Panorama
Facia, törenlerle başlatılan İstanbul-Ankara arası hızlandırılmış tren seferlerinin 48’inci gününde meydana geldi. 22 Temmuz akşamı İstanbul’dan Ankara’ya hareket eden hızlandırılmış Yakup Kadri Ekspresi, saat 19.45 sıralarında Sakarya’nın Pamukova ilçesi yakınlarında raydan çıktı. Kazada 234 yolcudan 38’i hayatını kaybetti; 81’i ise yaralandı. Türkiye’yi yasa boğan kazanın ardından yaşanan tartışmaların odağında, hızlı tren projesinin mimarı siyasilerin ve yöneticilerin basiretsizliği vardı. Zira, 2004 Şubat’ında Türkiye’ye gelen Alman Demiryolları Yönetim Kurulu Başkanı Mehdorn, hızlı trenin en az bir yıl denenmeden sefere başlatılmaması gerektiğini belirtmiş, ancak sözleri TCDD Genel Müdürü’nden tepki görmüştü. Ayrıca, seferler başlatıldıktan 40 gün sonra da olsa, Ankara’ya çağrılarak görüşlerine başvurulan bir grup akademisyen, Türkiye’de demiryolları altyapısının hızlandırılmış seferler için uygun olmadığını, deneme seferlerinin yetersiz olduğunu belirterek seferlerin durdurulmasını istemişti. Bir yanda bütün uyarılara rağmen hızlandırılmış seferlerde ısrar eden hükümet ve TCDD yöneticileri, diğer yanda gayri ahlakî bir tavırla kaza üzerinden siyaset yapan muhalefet cepheleşmiş durumda. Arada kalan halk ise, sadece gereken derslerin çıkartılmasını ve bu tür kazaların yaşanmaması bekliyor.
Tavsiye Et
‘Büyük zirve’ öncesi kritik ziyaret
Aralık ayında yapılacak AB Zirvesi yaklaşırken, üyelik konusunda Türkiye’ye problem çıkarabilecek en önemli ülke olarak görülen Fransa’ya, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 19 Temmuz günü başlayan ve üç gün süren kritik bir ziyaret gerçekleştirdi. Başbakan Jean-Pierre Raffarin ve Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’la görüşen Erdoğan, Fransa’dan, Türkiye’ye müzakere tarihi verilmesi konusunda izlediği yapıcı tutumunu aynen sürdürmesini beklediklerini iletti. Görüşme sonrasında açıklama yapan Raffarin ve Chirac, Fransa’nın, AB Komisyonu’nun Ekim ayında yayımlayacağı Türkiye raporuna göre hareket edeceğini söylediler. Ziyaret sırasında, Türkiye’nin AB üyeliği konusunda ekonomik ikna yollarını da kullanan Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Chirac ile Fransız-Alman ortak üretimi olan Airbus uçaklarının THY’ye alımı konusunda anlaştı ve iki ülke arasında ‘ön sözleşme’ imzalandı. THY’nin 36 adet Airbus tipi uçak alım ihalesinde Fransa’yı tercih etmesi karşılığında Erdoğan, Chirac’tan Türkiye’ye müzakere tarihi verilmesi konusunda destek sözü aldı. THY ihalesinin ikinci ortağı Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in Türkiye’nin AB’ye üyeliğini ön şartsız desteklediklerini belirten rahatlatıcı sözleriyle kritik ziyaret sona erdi.
Tavsiye Et
AİHM’den insan hakkına darbe
Türkiye’yi uzun bir süre meşgul eden ‘kamusal alan’ meselesi, AİHM’in verdiği bir kararla yeniden ülke gündemine yerleşti. Başörtülü olarak derslere girdikleri gerekçesiyle okullarından atılan iki üniversite öğrencisi Leyla Şahin ve Zeynep Tekin’in, üniversiteden atılma işlemlerinin AİHS’in 9’uncu maddesine göre insan hakları ihlali olduğunu belirterek, 1999 yılında AİHM’e açtıkları dava, 29 Haziran’da sonuçlandı. AİHM, her iki davada da Türkiye’nin, AİHS’in 9’uncu maddesini ihlal etmediği gerekçesiyle, üniversitelerde türbanın yasaklanması ve buna uymayanlara disiplin cezası verilmesinin bir insan hakları ihlali olmadığına karar verdi. Davacı avukatlarının bu karara itiraz hakları bulunmakla birlikte, üniversitelerde başörtüsü yasağını onaylayan ve Anayasa Mahkemesi kararlarına da en yüksek düzeyde onay anlamına gelen bu karar, Türkiye’de başörtüsü nedeniyle okullara giremeyen öğrencileri daha da zor durumda bırakacak.
Tavsiye Et
Raporlar ABD ve İngiliz hükümetlerini yalanladı
ABD yönetiminin Irak Savaşı’nı meşrulaştırmak için, gelen bilgileri abartmakla suçlandığı raporun ardından, 14 Temmuz’da İngiltere’de yayımlanan rapor da kitle imha silahlarıyla ilgili yanlış istihbarat kullanıldığını ortaya koydu. Raporda, İngiliz İstihbarat birimi MI6, kaynaklardan gelen bilgileri sorgulamadan kullanmak ve üçüncü el istihbarata dayandırmakla itham edildi. Ne var ki bu suçlamalara rağmen, hükümetin, istihbaratı maksatlı olarak çarpıtmadığı ifadesine yer verilerek Başbakan Blair bir bakıma aklanmış oldu.
