Panorama
Anayasa Mahkemesi AKP’yi kapatmadı
Aylardır ülke gündemini meşgul eden kritik dava sonuçlandı: AKP kapatılmadı. 31 Mart’ta Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AKP’nin “laikliğe karşı eylemlerin odağı” olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne dava açmıştı. Yazılı savunmaların ardından 1 Temmuz’da Başsavcı Yalçınkaya, 3 Temmuz’da da hükümet kanadı sözlü savunmasını yapmış ve dava raportöre havale edilmişti. Davayı inceleyen Mahkeme Raportörü Osman Can, 16 Temmuz’da Mahkeme’ye sunduğu raporunda, davanın reddedilmesi konusunda görüşünü bildirdi. Raporu inceleyen Anayasa Mahkemesi, davanın 28 Temmuz’da görüşülmeye başlanmasına karar verdi. Kapatma istemini esastan görüşmeye başlayan Mahkeme Heyeti, üç gün süren yoğun çalışma neticesinde 30 Temmuz’da davayı karara bağladı. Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç, AKP’nin kapatılmadığını, ancak bir yıllık Hazine yardımının yarısından yoksun bırakılmasına karar verildiğini açıkladı. Mahkeme üyelerinden 6’sı partinin kapatılması, 4’ü Hazine yardımından yoksun bırakılması, 1’i ise kapatma isteminin reddedilmesi yönünde oy kullandı. Anayasa’ya göre, parti kapatma için 11 asıl üyeden en az 7’sinin oyu gerektiğinden AKP’nin kapatılması istemi reddedilmiş oldu. Karar, gerek Türkiye gerekse dünyada memnuniyetle karşılandı.
Tavsiye Et
Ergenekon iddianamesi kabul edildi
Ergenekon iddianamesi 14 Temmuz’da açıklandı. Haziran 2007’de Ümraniye’de bir evde ele geçirilen el bombalarıyla birlikte, Danıştay ve Cumhuriyet gazetesi saldırılarıyla irtibatlı bir çetenin ortaya çıkarılışından 1 Temmuz 2008’e kadar olan sürede elde edilen deliller ve bulgulardan hareketle hazırlanan iddianame, 2455 sayfa ve 441 klasör tutarında. 48’i tutuklu 86 kişiyi kapsayan iddianame, 1 Temmuz 2008’deki 6. gözaltı dalgasında tutuklanan emekli orgeneraller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur’u kapsamıyor. Başsavcı Aykut C. Engin şüpheliler hakkında, “silahlı terör örgütüne üye olmak”, “silahlı terör örgütüne yardım etmek”, “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs”, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı halkı silahlı isyana tahrik” ve benzeri suçlardan iddianame düzenlendiğini kaydetti. “Darbe günlükleri” ise iddianamede yer almadı. İddianame, 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 25 Temmuz’da kabul edildi. İlk duruşma 20 Ekim’de Silivri’de yapılacak.
Bu arada Ergenekon soruşturmasının son dalgasında 23 Temmuz’da beş farklı şehirde eşzamanlı yapılan operasyonlarda, aralarında Milli Çözüm Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Akgül’ün de bulunduğu 26 kişi gözaltına alındı. Soruşturmanın derinleşerek devam etmesi bekleniyor.
Tavsiye Et
İran-ABD nükleer gerilimi devam ediyor
ABD’nin ilk kez katıldığı İran-AB müzakereleri 19 Temmuz’da İsviçre’nin Cenevre kentinde yapıldı. Görüşmeye İran’ın başmüzakerecisi Said Celili, AB Dış Politika ve Güvenlik Şefi Javier Solana, ABD’li diplomat William Burns, BM Güvenlik Konseyi üyeleri ve Almanya’nın oluşturduğu “5+1” ülkelerinin temsilcileri katıldı. Zirvenin ardından İran tarafının müzakerelere ilişkin olumlu bir hava içerisinde olduğu ancak ABD’nin istediği sonucu alamadığı gözlendi. Görüşmenin olumlu ve yapıcı geçtiğini, ileriye dönük adım atıldığını söyleyen Celili, Tahran’a döndükten sonra yaptığı açıklamada nükleer faaliyetlerin askıya alınması konusunun ele alınmadığını, müzakere sürecinin nasıl olacağının görüşüldüğünü belirtti. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ise, görüşmenin sürece yeni bir enerji kattığını fakat İran’ın “5+1” ülkelerinin sunduğu teşvik paketine uyumlu bir cevap vermek yerine “dolambaçlı monolog” yaptığını ifade etti. Rice, İran iki hafta içinde nükleer faaliyetlerini askıya alma yönünde olumlu bir karar almazsa, ABD ve AB’nin yeni yaptırımları devreye sokacağını vurguladı.
