Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (June 2009) > Asılıyorum > Ben de tarikat mensubuyum
Asılıyorum
Ben de tarikat mensubuyum
Ali Cengiz Tuğrul
Ni­san ayı­na ka­za­sız be­la­sız ulaş­tık ni­ha­yet.
Hamd-ü se­na­lar ol­sun.
Bir se­ne­dir hü­kü­met bir du­va­ra tos­lar mı di­ye ne­fe­si­mi tut­muş­tum.
Ya da du­var sey­ya­re­nin üze­ri­ne ken­di­li­ğin­den çö­ker mi di­ye.
Ne sey­ya­re bir du­va­ra tos­la­dı, ne du­var sey­ya­re­nin üze­ri­ne göç­tü.
Sey­ya­re tay­ya­re­nin arz­da de­ve­ran ede­ni olu­yor.
Tay­ya­re de sey­ya­re­nin se­ma­da sey­re­de­ni.
Ka­mu­sa na­zar et­mek­ten iç­ti­nap eden­ler Hak­kı Dev­rim üs­ta­da in­ter­net üze­rin­den su­al tev­cih ede­bi­lir­ler.
Ye­ni dö­ne­me di­lim dön­sün di­ye yap­tı­ğım tem­rin­ler­den bi­ri bu.
Siz muh­te­rem ta­kip eden­le­ri­me de ha­ra­ret­le tav­si­ye ede­rim.
İş­bu ey­le­di­ğim de bir tem­rin. Ya­ni alış­tır­ma.
Gel de şim­di Çan­ka­ya’nın şiş­ma­nı­nı yâd et­me.
“Alı­şır­lar, alı­şır­lar” de­miş­ti haz­ret.
Ma­yıs ayı­na alış­tır­ma­ya ça­lı­şı­yo­rum ken­di­mi.
Ben na­çiz za­ten hay­ra­nıy­dım ken­di­le­ri­nin.
Çok­tan alış­mış­tım za­tı âli­le­ri­ne.
Çün­kü adam ye­ri­ne ko­yup sık ko­nuş­tu­ğu mu­har­rir­ler­den idüm.
Mem­le­ket ve dün­ya ah­va­li üze­ri­ne zi­ya­de­siy­le ya­ren­lik eder idük.
Cüm­le âlem haz­re­te kül­li­yen alı­şı­yor­duk ki dâr-ı be­kâ­ya in­ti­kal idü­ver­di­ler.
Dâr-ı be­kâ­ya in­ti­kal it­ti­rü­lüp it­ti­rül­me­dik­le­rü bir mu­am­ma­dır kal­dı.
Yâ­rân ve ah­bap­la­rı in­ti­kal it­ti­rül­dü­ğü ga­lip zan­nı­nı ta­şı­yup, sağ­da sol­da ol kuş­ku­la­rı­nı di­le ge­tür­se­ler de şol id­di­ala­rı­nı is­pat ey­le­ye­me­dü­ler.
Zan “Onu ol ma­kam­dan onur­suz­ca ala­şa­ğı ede­riz” ke­la­mı­nı di­le ge­ti­ren veya­hut di­le ge­tir­me­yüp de her hal ve ta­vır­la­rı ile ih­sas et­ti­ren her ne­vi­den er­ba­bın üze­rin­de kal­dı.
Ol ke­la­mı ma­zi­de ulu­or­ta di­le ge­tir­mek­ten iç­ti­nap et­me­yen­ler bu­gün da­hi ar­lan­ma­mış, us­lan­ma­mış gö­zü­kü­yor­lar.
 
