Ekonomide Gündem
Küresel finans sistemi çatırdıyor
Dünyanın en büyük ekonomisi ABD’de işsizlik oranının Aralık ayında %5 ile son iki yılın en yüksek düzeyine çıkması ve aynı dönemde perakende satışlarının %0,4 oranında düşmesi; ABD’nin en büyük finans kuruluşu Citigroup’un 2007 yılını 18 milyar, yatırım bankası Merrill Lynch’in 8,6 milyar dolar zararla kapaması dünya ekonomisinde durgunluk tartışmalarına neden oldu. Artan durgunluk kaygıları ve ekonomiye ilişkin belirsizlikler nedeniyle ABD’de borsalar 2002 yılından bu yana en büyük düşüşünü yaşarken, tüm dünya borsalarını da olumsuz etkiledi. Ülke ekonomisinin durgunluğa girmesini önlemek için ABD Başkanı George Bush’un 150 milyar dolarlık vergi indirimini içeren önlem paketini açıklaması da düşüşü durdurmaya yetmedi. 2006 yılında güvenlik nedeniyle 6 Amerikan limanının Dubai Ports World’e satışını engelleyen ABD hükümeti, bugün ülkenin en büyük finans kuruluşlarının petrol zengini Körfez ülkelerine parça parça satılmasına herhangi bir tepkide bulunamaz duruma geldi. ABD Merkez Bankası (FED) olağanüstü kararla faiz oranlarını 0,75 puan düşürerek %3,5 seviyesine çekti. Uzmanlar, krizin ciddiyetini gören FED’in bu hamlesiyle en büyük kartı oynadığını vurguladı.
Tavsiye Et
Dünya ekonomisini gelişmekte olan ülkeler kurtaracak
Dünya Bankası’nın yayımladığı 2008 yılı Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu’na göre, bu yıl ABD ve diğer gelişmiş ülkelerde beklenen ekonomik yavaşlama, gelişmekte olan ekonomilerin büyümesi ile önemli ölçüde telafi edilecek. Raporda 2008 yılında dünya ekonomisindeki büyüme hızının yavaşlayacağı, ancak büyük bir durgunluk ihtimalinin zayıf olduğu belirtiliyor. Ayrıca geçen yıl %3,6 büyüyen dünya ekonomisinin büyüme hızının bu yıl %3,3’e gerileyeceği tahmin edilirken, gelişmekte olan ülkelerin %7,1, gelişmiş ekonomilerin ise %2,2 büyüme hızı katedeceği ifade ediliyor. 2008’de ABD’nin %1,9, Japonya’nın %1,8, Avro Bölgesi’nin %2,1 büyüyeceği tahmin edilen raporda Çin’in %10,8, Hindistan’ın %8,4, Türkiye’nin %5,4 büyüyeceği öngörülüyor. Bazı uzmanlar ise Amerikan konut piyasasındaki krizin ekonomide durgunluğa neden olması ihtimali, gelişmekte olan ülkelerin ihracatına darbe vuracağından, bu tahminlerin gerçekleşmesinin imkansız olacağını belirtiyor. Ayrıca raporda, petrolün varil fiyatının yıl içinde sürekli düşüş göstermesi bekleniyor.
