Bir bölgede kalıcı barışın sağlanabilmesi için en az üç şartın gerçekleşmesi gerek: Niyet, cesaret ve adalet. Savaşan taraflarda barış niyeti yoksa ne yapsanız boştur. İsrail devleti, yüzyıllar boyu sürüp gelen “Yahudi Sorunu”nun Avrupa’dan Ortadoğu’ya ihracı idi. Bu yüzden ne İsrail’i yönetenler barış niyeti taşıdılar, ne de arada bir arabuluculuk yapıyor görüntüsü veren Avrupalılar. Soğuk Savaş’ın ikinci yarısında ipleri ele alan ABD de gerçek bir barışa niyetli olmadığını kanıtladı. Adaletten yana olmayanların barışa destek vermesi mümkün değildi zaten.
Şimdi başka bir aşamadayız. Güçlenen bir bölge ülkesi olarak Türkiye, kalıcı barış yolunda inisiyatifi ele almak istiyor. Suriye böyle bir barışa kendini mecbur hissediyor. İsrail sürekli oyunbozan görüntüsünü silmek istiyor. Kendi aralarında bile bir türlü birlik sağlayamayan Filistinliler ise endişe ile gelişmeleri izliyor. İbrahim Karagül, bölge-dışı projelerin çatışmaları önlemekte işe yaramadığı Ortadoğu’da bu sayede bir çeşit Osmanlı Barışı’nın sağlanabileceğine işaret ediyor.
Arap ülkelerinin 60 yıldır İsrail’e karşı rasyonel bir tutum geliştiremediklerini vurgulayan Bülent Aras, bölgenin yeni ince gücü olarak Türkiye’nin arabuluculuğunun olumlu karşılandığına dikkat çekiyor. Tuba Kor ise kalıcı barışın yönetici elitler düzeyinde değil, halklar düzeyinde sağlanabileceğini; şiddet politikalarından vazgeçmeyen bir İsrail ile barış yapmanın imkansız olduğunu belirtiyor.
Hem İsrail hem de Filistin yönetimlerinin mevcut durumunu irdeleyen Ahmet Emin Dağ, iki tarafın da barış yapabilecek güçte olmadığı sonucuna ulaşıyor. Abdülkadir Sinno ise İsrail’in Suriye ile anlaşabileceğini, fakat Filistin-İsrail barışının zor gözüktüğünü dile getiriyor.
Yeni Ortadoğu barışında arabuluculuğa girişen Türkiye iyi niyetli; Suriye sadece niyetli; İsrail cesaretli fakat adaletsiz; Filistinliler cesur fakat çaresiz. Fikret’in başka bir vesileyle belirttiği gibi:
Bütün boşluk: Zemin boş, âsuman boş, kalb ü vicdan boş
Tutunmak isterim, bir nokta yok piş-i hasârımda
Bütün boşluk: Döner bir hiç-i müthiş civarımda.
Paylaş
Tavsiye Et