Panorama
Devletin zirvesinde “mahkeme savaşları”
Anayasa Mahkemesi ile Danıştay arasında, beldelerde belediye başkanlığı seçimlerinin yapılıp yapılmaması konusunda karşılıklı açıklamalarla alevlenen idari bir kriz yaşanıyor. 22 Mart 2008’de yürürlüğe giren kanunla nüfusu 2 binin altına düşen belde belediyelerinin kapatılıp köye dönüştürülmesi karara bağlanmıştı. Yapılan itirazlar sonucu Anayasa Mahkemesi belde belediyelerinin kapatılmasıyla ilgili geçici 1. maddeyi kısmen iptal etti. Danıştay 8. Dairesi de beldelerin itiraz imkanı olduğunu Mahkeme’nin gerekçeli kararı açıklandığında öğrendiklerinden hareketle itiraz süresinin 22 Mart’ta değil 6 Aralık’ta başlaması gerektiğini kararlaştırdı. Danıştay’ın kararına uyarak YSK da 6 Aralık’tan sonra sayım sonucuna itiraz ettiğini belgeleyen beldelerde seçimlerin yapılacağını, yani fiilen kanunun geçici 1. maddesinin işlemez hale geldiğini ilan eden bir karar aldı. Bu kararın ardından Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın Danıştay’ı eleştirmesi ve sonrasında Mahkeme’nin 8 üyesinin de “Kılıç’ın eleştirilerinin Mahkeme’nin değil kendi şahsi görüşlerini yansıttığı” şeklinde açıklama yapması ortamı daha da gerdi. Böylelikle kurumlar arası çatışma ve kurum içi koordinasyonsuzluğu açığa vuran nur topu gibi bir hukuk skandalına daha imza atılmış oldu.
Tavsiye Et
Bush’a ayakkabılı uğurlama
14 Aralık’ta Bağdat’taki basın toplantısı sırasında ABD Başkanı George W. Bush’a ayakkabılarını fırlatan Iraklı gazeteci Muntazar Zeydi, dünyanın gündemine oturdu. Apar topar tutuklanan gazetecinin dosyasına bakan yargıç Diya Kinani, AA muhabirine yaptığı açıklamada Zeydi’nin, bu eylemi Bush’un Sünni direnişin merkezi olan Ramadi’yi ziyareti sırasında yapmayı planladığını, ancak bu girişiminin başarısızlıkla sonuçlandığını, o günden bu yana yeniden plan yaptığını ve önüne çıkan ilk fırsatı da değerlendirdiğini itiraf ettiğini belirtti. Eylemi esprilere ve video oyunlarına konu olan Zeydi, “yabancı bir devlet başkanına ölümle sonuçlanmayan saldırı”yla suçlanıyor ve şu an Irak Adalet Bakanlığı’nın kontrolündeki Yeşil Bölge’de bulunan bir cezaevinde tutuluyor. Zeydi’nin davası 31 Aralık’ta başlayacak. Kinani, Bush’tan ve Irak hükümetinden herhangi bir şikayet gelmediğini ve Zeydi’nin bütün ihtiyaçlarının karşılandığını, sağlık durumunun iyi olduğunu ve vücudunda birkaç morluk dışında bir şey bulunmadığını söyledi. Buna karşın Zeydi’nin avukatı Diya Saadi, müvekkilinin kendisine şiddet uygulayan, Irak Başbakanlığına bağlı basın merkezinin güvenlik görevlilerinden davacı olduğunu
belirtti.
Tavsiye Et
İsrail, Gazze’yi yine kan gölüne çevirdi
Hamas ile İsrail arasındaki ateşkesin sona ermesinin ardından bölge yine karıştı. Oysa tarafların anlaşmasıyla 19 Haziran’da Gazze’de altı aylığına ateşkes yürürlüğe girmişti. Ancak İsrail güçlerinin üç üyelerini öldürmesinin ardından, 18 Aralık’ta bir araya gelen Hamas mensupları, İsrail’in ateşkes süresince şartlara bağlı kalmamasını gerekçe göstererek ateşkese son verdiklerini açıklamıştı. İsrail, ateşkes maddelerini ihlal ederek Hamas’a karşı uyguladığı ambargoya kaldırmamış; bu sebeple de Gazze’de yaşayan Filistinliler açlık ve sefaletle karşı karşıya kalmıştı. Ateşkes süresince İsrail’in düzenlediği saldırılarda 21 Filistinli ölürken, Filistinli güçlerin karşılık verdiği füze saldırılarında ise 38 İsrailli yaralanmıştı.