Tavsiye Et
Petrolün dörtte birini tek başına ABD tüketiyor
BP Enerji İstatistikleri 2007 Raporu’na göre dünya ham petrol üretimi 2006 yılı sonu itibariyle 3.914,1 milyon ton olurken; aynı dönemde tüketim 3.889,8 milyon tonu buldu. En çok ham petrol üreten ülke 514,6 milyon ton ile Suudi Arabistan olurken, bu ülkeyi 311,8 milyon ton ile ABD, 209,8 milyon ton ile İran izledi. 2000 yılında 352,6 milyon ton petrol üreten ABD’nin üretimi giderek azalıp 2006’da 311,8 milyon tona düştü. 2006 yılında toplam petrol üretiminin %24,1’i olan 938,8 milyon ton ham petrol tüketen ABD’yi, 349,8 milyon ile Çin, 235 milyon ton ile Japonya izledi. Türkiye ise aynı dönemde dünya toplam tüketiminin %0,73’üne tekabül eden 28,5 milyon ton ham petrol tüketti. Uzmanlar tüketim miktarının aynı düzeyde kalması halinde dünyada mevcut olan toplam ham petrol rezervinin 50 yıl sonra tükeneceğini belirtiyor. Öte yandan petrol fiyatları tüm zamanların rekorunu kırarak 2008’in ilk günlerinde 100 doları bulurken, dünyanın en büyük petrol tüketicisi konumunda olan ABD’de durgunluk endişelerinin artmasını takiben 90 doların altına geriledi.
Tavsiye Et
Türkmenistan’da yaşam bedava oluyor
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsız olan, 1 dolara 50 litre ile dünyada akaryakıtın en ucuz satıldığı Türkmenistan’da kişi başına belli miktarda aylık bedava benzin uygulamasına geçildi. Daha önce doğalgaz, elektrik ve şebeke suyu da sınırlı miktarda ücretsiz olarak verilmeye başlanmıştı. Çalışmalar hakkında bilgi veren Doğalgaz ve Petrolden Sorumlu Devlet Başkan Yardımcısı Taçberdi Tagiyev, kişi başı aylık benzin limitini aşanlara piyasa fiyatından akaryakıt satılacağını açıkladı. Ekonomide arka arkaya almış olduğu popülist kararlar nedeniyle Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhammedov, halk tarafından “Robin Hood” olarak görülüyor. Ülkenin can damarı olan benzin kaynakları konusunda Türkmenistan; Rusya ve Çin ile Doğu’ya, AB ve ABD ile ortak projeler yürüterek Batı’ya yakınlaşıyor.
Tavsiye Et
Zenginlikte İngiltere ABD’yi geçecek
Oxford Economics adlı ekonomik analiz kurumunun yaptığı araştırmada, 19. yüzyıldan beri ilk kez 2008’de İngiltere halkının zenginlik konusunda ABD’lileri geride bırakacağı açıklandı. Araştırmaya göre, 1993 yılında İngiltere’de kişi başına düşen milli gelir ABD’nin %34, Almanya’nın %33 ve Fransa’nın %26 gerisinde iken, 2008’de İngiltere’deki kişi başı milli gelir ABD’den 250, Almanya’dan 1835, Fransa’dan ise 1800 sterlin daha yüksek olarak 23.500 sterline ulaşacak. Ancak araştırmada, mal ve hizmetlerin İngiltere’ye oranla ABD’de daha ucuz olması nedeniyle ABD’lilerin alım gücünün daha yüksek kalacağı bildirildi. İngiltere’nin artık Avrupa’nın hasta adamı olmadığını belirten uzmanlar, ülkenin bugünkü konumunu, son 15 yılda artan ekonomik verim ve dolar karşısındaki güçlü sterlinden aldığını belirtiyor.
Tavsiye Et
Almanya’da 38 yıl sonra bütçe dengesi sağlandı
Almanya’nın Wiesbaden kentindeki Federal İstatistik Dairesi tarafından yapılan açıklamada, 2007 yılında ülke çapında 70 milyon avro bütçe fazlası verildiği bildirildi. 2006 yılında açığın 36,96 milyar avro olduğu Almanya’nın bütçesinde 1969 yılından bu yana ilk kez gelir-gider dengesi sağlandı. Bütçe dengesinin sağlanmasında ekonomik canlanmaya bağlı olarak vergi gelirinin %4,7 oranında artması etkili oldu. Rapor, bütçe açığının GSMH’ye oranının %3 olmasını içeren Maastricht kriterlerini 2002-2005 yılları arasında yerine getiremeyen Almanya’nın, 2007 yılında nihayet bu kriterleri tutturduğunu gösteriyor. Ayrıca Almanya Maliye Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada 2007 yılında borçlanmanın 14,3 milyar avroyla 1989 yılından bu yana en düşük seviyede gerçekleştiğini bildirdi.