ABD-İran arasında aktif arabuluculuk yapan Türkiye, Cenevre Zirvesi öncesinde ABD Başkanı Bush’un Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley ve İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki’yi Ankara’da kabul ederek diyalog çağrısında bulunmuştu. Türk Dışişleri yetkilileri, İran’a “Uluslararası toplumdaki endişeleri giderin, nükleer programınızı şeffaf yürütün”, Amerika’ya ise “Diyaloğa şans tanıyın, güce başvurmaktan kaçının” mesajı vermişti.
Tavsiye Et
G-8 ve D-8, küresel sorunları tartıştı
G-8ve D-8’in liderleri, 7-9 Temmuz tarihlerinde bir araya geldi. G-8 Zirvesi, gelişmiş sekiz ülkenin (ABD, Japonya, Fransa, İngiltere, Kanada, İtalya, Almanya ve Rusya) yanı sıra Çin, Hindistan ve diğer gelişmekte olan ülkelerle Afrika ülkeleri liderlerinin de katılımıyla Japonya’nın Hokkaido adasında yapıldı. Zirveye, davetli Cezayir, Nijerya, Etiyopya, Gana, Senegal, Tanzanya ve Güney Afrika liderlerinin yanı sıra Afrika Birliği Başkanı da katıldı. Üç gün süren zirvenin ana gündem maddesini küresel ısıma oluştururken; gıda krizi, yükselen petrol fiyatları, iklim değişikliği, Afrika’nın gelişimi, çevre kirliliği, Kuzey Kore’nin nükleer sorunu ile Zimbabve’deki siyasi gelişmeler ele alındı. Zirvede liderler, önemli bir karara imza atarak, sera etkisi oluşturan gaz salınımlarının 2050’ye kadar %50 oranında azaltılmasında anlaştı. Bağlayıcı kararlar ise, 2009’da Kopenhag’da yapılacak BM İklim Değişikliği Çerçeve Toplantısı’nda gündeme gelecek.
Gelişmekte olan sekiz ülkeyi (Türkiye, Mısır, Nijerya, İran, Endonezya, Malezya, Pakistan ve Bangladeş) bir araya getiren D-8’in 6. zirvesi ise, Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da yapıldı. Gıda krizi ile artan petrol fiyatları gibi konuların ele alındığı zirvede, D-8 sekreteryasının daimi olarak İstanbul’da bulunmasına karar verildi; D-8’in ikinci 10 yılındaki çalışmalarını düzenleyecek “2008-2018 Yol Haritası” ve “tercihli ticaret anlaşması” ile D-8 ülkeleri işadamları için vize kolaylığı sağlayan “vize anlaşması” da kabul edildi. Ekonomik ilişkilerin geliştirilmesini amaçlayan D-8, 1997’de Türkiye’nin girişimiyle İstanbul’da hayat bulmuştu.
