Balkan coğrafyası, Osmanlı ve Avusturya-Macaristan imparatorluklarının yönetimleri altında geçirdiği yüzyıllar boyunca, farklı etnik unsurların barış içinde bir arada yaşadıkları bir tarihsel deneyime sahne oldu. Ancak bu eşsiz deneyim, Fransız İhtilali’nin kanlı çocuğu milliyetçilik ideolojisinin bu iki imparatorluk bünyesinde yaşayan halklara sirayet etmesi ile birlikte yerini, diplomasi literatürüne Balkanlaşma deyimini sokan bir çatışma geleneğine bıraktı. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra söz konusu imparatorlukların tasfiye olmasının ardından büyük güçlerin Balkanlar için buldukları çözüm, yapay bir devlet olan ve Güney Slavların Birliği anlamına gelen Yugoslavya Krallığı’nı kurmaktı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra sosyalist bir form kazanan Yugoslavya, Soğuk Savaş dengeleri arasında etnik barışın sembolü olarak her iki kutup tarafından korunup kollanmaya çalışıldı. Ancak Soğuk Savaş’ın ardından bu zoraki birlik kanlı bir şekilde parçalandı. Bosna Savaşı’nın, pamuk ipliğine bağlı bir anlaşma ile sonuçlanmasından birkaç yıl sonra bu sefer Kosova, Yugoslavya’nın son çatışma alanı olarak önümüze çıktı. Ve Bosna’nın aksine, nihai statüsü yılan hikayesine dönen bir mesele olarak varlığını bugüne kadar sürdürdü. Biz de bu sayıdaki dosyamızı, uluslararası sistemin artık kaçınılmaz olarak sonuçlandırma aşamasına geldiği Kosova meselesine ayırdık. Dosyamız, Murat Yılmaz’ın Kosova meselesinin tarihsel sürecini ele aldığı yazısı ile başlıyor. Yılmaz, tarih boyunca hiçbir zaman bağımsız olmamış bu coğrafya için bağımsızlığın bugün nasıl adeta yegane çözüm haline geldiğini anlatıyor.
Mesut Özcan, Kosova’nın statüsünün ABD, AB ve Rusya arasındaki güç mücadelesinin bir parçası olduğunu ortaya koyarken; Muzaffer Şenel ise ekonomik bir dev, siyasi bir cüce olarak AB’nin, kendi coğrafyası ve nüfuz alanındaki bu sorun karşısında aldığı tavrı analiz ediyor.
Dragana Kovacevic, Kosova’nın Sırplar için tarihsel ve kimliksel olarak ifade ettiği anlama dikkat çeken yazısında, bunu dikkate almayan bir çözümün adil ve gerçekçi olmayacağı vurgusunu yapıyor.
Paylaş
Tavsiye Et