Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (January 2010) > Türkiye Ekonomi > Türkiye’de yoksulluk derinleşiyor mu?
Türkiye Ekonomi
Türkiye’de yoksulluk derinleşiyor mu?
İbrahim Öztürk
TÜR­Kİ­YE, 2001 yı­lın­da ta­ri­hi­nin en bü­yük eko­no­mik kriz­le­rin­den bi­ri­ni ge­çir­di. Kriz­den kur­tul­mak ve olu­şan ha­sa­rı gi­der­mek üze­re ağır bir is­tik­rar prog­ra­mı uy­gu­la­ma­ya ko­nul­du. Tür­ki­ye kriz ön­ce­sin­de ol­du­ğu gi­bi kriz son­ra­sın­da da IMF’nin ya­kın de­ne­ti­mi al­tın­da yo­lu­na de­vam et­ti.
2002 so­nun­da ik­ti­da­ra ge­len AK Par­ti hü­kü­me­ti, ken­din­den ön­ce­ki koa­lis­yon hü­kü­me­ti­nin uy­gu­la­dı­ğı eko­no­mik mi­ma­ri­yi bü­yük öl­çü­de de­vam et­tir­di. Bu mi­ma­ri (söz­de) dal­ga­lı ku­ra (ger­çek­te ise bü­yük ca­ri açık­la­ra rağ­men aşa­ğı doğ­ru is­tik­rar­sız kur re­ji­mi­ne) da­ya­nır­ken, bü­yü­me­nin mo­tor gü­cü özel sek­tö­re, ve­rim­li­lik ar­tış­la­rı­na, sı­kı ma­li di­sip­li­ne (mi­li ge­li­rin %6,5’i ka­dar bir fa­iz dı­şı faz­la­ya) bağ­lı ge­liş­ti.
An­cak IMF prog­ra­mı da, AK Par­ti’nin bu prog­ra­ma tut­kuy­la bağ­lan­mış ol­ma­sı da eleş­ti­ri al­ma­ya de­vam edi­yor. Uy­gu­la­nan eko­no­mi po­li­ti­ka­la­rı­nın id­di­a edi­len so­nuç­la­rın­dan bi­ri de hal­kın her ge­çen gün yok­sul­laş­ma­sı ve ge­lir da­ğı­lı­mı uçu­ru­mu­nun da­ha da de­rin­leş­me­si. An­cak bu eleş­ti­ri­ler ço­ğu kez ra­kam­lar­la des­tek­le­ne­mi­yor, bir it­ham ola­rak ka­lı­yor.
Res­mî ve­ri­ler ise ge­lir da­ğı­lı­mın­da iyi­leş­me­ye işa­ret edi­yor. Bu ve­ri­le­re gö­re, 2002 yı­lı so­nun­da eşit­siz­lik gös­ter­ge­si olan Gi­ni kat­sa­yı­sı 0,44 iken, 2005 yı­lı so­nun­da 0,38’e ka­dar ge­ri­le­di, ya­ni ge­lir da­ğı­lı­mın­da is­ta­tis­ti­kî ola­rak an­lam­lı bir iyi­leş­me kay­de­dil­di (0-1 ara­sın­da de­ğer­ler alan Gi­ni kat­sa­yı­sı­nın 0’a yak­laş­ma­sı ge­lir da­ğı­lı­mın­da iyi­leş­me­ye işa­ret edi­yor). Ay­rı­ca nü­fu­sun en zen­gin %5’lik di­li­mi ile en fa­kir %5’lik di­li­mi ara­sın­da 2001 yı­lı so­nun­da yak­la­şık 12 kat olan ge­lir far­kı, yak­la­şık 7,5 ka­ta ka­dar ge­ri­le­di. Eko­no­mi­nin ol­duk­ça hız­lı bü­yü­dü­ğü, ya­pı­sal dö­nü­şü­mün de­rin ol­du­ğu ve is­tik­rar prog­ra­mı­nın uy­gu­lan­dı­ğı bir or­tam­da bu so­nuç­lar ol­duk­ça şa­şır­tı­cı bu­lu­nu­yor.
