Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (January 2010) > Kültür Sanat
Kültür Sanat
Onbin Yıllık İran Medeniyeti, Topkapı Sarayı’nda
Türkiye’nin, bölgesinde komşuluk ilişkilerini arttırmak için attığı adımlar kültürel alanda da kendini gösteriyor. Bu adımlardan biri olarak 2009 yılı, Türkiye-İran Kültür Yılı ilan edilmişti. Bu kapsamda Topkapı Sarayı Müzesi “Onbin Yıllık İran Medeniyeti ve İkibin Yıllık Ortak Miras” konulu sergiye ev sahipliği yapıyor.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın organizasyonunda T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile İran İslam Cumhuriyeti Kültürel Miras, El Sanatları, Turizm Kurumu ve İran Ulusal Müzesi Genel Müdürlüğü’nün işbirliğiyle hazırlanan sergi, Aralık ayı başında ziyarete açıldı.
Sergide, İran Ulusal Müzesi ile Topkapı Sarayı Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri, İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Askerî Müze, Sadberk Hanım Müzesi ve Millet Yazma Eser Kütüphanesi koleksiyonlarına ait seçkin eserler yer alıyor.
İslamiyet öncesi ve sonrası olarak iki bölüm halinde düzenlenen sergi, İran coğrafyasında varlık göstermiş medeniyetlere ait çivi yazılı tabletlerden hat örneklerine, minyatürlerden el yazmalarına, pişmiş toprak kaplardan çiniye, insan ve hayvan figürleri ve heykellerden tekstil, sikke, maden ve ahşap eserlere kadar yaklaşık 300 parçayı içeriyor.
İslamiyet öncesi döneme ait eserler arasında İran coğrafyasında Eski Taş, Yeni Taş, Bakır Çağı dönemlerine ait eşyalar, İran’da yazının gelişimini ortaya koyan Elam ve Ahameniş İmparatorluğu’na ait yazı ve kitabeler, Luristan bölgesine ait zengin çeşitlilik gösteren bronz eserler bulunuyor.
İslamiyet sonrası döneminin eserleri arasında ise Abbasi, Selçuklu, İlhanlı, İncu, Muzafferi, Celayiri, Timuri, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safevi ve Kaçar dönemlerine ait kandiller, sürahiler, çiniler, el yazması Kur’an-ı Kerim’ler ve divanlar yer alıyor. Hafız, Firdevsî, Câmi, Sadî ve Nizamî gibi Fars edebiyatının önemli isimlerinin eserlerinin yer aldığı serginin başka bir bölümünde ise İran ve Osmanlı arasındaki diplomatik ve kültürel ilişkileri anlatan eserler bulunuyor. Bu bölümde iki ülke arasında barışı pekiştirmek amacıyla Osmanlı sultanlarına gönderilen diplomatik hediyeler ile elçilik heyetlerinin getirdiği hediyeler yer alıyor.
Topkapı Sarayı Müzesi Has Ahırlar’da 5 Şubat’a kadar açık olan sergi, salı günleri hariç 09.00-17.00 saatleri arasında gezilebilir. / Mücahid Eker

