Devletlerarası ilişkilerde yaygın bir davranış biçimi vardır: Güç kapasitesi orta ya da düşük seviyede bulunan bir devlet, kendisi için tehdit teşkil eden bir büyük güçle sınır komşusu olması halinde, uzakta bulunan bir başka büyük güçle ittifak kurar. Bu şekilde onu dengelemeye ve oluşturduğu tehdidin açık bir tehlikeye dönüşmesini engellemeye çalışır. Soğuk Savaş dönemindeki Türk-Amerikan ilişkileri de bu eğilimin en iyi örneklerinden biridir. Çimentosunu ortak düşman Sovyetler Birliği ve komünizm tehdidinin oluşturduğu bu ilişki, NATO çatısı altında kurumsallaşmıştı. Ancak SSCB’nin dağılmasıyla birlikte köprünün altından çok sular geçti. Bugün gelinen noktada yerine göre çatışan ve örtüşen çıkarları, iki ülkenin kontrollü ve müzakere temelli bir ilişki kurmasını zorunlu kılıyor. Murat Yeşiltaş, Soğuk Savaş döneminde Türkiye’nin ABD ile kurduğu ilişkiyi üç dönem halinde inceliyor. Zaman zaman kırılmaların da yaşandığı bu ilişkinin, küresel bir aktöre eklemlenme ancak teslim olmama çerçevesinde geliştiğini ifade ediyor.
Mesut Özcan, 1989-2002 arası Türk-Amerikan ilişkilerini “uyuşmazlıkları uzlaştırma çabası” şeklinde tanımlıyor. Birinci Körfez Savaşı’ndan sonra iki ülkenin Irak’taki çıkarlarının çelişmeye başladığını ancak Türkiye’nin bu durumun üzerine fazla gitmediğini belirtiyor.
Muzaffer Şenel, 2000’lere gelindiğinde Washington-Brüksel kıskacından kurtulma çabasına giren Türkiye’nin, hem ABD hem AB ile eş zamanlı olarak yüzleşerek gerçekçi politikalar geliştirmeye çalıştığını yazıyor.
Hasan Kösebalaban ise, Batı eksenli dış politika ekseninden sapmadan ve küresel dengeleri göz ardı etmeden Türk dış politikasına yeni açılımlar geliştirmeye çalışan AKP hükümetinin, Türkiye ile ABD ilişkilerinin niteliğini değiştirdiğini ortaya koyuyor.
Nuh Yılmaz da, Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinde son dönemdeki ana gerilim unsuru haline gelen PKK terörü ve Irak meselelerinde istediği sonuçlara ulaşabilmesinin, izlediği sağduyulu ve kararlı tavrı derinleştirmesine bağlı olduğuna dikkat çekiyor.
Devletler sabırlı ve sağduyulu oldukları oranda büyüktür.
Paylaş
Tavsiye Et