Tavsiye Et
İstanbul üst üste saldırılarla sarsıldı
9 Temmuz’da ABD Konsolosluğu önünde ve 28 Temmuz’da Güngören’de silahlı ve bombalı saldırılar gerçekleştirildi. Konsolosluk saldırısında biri koruma görevlisi üç polis memuru şehit oldu. Üç saldırganın da hayatını kaybettiği olayda, saldırının ardından kayıplara karışan dördüncü şüpheli kısa bir süre sonra yakalandı. Yapılan incelemelerde saldırının bir intihar saldırısı olduğu netlik kazandı. Kamuoyunda olayla ilgili iki görüş ön plana çıktı: Soruşturmayı yürüten İstanbul Emniyeti’ne göre eylemi gerçekleştirenler, el-Kaide ile bağlantısı olduğu iddia edilen “dini istismar eden yurtdışı bağlantılı İrfan Grubu”na üye. İkinci görüşe göre ise saldırı, Ergenekon soruşturmasına destek veren ABD’ye ve olayın üzerine giden polis teşkilatına yönelik bir mesaj niteliğinde.
Güngören’deki bombalı saldırıda ise 17 kişi hayatını kaybetti. Saldırı kapsamında 9 kişi gözaltına alınırken olayla ilgili incelemeler devam ediyor. Her iki olayın da amacının ve arkasında kimler olduğunun netlik kazanması kamuoyunda merakla bekleniyor.
Tavsiye Et
Ortak Akıl Hareketi, Türkiye’yi dolaşıyor
Türkiye siyasetinin ilginç bir dönemden geçtiği ve çeşitli toplumsal grupların farklı siyasi taleplerle mitingler düzenlediği bugünlerde, demokrasi ve temel haklar ve özgürlükler mücadelesine gerekli toplumsal katılımı ve desteği sağlamak amacıyla 23 Haziran’da oluşturulan Ortak Akıl Hareketi, ülkenin dört bir yanında mitingler düzenlemeye devam ediyor. Yüzlerce sivil toplum kuruluşu, akademisyen, yazar ve gazetecinin katılımıyla oluşturulan yeni anayasa ve demokrasi platformunun bir projesi olarak başlayan hareket, sırasıyla Malatya, Samsun, Bursa ve Ankara’da mitingler düzenledi. Mitinglerde “egemenlik ne yargının ne de darbelerindir, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” şeklindeki sloganlar dikkat çekiyor. Türkiye’de devlettoplum ve devletbirey ilişkilerinde demokratik bir “değişim”i arzulayan ve bunu demokratik yollardan ortaya koyan hareket, geniş halk katılımı ve “devlet” iktidarına karşı koyduğu siyasi talepler göz önüne alındığında bir ilk olma özelliği taşıyor.
Tavsiye Et
Erdem Beyazıt’ı son yolculuğuna uğurladık
Ölüm bize ne uzak, bize ne yakın ölüm
Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm
mısraları bugünlerde daha bir manidar. Bu mısraların sahibi, modern Türk şiirinin ustalarından Erdem Beyazıt, 5 Temmuz’da hayatını kaybetti.
1939’da Kahramanmaraş’ta doğan Beyazıt, ilk ve orta öğrenimini burada tamamlar. İstanbul ve Ankara’daki hukuk eğitimini yarıda bırakır; AÜ Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olur. Kahramanmaraş Lisesi’ndeki edebiyat öğretmenliğinin ardından çeşitli memuriyetlerde görev alır. Akabe Yayınları’nın ve Mavera dergisinin yöneticiliğini üstlenir; 1984’te DPT’de çalışmaya başlar. 1987’de ANAP Kahramanmaraş milletvekili olur.
Edebiyat ve Mavera dergilerinin kurucularından olan Beyazıt, ilk şiir kitabı Sebeb Ey’i 1972’de yayınlar. 1983’te İpek Yolundan Afganistan’a kitabı ve 1988’de de Risaleler şiir kitabıyla TYB Ödülü alır. Şiir ve yazıları Açı, Hamle, Çıkış, Yeni İstiklal, Büyük Doğu, Diriliş, Edebiyat, Mavera, Yedi İklim ve Hece dergilerinde; günlük yazıları ise Yeni Devir, Zaman ve Yeni Şafak gazetelerinde yayınlanır.
