Küresel toparlanmaya öncülük etmesi beklenen ABD ekonomisi, üçüncü çeyrekte beklentilerin üzerine çıkarak sürpriz bir büyüme gerçekleştirdi. ABD’de yüksek bütçe ve dış ticaret açıkları geleceğe ilişkin kaygılara neden olurken, ekonominin üçüncü çeyrekte %7,2 oranında büyümesi piyasalarda rahatlatıcı etki yaptı. Bununla birlikte ekonomistler, büyüme oranının yüksek çıkmasında düşük faiz oranları ve vergi indirimleri ile canlanan tüketici harcamalarının etkisinin önemli olduğunu dile getiriyor. Bu etkinin uzun süreli olması beklenmiyor ve son çeyrek için daha düşük bir büyüme oranı öngörülüyor. Eylül ayında tüketici harcamalarının %0,7 oranında gerilemesi de vergi indirimlerinin etkisinin zayıflamaya başladığını doğruluyor.
Diğer yandan ABD Merkez Bankası, kısa vadeli faiz oranlarını değiştirmeyerek %1’de bıraktı. Uzmanlar, son 37 yılın en düşük seviyesinde seyreden çekirdek enflasyonun daha fazla gerilemesi istenmediği için faiz oranlarının değiştirilmediğini belirtiyor. ABD’de ilk dokuz ay için tüketici fiyatları %2,3 oranında artarken, bu durum deflasyon endişelerini biraz olsun hafifletti. İşsizlik oranı ise Ekim ayında %6’ya geriledi.
Zor bir dönemden geçen Avrupa ekonomisinde bazı verilerde görülen olumlu işaretler, 2004’e yönelik umutların artmasına neden oluyor. Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip Almanya, ikinci çeyrekte yaşadığı %0,2’lik daralmanın ardından, üçüncü çeyrekte %0,2 büyüdü. Diğer bir lokomotif ülke olan Fransa da aynı dönemde %0,4’lük bir büyüme gerçekleştirdi. Eylül ve Ekim aylarında imalat sanayi üretimi de bölgenin tamamında belirgin bir canlanma gösterdi. Fakat ekonomik faaliyetlerdeki canlanmanın etkileri henüz işgücü piyasalarında hissedilebilmiş değil. Eylül ayında işsizlik oranı, Fransa’da Nisan 2000’den bu yana en yüksek seviyesi olan %9,7’ye ulaşırken, euro bölgesi genelinde ise değişmeyerek %8,8 oranında kaldı.
Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisine sahip olan Çin’de sanayi üretimi Ekim’de, geçen yılın aynı ayına göre %17,2 arttı. SARS’ın ilk yarıdaki olumsuz etkilerini üzerinden atan Çin ekonomisinde büyüme de hızını koruyor. Yılın ilk üç çeyreğindeki büyüme oranı %9,1’e ulaştı. Sanayi üretimi ve büyüme oranlarındaki hızlı artışlar Çin ekonomisinin fazla ısındığı yönünde endişelere neden oluyor.
4 trilyon dolarlık Japon ekonomisinde üst üste 8 çeyrek pozitif çıkan büyüme oranları toparlanmanın öncü sinyalleri olarak değerlendiriliyor. Bu yılın üçüncü çeyreğinde de büyüme hızı %0,6’ya ulaşarak tahminlerin üzerinde gerçekleşti. Eylül ayında Japonya’nın ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre %9,2 artarken, dış ticaret fazlası 10,1 milyar dolara yükseldi. Bununla birlikte deflasyon, tüketici fiyatlarının Eylül’de arka arkaya 48’inci kez gerilediği Japonya’da, ekonomi için risk taşımaya devam ediyor.