Dİ­LİM­DE TÜY MÜ BİT­Tİ?
Sa­dık okur­la­rım ‘hop­pa­la’ di­ye­cek­ler­dir.
“Ne ol­du üs­tad, di­li­ni eşek arı­sı mı sok­tu?”
“Ne bu ağ­da­lı dil, di­lin­de tüy mü bit­ti?”
“Cem Yıl­maz’a mal­ze­me mi sağ­lı­yor­sun?”
“Yıl­maz yo­rul­maz bek­çi, kos­ko­ca Ali Cen­giz Tuğ­rul’a ya­ra­şır şey mi­dir yap­tı­ğın?”
“Ki­me işa­ret ça­kı­yor­sun, ne­yin alış­tır­ma­sı­nı ya­pı­yor­sun?”
“Teh­li­ke­nin far­kın­da mı­sın?”
Ne de­se­niz hak­lı­sı­nız.
Ama ma­kul bir açık­la­ma ya­pa­bi­li­rim.
Mü­da­fa­am şu min­val­de ola­cak;
Par­don!
Sa­vun­ma­mın içe­ri­ği şöy­le; içi­yor­sam se­be­bi var.
Da­ha doğ­ru­su; hem içip hem ya­zı­yor­sam bir se­be­bi var.
Mü­sa­ade­niz­le izah ede­yim.
 
FAL
Kah­ve fa­lı bi­li­yor­su­nuz bi­raz zah­met­li,
Fark­lı oku­ma­la­ra açık, uz­man­lık ge­rek­ti­ren bir fal­cı­lık tü­rü.
“Şu­ra­da ka­bar­mış bir kalp gö­rü­nü­yor”dan tu­tun,
“Üç vak­te ka­dar mı de­sem, beş vak­te ka­dar mı de­sem”den,
“Dik bir yol gö­rü­nü­yor da aca­ba ki­me gö­rü­nü­yor”a va­ran her­me­nö­ti­ğe çok mü­sa­it bir dal.
Fin­can üç yüz alt­mış de­re­ce dö­ne­bil­di­ği gi­bi al­tı üs­tü­ne, üs­tü al­tı­na da ge­le­bi­li­yor.
As­tın üst, üs­tün ast ol­ma teh­li­ke­si de var.
Oku ba­bam oku, ucu bu­ca­ğı yok.
Kah­ve fa­lı ki­tap oku­mak gi­bi zah­met­li bir uğ­raş.
Ama ho­mo in­ter­ne­tus tü­rü­nün böy­le in­ce iş­ler­le uğ­ra­şa­cak sab­rı yok. Vak­ti de yok. Çün­kü hâ­lâ, cum­hur­baş­ka­nı­nın adı yok.
As­lın­da va­kit de yok.
On­lar için ba­har ay­la­rı ina­nıl­maz bir fır­sat su­nu­yor.
He­le şu Ni­san.
Her bi­ri­mi­zi mah­ve­den şu gü­zel ha­va­lı ay.
Ni­san’da he­le şü­kür ki pa­pat­ya­lar açı­yor.
Pa­pat­ya fa­lı da en­ter tu­şu­na bas­mak ka­dar zah­met­siz bir uğ­raş.
Zah­me­ti siz çek­mi­yor­su­nuz.
Ca­nım pa­pat­ya çe­ki­yor.
Ge­li­yor, gel­mi­yor, ge­li­yor, gel­mi­yor di­ye gü­ze­lim yap­rak­la­rı­nı ko­pa­rı­yor­su­nuz.
Ke­sin so­nuç alı­yor­su­nuz.
Or­ta­da tek bir yap­rak ka­lı­yor.
So­nuç şim­di­den za­ten ke­sin gö­zü­kü­yor.
Bu yüz­den “Ke­sin­ce de, ke­sin so­nuç alı­nır” di­yen­ler de var.
On­lar fal­la­rı­nı “Ke­se­lim, kes­me­ye­lim, ke­se­lim…” di­ye açı­yor­lar.
Ni­san ayı­nın gir­me­si ile bir­lik­te mes­lek­taş­la­rı­mız ara­sın­da bir pa­pat­ya fa­lı me­ra­kı­dır ki alıp ba­şı­nı gi­di­yor.
“Al­dı ba­şı­nı gi­di­yor”cu­lar­la, “ala­lım ba­şı­nı git­sin”ci­ler el­le­rin­de pa­pat­ya­lar or­ta­lık­ta do­la­nıp du­ru­yor­lar.
 