Tavsiye Et
“Hadis ve Siret Araştırmaları Ödülleri” sahiplerini arıyor
Meridyen Destek Derneği, sosyal bilimlerin gelişimine katkıda bulunmak, akademik bilgiyi halkla buluşturmak için çalışmalar yapan ve toplumun ihtiyaçları doğrultusunda projeler üreten bir sivil toplum kuruluşu. Dernek, Türkiye’deki ilahiyat birikimini halka ve dünyaya açan Sonpeygamber.info projesi kapsamında, dünyada ve Türkiye’de hadis ve sîret konularında yapılan ilmî ve akademik çalışmaların gelişimine katkıda bulunmak, ilgili araştırmaları teşvik etmek ve bu alanlarda uzmanlaşacak araştırmacıların ödüllendirilmesi amacıyla her yıl “Hadis ve Sîret Araştırmaları Ödülleri” veriyor. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen yarışma, Türkiye’deki üniversitelerde hadis ve sîret konularında yapılmış, 1 Ocak 2004–31 Aralık 2009 yılları arasında savunması gerçekleştirilmiş ve başarılı bulunmuş bütün yüksek lisans ve doktora tezlerine açık. Yayınlanmış tezlerle yarışmaya katılmak da mümkün.
Müracaatların Prof. Dr. Bünyamin Erul, Prof. Dr. İbrahim Hatipoğlu, Prof. Dr. Mehmet Ali Kapar, Prof. Dr. Mustafa Kara, Prof. Dr. Recep Şentürk ve Prof. Dr. İsmail Yiğit’ten oluşan jüri tarafından değerlendirileceği yarışmada, her yıl olduğu gibi bu yıl da, hayatını hadis ve sîret çalışmalarına vakfetmiş, hizmetleriyle bu alana yön vermiş kişilerin katkılarına şükran ifadesi olarak “Hadis ve Sîrete Hizmet Onur Ödülü” verilecek.
Ödüllerin yüksek lisans tezi için 4.000 TL, doktora tezi 6.000 TL olarak belirlendiği yarışmaya katılmak isteyenlerin 31 Ocak 2010 tarihine kadar çalışmalarını postayla ya da elden derneğe ulaştırması gerekiyor.
Katılım şartları ve değerlendirme kriterleri hakkında detaylı bilgiler www.sonpeygamber.info sitesinden öğrenilebilir. / Mücahid Eker

Tavsiye Et
Mevlânâ’nın Nâr-ı Aşkı”
Âşık olmayan yürek niçin vardır!
Böcekler bile yemez mezardaki ölüyü, sevmeyi bilmeden. / Şems
 
Muhammet Celalettin, içinden çıkamadığı soruların cevabını bulmak için yıllarca dolaşır ilim dergahlarını, şehirleri; ama çare yoktur. Okudukça, öğrendikçe soruları ve yalnızlığı daha bir artmaktadır. Ve bir gün, Mevlânâ’nın yıllar sonra “Maracel Bahreyn” dediği, iki denizin mahşere kadar ayrılmamacasına birleştiği yerde Şems ile karşılaşır. Güneş gelir. Şehir aydınlanır. Her şey değişir…
2007 yılının UNESCO tarafından Mevlânâ yılı ilan edilmesinden bu yana Hz. Mevlânâ’yı ve onun nâr-ı aşkını anlatmak amacıyla sinema filmleri, çizgi filmler hazırlandı; kitaplar ve makaleler kaleme alındı; sempozyumlar düzenlendi. Hz. Mevlânâ tiyatroda da unutulmadı. Şeb-i Ârus haftasında galası yapılan ve Muhammed Celaleddin’in “Mevlânâ” oluş sürecini anlatan Nâr-ı Aşk isimli oyun, Fatih Belediyesi Tiyatro Topluluğu tarafından Ocak ayı boyunca Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’nde sahnelenecek.
Oyuncuların aylarca sema eğitimi aldığı, kostümlerden dekorlara dönemin ayrıntılarının üzerinde önemle durulduğu oyun, Mevlânâ’nın sevgisine, tasavvuftaki dört terke, Şems’e ve en önemlisi nâr-ı aşka kanat çırpıyor. Sema gösterileri ve ışık oyunları ile bezenmiş oyunda, Muhammed Celaleddin’in Mevlânâ oluş sürecinin yanı sıra Mesnevi’yi ona yazdıran sebeplere de yer veriliyor.
Mevlânâ, Çatışkı ve Kızıl’a Yeşil oyunlarının yazarı ve yönetmeni Osman Doğan’ın imzasını taşıyan Nâr-ı Aşk, 70 dakika ve tek perdeden oluşuyor. Genel sanat yönetmenliğini M. Benan Ülgen, ses ve müzik yönetmenliğini Ayşe Şahinboy’un yaptığı Nâr-ı Aşk’ın oyuncuları ise Beran Yaylacı, Volkan Yürük, Muaz Ete, Okan Kaplan, Murat Uzun, Araz Vahid ebrahim Nia ve Osman Doğan. (www.fatihbelediyetiyatrosu.com/program) / Hilal Turan

Tavsiye Et