Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Toplum
Fuat Er: “Onu her şeyden önce ‘samimiyet’iyle hatırlayacağız”
Sinema belalı bir “sektör”. Bir film çekebilmek için -teknolojinin tüm yeni imkanlarına rağmen- bir ilişkiler ağına dâhil olmanız gerekiyor. Kavga etmeniz, popüler mi sanat filmi mi tartışmalarına girmeniz gerekiyor. Bu şartlar altında sinema sevgisine hayat hakkı yok ve “samimi sinema” bir oksimoron neredeyse. “Neredeyse” diye bir açıklık bırakabilmemize imkan tanıyan nadir yönetmenlerden biriydi Ahmet Uluçay. Üstelik iki kez böyleydi. Bir taraftan “köylü” yaftası boynuna takıldı, diğer taraftan köylülerden çekti. Yine de söyleyecek sözünü söyledi, aşkın delilini, bütün acı bedelleriyle önümüze serdi. Bu yüzden Ahmet Uluçay’ı Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak’la değil, daha çok kısa filmleriyle, ama filmlerinden çok samimiyetiyle hatırlamak istiyorum. İmkanın kabuğunu çatlatırcasına onu besleyen, var eden, olduran samimiyetiyle.

Paylaş Tavsiye Et