İsrail ordusunda görev yaptığı 25 yıl boyunca karıştığı kanlı olaylar dolayısıyla ismi katliam ile özdeşleşen Ariel Şaron, 1928 yılında Filistin’de dünyaya geldi. 1962’de Kudüs İbrani Üniversitesi hukuk bölümünden mezun olan Şaron askeri kariyerine, 1948’de yaşanan katliamları gerçekleştiren Siyonist terör örgütü Haganah’da başladı. Ağustos 1953’de, Batı Şeria, Ürdün ve Mısır’a girerek Araplara saldırılar düzenleyen özel komando birliği 101’i kurdu. 14 Ekim 1953’te Batı Şeria’daki Filistin köyü Kibya’ya giren 101, çoğunluğu kadın ve çocuk olan 69 sivili katletti. Kibya Katliamı ile kanlı kariyerinde önemli bir adım atan Şaron, İsrail ordusu içinde hızla yükselmeye başladı. 1971’de Gazze Şeridi’nde Şaron’un öldürdüğü insan sayısı tam olarak bilinmemektedir.
1973’te ordudan ayrılan Şaron, aynı yılın Ekim ayında Yom Kippur Savaşı’nda görev yapmak üzere orduya döndü ve Süveyş Kanalı’nı geçen İsrail birliklerine komuta etti. 1973’ün Aralık ayında İsrail Parlamentosu’na (Knesset) seçilen Şaron, bir yıl sonra görevinden istifa etti. 1977’de yeniden parlamentoya giren Şaron, 1977-1981 yılları arasında Tarım bakanı olarak görev yaptı. 1981 yılında Savunma Bakanı olarak atanması, Şaron’un kariyerinde dönüm noktası oldu. İsrail’in 1982’de Lübnan’ı işgalinden sonra yaşanan Sabra ve Şatilla katliamları, Şaron’a “Beyrut Kasabı” ünvanını kazandırdı. 18 Eylül 1982’de Beyrut’taki Filistinli mülteci kampları Sabra ve Şatilla’da Savunma Bakanı Şaron’un bilgisi ve onayı dahilinde gerçekleştirilen katliamda, 3.500 Filistinli ve Lübnanlı sivil hayatını kaybetti.
Her hangi bir normal devlette Beyrut Katliamı sonrasında kariyeri sona erecek olan Şaron, suçlu bulunmusına rağmen İsrail’de 1983’den 1984’e kadar makamı olmayan bakan olarak görevini sürdürdü. 1984-1990 yılları arasında Ticaret ve Endüstri Bakanlığı yaptı. 1990-1992 yılları arasındaki İnşaat ve Yerleşim Bakanlığı döneminde, Rusya’dan gelen göçmenlerin İsrail’e yerleşmesini ve adaptasyonunu sağladı. Bu amaçla 144.000 yeni konut inşa ettirdi.
1992-1996 yılları arasında Knesset’te Dış İşleri ve Savunma Komitesi üyesi olarak görev yapan Şaron, 1998’de Dışişleri Bakanı olarak atandı. 1999’da yapılan seçimleri Ehud Barak’ın kazanmasından sonra Likud Partisi’nin genel başkanlığına getirilen Şaron, 6 Şubat 2001’de yapılan seçimleri kazanarak İsrail’in 11. Başbakanı oldu. Başbakan seçilmeden önce Eylül ayında Mescid-i Aksa’ya düzenlediği olaylı ziyaret, İkinci İntifada hareketinin kıvılcımını tutuşturmuştu. Belçika mahkemeleri tarafından savaş suçlusu olarak hakkında tutuklama kararı çıkartılan Şaron, 28 Ocak 2003 tarihinde yapılan erken genel seçimlerde İsrail halkı tarafından yeniden Başbakan olarak seçildi.
Şaron’un bazı sözleri, onun (ve tabii ki onu seçen İsrail halkının) barışı ne kadar istediğinin açık bir göstergesidir:
“Evet, işgal altındaki topraklarda taş atan kim varsa onu kovacağım”.
“Her şeyden sonra, Arapları kahvaltıda yiyen biri olarak tanınıyorum ki bu asılsızdır”.
“Bildiğiniz gibi Kuran bir defa bile Kudüs’ten bahsetmez… Yahudiler, dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar dua ederken yüzlerini Süleyman Mabedi’ne (Mescid-i Aksa) çevirirler. Bir Arap dua ederken ise Mekke’ye yönelir. Bir Arap Süleyman Mabedi’nde olduğunda bile oraya sırtını döner. Tabii ki aşağıdaki parçalarının bir kısmını da”.
Paylaş
Tavsiye Et