Diğer yandan, 11 Eylül saldırılarıyla ilgili rapor iki yıllık çalışmanın ardından 22 Temmuz tarihinde açıklandı. Clinton ve Bush yönetimlerinin beceriksizlikle suçlandığı raporda, ABD’nin önemli kurumlarından CIA ve FBI’ın ellerindeki istihbaratı kullanmakta yetersiz kaldıklarına dikkat çekildi. Raporda ayrıca, ABD yönetimi içindeki derin kurumsal hataların, saldırıların meydana gelmesinde önemli rol oynadığı vurgulandı.
Tavsiye Et
Sezer’in çelişen kararları
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, geçtiğimiz ay içerisinde kamuoyunu ciddi anlamda rahatsız eden biri atama diğeri veto, iki tartışmalı karara imza attı. Sezer’in, 22 üniversiteye rektör atanması sırasında 5 üniversitenin rektörünü, seçimlerde ikinci sırada yer alan isimlerden seçmesi, öğretim üyelerinin sert tepkileriyle karşılandı. 4 yıl önce YÖK’ün gönderdiği rektör adayları listesini demokrasiye aykırı bularak iade eden Sezer, bu defa kendisi demokrasiyi dikkate almadı. Rektör atamaları üzerine tartışmalar henüz bitmeden Sezer’in İl Özel İdaresi Yasası’nı veto kararı gündeme yerleşti. Yasayı ‘devletin tekliği-idarenin birliği’ ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle, bir daha görüşülmek üzere TBMM’ye iade eden Sezer, yasanın 14 ayrı maddesini hangi gerekçelerle veto ettiğini açıklayan bir metin yayımladı. Sezer’in özellikle eğitim yetkisinin yerinden yönetime devredilmesiyle laik eğitimin elden gidebileceği yönünde açıklama yapması kamuoyu tarafından tepkiyle karşılandı.
Tavsiye Et
Irak’ın devrik liderini kim yargılıyor?
Irak’ta, 30 Haziran’da yapılması beklenen yetki devri, ani bir kararla NATO Zirvesi’nden hemen önce gerçekleştirildi. Egemenliğin devrini sabote etmek isteyenlere fırsat vermemek amacıyla erkene alınan tören sırasında ABD’nin Irak’taki sivil yöneticisi Paul Bremer, yetkilerini yeni Geçici Hükümet Başbakanı İyad Allavi’ye devretti. Birkaç gün sonra da devrik lider Saddam Hüseyin ve eski yönetimde görev alan 11 üst düzey yetkili yeni hükümete teslim edildi. 1 Temmuz günü ilk kez yargıç karşısına çıkarılan Saddam Hüseyin, kendisi hakkındaki savaş ve insanlık suçlarını dinledi ve hepsini reddetti. Henüz hangi suçlardan yargılanacağı belli olmayan Saddam’la ilgili en büyük problem, yargılamanın, Irak halkının tümünün onaylamadığı koalisyon güçlerine bağımlı yeni hükümet tarafından yapılacak olması.
Tavsiye Et
Van Valisi Hikmet Tan 2 Temmuz tarihinde bombalı saldırıya uğradı. Vali Tan, yol üzerindeki bomba yüklü bir aracın uzaktan kumanda ile havaya uçurulduğu saldırıdan yara almadan kurtulurken, olayda 6 kişi yaşamını yitirdi, 23 kişi de yaralandı. Emniyetin, faillerin kimliğiyle ilgili kesin bir bulguya ulaşamadığı saldırı Van’da 5 bin kişinin katıldığı bir gösteriyle protesto edildi. Göstericiler barış isteklerini dile getirerek PKK aleyhinde sloganlar attı.
Van’daki saldırıdan birkaç gün sonra meydana gelen bir başka olay, gözlerin tekrar bu kente çevrilmesine neden oldu. Uyuşturucu satmak suçundan Malatya Emniyeti tarafından gözaltına alınan eski Van milletvekili Mustafa Bayram’ın oğlu Hamit Bayram, Van İl Emniyet Müdürlüğü’nden, babasının yürüttüğü iddia edilen bir operasyonla kaçırıldı. Oğlunu teslim etmeye yanaşmaması üzerine tutuklanan Mustafa Bayram, 14 gün sonra 30 milyar kefaletle, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Tavsiye Et
Bosna Savaşı sırasında Hırvat topçu ateşiyle yıkıldıktan sonra Türkiye’nin büyük katkılarıyla aslına uygun olarak inşa edilen Mostar Köprüsü ile Mimar Sinan’ın eseri Karagöz Bey Camii 23 Temmuz tarihinde düzenlenen görkemli bir törenle yeniden açıldı. Tek kemerli özgün mimarisi ile dikkat çeken Mostar Köprüsü, 1566 yılında Kanunî Sultan Süleyman’ın emriyle, Mimar Sinan’ın öğrencisi Bosnalı Mimar Hayrettin tarafından Neretva nehrinin üzerine inşa edilmişti. Boşnaklar “Hele Stari Most” diye andıkları köprüyü Balkanlar’da Müslüman kimlikleriyle varoluşlarının bir simgesi olarak görüyorlar. Müslümanların ağırlıkta olduğu Doğu yakası ile Hırvatların oturduğu Batı yakası arasında yer alan köprü, geçmişle bugünü birleştirse de, savaşın acılarının hâlâ hissedildiği Mostar kentinde iki yakayı ‘bir’leştirmekten henüz çok uzak görünüyor.