Ateşkes süresince göstermelik de olsa “barışçıl bir politika” izlediğini tüm dünyaya göstermek isteyen İsrail, yeni bir ateşkes için Dışişleri Bakanı Tvizi Livni’yi 25 Aralık’ta Mısır’a gönderdi. Livni, görüşmelerin ardından Hamas’ı tehdit ederek, saldırılara karşılık vermekten geri durmayacaklarını açıkladı. Bu tehditlerin ardından İsrail, 27 Aralık’ta Gazze Şeridi’ne katliam gibi bir saldırı başlattı. Hiç beklenmedik bir anda Gazze, Han Yunus ve Refah kentlerine düzenlenen ve daha uzun müddet devam edecek gibi görünen hava saldırılarının sadece ilk gününde yüze yakın hedef vuruldu; yaklaşık 300 Filistinli hayatını kaybederken, yaralı sayısı 700’e ulaştı. Mezuniyet törenin yapıldığı bir polis merkezinin hedef alındığı ilk saldırıda, aralarında üst düzey güvenlik görevlilerinin de bulunduğu 140 polis hayatını kaybetti. Söz konusu saldırıya Hamas kanadından da cevap gecikmedi. Gerilimin had safhada olduğu bölgede, yeni bir savaşın çıkmasından ve bunun Ortadoğu’ya yayılmasından endişe ediliyor.
Tavsiye Et
Irak’tan üst düzey ziyaretler
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün rahatsızlığı sebebiyle ertelenen Irak ziyareti sonrası Türkiye, bir hafta arayla Irak’tan iki üst düzey yöneticiyi ağırladı. 20 Aralık’ta Türkiye’ye gelen Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el-Haşimi, Ankara’da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İstanbul’da da Başbakan Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Başbakanlık Başdanışmanı Ahmet Davutoğlu ile Irak heyetinden temsilcilerin de katıldığı 21 Aralık’ta İstanbul’da gerçekleşen toplantıda, güvenlik, ekonomi ve ikili ilişkiler ele alındı; terör örgütü PKK’ya karşı işbirliği ve ortak hareket noktasındaki kararlılık teyit edildi.
Irak Başbakanı Nuri el-Maliki’nin 24 Aralık’ta gerçekleştirdiği ziyaretin ana gündem maddesi ise PKK ile mücadele ve iki ülke ilişkilerinin geliştirilmesi oldu. Cumhurbaşkanı Gül’le yapılan görüşmede Maliki, terör örgütü PKK’nın eylemlerinin Irak ile Türkiye arasındaki ilişkileri bozmaya yönelik olduğunu belirtti. Gül de, teröre karşı müsamaha gösterilemeyeceğini vurguladı. Başbakanlık düzeyindeki toplantı sonrası açıklama yapan Erdoğan, Temmuz ayında Bağdat’ta imzalanan “Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi” kurulmasını öngören anlaşmada kararlaştırıldığı üzere görüşmelerin gerçekleştirildiğini belirtti. İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilere de değinen Erdoğan, 2007 sonu itibarıyla ticaret hacminin 3,5 milyar dolar olduğunu; eğitim, sağlık ve konut alanlarında da Türk müteahhitlerin Irak’a davet edildiklerini kaydetti. PKK’nın Türkiye-Irak ilişkilerini zayıflatmasına izin verilmemesini isteyen Nuri el-Maliki ise Ankara’nın Kuzey Irak Kürt yönetimiyle başlattığı temasları desteklediklerini vurguladı.
Tavsiye Et
AB ile Suriye arasında yeni dönem
10 yıldanfazladır AB ile Suriye arasında süregelen görüşmeler sonucunda “ortaklık anlaşması” imzalandı. 1995’te imzaya açılan AB ile 12 Akdeniz ülkesi arasında diyalog ve işbirliğini öngören Barselona Sözleşmesi’ne, 2006’ya kadar Suriye dışında 11 ülke imza koymuştu. Bölgede yaşanan siyasi gerilimlerle sekteye uğrayan görüşmeler, ABD’nin 2003’te uygulamaya koyduğu ekonomik ambargo üzerine yeniden başlamıştı. AB tarafından 2004’te hazırlanan “ortaklık anlaşması” görüşmelerinde, taraflar son olarak 24 Kasım’da bir araya geldi. Lübnan ile diplomatik ilişki kurarak ve Türkiye’nin arabuluculuğunda İsrail ile dolaylı barış görüşmelerine başlayarak bölgenin siyasi geleceği açısından olumlu adımlar atması sebebiyle, Suriye ile “ortaklık” önerisi Avrupa Komisyonu’nda kabul edildi. 14 Aralık’ta bir araya gelen Suriye Başbakan Yardımcısı Abdullah Dardari ile Avrupa Komisyonu Dış İlişkiler Direktörü Hugo Mingarelli “ortaklık anlaşması”nı imzaladı. Suriye’nin bölgedeki rolüne ve ekonomik açılımına önemli katkısı olacağı düşünülen bu anlaşmanın seyrini önümüzdeki dönemde göreceğiz.