Tavsiye Et
18 yıl sonra Bağdat’a tarihî ziyaret
Başbakan Tayyip Erdoğan, uzun süredir beklenen tarihî Irak ziyaretini 10 Temmuz’da gerçekleştirdi. 18 yıl sonra Irak’a giden ilk Türk başbakanı olan Erdoğan’a Bağdat ziyareti sırasında, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Enerji Bakanı Hilmi Güler ile Başbakanlık Başdanışmanı Ahmet Davutoğlu eşlik etti. Başbakan Erdoğan’ın Irak Başbakanı Nuri el-Maliki ve Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile görüşmesinde terör örgütü PKK, Kerkük ve ekonomik ilişkiler ele alındı. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin kuruluşuna dair bir anlaşmaya da imza atıldı. Buna göre, her sene iki ülkenin başbakanları en az birer, ilgili bakanları üçer, teknik heyetler ise dörder kez bir araya gelecek. En üst düzeyde yapılacak bu görüşmelerle güvenlik, enerji, diplomasi ve ekonomi alanında koordinasyon hedefleniyor.
Her iki tarafın da diplomatik bir başarı olarak gördüğü bu ziyaretin, Ankara-Bağdat hattını kuvvetlendirmesi, tarihî ve kültürel derinliğe sahip iki ülke ilişkilerine ivme kazandırması bekleniyor.
Tavsiye Et
Sırp kasap Karadziç sonunda yakalandı
Soykırım suçuyla aranan eski Bosnalı Sırp lider Radovan Karadziç 22 Temmuz’da Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da yakalandı. 1995’te Dayton Anlaşması’yla sona eren Bosna Savaşı’nın ardından ortadan kaybolan Karadziç’in, 13 yıl boyunca sahte kimlikle psikiyatrist olarak normal bir hayat sürdürdüğü belirtiliyor.
1992’de Bosna-Hersek’in bağımsızlığını kazanmasıyla birlikte bağımsız “Büyük Sırbistan” projesini gerçekleştirmek için Bosna-Hersek Sırp Cumhuriyeti’ni kurup kendisini de devlet başkanı ilan eden Karadziç, 1992-1995 yılları arasında yaşanan çatışmalarda yaklaşık 8.000 Bosnalı Müslüman ve Hırvat sivilin ölümünden sorumlu tutuluyor. Karadziç’in yakalanmasında, 2005’te generallerinin teslim olmasının ardından artan uluslararası baskının, AB üyeliğinin Lahey’deki Savaş Suçları Mahkemesi ile “tam işbirliği” yapmadan mümkün olmayacağı konusunda Hollanda’nın Sırbistan’ı zorlamasının ve Sırbistan İstihbarat Servisi Başkanlığı’na Rade Bulatoviç yerine Saşa Vukadinoviç’in getirilmesinin etkili olduğu söyleniyor.
Tavsiye Et
Sudan Devlet Başkanı soykırımla suçlanıyor
Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) Savcısı Luis Moreno-Ocampo, Sudan Devlet Başkanı Ömer Hasan Ahmed el-Beşir hakkında Darfur bölgesinde insanlığa karşı suç işlediği, soykırım yaptığı ve savaş hukukunu ihlal ettiği gerekçesiyle 14 Temmuz’da dava açtı. ICC’nin görevdeki bir devlet başkanı aleyhine dava açması bir ilk. Savcı Ocampo iddianamesinde, Beşir’in kontrolündeki güçlerin ve ajanların en az 35 bin sivili öldürdüğünü, çatışmalar yüzünden evlerini terk edenlerden 80 ila 265 bininin yavaş yavaş ölümüne neden olduğunu ileri sürdü. Darfur’daki etnik gruplara karşı devlet aygıtları ve “Cancavid” güçlerini kullanarak soykırım suçu işlediğini iddia ettiği Beşir’in mal varlıklarına el konulmasını ve tutuklanmasını istedi. Mahkeme heyetinin, Beşir’in yargılanıp yargılanmayacağına karar vermesi bekleniyor.
Afrika Birliği tutuklama kararının askıya alınmasını isterken; BM ise, Beşir’in suçlanmasıyla Darfur’daki BM ve Afrika Birliği görevlilerine misilleme yapılmasından endişe ediyor.
Tavsiye Et