Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (July 2008) > Türkiye Ekonomi > Kesintisiz borçlanmadan sürdürülebilir kalkınmaya
Türkiye Ekonomi
Kesintisiz borçlanmadan sürdürülebilir kalkınmaya
İbrahim Öztürk
DÜN­YA eko­no­mi­sin­de ve Tür­ki­ye’de bü­yük bir sı­kış­ma ya­şa­nı­yor. Bu, doğ­ru. An­cak ne dün­ya­da bir fe­la­ket var ne de içe­ri­de iş­ler tü­müy­le umut­suz. Ne var ki, psi­ko­lo­jik bir ha­re­kat­la Tür­ki­ye hal­kı­nın öz­gü­ve­ni kı­rıl­mak ve bu mil­let esir alın­mak is­te­ni­yor. Mü­kel­lef bir eko­no­mik kri­zin hü­kü­met­le­ri sü­pü­rüp gö­tür­dü­ğü­nü 2001’de tec­rü­be edi­len “oli­gar­şi­nin adam­la­rı”, bu yüz­den ne­re­dey­se her ya­tı­ra ça­put bağ­lı­yor, kriz du­ası­na du­ru­yor­lar.
Siz bak­ma­yın ba­şı­nı kal­dı­ran enf­las­yo­na ve ca­ri açı­ğa. Bun­lar kon­jonk­tü­rel so­run­lar. İki­si­nin ne­de­ni de bü­yük oran­da dış âlem­de­ki ge­liş­me­ler, içe­ri­de ge­rek­li ted­bir­le­rin alın­ma­ma­sı de­ğil. Ta­bii bu yüz­den Mer­kez Ban­ka­sı (be­nim ar­tık ka­tıl­ma­dı­ğım bir şe­kil­de) fai­ze yük­le­nin­ce ve eko­no­mi ya­vaş­la­yın­ca, iş­siz­lik de ar­tı­yor. An­cak dı­şa­rı­sı nor­mal­leş­ti­ğin­de, Tür­ki­ye kal­dı­ğı yer­den atı­lı­mı­na de­vam ede­cek. Zi­ra ya­pı­lan re­form­la­ra pa­ra­lel ola­rak bi­za­ti­hi sis­te­min ken­di­si ar­tık büt­çe açı­ğı, enf­las­yon ve borç gi­bi so­run oluş­tu­ran yük­ler­den kur­ta­rıl­dı. Tam ter­si­ne bu­gün Tür­ki­ye bir kri­ze gir­mi­yor­sa bu, di­re­nen eko­no­mik dü­zen ne­de­niy­le­dir. Tür­ki­ye eko­no­mi­si­nin ya­pı­sal so­run­la­rı­nın çö­zü­mü ise uzun va­de­li ve ma­li­yet­li­dir. Bu sü­reç de her şe­ye rağ­men baş­la­dı. An­cak ba­zı ke­sim­ler ya ne is­te­di­ği­ni bil­mi­yor, bu yüz­den hem na­lı­na hem de mı­hı­na vu­ru­yor; ya da za­ten ar­tık on­la­rın nez­din­de ha­ki­kat çok­tan ta­ti­le çık­mış, ne ya­par­sa­nız ya­pın ar­tık des­tek, tak­dir, iti­raf za­ten gel­me­ye­cek.
Bü­tün olum­suz­luk­la­ra rağ­men Tür­ki­ye’de eko­no­mi sa­hip­siz bı­ra­kıl­mış de­ğil­dir. Bu, son de­re­ce önem­li. Zor bir dö­nem­de is­tih­dam pa­ke­ti, sos­yal gü­ven­lik re­for­mu, ener­ji sek­tö­rün­de ras­yo­nel fi­yat­la­ma­ya ge­çiş gi­bi zor ko­nu­lar­da adım­lar atıl­dı. Da­ha­sı şim­di Tür­ki­ye “IMF son­ra­sın­da” ken­di kal­kın­ma gün­de­mi­ne geç­me­ye ça­lı­şı­yor. Bu, uzun sü­re­dir hal­kı­mı­zın öz­le­miy­di. An­cak “ha­mi­siz” ve “va­si­siz” ya­şa­ya­ma­yan­lar “çı­pa”la­rı el­den git­ti­ğin­den fer­ya­dı ba­sı­yor­lar.
