Panorama
Mayıs’ın gündemi AİHM idi
Son yıllarda ülkemizde adaletten istenilen sonuç elde edilmediğinden olsa gerek, en büyüğünden en küçüğüne kadar çok sayıda dava AİHM’e götürülüyor. Öyle ki bugün AİHM’de, Türkiye aleyhine açılan yaklaşık 3 bin dava var. Bunlardan Leyla Şahin ve PKK lideri Abdullah Öcalan’ın davaları, geçtiğimiz ay Türkiye’nin gündemindeydi. AİHM, Öcalan’ın yeniden yargılanmasına karar verdi. Kararda, Öcalan’ın yargılandığı mahkemede askerî üyenin bulunmasının etkili olduğu belirtilirken; nihaî kararın Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin incelemesinden sonra verileceği açıklandı.
Şahin’in “başörtüsü yasağı” davasında ise, Türk hükümetinin avukatı AİHM’de Türkiye’deki başörtüsü yasağını savundu. 2004 yılında yapılan duruşmada mahkeme, Leyla Şahin’e İstanbul Üniversitesi tarafından getirilen başörtüsü yasağının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olmadığı sonucuna varmıştı. Bu konudaki son karar da ileriki bir tarihte verilecek. Ancak başörtüsü yasağını kaldırmaya yönelik çabalarıyla gündeme gelen hükümetin bu davada, avukatları aracılığıyla türban yasağını savunması, ülke genelinde tepkiyle karşılandı.
Tavsiye Et
Barış için iki kritik ziyaret
Başbakan Erdoğan, Orta Doğu temasları çerçevesinde 1-2 Mayıs günleri İsrail ve Filistin’i ziyaret etti. Erdoğan, ziyaretinin ilk durağı olan İsrail’de, Cumhurbaşkanı Katsav, Başbakan Şaron ve Dışişleri Bakanı Şalom’la görüştü. Görüşmelerde barış çağrısını yineleyen Erdoğan, Türkiye’ye rol düşmesi durumunda barış sürecine aktif katkıda bulunabileceğinin altını çizdi. Çok sayıda anlaşmanın imzalandığı ziyaretin en ses getiren yönü ise, iki ülke arasında doğrudan telefon hattının kurulması kararıydı.
Gezisi kapsamındaki Filistin’e de giden Erdoğan, burada Devlet Başkanı Abbas ve Başbakan Kurey’le görüşerek, barış için arabuluculuk teklifini yineledi. Ancak Erdoğan’ın teklifi, her iki ülke tarafından olumlu karşılanmadı.
Erdoğan’ın daha önce “terörist” olarak nitelendirdiği İsrail’e bu ziyareti gerçekleştirmesi, bazı çevrelerce eleştirildi. Ziyaretin ABD ile Türkiye arasında soğuk rüzgarların estiği bir döneme rastlaması, Erdoğan’ın ABD ziyareti öncesinde İsrail’in gönlünü almak istediği yorumlarına neden oldu.
Öte yandan Erdoğan’ın “barış çağrısı” etkisiz kalmış olmalı ki, geçtiğimiz ay Şaron hükümeti, Batı Şeria’daki bir Yahudi yerleşim biriminde ilk İsrail üniversitesinin kurulmasına onay verirken; Gazze Şeridi’nden çekilme planını da iki ay süreyle ertelediğini açıkladı.
Tavsiye Et
Nisan sonlarında Yüksek Mahkeme’nin kuruluşunun 43. yıldönümü töreninde konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin’in, türban yasağından yana tavır alan sert demecinin ardından Danıştay Başkanı Ender Çetinkaya da laiklik uyarısı yaptı. Meclis Başkanı Bülent Arınç, açıklamayla ilgili olarak, “milletin iradesinin toplandığı Meclis’e, herhangi bir konuda kanun çıkarılamayacağının söylenemeyeceğini” belirterek, siyasi linç geleneğinin hâlâ devam ettiğinden yakındı. Arınç, statükoyu eleştirenlerin, ne söylediğine bakılmaksızın linç edildiklerini savundu.
Muhalefet lideri Baykal ise, Bumin’i makamında ziyaret ederken, Arınç’ın milletin egemenliğini vurgulayan açıklamaları farklı yönlere çekilerek polemik haline getirildi. Halk da cevabını, Konya ve Ankara’da başörtü yasağına karşı düzenlediği geniş çaplı mitinglerle verdi. Yurdun dört bir yanından gelen 60 binden fazla kişinin katıldığı Ankara’daki miting, İnanç Özgürlüğü Platformu tarafından, “İnanca Saygı, Başörtüsüne Özgürlük” sloganıyla düzenlendi.
Tavsiye Et
“Konsey” toplantısı olumlu geçti
Avrupa Konseyi’nin 16 Mayıs günü Varşova’da başlayan 3. zirvesi, Ermeni soykırım tartışmalarının gölgesinde geçti. 46 konsey üyesi devlet ve hükümet başkanını bir araya getiren toplantı, Beyaz Rusya hariç bütün ülkelerin katılımıyla gerçekleşti. “Avrupa bütünlüğünün zirvesi” olarak isimlendirilen toplantıda, beş temel konu üzerinde duruldu: Konsey içi siyasî uyum, insan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasinin güçlendirilmesi, kültürel ve sosyal uyum. Toplantıya damgasını vuran konunun çözüme kavuşturulması amacıyla, Başbakan Erdoğan ile Ermenistan Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan’ın bir görüşme yapması bekleniyordu. Ancak bu yapılamadığı gibi zirve Koçaryan’ın soykırım iddialarına sahne oldu. Zirveye Türkiye’yi temsilen katılan Başbakan Erdoğan da konuşmasında, 11 Eylül’ün ardından dünya genelinde artan İslam düşmanlığına dikkat çekti. Erdoğan’ın bu sözlerine zirveden destek geldi ve zirvenin nihaî bildirgesinde, “İslam düşmanlığıyla mücadele” edileceği yönünde bir açıklama yer aldı.