Tavsiye Et
İyileşen yatırım ortamı, yabancı yatırımı çekiyor
Türk ekonomisinin temel kırılganlığından biri olan cari açığın finanse edilmesi için gerekli olan yabancı sermayede son yıllarda büyük artış görülüyor. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) verilerine göre, 2000 yılında dünyadaki doğrudan yabancı sermayeden %0,1’den az pay alan Türkiye’nin payı %2’ye yaklaştı. UNCTAD raporunda, 2000’li yılların başında yıllık ortalama 500-900 milyon dolar aralığında doğrudan yabancı sermaye çeken Türkiye, 2005 yılından itibaren yılda 20-30 milyar dolar sermaye çeken ülkeler grubunda yer alıyor. Doğrudan yabancı sermayenin geçmiş yıllara oranla 15-20 kat artmasında ülkedeki yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik yapısal önlemlerin etkili olduğu belirtilen raporda, enerji şirketlerinin gözdesi olan Körfez’deki zengin petrol ülkeleri kadar Türkiye’nin de yabancı sermaye çektiği belirtiliyor. Ancak son yıllarda doğrudan yabancı sermayenin yeni şirketler kurmaktan ziyade ülkede mevcut olan şirketleri satın alması dolayısıyla istihdamın artmasına büyük katkı sağlamadığı bilinen bir gerçek.
Tavsiye Et
Türkiye büyüyor ama yetişemiyor
Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı tarafından yayımlanan Uluslararası Ekonomik Göstergeler verilerine göre, 2006’da Türkiye’nin kişi başına Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYH) 1980 yılına göre %252 artarak 5.520 dolara çıkarken, aynı dönemde ABD’de %258 artışla 43.878 dolara, Japonya’da %282 artışla 35.095 dolara, AB-27’de ise %282 artışla 29.549 dolara yükseldi. Rapora göre, 26 yıllık sürede kişi başı milli gelirini en çok artıran üç ülke Güney Kore, İrlanda ve Lüksemburg oldu. Araştırmada diğer ülkelere oranla 26 yılda Türkiye’nin ne kadar yol aldığını görmek için kişi başı milli gelir 100 kabul ediliyor. Buna göre; 1980 ve 2006 yıllarında kişi başı milli gelir ABD’de 781’den 795’e, Japonya’da 585’den 636’ya, AB-27’de 493’ten 535’e yükselirken; İsviçre’de 1.083’ten 920’ye, Fransa’da 806’dan 664’e, Avustralya’da 665’ten 617’ye düştü. Uzmanlar gelişmiş ülkeler ile milli gelir farkının kapanması için Türkiye’nin uluslararası rekabet gücüne dayalı bir büyüme stratejisi geliştirmesi gerektiğini kaydediyor.
Tavsiye Et
Hükümetin direnci kırılınca enerji fiyatlarına zam yaptı
Son 5 yıldır elektrik fiyatlarını sabit tutan hükümet, elektriğe konutta %15, sanayide %10 oranında zam yaptı. Petrolün varil fiyatının 2002 yılında 20 dolar iken, 2008’de 100 dolara çıktığını söyleyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, aynı dönemde elektriğe zam yapmayarak sanayici, ihracatçı ve düşük gelire sahip kesime büyük katkı sağladıklarını ve bu durumun ekonomiye desteğinin 20 milyar dolar olduğunu vurguladı. 1987’de kullanmaya başladığı doğalgazdan ağırlıklı olarak elektrik üretiminde yararlanan Türkiye, petrol fiyatına bağlı olarak doğalgaz fiyatlarını %7,4 oranında arttırdı. Enerjide dışa bağımlılık oranının %72 seviyesine geldiği Türkiye’de komşu ülkelerden alınan doğalgazda kısıntıların meydana gelmesi üretimde kesintilere neden oluyor. Uzmanlar, ülkenin enerji darboğazından kurtulması için kısa vadede termik, rüzgar ve hibrit santrallerini devreye sokması, uzun vadede ise nükleer ve hidroelektrik santraller kurması gerektiğini vurguluyor.