Tavsiye Et
Yunanistan’da gençlerin isyanı hükümeti salladı
Yunanistan, 15 yaşındaki Aleksandros Grigoropoulos’un 6 Aralık gecesi polis kurşunuyla öldürülmesi üzerine patlak veren şiddet dalgasıyla sarsıldı. Olayın hemen ardından başlayan gösteriler nedeniyle Yunanistan İçişleri Bakanı istifasını sunsa da, Başbakan Kostas Karamanlis bunu kabul etmedi. Hadise hakkında derhal soruşturma açılırken, Aleksandros’un ölümüne yol açan kurşunu atan polis memuru Epaminontas Krokoneas tutuklanarak cezaevine kondu. Fakat çeşitli sol ve anarşist gruplarla öğrencilerin ve işsizlerin gösterileri, kısa sürede kontrolden çıktı. Polisle çatışan öfkeli gençlerin başkent Atina’dan Selanik’e kadar birçok şehirde yüzlerce banka şubesi, dükkan, alışveriş merkezi, otel ve otomobili yakıp yağmalaması ve devlet dairelerine saldırması, milyarlarca avro zarara yol açtı. 10 Aralık’ta ülke çapında genel grev düzenlendi. 18 Aralık’ta Atina’nın sembolü Akropolis Tapınağı’nı bir saat süreyle işgal eden göstericiler, tüm AB’ye direniş çağrısında bulundular. Noel nedeniyle hız kesen gösterilerin yeniden başlaması halinde, Karamanlis hükümetini çok zor günler bekliyor.
Tavsiye Et
“Özür” kampanyasına Arıtman damgası
1915 olaylarına ilişkin olarak bazı aydınların başlattığı “Ermenilerden Özür Diliyoruz” kampanyası, verilen farklı tepkilerle gündeme oturdu. TBMM Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay, 1915 olaylarına ilişkin başlatılan kampanyayı yanlış bulduklarını belirtirken, MHP ve KAMU-SEN kampanyaya destek verenleri ihanetle suçladı. Gündeme damgasını vuran olay ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün konuyla ilgili lehte veya aleyhte görüşlerin dile getirilmesini demokrasinin gereği olarak gören ortada bir tavır sergilemesi üzerine CHP’li Canan Arıtman’ın, Gül’ün annesi için “Ermeni” imasında bulunmasıydı. Kısa bir sessizlik sonrası Arıtman’a cevaben Gül “Yüzyıllardır Müslüman ve Türk olan bir ailenin çocuğuyum” açıklaması yaptı. Bunun üzerine yine Arıtman’ın “Niye önce ‘Türk’üm’ demiyor da, Müslümanlığını öne alıyor?” açıklaması ortamı daha da gerdi. Gül’e hakarette bulunan Arıtman’ı CHP Genel Başkanı Deniz Baykal dahi eleştirirken; Gül de Arıtman’a 1 YTL’lik manevi tazminat davası açtı.
Tavsiye Et
TRT’nin Kürtçe kanalı yayın hayatına başladı
TRT bünyesinde Kürtçe yayın yapacak olan TRT-6, “Türksat 3A Batı, frekans:12685”ten 25 Aralık’ta test yayınına başladı. “Em di bin eyni esmani de ne / aynı göğün altında” sloganıyla yayına başlayan kanalda Kurmançi lehçesi kullanılıyor. İlk test yayını İstiklal Marşı’yla başlarken; jenerikte yayına girecek olan belgesel, spor, sinema ve kültür programlarının tanıtımı yapıldı. Kürtçe kanal ile ilgili düşüncelerin aktarıldığı röportajların yanı sıra müzik klipleri de yayınlanıyor. Hazırlık çalışmalarının devam ettiği kanal, resmî yayına 1 Ocak 2009’da başlayacak ve kanalın açılışı Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından gerçekleştirilecek.
Kürtçe kanal, Doğu ve Güneydoğu’da sevinçle karşılanırken, terör örgütü PKK üyelerini endişeye sevk etti. Nasıl bir yayın politikası izleyeceği merak edilen kanalın açılması, sivil toplum kuruluşları tarafından memnuniyetle karşılanırken; TRT’nin Kürtçe yayın yapmasının önemsenmesi gereken bir açılım olduğu ifade edildi.
