Âlimin ölümü, âlemin ölümüdür. Anlayış’ın bu sayısını, ebediyet yurduna uğurladığımız Bilge Mimar Turgut Cansever’in hatırasına ithaf ediyoruz.
Yerel seçim heyecanı siyasetin nabzını yükseltti. Fakat kalite düşüşü devam ediyor. Her aday kendini saydırmak için bir dosya peşinde. Kimsenin “proje”si yok; kimse kendi farkını fark ettirme peşinde değil. Kapak yazılarında başlıca siyasi partilerimizin siyasete ve memlekete bakışlarını tahlil ettik. Erbay Arıkboğa, Hatem Ete, Deniz Özyakışır, Murat Yılmaz ve A. Kemal Bersay partilerin yaklaşımlarını değerlendirdiler.
Gazze sorunu, Soğuk Savaş sonrası bütün sorunlar gibi, geçici olarak buzdolabına kaldırıldı. Bizi gün gün, saat saat meşgul eden bir küresel ekonomimiz (ve onun nurtopu krizi) var; fakat bu ekonomiyle mütenasip bir küresel siyasi sistemimiz yok. Birleşmiş Milletler, başkalarına “haydut” damgası vuran gerçek haydut devletlerin istismar aracına dönüştü. Liberal-kapitalizm, kendi barbarlık biçimlerini üretti.
Demokratik, adil bir dünya düzenine katkıda bulunabilmek için Müslüman dünya hem bir iç bütünlüğe ulaşmak hem de ciddi siyasi özeleştiri yapmak zorunda. Bu ayki dosyamızda İran’dan S. Arabistan’a, Irak’tan Ürdün ve Lübnan’a, Suriye’den İsrail’e kadar Ortadoğu’da demokratik katılımın problemlerini ele aldık. Sonuç: Müslümanlar kendi kelimeleriyle düşünmüyor ve yönetilmiyorlar. Yahudiler ilkelere değil, dinî-millî çıkara bakıyorlar.
Batı dünyasında birkaç yıldır fırtınalar koparan İsrail Lobisi ve Amerikan Dış Politikası kitabı nihayet Türkiye’de yayınlandı. ABD’nin hem kendi hem de İsrail halkının çıkarları aleyhine İsrail lobisinin esiri haline geldiğini söyleyen iki önemli siyaset bilimciden biriyle Mart ayı söyleşisini yaptık. Stephen M. Walt’un mesajı net: ABD’nin İsrail’e kayıtsız şartsız desteği sorgulanmalı!
Paylaş
Tavsiye Et