Köken olarak Siyon kelimesi Musevi tarihi boyunca dünyada cenneti sembolize eden topraklar anlamında Kudüs ile eşanlamlı kullanıldıysa da, Filistin’deki birinci Musevi tapınağının M.Ö. 6’ncı yüzyılda Babilliler tarafından yıkılıp, Yahudi halkının bölgeden sürülmesinin ardından, “Siyon” yurtlarından sürülen Yahudi halkının geri dönme arzusunu temsil eden bir kavram oldu. Nitekim Eski Ahit’te geçen “Babil nehrinin kıyısında oturup da ağladık/Siyon’u anımsadıkça” sözleri bu tarihi arkaplana atıfta bulunur. Eski Ahit’e göre Tanrı Yahuda kutsal toprakları kıyamete kadar İbrahim Peygamber ve ümmetine vermiştir. Bu inanç Yahudi benliğinde öylesine hakim hale gelmiştir ki; hayatlarını, dünyanın dört bir yanına dağılmış Yahudileri kutsal topraklarda, Kral Davud’un altı köşeli yıldızı altında toplayacak Mesih beklentisi şekillendirmiştir.
Kavram bu kadar uzun bir geçmişe sahip olmakla birlikte, modern anlamda siyasi bir düşüncenin simgesi olarak kullanılmaya başlanması 19’uncu yüzyılın son çeyreğine rastlar. Bir Rus Yahudisi olan Nathan Birnbaum 1880’de çıkardığı “Kendi Kendine Kurtuluş” adlı dergide Siyonizm’i, ilk kez “Musevileri Filistin’e yerleştirmek amacı güden ve üyelerini Yahudilerin oluşturduğu bir siyasal örgütün kurulması” olarak anladığını dile getirir.
Birnbaum’un yeniden yorumladığı bu terim kısa zamanda Yahudiler arasında yankı bulur ve Musevi milliyetçilerinden destek görür. Siyonizm zamanla siyasal olsun ya da olmasın, Musevileri Filistin’e yerleştirme girişimlerinin tümünü kapsayan bir anlam kazanır. Museviliğin Mesihçi beklentisi Yahudi milliyetçiliğine yön vererek, Siyon’u yeniden canlandırma emeli dinsel çerçeveye oturtulur. Bu sebeple Siyonizm ile dini inançlar arasında ilk köprüyü kuran Alkalai (1789-1878) ve Kalischer’in (1795-1874) ruhban sınıfından ve üstelik Haham olmaları hiç de şaşırtıcı değildir.
Siyonizmin örgütsel hale dönüşünde en etkin isimlerden biri de Yahudi asıllı bir Rus vatandaşı olan Pinsker’di. Pinsker (1821-1891), özellikle 1881’de Çar II. Alexandre’ın bir cinayete kurban gitmesinin ardından Rusya’da başlayan Anti-Semitist harekete tepki olarak “Siyon Aşıkları Hareketini” başlattı. Anti-Semitist hareket Rusya’da zamanla ‘Pogrom’ adıyla bir soykırıma dönüşüp, 1880 ila 1917 yılları arasında Musevi kurbanların sayısı milyonlara ulaşınca, Pinsker’in başlattığı hareket de Museviler arasında büyük ilgi gördü. Siyonizmin gerçek anlamda siyasallaşması ise ‘Siyonizmin babası’ olarak kabul edilen Theodor Herlz’in “Filistin’de bir Yahudi Devleti kurma girişimi” kapsamında attığı ilk adım olan 1897 tarihli İsviçre’deki Birinci Siyonist Kongresi’yle başladı.
Paylaş
Tavsiye Et