Tavsiye Et
Türkiye insan gelişiminde Çin’in altında yer alıyor
BM tarafından, doğumda beklenen yaşam süresi, eğitim seviyesi gibi kriterlere dayanılarak yapılan ve 177 ülkenin değerlendirildiği İnsani Gelişim 2007-2008 Raporu’nda Türkiye 84. sırada yer alıyor. Tüm ülkeleri yüksek, orta ve düşük insan gelişimi şeklinde üç grupta ele alan raporda, yetmiş ülkenin yer aldığı yüksek gelişmişlik grubunda ilk üç sırada İzlanda, Norveç, Avustralya bulunuyor. Türkiye’nin de içinde bulunduğu orta gelişmişlik grubunda ilk sırada Dominika yer alırken, Çin 81., Ermenistan 83., Surinam ise 85. sırada bulunuyor. Türk insanının doğumda beklenen yaşam süresinin 71,4 yıl olduğu belirtilen raporda ülke nüfusunun 2015’te %1,2’lik büyümeyle 82,1 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Raporda Türkiye’deki en fakir %10’luk kesimin ülke kaynaklarından %2 pay alırken, en zengin %20’lik kesimin ülke kaynaklarının %49,7’sini tükettiğine dikkat çekiliyor.
Tavsiye Et
Ülkesine güvenen yerli yatırımcının kârı artıyor
Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi Ernst&Young’ın Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2007 Raporu’na göre, geçen yıl yoğun siyasi gündem ve mortgage krizinin etkilerine rağmen Türkiye’de toplam 25,5 milyar dolara ulaşan 182 birleşme ve satın alma işlemi gerçekleşti. Rapor, toplam işlem hacminin %34’ünü gerçekleştiren yerli yatırımcıların 2006’da %9 olan paylarını yaklaşık dört kat arttırarak 8,6 milyar dolara çıkardıklarına dikkat çekiyor. Türkiye’ye güvenen yerli yatırımcının beklentilerine göre 2008 de olumlu geçecek. Halka açık şirketlerin kârlılığının son 10 yılda %10’dan %16-20 aralığına yükseldiğini belirten Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Turan Erol, 2001 sonrasında halka açık şirketlerde borçların aktiflere oranının %32,5’ten %17,5 seviyesine indiğini vurguladı.
Tavsiye Et
Alışverişlerde nakit ödeme azalıyor
MasterCard’ın 13 ülkede gerçekleştirdiği Küresel Nakit Kullanımı Araştırması’nın sonuçlarına göre, katılımcıların %66’sı beş yıl öncesine oranla bugün daha az nakit ödeme yaparken, katılımcıların %75’i gelecekte büyük miktar nakit taşımanın gereksiz olacağını düşünüyor. Araştırma sonuçlarının MasterCard Türkiye Ofisi tarafından açıklanan MasterIndex sonuçlarına benzer olduğu ifade edilirken, MasterIndex araştırmasında Türk halkının %40’ı, 35 YTL’nin altındaki harcamalarını kredi kartı ile yaptığı belirtildi. Araştırma Türk halkının büyük çoğunluğunun gazete bayii ve büfe gibi yerlerde de kabul edilmesi halinde kredi kartını tercih edeceğini gösteriyor. Uzmanlar kredi kartı kullanımı ile tüketicilerin daha hızlı, kolay ve güvenli alışveriş yaptığını belirtirken bu durumun dünya ticaretinin gelişmesine katkı sağladığına dikkat çekiyorlar.
Tavsiye Et