Tavsiye Et
Uluslararası hukuktan “utanç duvarı”na set
İsrail’in güvenlik bahanesiyle Filistin topraklarında inşasına devam ettiği ve Filistin yerleşim birimlerinin %14’ünü daha ilhak edecek olan “utanç duvarı”, Lahey Adalet Divanı ve BM Genel Kurulu’nda uluslararası hukuka aykırı bulundu. Adalet Divanı’nın 1’e karşı 14 oyla aldığı tavsiye niteliğindeki kararda, İsrail’e duvar inşaatına derhal son vermesi çağrısı yapılarak, duvarın yıkılması ve zarar görenlere tazminat ödenmesi gerektiği belirtildi. BM Genel Kurulu’nda 21 Temmuz’da yapılan oturumda ise, 6’ya karşı 150 oyla duvarın yıkılması kararı çıktı. Her iki kararı da tanımayacağını açıklayan İsrail, çıkarlarına ters düştüğü sürece uluslararası hukuku hiçe saydığını bir kez daha göstermiş oldu. Bu iki karardan önce İsrail Yüksek Mahkemesi duvarın Kudüs’ün kuzeyinden geçen 30 kilometrelik kısmının Filistinlilerin okullarına, çiftliklerine ve işlerine gitmelerini engellediği gerekçesiyle, güzergahın değiştirilmesi kararını almıştı.
İsrail Gazze’den çekilme hazırlıklarını sürdürürken, bölgenin yeni durumunda söz sahibi olmak isteyen Filistinli silahlı gruplar Arafat’a karşı harekete geçti. Filistin Başbakanı Ahmet Kurey, reform isteyen grupların eylemleri karşısında çaresiz kalınca istifa etti. Kurey’in istifasını kabul etmeyen Arafat, yoğun baskılar üzerine reform taleplerine yeşil ışık yakmak zorunda kaldı. Arafat’ın, adı yolsuzluklarla anılan yeğeni Musa’yı kriz sırasında güvenlik şefi olarak ataması da Gazze’de büyük bir tepkiyle karşılandı. Bunun üzerine görevden alınan yeğen Musa, Gazze Şeridi askerî istihbaratının başına getirildi.
Tavsiye Et
Orta Doğu’nun geleceği için yeni adımlar
Irak’ın işgalinden sonra, Türkiye’nin komşuları Suriye, İsrail ve İran ile bölgedeki istikrarın sağlanması amacıyla yaptığı görüşmeler hız kazandı. Suriye Başbakanı Naci Otri, bölgesel barışın sağlanması ve işbirliği konusunda resmî temaslarda bulunmak üzere 13 Temmuz günü Türkiye’yi ziyaret etti. Görüşmeler sonunda iki ülke arasında hava ulaşımı, karayolları ve köprülere ilişkin anlaşmalar imzalandı. Bir gün sonra da İsrail Başbakan Yardımcısı Ehud Olmert Ankara’ya geldi. Olmert’in ziyaretine, iki ülke arasında son günlerde yaşanan gerilim damgasını vurdu. Önceden planlanmış programı sebebiyle Olmert’ten bir gün önce gelmesini isteyen Başbakan Erdoğan, bu isteğine olumsuz cevap alınca kendi programını değiştirmedi ve Olmert ile görüşmedi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Cumhurbaşkanı Sezer tarafından kabul edilen Olmert’in ziyaretinde, iki ülke arasındaki ilişkiler ve Orta Doğu’daki gelişmeler ele alındı.
Bölgenin bir başka ülkesi İran da, bölgesel işbirliği çerçevesinde PKK terör örgütü militanlarına karşı operasyonlar düzenledi. Başbakan’ın İran ziyareti öncesinde açıklamalarda bulunan Büyükelçi Firuz Devletabadi, iki ülke ilişkilerini olumlu etkileyecek mesajlar verdi.
Son olarak Mısır’ın başkenti Kahire’de, bölgesel işbirliği çerçevesinde, Irak’a Komşu Ülkeler Toplantısı yapıldı. Komşu 5 ülkenin dışişleri bakanları düzeyinde yapılan ve BM ile AB temsilcilerinin de hazır bulunduğu toplantıda, Irak’ın geleceği konuşuldu. Sonuç bildirisinde, Irak ve komşu ülkeler için tehlike oluşturan tüm terörist ve diğer silahlı grupların etkisiz hale getirilmesi gerektiği vurgulandı.
Tavsiye Et