Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (March 2010) > Türkiye Ekonomi > Türkiye ekonomisindeki büyüme “hormonlu” mu?
Türkiye Ekonomi
Türkiye ekonomisindeki büyüme “hormonlu” mu?
İbrahim Öztürk
BÜ­YÜ­ME­NİN tek ba­şı­na top­lu­mu tat­min et­me­di­ği, “Ma­dem her şey iyi gi­di­yor, bu bi­ze ne­den yan­sı­mı­yor” söy­le­min­de sak­lı. Bu söy­le­mi ir­de­le­mek ve an­la­mak ge­re­kir. Ana­li­ze ön­ce ni­cel bir de­rin­lik ve­re­lim, ar­dın­dan da ni­te­lik tar­tış­ma­sı ya­pa­lım.
2008 yı­lı­nın ilk çey­re­ğin­de bü­yü­me %6,6 gi­bi ol­duk­ça yük­sek bir oran­da ger­çek­leş­ti. Bu­ oranın için­de sa­na­yi üre­ti­mi (%9,2), özel ke­sim gay­ri­sa­fi sa­bit ser­ma­ye olu­şu­mu (%11,4) ve bil­has­sa özel ke­si­min ma­ki­ne teç­hi­zat ya­tı­rı­mı (%15,6) önemli bir yer tuttu. Tü­ke­tim ise, bü­yü­me­nin üze­rin­de %7,7 gi­bi ol­duk­ça di­renç­li bir oran­da ger­çek­leş­ti. Ke­za 2008’in Ocak-Ma­yıs dö­ne­min­de ih­ra­cat %40,4 ar­ta­rak 57 mil­yar do­la­ra, it­ha­lat ise %36,9 ar­ta­rak 86 mil­yar do­la­ra çık­tı. Ya­ni içe­ri­de ve dı­şa­rı­da iş­le­rin kö­tü git­ti­ği bir or­tam­da yi­ne de ya­tı­rım ya­pı­lı­yor, üre­ti­li­yor, tü­ke­ti­li­yor, dı­şa­rı sa­tı­lı­yor, dı­şa­rı­dan alı­nı­yor; an­cak bir­çok in­san “Biz bu işin için­de yo­kuz” di­yor. İş­te bu­ra­da baş­ka bir şe­yi tar­tış­mak ge­re­kir. Zi­ra bu şi­ka­yet, eko­no­mi­nin so­luk­suz ve yük­sek dü­zey­de bü­yü­dü­ğü 2004 ve 2005 yıl­la­rın­da da var­dı.
Tür­ki­ye eko­no­mi­sin­de 2001 kri­zi son­ra­sın­da ye­rin­den oy­na­ma­yan bir tek nok­ta kal­ma­dı. Ye­ni sü­re­cin için­de mi­yiz, dı­şın­da mı­yız? So­run iş­te bu­ra­da.
Dik­kat edi­lir­se, eko­no­mi­nin sa­de­ce %4,5 bü­yü­dü­ğü 2007 yı­lın­da, bü­yük şir­ket­ler %22 bü­yü­dü. Yi­ne bu şir­ket­le­rin ver­gi ve enf­las­yon­dan arın­dı­rıl­mış re­el kâ­rı %20 dü­ze­yin­de ger­çek­leş­ti. O hal­de ce­sa­ret­le ilk teş­hi­si ya­pa­lım: İn­sa­nı­mız, Ana­do­lu es­na­fı, KO­Bİ’ler bü­yük oran­da ye­ni dö­ne­me ayak uy­du­ra­mı­yor; eko­no­mik ak­ti­vi­te ar­tan oran­da te­kel­le­şi­yor, yo­ğun­la­şı­yor ve da­ha çok ya­ban­cı ser­ma­ye­li ve ya­ban­cı or­tak­lı şir­ket­le­re ka­yı­yor. Pe­ki, bu­nun so­rum­lu­su kim? Ne­ler ya­pıl­ma­lı? Bu so­ru­la­rın ce­va­bı­nı baş­ka bir ya­zı­ya bı­ra­ka­rak bü­yü­me­nin ka­li­te­si­ni tar­tış­ma­ya de­vam ede­lim.
Me­rak edi­len bir baş­ka hu­sus da Tür­ki­ye eko­no­mi­si­nin üre­tim­den ko­pup kop­ma­dı­ğıy­la il­gi­li. Bir gö­rü­şe gö­re ko­pu­yor. Üre­tim eko­no­mi­si­nin ye­ri­ni hiz­met sek­tö­rü alı­yor; bu da üret­me­den tü­ke­ti­mi kö­rük­lü­yor ve ya­ban­cı­lar için bir cen­ne­te dö­nü­yo­ruz. Ön­ce şu ha­tır­lat­ma­yı ya­pa­lım: Üret­me­den tü­ket­mek an­cak bir ye­re ka­dar ve de borç­la­na­rak müm­kün olur. Son­ra? Ne­ti­ce­de Tür­ki­ye bü­yük bir mem­le­ket. Ya­ban­cı, bu ül­ke­de sa­ta­bil­mek için bu­ra­da ge­lir oluş­tu­ra­cak ve böylelikle üre­tim doğal biçimde or­ta­ya çı­ka­cak.
