Dünya Bankası Nisan 2003’de yayımladığı raporunda Nisan 2002’den bu yana gerçekleşen büyüme düzeylerine ilişkin tahminlerde bulundu. Bu tahminlere göre, bir yıl içerisinde tüm dünya ekonomisi %2,3 büyürken; bu oran OECD ülkeleri için %1,8, gelişmekte olan ülkeler için ise %4 düzeyinde oldu.
Raporda Irak savaşının dünya ekonomisinde yaklaşık %0,5’luk bir daralmaya neden olacağı da belirtiliyor.
Dünya Bankası uzmanları her şeye rağmen gelecekten umutlu. Gelecek yıl için büyüme tahminleri; dünya genelinde %3,2, OECD ülkeleri için %2,8, gelişmekte olan ülkeler içinse %4,7 düzeyinde. Aynı ülke grupları için 2005’e ilişkin tahminler ise sırasıyla; %3,1, %2,6 ve %4,8 şeklinde.
Ancak Amerikan işgücü piyasasındaki gelişmeler farklı yorumlara neden oluyor. Şubat ayında 357.000 kişi işsiz kalırken, Mart ayı 108.000 çalışanın daha işsiz kaldığı bir dönem oldu. Mart 2001’den bu yana ABD’de işsiz kalan insanların sayısı 2 milyonu aştı. Nisan ayında işsizlik oranı ise bir önceki aya göre %0,2 artarak %6’ya ulaştı. ABD’nin cari açıkları yarım trilyon dolar düzeyinde. Bütçe ise geçen yıl OECD tahminlerine göre GSYİH’nın %3,1’i kadar açık verdi. Bu yıl bu oran Irak Savaşı nedeniyle artan savunma harcamaları yüzünden daha da artacak gibi görünüyor. Tüm dünya ekonomilerinin bir ölçüde ABD’ye bağlı olduğu dikkate alınırsa, geleceğe ilişkin büyüme tahminleri gözden geçirilmeli.
Geçen Şubattan bu yana Euro bölgesinde işsizlik oranı %0,6 artarak, %8,7’e ulaştı. Avrupa Birliği’nin lider ülkesi Almanya’nın ekonomik performansı da pek iç açıcı değil. Ekonomi yılın son çeyreğinde sadece %0,5 büyürken, işsizlik oranı Nisan’da %10,7 düzeyinde. Avrupa Komisyonu Ekonomik ve Mali İşler Dairesi, Euro Bölgesi’nin 2003’ün ilk çeyreğinde %-0,2 ile %0,2 arasında bir düzeyde büyüdüğünü tahmin ediyor. İkinci çeyreğe ilişkin tahminler de sınırlı bir büyümeyi işaret ediyor. Tahminlere göre Euro Bölgesi ikinci çeyrekte %0,1 ila %0,4 arasındaki bir oranla büyüyecek. Euro ise bu duruma çok da uygun olmayan bir şekilde, 1999 Ocak’ından bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Bugünlerde, 2001’deki en düşük düzeyinin %36 üzerinde seyrediyor.
Japonya’da ise fiyatlar düşmeye devam ediyor. Ekonomi büyüse de yapısal sorunlar aşılamıyor. Uzakdoğu’da baş gösteren ve bölgede giderek yaygınlaşan SARS (Akut Solunum Yetmezliği Sendromu) hastalığı, insanların yanı sıra bölge ekonomilerinin de sağlıklarının bozulmasına neden olacak gibi. Hong Kong’da bazı sektörlerde perakende satışların %50’ye varan oranlarda düştüğü ifade ediliyor.
Çin yıllardır sürekli ticaret fazlası veren bir ülke. Ancak bu yıl ikinci kez açık verdi. Son bir yıl içindeki ticaret fazlası bu nedenle 22,1 milyar dolara geriledi.
Bu yılın ilk çeyreğinde Çin, 1,03 milyar dolarlık açık verdi. Bu dönemde 86,32 milyar USD ihracat yapan ülkenin ithalatı 87,34 milyar USD düzeyinde gerçekleşti.