HA­TIR­LA SEV­Gİ­Lİ
Ba­har ha­va­la­rı­nın böy­le mah­ve­di­ci,
Böy­le sar­hoş edi­ci, in­sa­nı ken­din­den ge­çi­ri­ci, ak­lı­nı ba­şın­dan alı­cı bir ha­va­sı var.
İn­sa­nın ba­şı­nı om­zun­dan alı­cı bir ha­va­sı ol­du­ğu­nu da bi­li­yo­ruz.
Mart ve Ma­yıs ay­la­rı da böy­le ba­har ha­va­la­rı.
Ne­re­den çı­kar­tı­yo­rum?
Ha­tır­la Sev­gi­li di­zi­sin­den çı­kar­tı­yo­rum.
“Ha­tır­la sev­gi­lim o me­sut ge­ce­yi
Çam­la­rın al­tın­da ver­di­ğin bu­se­yi.”
İn­san sev­dik­le­ri­ni na­sıl da unu­ta­mı­yor.
Ah­met Ya­se­min’i me­se­la.
Mil­let Ad­nan Men­de­res’i,
Fa­tin Rüş­tü Zor­lu’yu,
Ha­san Po­lat­kan’ı.
Sa­lim Ba­şol’un da ha­tır­la­yan­la­rı var­dır mut­la­ka.
İn­sa­nın geç­mi­şi­ni ha­tır­la­ma­sın­da ge­le­ce­ği adı­na bü­yük fay­da var.
Geç­miş de­diy­sem çok da uza­ğı kas­tet­mi­yo­rum.
“Teh­li­ke­nin far­kın­da mı­sı­nız?” di­yen­le­rin işa­ret et­tik­le­ri bir uzak­lık he­pi­mi­ze ye­ter.
On­dan ge­ri­si ge­ri­ci­lik olu­yor oto­ma­tik­man.
As­lın­da kırk ye­di se­ne ka­dar bir uzak­lık­la da ye­ti­ne­bi­li­riz.
Unut­ma­ya­lım di­ye şim­di di­zi­si ya­pıl­dı.
Sek­sen ih­ti­la­li­ne ka­dar ise bay­ram­la kut­lu­yor­duk.
Yi­ne unut­ma­ya­lım di­ye.
“Cum­hur­baş­ka­nı’nı yaş had­din­den eli­miz­den ka­çır­dık.
Ama ol­sun, Baş­ba­ka­n’ı iki ba­ka­nı ile be­ra­ber ne gü­zel as­tık” bay­ra­mı. Res­mî adı­nı bel­ki ha­tır­la­ya­mı­yor­su­nuz­dur.
27 Ma­yıs Hür­ri­yet ve Ana­ya­sa Bay­ra­mı.
Ka­muo­yu “Teh­li­ke­nin far­kın­da mı­sı­nız?” slo­ga­nı­nı “Aman si­ya­si ik­ti­da­rın adım­la­rı­na bü­tün ku­rum ve ku­ru­luş­lar dik­kat et­sin” di­ye al­gı­lı­yor ola­bi­lir.
Slo­ga­nı kul­la­nan­lar ik­ti­da­ra “Akıl­lı ol, teh­li­ke­nin far­kın­da ol!” di­ye aba al­tın­dan so­pa gös­te­ri­yor da ola­bi­lir­ler.
 
UMU­RUM­DA DE­ĞİL
Ama ina­nın hiç­bi­ri umu­rum­da de­ğil.
Hem içip hem ya­zı­yor­sam bir se­be­bi var de­dim.
“On­ca laf et­tin ama da­ha ko­nu­ya gi­re­me­din” di­ye­cek­si­niz.
Yi­ne hak­lı­sı­nız.
Be­nim için yu­ka­rı­da di­le ge­tir­dik­le­rim­den da­ha bü­yük bir teh­li­ke var.
Fal­da tu­tun ki son yap­rak Sn. Baş­ba­kan’ı işa­ret et­ti.
O da tut­tu Çan­ka­ya’ya çık­tı.
Ben de bun­ca za­man atıp tut­mu­şum yok o öy­le ol­say­dı, yok bu­nu böy­le yap­say­dı­nız di­ye.
On­ca ça­ba­ma rağ­men hiç kaa­le alın­ma­mı­şım.
Bir ye­di se­ne da­ha bu du­ru­ma kat­la­na­cak mı­yım?
Umu­rum­da olan bu.
Bu du­rum­da da yi­ne sı­ğı­na­cak bir li­man ara­ma ge­rek­si­ni­mi duy­dum.
Ali Cen­giz­ Tuğ­rul ol­sam da bir rol mo­de­li­ne, bir tak­lit mer­cii­ne her za­man ih­ti­ya­cım var.
Ben ol­sam ol­sam bu ok­ya­nus­da an­cak bir ta­ka sa­yı­lı­rım.
Gu­rur­lu bir ta­ka ola­rak her­hal­de dö­nüp ken­di­me bir ba­lık­çı san­da­lı­nı ör­nek ala­cak de­ği­lim.
Ami­ral ge­mi­si­nin kap­ta­nı­nı ken­di­me ör­nek al­mak­tan baş­ka bir tu­tu­mu ken­di­me ye­di­re­mem.
Onu tak­lit et­mek­ten, işa­ret et­ti­ği yö­ne doğ­ru se­ğirt­mek­ten de as­la utan­mam.
İş­te gi­riş­te yap­tı­ğım, onun ka­dar in­ce ol­ma­sa da ka­ba­ca bu­dur.
 