Üre­tim eko­no­mi­sin­den ko­puş­la il­gi­li söy­le­me bi­raz de­rin­le­me­si­ne ba­ka­lım. Ön­ce­lik­le son yıl­lar­da­ki bü­yü­me­nin “hor­mon­lu” de­ğil, ol­duk­ça sağ­lam ve sa­hi­ci ol­du­ğu dik­kat çe­ki­yor. “Hor­mon­lu bü­yü­me” söy­le­mi, %70’ler­de dal­ga­la­nan enf­las­yon dö­nem­le­rin­den ka­lan bir kül­tür. Zi­ra mil­li ge­lir, üre­ti­len mal ve hiz­me­tin fi­yat­la­rı­nın ve mik­tar­la­rı­nın çar­pı­lıp top­lan­ma­sın­dan iba­ret. Üre­tim art­ma­yıp da fi­yat art­sa, ca­ri ola­rak mil­li ge­lir yi­ne de ar­tar. Bu­nun adı­na da “ba­lon”, “şiş­me” ve­ya “hor­mon­lu bü­yü­me” de­nir. Oy­sa enf­las­yon 2004-2007 ara­sın­da %8,8 dü­ze­yin­de sey­re­der­ken, ya­ni enf­las­yon yak­la­şık 8-9 kat dü­şü­rü­lür­ken, bü­yü­me de %6,8 gi­bi yük­sek bir dü­zey­de ger­çek­leş­ti. Enf­las­yon aşa­ğı, bü­yü­me yu­ka­rı! Böy­le­ce uzun va­de­de enf­las­yo­nun bü­yü­me­nin en azı­lı düş­ma­nı ol­du­ğu ger­çe­ğiy­le kar­şı­la­şı­yo­ruz.
Öte yan­dan ya­pı­sal dö­nü­şü­mün hız­lan­ma­sıy­la be­ra­ber, ta­rı­mın GSMH için­de­ki pa­yı ge­ri­ler­ken, sa­na­yi ye­ri­ni mu­ha­fa­za edi­yor; hiz­met sek­tö­rü ta­rım­dan bo­şa­lan kıs­ma yer­le­şi­yor.
Kuş­ku yok ki, da­ha iyi bir mi­ma­ri ile ta­rım kü­çül­me­ye de­vam da et­me­li. Pa­yı kü­çül­dü­ğü için üre­tim düş­mü­yor ve düş­me­ye­cek. Ter­si­ne, pi­ya­sa­sı ve gi­ri­şim­ci­si olan (bü­yük öl­çek­li, ör­güt­lü, söz­leş­me­li ve ve­rim­li) tarım sek­törün­de üre­tim, ih­ra­cat ve re­fah ar­ta­cak. Ni­te­kim Tab­lo-1’de, ta­rım­sal üre­ti­min 2007’de, 2000 yı­lı­na gö­re 3,8 kat ar­ta­rak 16,8 mil­yar YTL’den 66 mil­yar YTL’ye çık­tı­ğı gö­rü­lü­yor. Oy­sa ta­rı­mın eko­no­mi­de­ki pa­yı %8,9’a, is­tih­dam­da­ki pa­yı %34’ler­den %26’ya ge­ri­le­di. Böy­le­ce da­ha çok ha­sı­la­yı da­ha az in­san pay­laş­tı­ğın­dan, ta­rım­da ge­lir da­ğı­lı­mı dü­zel­me sü­re­ci­ne gir­di. Ya­ni tu­tu­lan yol doğ­ru­dur; an­cak bu ko­nu­da çok ça­lış­mak zo­run­da­yız.
Yi­ne 2007’de sa­na­yi­nin pa­yı, ge­le­nek­sel ola­rak %26 olan ye­ri­ni ko­rur­ken, sa­na­yi üre­ti­mi 2000 yı­lı­na gö­re 4,3 kat ar­tış kay­det­ti. 2002 ve son­ra­sın­da sa­na­yi­nin %85-87’lik bir ora­nı­nı oluş­tu­ran ima­lat sa­na­yi ve bu­nun kri­tik de­ğer­de­ki alt ka­lem­le­rin­de ger­çek­le­şen ar­tış (Tab­lo-2), kriz son­ra­sın­da eko­no­mik bü­yü­me­nin ve sa­na­yi bü­yü­me­si­nin bir hay­li üze­rin­de ger­çek­leş­ti. Son ola­rak 1998’de %57,6 olan hiz­met sek­tö­rü­nün pa­yı, 2007’de %61,9’a çık­tı. Bu ra­kam­lar ge­liş­miş ül­ke­ler yo­lun­da iler­len­di­ği­ni gös­te­ri­yor. Üre­ti­mi te­tik­le­yen hiz­met sek­tö­rü­dür. An­cak gi­ri­şim­ci­lik ka­li­te­si bu sek­tö­rün hak­kı­nı ver­me­ye yet­me­yen yer­li işa­dam­la­rı kar­şı­dan sey­re­der­ken, ya­ban­cı­lar bu sek­tör­ler­de yo­ğun­la­şı­yor.
So­nuç ola­rak içe­ri­de­ki ve dı­şa­rı­da­ki kon­jonk­tü­rel olum­suz­luk­la­rın ber­ta­raf edil­me­siy­le Tür­ki­ye, hem üre­tim hem de hiz­met eko­no­mi­sin­de yo­lu­na de­vam ede­cek. Bu­ra­da bü­tün so­run, yer­li­le­rin da­ha ak­tif ve et­kin ola­rak bu sü­re­ce ka­tıl­ma­sı­dır. Ar­tık Tür­ki­ye bu nok­ta­ya ki­lit­len­miş du­rum­da.

Paylaş Tavsiye Et