Tavsiye Et
2002 yılında %7,8 büyüyen Türkiye ekonomisi, yılın son çeyreğinde yakaladığı %11,5’lik büyüme hızı ile son yılların en yüksek seviyelerine ulaştı. 2002 yılındaki GSMH 180 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Bu da kişi başına yıllık 2.600 dolar civarında bir gelir anlamına geliyor.
Büyümenin sektörel dağılımına bakıldığında reel olarak ithalat vergisinin %23 oranında arttığı, ticaret ve sanayi kesiminin de sırasıyla %10,7 ve %9,4 oranında artış gösterdiği görülüyor. Büyümenin kaynağı ise stoklardaki artış ve kısmen de yılın son döneminde hız kazanan kamu harcamaları. 2001 yılında kriz dolayısıyla üretimin durmasıyla tükenen stoklar, 2002 yılının başındaki iyimser hava ile yenilenmiş görünüyor. Devletin nihai tüketim harcamaları ile inşaat ve makine yatırımlarında da belirgin bir artış söz konusu. Bununla birlikte büyümenin temel itici gücü olması gereken özel tüketim harcamalarındaki reel artış kriz yılı 2001’e göre hala çok düşük. Yatırım harcamalarının ve dış ticaretin ise büyümeye reel etkisi 2002’de negatif olmuş durumda.
Sanayi üretimindeki büyük oranlı artışlar, büyümenin sürdürülebilir olacağına dair ümit veriyor. Zira; Ocak 2003’de de sanayi üretim endeksi bir önceki aya göre %13,2 oranında arttı. İnşaat sektörü ve mali kuruluşların sağladığı hizmetlerin ekonomideki payı yıl boyunca gerilerken; tarım, ticaret, ulaştırma ve haberleşme gibi sektörler yüksek büyüme hızlarını yakaladı. Kritik sektörlerle ilgili bir diğer önemli gelişme, 2000 yılı son çeyreğinden beri sürekli olarak daralan inşaat sektöründe reel büyümenin, ilk defa geçtiğimiz yılın son üç aylık döneminde küçük de olsa pozitif bir değer alması. Mart ayında da sanayi üretimi %5.6 artarken, imalat sanayindeki artış oranı ise %5.8 oldu. Bu dönemde en canlı sektörler taşıt araçları ile makina ve teçhizat sanayi oldu. Beklentilerin üzerinde yükseliş gösteren sanayi üretimi neticesinde, ilk üç aylık sanayi üretim artışı %7,5 düzeyinde gerçekleşti. Bu da büyüme oranının %5’lik hedefin de üzerine çıkabileceğinin bir işareti.
Enflasyon Nisan ayında beklenin altında gerçekleşti. Aylık enflasyon Toptan Eşya Fiyatları Endeksi’nde %1,8, Tüketici Fiyat Endeksi’nde % 2,1 oldu. Tarım fiyatlarındaki artış ise %7,2 düzeyinde gerçekleşti. Bu rakamlar ile yıllık enflasyon TEFE’de %35,1, TÜFE’de ise %29,5 oldu. Özel sektör imalat sanayindeki fiyat artışı (çekirdek enflasyon) ise Marttaki %1,6’lık değerinin çok altında gerçekleşerek %0.7 oldu. Rakamların beklenenden düşük çıkması, yılsonu hedeflerinin tutturulabileceğine dair beklentileri kuvvetlendirdi.
Vergi Barışı’na 6,6 katrilyon TL’lık müracaat oldu. Fakat özel sektörden yapılan başvuruların ilk taksit ödemelerinde tahsilat %63 düzeyinde gerçekleşti. Maliye yetkilileri ödeme yapmayan mükellefleri telefonla arayarak uyaracaklarını, bundan da sonuç alamazlar ise yaptırıma gideceklerini açıkladılar.
Kişi başına milli gelirin 1.500 doların altında olduğu 21 ildeki yatırımlara sağlanacak kolaylıklar; vergi, sigorta primleri ve arazi tahsisi alanlarını kapsıyor. Bu avantajlarla, ilgili şehirlerde yeni yatırımları ve yarım kalmış yatırımların bitirilmesi teşvik edilerek, bu bölgelerin kalkınmasına imkan sağlanması bekleniyor.
Tavsiye Et