*Indiana Üniversitesi
Siyaset Bilimi & Ortadoğu Araştırmaları
Son dönemde Ortadoğu’da barış çabaları yoğunlaştı. Suriye-İsrail, Filistin-İsrail ve Lübnanlı gruplar arasındaki barış girişimlerinin başarıya ulaşma ihtimali var mı? Öncelikle vatandaşı olduğunuz Lübnan’dan başlayalım. Lübnan’da Mayıs ayında uzlaşma sağlandı; ancak çatışmanın asıl sebepleri ortadan kalkmadı. Hizbullah’ın merkezî ordudan bağımsız bir askerî güce sahip olması asıl mesele; bu gücü sayesinde kendi başına inisiyatif alıyor, mesela İsrail ile savaşa karar veriyor. Hizbullah ile hükümet arasında, örgütün silahlı grubunun merkezî orduya entegre edilmesine yönelik bir çözüm bulunmadan gelecekteki çatışmaların önünü kesmek mümkün değil. Bunun şu anda gerçekleşmesi zor; zira Suriye ve İran’ın desteklediği Hizbullah çok daha güçlü. Lübnan hükümetinin pazarlık gücü ise zayıf; çünkü onu destekleyen dış güçler de zayıf durumda. ABD’nin halihazırda Lübnan’a müdahale edebilecek kabiliyeti yok; Afganistan ve Irak’taki durumu malum.
Türkiye’nin arabulucu olduğu Suriye-İsrail müzakereleri barış ile sonuçlanabilir mi? Muhtemel bir barış Ortadoğu’daki dengeleri nasıl etkiler?
Müzakerelerin başarıya ulaşma ihtimali yüksek. Çünkü Suriye şu anda tecrit edilmiş durumda. Suriye hükümeti meşruiyeti açısından böyle büyük bir değişime ihtiyaç duyuyor. Tabii bu pek çok tavizi de beraberinde getirecektir. Bunlar Lübnan’daki gelişmelerle de bağlantılı.
Suriye işgal altındaki Golan Tepeleri’ni geri alacaktır. Bu konuda Suriye ile İsrail arasında geçmişte zaten bir uzlaşma vardı; problem sınırın nereden geçeceği ile ilgili küçük bir anlaşmazlıktan kaynaklanıyordu. Halihazırda asıl problem ise Suriye’nin Hamas ve Hizbullah gibi örgütleri desteklemesi. Muhtemelen Suriye, bu örgütler üzerindeki nüfuzunun en azından bir kısmından fedakarlık edecektir.
Suriye yönetiminin, İsrail ile anlaşması durumunda gerek ülke içindeki gerekse bölgedeki meşruiyetini kaybetme ihtimali var mı?
Suriye rejimi ülkede istikrarı sağladığı için makbul bir rejim durumunda. Suriye halkı kargaşadan, istikrarsızlıktan korkuyor; Irak’a dönüşmek istemiyor. İsrail ile anlaşma durumunda rejim sarsılmayacaktır; çünkü muhalefet zaten yok edildi, liderleri hapiste. Örgütlü ciddi bir muhalefet olmadığı için mevcut rejim halka istediği kararı dayatabilecektir.
Bölgedeki meşruiyetine gelince, Arap devletleri zaten İsrail’i tanımaya hazır. Suudi Barış Planı işgal altındaki Batı Şeria ve Gazze’den çekilmesi karşılığında İsrail’i tanımaya ve ilişkileri normalleştirmeye dayanıyor.
Filistin-İsrail barış müzakereleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Filistinlilerle varılacak bir anlaşma Suriye ile anlaşmadan farklı ve zor olacaktır. Çünkü Filistin hükümeti bu anlaşmayı uygulama gücüne sahip değil. Filistin kurumları yok edildi. Gazze’yi kontrol eden ve Batı Şeria’da oldukça etkili olan Hamas bu anlaşmanın tarafı değil. Eğer Olmert hükümeti akıllıysa Filistin Otoritesi ile anlaşmayla sonuçlanacak şekilde müzakereleri sürdürürken Hamas’ın ateşkes teklifini kabul eder. Aksi takdirde bu süreç başarıya ulaşmayacaktır.
Suriye, İsrail ile barış anlaşması imzalar ve Hamas gibi direniş gruplarından desteğini çekerse bu Filistin-İsrail müzakerelerini nasıl etkiler?
Pek fazla etkilemez. Çünkü Suriye’nin Hamas’a desteği önemli olsa da, asıl destek İran’dan geliyor; İran özellikle Gazze’ye silah kaçakçılığında etkili. Ancak Hamas, İran desteği olmaksızın da ayakta kalır. Çünkü halk arasında oldukça popüler, özellikle de Gazze’de. Gücü sosyal hizmetlerden ve diğer sosyal faaliyetlerinden geliyor. Kendi kendini finanse eden kurumları var.
Türkiye’nin son dönemdeki barış çabaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türkiye ilk aşamada oldukça iyi bir arabulucu oldu. Müzakerelerde önemli olan, ileri aşamalara varana kadar sürecin gizli tutulmasıdır. Eğer gizli tutulmazsa müzakereleri bozacak bazı gruplar olacaktır, özellikle de İsrail’de. Türkiye arabuluculuğunda müzakereler belli ölçüde gizli tutulabilir; ancak ABD arabuluculuğunda bunun gerçekleşmesi zor.
Paylaş
Tavsiye Et