As­lın­da büt­çe açık­la­rın­da­ki, ka­mu borç sto­kun­da­ki, fa­iz ve enf­las­yon oran­la­rın­da­ki azal­ma­lar, üre­tim ve ve­rim­li­lik en­dek­sin­de­ki ar­tış­lar ve bu­na bağ­lı kay­de­di­len bü­yü­me ve re­fah ar­tı­şı gi­bi mak­ro eko­no­mik ge­liş­me­ler ile hü­kü­me­tin “uy­gu­la­ma­da­ki far­kı” bu tab­lo­yu ye­te­rin­ce açık­la­ya­bi­li­yor. Bil­has­sa sağ­lık ve eği­tim har­ca­ma­la­rın­da­ki ar­tış, eği­tim ve sağ­lık hiz­met­le­ri­nin ula­şı­la­bi­lir­li­ğin­de­ki ge­liş­me­ler, yok­sul ke­si­me ya­pı­lan doğ­ru­dan ve do­lay­lı ay­ni ve nak­di yar­dım, yi­ne bu ke­sim­ler le­hi­ne ya­pı­lan gö­re­ce­li yük­sek üc­ret dü­zen­le­me­le­ri bu­ra­da zik­re­dil­me­li. Ay­rı­ca 2002-2007 (Ağus­tos) ara­sın­da bi­ri­kim­li ola­rak enf­las­yon %55 ola­rak ger­çek­le­şir­ken, üc­ret ar­tış­la­rı da bu­nun al­tın­da kal­ma­dı. Ra­kam­lar böy­ley­ken, eleş­ti­ri­le­rin ger­çek­ler­den zi­ya­de ide­olo­ji­le­ri ve inanç­la­rı yan­sıt­tı­ğı­nı söy­le­mek müm­kün.
2007 yı­lı­nın Ara­lık ayı­nın son haf­ta­sın­da Tür­ki­ye İs­ta­tis­tik Ku­ru­mu’nun yok­sul­luk ça­lış­ma­sı ya­yım­lan­dı. Aca­ba ge­liş­me­ler ne yön­de? Kı­sa­ca ra­kam­la­ra bir ba­ka­lım. Araş­tır­ma­nın aç­lık ve yok­sul­luk sı­nı­rı şek­lin­de iki te­mel kri­te­ri var. Bi­rin­ci­si sa­de­ce gı­da har­ca­ma­la­rı­nı, ikin­ci­si ise gı­da ve gı­da dı­şı har­ca­ma­la­rı içe­ri­yor. Ça­lış­ma­ya gö­re 2006 yı­lın­da Tür­ki­ye’de fert­le­rin %0,74’ü (539 bin ki­şi) aç­lık sı­nı­rı­nın, %17,81’i de yok­sul­luk sı­nı­rı­nın al­tın­da ya­şı­yor. Bu­na kar­şın ki­şi ba­şı gün­lük har­ca­ma­sı (sa­tın al­ma gü­cü pa­ri­te­si­ne gö­re) 1 do­la­rın al­tın­da olan hiç­bir fert yok. Bu, çok kri­tik bir ge­liş­me.
Ay­nı kri­ter­ler açı­sın­dan 4 ki­şi­lik bir ha­ne ele alın­dı­ğın­da (ay­lık baz­da) aç­lık sı­nı­rı­nın 205 YTL, yok­sul­luk sı­nı­rı­nın ise 549 YTL ol­du­ğu he­sap­la­nı­yor. Sen­di­ka­lar bu ra­kam­la­rı şid­det­le red­de­di­yor ve ken­di al­ter­na­tif öl­çüm­le­ri­ni or­ta­ya ko­yu­yor­lar. Biz ise bu­ra­da dev­le­tin res­mî ra­kam­la­rı­nı ele ala­rak ge­liş­me­le­ri ir­de­le­mek­le ye­ti­ni­yo­ruz. Bu­na gö­re Tür­ki­ye’de aç­lık ve yok­sul­luk sı­nı­rı­nın al­tın­da olan va­tan­daş­la­rın ora­nın­da 2003 yı­lın­dan bu ya­na cid­di bir dü­şüş kay­de­dil­di.
Yok­sul­luk­ta kır­sal ve kent­sel ay­rı­mı ise bir hay­li de­rin. Kır­sal yer­le­şim yer­le­rin­de ya­şa­yan­lar­da yok­sul­luk ora­nı %31,98 iken, kent­sel yer­ler­de ya­şa­yan­la­rın yok­sul­luk ora­nı %9,31. Ta­bii yok­sul­luk, ha­ne bü­yü­dük­çe ar­tı­yor. 2006 yı­lın­da 3 ve­ya 4 ki­şi­den olu­şan ha­ne­ler­de bu­lu­nan fert­le­rin yok­sul­luk ora­nı %8,49; 7 ve da­ha faz­la olan ha­ne­ler­de­ki fert­le­rin yok­sul­luk ora­nı %42,98. Kı­sa­ca “ba­ğım­lı­lık ora­nı” art­tık­ça, az sa­yı­da ça­lı­şa­nın çok sa­yı­da ça­lış­ma­ya­nı bes­le­me­sin­den do­la­yı, ai­le­nin ge­ne­li yok­sul­la­şı­yor. Yi­ne üc­ret­li-ma­aş­lı ça­lı­şan­lar %6 yok­sul­luk ora­nıy­la, yev­mi­ye­li­ler­den (%28,6) çok da­ha şans­lı gö­rü­nü­yor. Yok­sul­luk ora­nı ken­di he­sa­bı­na ça­lı­şan­lar­da %22,06, üc­ret­siz ai­le iş­çi­le­ri ara­sın­da ise %32.