Tavsiye Et
Partiler, yerel seçim adaylarını açıklıyor
29 Mart 2009’da yapılacak yerel seçimlere az bir zaman kala, siyasi partiler adaylarını açıklamaya başladı. Özellikle büyükşehir belediye başkanı adaylarının açıklanmasını kamuoyu merakla bekliyor. İstanbul ve İzmit’te mevcut başkanlar Kadir Topbaş ve İbrahim Karaosmanoğlu ile “yola devam edecekleri”ni açıklayan Başbakan Tayyip Erdoğan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayının belirlenmesi noktasında kararsız kaldı. Önümüzdeki günlerde açıklaması bekleniyor.
Öte yandan cumhuriyetin “merkez”i olarak görülen Ankara’da sol partiler, üç dönemdir AKP’li Melih Gökçek’e karşı adeta koalisyon oluşturmuş durumda. SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, CHP’den Ankara Belediye Başkan adaylığı için anlaştı. DSP’nin de Karayalçın’ın karşısına bir aday çıkarması beklenmiyor. Ankara’daki ofisinde seçim çalışmalarına başlayan Karayalçın, rakibinin Gökçek olmasını isteyerek meydan okudu. Seçimlerde Ankara’da ciddi bir çekilme yaşanacak gibi görünüyor.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak’ın AKP’den istifa edip MHP’ye geçmesi ise kamuoyunda çokça tartışıldı.
Tavsiye Et
CHP’de olağanüstü değişiklik var
“Çarşaf açılımı” nedeniyle bir süredir kamuoyundan büyük destek alan, tabanından ise tepki toplayan CHP, parti tüzüğünde önemli yeniliklere imza attı. CHP’nin Deniz Baykal başkanlığında 21 Aralık’ta gerçekleştirdiği 14. Olağanüstü Kurultayı’nda, genel sekreterin görevleri kısıtlanırken genel başkan yardımcısı sayısı 13’e yükseltildi. CHP’li delegelerin oyuna sunulan parti program ve tüzüğüne ilişkin değişiklikler oy çokluğuyla kabul edildi. Siyasi, sosyal ve ekonomik alanda çok sayıda önerinin yer aldığı taslakta, Alevilerin Diyanet’te temsil edilmesi, emeklilik süresinin azaltılması, yolsuzlukla etkin mücadele, insan hakları müsteşarlığının kurulması, ulusal bankacılıkta yabancı payının sınırlandırılması, KDV oranlarının indirimi, kadın-erkek eşitliği için çerçeve bir yasanın hazırlanması, milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması, YÖK’ün ve ÖSS’nin kaldırılması gibi başlıklar yer alıyor. Tüm eleştirilere rağmen kurultayda kabul edilen ve “partiye dinamizm getirme”yi amaçlayan Baykal’ın bu değişikliğinin, 2009 yerel seçimlerini nasıl etkileyeceği ise merak konusu.
Tavsiye Et
Başbakan Erdoğan Davos’a damgasını vurdu
Her sene 28 Ocak-1 Şubat tarihleri arasında İsviçre’nin Davos kasabasında gerçekleştirilen Dünya Ekonomik Forumu önemli gelişmelere sahne oldu. 96 ülkeden aralarında devlet adamları, uluslararası iş ve finans çevrelerinin üst düzey yöneticileri, akademisyenler, medya ve STK mensuplarının da bulunduğu yaklaşık 2.500 kişinin katıldığı forumun bu yılki teması, “küresel kriz sonrası dünyayı biçimlendirmek” olarak belirlendi. Küresel mali krizin çeşitli yönlerinin ve çözüm yollarının ele alınacağı toplantılar çerçevesinde oturumların düzenlendiği forum, dünya liderleri arasında ikili görüşmelere de ev sahipliği yaptı.
Ancak “küresel mali kriz” eksenli toplanan Davos’a damgasını vuran asıl konu, 29 Aralık’ta “Gazze Ortadoğu İçin Model” oturumunda Başbakan Tayyip Erdoğan ile İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres arasında yaşanan gerginlik ve moderatör David Ignatius tarafından konuşması engellenen Erdoğan’ın toplantıyı terk etmesi oldu. Gazze’deki katliam sırasında buna seyirci kalmayarak İsrail’i sert bir dille eleştiren Erdoğan’ın, Peres’in kışkırtıcı ve gerçeklikten uzak sözleri karşısında verdiği cevaplar, gerek Türkiye gerekse dünya kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Bu çıkışıyla İsrail ve İsrail-severler dışında büyük takdir toplayan Erdoğan’ı, Peres daha sonra telefonla arayarak özür diledi.
Tavsiye Et