak­kın­da açı­lan ka­pat­ma da­va­sın­dan ve ül­ke­yi çe­te­ler­den te­miz­le­me si­ya­se­ti­nin bir ge­re­ği olan bir ope­ras­yon­dan bah­set­mek du­ru­mun­da ka­lı­yo­ruz. İki olay ara­sın­da ku­ru­lan bağ­lan­tı ise ül­ke­de alt­tan al­ta yü­rü­tül­mek­te olan bir ik­ti­dar mü­ca­de­le­si­nin iyi­ce gün yü­zü­ne çık­tı­ğı­nı gös­te­ri­yor.
Baş­lan­gıç­ta iki olay ara­sın­da­ki bağ­lan­tı­yı ku­ran ki­şi, par­ti­si hak­kın­da ka­pat­ma da­va­sı açı­lan Er­tuğ­rul Gü­nay’dı. O za­man­lar üze­rin­de çok faz­la du­rul­ma­yan bir id­di­a ola­rak kal­dı. An­cak İl­han Sel­çuk ve ar­ka­daş­la­rı­nın gö­zal­tı­na alın­ma­la­rı son­ra­sın­da, iki olay ara­sın­daki iliş­ki ve bu iliş­ki­nin ni­te­li­ği­ne ve bo­yut­la­rı­na da­ir tar­tış­ma­lar, ya­zı­lı, söz­lü ve gör­sel med­ya­nın göz­de ko­nu­la­rı ha­li­ne gel­di. Ya­pı­lan tah­ki­kat so­nu­cun­da ka­mu­oyu­na yan­sı­yan bil­gi­ler de, Er­ge­ne­kon ope­ras­yo­nuy­la ka­pat­ma da­va­sı ara­sın­da bir iliş­ki ku­rul­ma­sı­na izin ve­re­cek ni­te­lik­te.
Med­ya ve mu­ha­le­fet, her fır­sat­ta di­le ge­tir­dik­le­ri “ül­ke­yi çe­te­ler­den te­miz­le­me” ta­lep­le­ri­ni kar­şı­la­ma­ya dö­nük bir ope­ras­yo­na Sel­çuk’un da dâ­hil edil­me­sin­den hiç de mem­nun ol­ma­dı­lar. “Te­miz­lik is­te­dik, ama bu ka­dar da de­ğil” tü­rün­den bir ta­vır ta­kın­ma­ya baş­la­dı­lar. Her fır­sat­ta de­mok­ra­si dı­şı çö­züm­le­ri teş­vik et­mek­ten ge­ri kal­ma­yan bir cun­ta­cı­dan de­mok­ra­si kah­ra­ma­nı ya­rat­ma ça­ba­sı­na gi­riş­ti­ler.
De­niz Bay­kal “AKP ken­di de­rin dev­le­ti­ni in­şa edi­yor” tü­rün­den söy­lem­ler­le, Er­ge­ne­kon ope­ras­yo­nun­dan duy­du­ğu ra­hat­sız­lı­ğı di­le ge­tir­di. Ar­dın­dan da, ku­tup­laş­ma­la­rın top­lum­sal bir ça­tış­ma­ya dö­nü­şe­bi­le­ce­ği teh­li­ke­si­ne dik­kat çe­ke­rek
-bel­ki de teh­dit ede­rek- “uz­laş­ma ve ge­ri adım at­ma” çağ­rı­sın­da bu­lun­du. Bun­lar, üze­rin­de dü­şü­nül­me­den söy­len­miş söz­ler ol­ma­sa ge­rek. Zi­ra is­ter is­te­mez çe­te­ler­le mü­ca­de­le­nin ül­ke­yi ne­den ça­tış­ma­nın eşi­ği­ne gö­tü­re­ce­ği so­ru­su ak­la ge­li­yor. Bu çe­te, baş­ka bir “çe­te” mi? Mü­ca­de­le edi­len çe­te, yok­sa mev­cut de­rin dev­let mi­dir? Bay­kal ve par­ti­si de bu çe­te­nin bir par­ça­sı mı­dır?
An­la­şı­lan o ki, özel­lik­le İl­han Sel­çuk’un gö­zal­tı­na alın­ma­sı bi­ri­le­ri­ne gön­de­ril­miş bir me­saj ol­du. Son­ra­sın­da­ki tep­ki­ler de, me­sa­jın alın­dı­ğı­nın işa­re­ti ola­rak oku­na­bi­lir. O güç, her na­sıl bir güç­se, bi­ri­le­ri ta­ra­fın­dan “çe­te” ta­nı­mı içi­ne so­kul­mu­yor an­la­şı­lan. Da­ha­sı mu­ha­le­fet, med­ya ve STK’lar ta­ra­fın­dan meş­ru ve de­vam et­me­si ge­rek­li bir ör­güt­len­me ola­rak gö­rü­lü­yor. Zi­ra hep­si söz bir­li­ği et­miş gi­bi hü­kü­me­ti uz­laş­ma­ya ve ge­ri adım at­ma­ya da­vet edi­yor­lar. Bir de, kim­ler­le uz­la­şı­la­ca­ğı­nı, kim­ler kar­şı­sın­da ge­ri adım atıl­ma­sı­nı is­te­dik­le­ri­ni be­lirt­se­ler ya! (Med­ya, mu­ha­le­fet, iş­ve­ren ör­güt­le­ri ve sen­di­ka­la­rın bu den­li kap­sam­lı bir şe­kil­de bir ara­ya gel­me­le­ri, en son 28 Şu­bat sü­re­cin­de ger­çek­leş­miş­ti.) Irak’ın Kürt li­der­le­riy­le ya da Fi­lis­tin’in Müs­lü­man li­der­le­riy­le gö­rüş­tü­ğü için hü­kü­me­ti eleş­ti­ren çev­re­le­rin, Baş­ba­kan’ı bir “çe­te” ile uz­laş­ma­ya ve “çe­te” kar­şı­sın­da ge­ri adım at­ma­ya da­vet et­me­le­ri el­bet­te ma­ni­dar.

Paylaş Tavsiye Et