En yük­sek yok­sul­luk ris­ki­ne sa­hip olan ta­rım sek­tö­rün­de ise to­par­lan­ma göz­le­ni­yor. Ta­rım­da­ki yok­sul­luk ora­nı 2005 yı­lın­da %37,24 iken, 2006 yı­lın­da %33,86 ola­rak tah­min edi­li­yor. Bu­nun ne­de­ni ta­rım­da­ki bü­yük göç ol­gu­su. İn­san­lar şeh­re gö­çün­ce ge­ri ka­lan ta­rım­sal ar­tık da­ha az ki­şi­ye bö­lü­nü­yor. Bu da re­fah ar­tı­şı de­mek. Ta­bii yi­ne ve­rim­li­lik ar­tı­şı, ör­güt­len­me bi­lin­ci, söz­leş­me­li ta­rım, öl­çek­le­rin art­ma­sı, des­tek­ler gi­bi di­ğer fak­tör­le­rin de et­ki­si var. 2007 yı­lın­da ta­rım sek­tö­rü­ne 5 mil­yar YTL’den faz­la des­tek sağ­lan­dı. Gö­re­ce­li ola­rak sa­na­yi ta­rım­dan, hiz­met­ler sek­tö­rü ise sa­na­yi­den da­ha iyi. Ça­lı­şan­lar­da 2006 yı­lın­da yok­sul­luk ora­nı sa­na­yi­de %10, hiz­met sek­tö­rün­de %7 ci­va­rın­da.
Yok­sul­luk üze­rin­de eği­ti­min de­rin dam­ga­sı­nı da gör­mek müm­kün. Okur­ya­zar ol­ma­yan­lar­da yok­sul­luk ora­nı %34 ile ta­van ya­par­ken; il­ko­kul me­zun­la­rın­da oran %14,19; li­se ve den­gi mes­lek okul­la­rı me­zun­la­rın­da %5,2; yük­se­ko­kul, fa­kül­te ve üs­tü me­zu­ni­ye­te sa­hip fert­ler­de ise sa­de­ce %1,01 se­vi­ye­sin­de. Gö­rül­dü­ğü üze­re yok­sul­lu­ğu azalt­ma­nın yo­lu ni­te­lik­li emek­ten, ya­ni mes­le­kî eği­tim­den ge­çi­yor.
O hal­de to­par­la­ya­lım; Tür­ki­ye’de 2002 yı­lın­dan be­ri yok­sul­luk gös­ter­ge­le­ri dü­zel­me yö­nün­de ge­liş­ti. An­cak du­rum hâ­lâ iç açı­cı de­ğil. Dü­zel­me­nin de­vam et­me­si için; (i) ta­rım­sal dö­nü­şüm da­ha et­kin ola­rak ida­re edil­me­li, (ii) re­form­lar­dan kay­be­den dar ve sa­bit ge­lir­li top­lum­sal ke­sim­le­rin du­ru­mu­nu iyi­leş­tir­mek için soy­sal des­tek­ler da­ha et­kin ha­le ge­ti­ril­me­li, (ii­i) mes­le­kî eği­tim re­for­mu ta­mam­lan­ma­lı, bu me­yan­da eme­ğin dö­nüş­tü­rül­me­si açı­sın­dan mes­le­kî eği­tim kurs­la­rı açıl­ma­lı, (iv) ka­dın­la­ra kar­şı ide­olo­jik ve cin­si­yet ay­rı­mı gi­de­ril­me­li, (v) eği­tim­de fır­sat eşit­li­ği sağ­lan­ma­lı ve ül­ke­ye ya­yıl­ma­lı, (vi) re­ka­bet­çi­lik üc­ret­le­rin bas­tı­rıl­ma­sın­da de­ğil, ve­rim­li­lik ar­tı­şın­da aran­ma­lı, (vi­i) bü­yü­me­nin ye­te­rin­ce is­tih­dam oluş­tur­ma­sı­na özen gös­te­ril­me­li, (vii­i) is­tih­dam dos­tu sek­tör­ler ve is­tih­dam de­po­su ola­rak bi­li­nen KO­Bİ’ler güç­len­di­ril­me­li­dir.
Hü­kü­me­tin ikin­ci ik­ti­dar dö­ne­mi için açık­la­dı­ğı Ey­lem Pla­nı’nı bu doğ­rul­tu­da atıl­mış umut ve­ri­ci bir adım ola­rak de­ğer­len­di­re­bi­li­riz.

Paylaş Tavsiye Et