TA­Rİ­KAT MEN­SU­BU
“Elim­de bir ka­deh şa­rap var­dı…
…Enel hak ni­da­sı ku­lak­la­rım­da çın­la­dı.
O ge­ce çok ra­hat uyu­dum.”
“Ge­çen gün bir ar­ka­da­şım sor­du:
‘Son za­man­lar­da din­le il­gi­li çok ya­zı yaz­dın. Ya­şın iler­le­dik­çe din­dar­la­şı­yor mu­sun?’
‘Din­dar­laş­mı­yo­rum, ama inan­cım ar­tı­yor’ de­dim.
O da bek­le­di­ğim so­ru­yu sor­du:
‘Ne­ye inan­cın ar­tı­yor?’
‘Ya­ra­da­na...’ de­dim.”
Kap­ta­nın Mart ayı­nın dör­dün­de­ki “Ben bir ta­ri­kat men­su­bu­yum” başlıklı yazısını oku­yun­ca çok he­ye­can­lan­dım.
16 Mart’ta “Pi­ya­sa­la­rın olum­lu et­ki­len­me­si için mut­la­ka AKP’li bir hü­kü­met ge­re­ki­yor” di­ye nok­ta­lı­yor­du yazısını.
17 Mart’ta “Et­ra­fım­dan his­set­ti­ğim ka­dar bu se­çim­de Er­do­ğan’ı ce­za­lan­dır­mak gi­bi bir duy­gu yok” di­ye yaz­dı.
18 Mart’ta Ma­don­na ta­ra­fın­dan ta­sar­lan­mış bir tür­ban­dan dem vu­ra­rak “Ma­don­na bir trend ka­şi­fi­dir.
Ken­di ta­sar­la­dı­ğı gi­yim eş­ya­sı içi­ne tür­ba­nı sok­tuy­sa, bi­li­niz ki dün­ya­da bir şey­ler de­ği­şi­yor” göz­le­mi­ni ak­tar­dı.
23 Mart’ta Baş­ba­kan Er­do­ğan ile di­ğer li­der­ler­le ku­ra­bil­di­ği sı­cak iliş­ki­le­ri ku­ra­ma­dı­ğı­nı nak­le­di­yor son­ra ek­li­yor­du:
“Do­la­yı­sıy­la onun cum­hur­baş­kan­lı­ğı ko­nu­sun­da­ki gö­rüş­le­ri­ni, ‘Baş­ba­kan dün ak­şam be­ni ara­dı ve şun­la­rı söy­le­di’ di­ye baş­la­yan bir ya­zıy­la an­la­ta­mı­yo­rum.”
Ya­ni de­dim aşk ol­sun.
Bu ka­da­rı elim­den gel­me­di­ği için ağ­da­lı bir dil kul­la­na­rak ye­ni dö­ne­me iliş­kin ben de bir po­zis­yon al­ma­yı ter­cih et­tim.
Ami­ral ge­mi­si­nin kap­ta­nı­na say­gı­lar su­nar, hür­met­ler ede­rim.
 
SON SÖZ
Bül­bül­den kar­ga olur.
Kar­ga­dan bül­bül ol­maz.

Paylaş Tavsiye Et