Tavsiye Et
Türkiye ekonomisinde yaşanan olumlu gelişmeler, yabancı yatırımcıların Türkiye’ye olan güveninin artmasına neden oluyor. The Economist dergisinin dünyanın önde gelen yatırım bankalarıyla gerçekleştirdiği ankette, Türkiye’nin 2004’te en yüksek büyüme hızını yakalayan ülkelerden birisi olacağı belirtildi. Ankette Türkiye ekonomisinin 2003’te %3,6; 2004’te ise %4,8 büyüyeceği tahminine yer verildi. Enflasyon oranlarındaki düşüşün umut verici olduğuna dikkat çeken yatırım bankaları, 2004 yılına ilişkin iyimser tahminlerde bulunuyor. Uluslararası piyasalarda, Türk lirasının dengeye kavuşacağı yönünde görüş bildirenlerin sayısı da giderek artıyor.
Ekim ayında enflasyon oranları beklentilerin altında gerçekleşerek yıl sonu hedeflerinin tutturulacağı yönündeki umutları iyice artırdı. DİE verilerine göre Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) Ekim ayında %1,4, Toptan Eşya Fiyat Endeksi (TEFE) ise %0,6 oranında artış gösterdi. Yıllık bazdaki enflasyon rakamları da TÜFE’de %20,8’e, TEFE’de %16,1’e geriledi. TEFE’nin düşük çıkmasında enerji fiyatlarındaki indirimler önemli rol oynadı.
Türk lirasındaki aşırı değerlenmeye rağmen Ekim ayında patlama yapan ihracat, Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre ihracat, Ekim ayında geçen yılın aynı dönemine oranla %36,1 artarak 4,9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Böylece sadece Ekim ayında, 1981 yılının 4,7 milyar dolarlık toplam ihracat rakamının üzerinde bir değere ulaşıldı. Ocak-Ekim döneminde ise ihracat rakamı 39 milyar dolara yükselirken, 45 milyar dolar olarak revize edilen yıl sonu ihracat hedefinin dahi aşılması bekleniyor. Ekim ayında yapılan ihracatın 1 milyar dolarlık kısmını sanayi sektörünün alt kalemlerinden hazır giyim ve konfeksiyon oluştururken, tarım ve madencilik sektörlerinin tamamının gerçekleştirdiği ihracat 960 milyon dolarla bu rakamın altında kaldı.
Türkiye’nin 2002 yılında yapmış olduğu ihracatın %72’ye yakın bir bölümü ilk 500 ihracatçı firma tarafından gerçekleştirilirken, ikinci 500 firmanın payı %8 civarında kaldı. 90 bin kişinin istihdam edildiği ikinci 500 ihracatçı firmanın çoğunluğunu KOBİ’ler oluşturuyor. Bunların 498’i özel sektörde, 2’si ise kamu alanında faaliyet gösteriyor. İkinci 500 ihracatçı firma içerisinde KOBİ’lerin çoğunlukta olması Türkiye için sevindirici bir gelişme olarak yorumlanıyor.
Sanayi üretimi Eylül ayında, geçen yılın aynı dönemine göre %12,7’lik artış gösterdi. Sanayi üretiminde Eylül ayında da sürdürülen hızlı artışla, bu ay içerisinde kapasite kullanım oranı %83,6’ya ulaştı. Yılın ilk dokuz ayında üretimdeki genişleme, geçen seneki artış oranının üzerine çıkarak %8,4 oldu.
Ekonomik faaliyetlerdeki canlanmanın etkileri işsizlik oranına sınırlı da olsa yansıdı. DİE’nin açıkladığı verilere göre üçüncü çeyrekte işsizlik oranı %9,4’e geriledi. Buna göre toplam istihdam 22 milyon 411 bin kişiye yükselirken, işsiz sayısı da 2 milyon 328 bine düştü.
Özellikle dış pazarlara yönelen otomotiv sektöründe üretim giderek genişliyor. Türkiye’nin otomotiv ihracatı, geçen yılın ilk on ayına göre %55 oranında artarak 5,8 milyar doları geçti. Bu ihracatın %62,2’si Avrupa Birliği üyesi 15 ülkeye yapıldı. Otomotiv sektöründeki canlanma iç pazardaki satışlara da yansıyor. Geçen yılın ilk on ayına göre otomobil satışlarında %135’lik bir artış gözlenirken, bu satışlar içerisinde ithal otomobillerin pazar payı %59’dan %67’ye kadar yükseldi.
Tavsiye Et