Böy­le bir iç ve dış sı­kış­ma or­ta­mın­da bi­zi şa­şırt­ma­sı ge­re­ken esas hu­sus, bo­ğa­zı­na tas­ma ge­çi­ri­lip ceb­ren kri­ze so­kul­ma­ya ça­lı­şı­lan bir ül­ke­de hâ­lâ bi­zi se­vin­di­re­cek ba­zı ha­ber­le­rin ol­ma­sı­dır. Ül­ke eko­no­mik kri­ze gir­mek ye­ri­ne ilk çey­rek­te öy­le gö­zü­kü­yor ki, %4-5 ci­va­rın­da bü­yü­me kay­det­miş ola­cak. Kriz­ler üs­sü Tür­ki­ye’de bu­nu bi­le be­ğen­mi­yo­ruz. İkin­ci ola­rak son ye­di-se­kiz ay­dır, bir ayın ih­ra­cat re­ko­ru bir son­ra­ki ay aşı­lı­yor. Hem de dı­şa­rı­da­ki olum­suz ha­va­ya, ar­tan ener­ji ve gı­da ma­li­yet­le­ri­ne, da­ra­lan ih­ra­cat pi­ya­sa­la­rı­na rağ­men. Üçün­cü gü­zel ha­ber, ka­mu ma­li­ye­si cep­he­sin­den ge­li­yor. Bu ay­ki ya­zı­da ma­li di­sip­li­nin ne­re­sin­de ol­du­ğu­mu­zu ana­liz ede­ce­ğim.
Ma­as­tricht Kri­ter­le­ri sağ­lık­lı bir ka­mu ke­si­mi için büt­çe açı­ğı ve borç sto­kun­da iki te­mel sı­nır be­lir­li­yor: GSYH’nin %3’ünü aş­ma­ya­cak bir büt­çe açı­ğı ve %60’ını aş­ma­ya­cak bir ka­mu ke­si­mi (brüt ve­ya AB ta­nım­lı) borç yü­kü. Tür­ki­ye büt­çe açı­ğın­da 2005, ka­mu bor­cun­da ise 2004 yı­lın­dan be­ri bu kri­ter­le­ri sağ­la­mış du­rum­da. Bu yüz­den­dir ki, yıl­lar­ca %20 ban­dı­nın üze­rin­de re­el fa­iz öde­yen Tür­ki­ye, ka­mu ke­si­mi borç­lan­ma ge­re­ğin­de­ki (KKBG) ve borç dön­dür­me ora­nın­da­ki dü­şü­şe pa­ra­lel ola­rak 2004 yı­lın­dan be­ri tek ha­ne­de re­el fa­iz ödü­yor. Fa­iz har­ca­ma­la­rı 2001 so­nun­da büt­çe ge­lir­le­ri­nin %100’ünü alıp gö­tü­rür­ken, bu­gün bu oran %32’si­ne ka­dar düş­müş. Sa­de­ce 1.000 ada­mın ce­bi­ne gi­den fa­iz ka­zı­ğı 2001 yı­lı so­nun­da GSMH’nin %20’si­ni aşar­ken, bu­gün bu %5,7’ye dü­şü­rül­müş (Tab­lo-1).
Ay­nı olum­lu sü­reç zor şart­lar­da 2008 yı­lın­da da de­vam edi­yor (Tab­lo- 2). 2007 yı­lın­da GSMH’nin sa­de­ce %1,6’sı ka­dar olan büt­çe açı­ğı, 2008’de %1,4’e çe­kil­di. Ay­nı şe­kil­de ka­mu borç sto­ku­nun mil­li ge­li­re olan ora­nı da şu an­ki %38’ler se­vi­ye­si­nin al­tı­na çe­kil­di. Or­ta Va­de­li Ma­li Çer­çe­ve’de ka­mu ma­li­ye­si­ne gü­ven oluş­tur­mak is­te­yen hü­kü­met, re­form tak­vi­mi­ne olan bağ­lı­lı­ğı­nı or­ta­ya koy­mak ve ge­le­ce­ği net­leş­tir­mek hu­sus­la­rın­da ken­di­ni bağ­la­yan cid­di ta­ah­hüt­ler ver­di.
Do­la­yı­sıy­la borç­lan­ma gös­ter­ge­le­rin­de ve ma­li di­sip­lin­de bir gev­şe­me as­la söz ko­nu­su de­ğil. An­cak bu­ra­da va­tan­daş ka­fa­yı Fa­iz Dı­şı Faz­la he­de­fi­nin GSYH’nin % 3,5’ine ge­ri çe­ki­lip, el­de edi­le­cek kay­nak­la­rın bu za­val­lı halk için; üre­tim, is­tih­dam, altya­pı, eği­tim, ta­rım­sal dö­nü­şüm, ener­ji ve gı­da üre­ti­mi için kul­la­nı­la­cak ol­ma­sı­na tak­tı. Bu, tek ba­şı­na ma­li di­sip­li­nin el­den ka­çı­rıl­dı­ğı an­la­mı­na gel­mez. El­de­ki kay­nak­la­rın har­ca­ma kom­po­zis­yo­nu de­ğiş­ti­ri­li­yor de­mek­tir. “Ke­sin­ti­siz borç­lan­ma­dan çı­kıp, sür­dü­rü­le­bi­lir bir kal­kın­ma­ya ge­çiş” an­la­mı­na ge­len bu ye­ni sü­reç son de­re­ce ge­rek­li bir hal al­mış­tır. Hü­kü­met iş­siz­li­ği çöz­mek, ener­ji açı­ğı­nı ka­pat­mak, gı­da üre­ti­mi­ni ar­tır­mak, böl­ge­sel den­ge­siz­lik­le­ri azalt­mak adı­na GAP’ı tek­rar baş­lat­tı. Yük­sek fa­iz, olum­suz bek­len­ti­ler ve dur­gun iç ta­lep ne­de­niy­le za­ten bü­yü­me­nin ol­duk­ça ya­vaş­la­ya­ca­ğı eko­no­mi­ye ye­ni bir ha­yat ver­mek üze­re, enf­las­yo­nist ol­ma­yan böy­le bir gö­re­ce ge­niş­le­yi­ci ma­li­ye po­li­ti­ka­sı­nın za­man­la­ma­sı ve ma­hi­ye­ti son de­re­ce isa­bet­li­dir.
Ni­te­kim büt­çe uy­gu­la­ma­la­rın­da 2008 yı­lı­nın ilk beş ay­lık so­nuç­la­rı açık­lan­dı. Eko­no­mi­de bü­yü­me iv­me­si­nin kay­bol­du­ğu ilk beş ay­da büt­çe gi­der­le­ri sa­de­ce %3 ar­tar­ken, ge­lir­ler %4,8 ora­nın­da art­mış. Fa­iz dı­şı har­ca­ma­lar %11 ar­tar­ken, fa­iz har­ca­ma­la­rın­da tam %17,2 ora­nın­da bir azal­ma var. Ver­gi ge­lir­le­ri %18,3, ver­gi dı­şı ge­lir­ler %28,8 ka­dar art­mış. Büt­çe açı­ğı ge­çen yı­lın ay­nı dö­ne­mi­ne gö­re %38,4 ge­ri­le­miş. Yı­lın ta­ma­mı için büt­çe açı­ğı 18 mil­yar YTL ola­rak he­def­le­ni­yor. Yı­lın ilk beş ayın­da 2 mil­yar YTL açık var. Bu­na gö­re yı­lın ta­ma­mın­da büt­çe açı­ğı he­def­le­rin al­tın­da ka­la­bi­lir.
Bü­tün bun­lar yar­gıç ve cun­ta­cı muh­tı­ra­la­rı­nı eli­nin ter­siy­le itip Mec­lis’in ira­de­si­ni ayak­ta tu­tan, re­form di­na­mi­ğin­den kop­ma­yan, eko­no­mi gün­de­mi­ne sa­hip çı­kan ve en önem­li­si de hal­kın des­tek ve te­vec­cü­hü­ne da­ya­lı bir hü­kü­met sa­ye­sin­de olu­yor. Bi­le­si­niz ki, her şe­ye rağ­men bu ül­ke kri­ze so­ku­lur­sa, bu­nun ge­rek­çe­si as­la kü­re­sel kriz ve içe­ri­de uy­gu­la­nan eko­no­mi po­li­ti­ka­la­rı ol­ma­ya­cak. Kriz olur­sa, hal­kı­nın öz­gür­lü­ğü­nü ve re­fa­hı­nı ha­ram sof­ra­la­rı­na teh­dit gö­ren So­ğuk Sa­vaş’ın son “oli­gark”la­rı yü­zün­den ola­cak.

Paylaş Tavsiye Et
Türkiye Ekonomi
DİĞER YAZILAR