Tavsiye Et
Blair, “savaş”a rağmen yine kazandı
İngiltere’de yapılan genel seçimleri, Blair liderliğindeki İşçi Partisi ciddi oranda oy kaybederek de olsa kazandı. 5 Mayıs 2005 günü yapılan seçimlerde, oyların %35,3’ünü alarak 356 sandalye kazanan İşçi Partisi, art arda üçüncü kez kazanmış oldu. Seçimlerde Muhafazakârlar 197, Liberaller ise 62 sandalye elde etti. Irak Savaşı’na katılan müttefikler arasında yer alması sebebiyle ülke genelinde eleştirilen Blair ve partisi, seçim öncesi adeta topa tutulsa da; “Irak savaşına rağmen” bir kez daha iktidarını korudu. Ancak, Blair muhalefetin eleştirilerinden kurtulamadı. Meclisteki sandalye sayısının 413’ten 356’ya düşürüldüğünün altını çizen muhalefet, oy kaybı sebebiyle hükümeti istifaya çağırdı. Hatta eski dışişleri bakanı dahi, seçimleri Blair’in değil, partisinin kazandığını söyledi. Muhalefetin yanında İngiliz basını da Blair’e yüklendi; seçim kayıplarını “ağır” olarak nitelendirerek Başbakan Blair’in görevini bırakmaya hazırlandığını yazdı.
Tavsiye Et
Kemal Derviş’e uluslararası görev
NATO tarafından Afganistan’daki en üst düzey sivil olarak görevlendirilen Hikmet Çetin ve İKÖ genel sekreterliğine seçilen Ekmeleddin İhsanoğlu’ndan sonra Kemal Derviş de, uluslararası arenada önemli bir göreve getirilen Türklerden biri oldu. Derviş, BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın önerisiyle, gelişmekte olan ülkelerde demokrasiyi güçlendirmek ve yoksulluğu önlemek amaçlı bağımsız bir fona sahip BM kuruluşu UNDP’nin başkanlığına getirildi.
2001’de Başbakan Ecevit tarafından Türkiye’ye davet edilen Derviş, ekonomiden sorumlu devlet bakanlığına getirilmişti. 2002 yılında görevinden istifa etmiş ve solda birlik çalışmalarının ardından, genel seçimlerde CHP’den İstanbul milletvekilli seçilmişti. Yeni görevi sebebiyle milletvekilliğinden istifa eden Derviş, Ağustos 2005’te işbaşı yapacak.
Tavsiye Et
İslam-karşıtı tavır alarmı
11 Mayıs’ta Amerikan Newsweek dergisi, Guantanamo Üssü’nde, Kur’an-ı Kerim’in tutukluların gözleri önünde tuvalete atıldığını yazdı. Başta Afganistan, Endonezya ve Filistin olmak üzere çok sayıda Müslüman ülkede bu davranış protesto edildi. ABD Dışişleri Bakanı, “Kur’an’a saygısızlık kabul edilemez” açıklamasında bulunurken bunu ispatlayacak kanıt olmadığını iddia etti; ama eski İngiliz mahkumlar haberi doğruladı. Beyaz Saray’ın isteği üzerine, dergi, yazılanlardan çok da emin olmadığını duyurup makaleyi geri çekti ve özür diledi. Bu olaydan kısa bir süre sonra ise, internet üzerinden sipariş verilen bir Kur’an-ı Kerim’in sayfaları arasından, “bütün Müslümanlara ölüm” yazısı çıktı. ABD’deki Müslüman dernekleri, olayla ilgili olarak amazon.com’un kamuoyu önünde tüm Müslümanlardan özür dilemesini istedi. Olayı doğrulayan şirket ise, şimdilik sadece müşterisinden özür diledi.
Öte yandan körüklenmek istenen İslam karşıtı hareketlerle ilgili rahatsızlığını dile getiren Türkiye’nin, Varşova’da düzenlenen 3. Avrupa Konseyi zirvesindeki diplomatik çabaları sonuç verdi ve zirve raporunda “İslam karşıtlığıyla mücadele” ibaresi yer aldı.
Tavsiye Et
Zorlu süreçte başmüzakereci Babacan
Aylardır süren AB üyelik sürecinde başmüzakerecinin kim olacağı tartışmaları, Başbakan Erdoğan’ın, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan’ın bu göreve getirildiğini açıklamasıyla sona erdi. Karara Dışişleri Bakanı Gül’den destek gelirken; muhalefet partisi lideri Baykal da, bu ismin doğru bir seçim olduğuna inanmış olacak ki, hiç zaman kaybetmeden Babacan’ı kutladı. Babacan ise, söz konusu kararın kendisi için bir sürpriz olduğunu; bu göreve layık görülmesinden dolayı memnuniyet duyduğunu belirtti.
Babacan’ın başmüzakereci seçilmesi, Avrupa cephesinde de yankı buldu. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, Babacan’ın her iki taraf için de olumlu bir isim olduğunu belirtti. 3 Ekim’de resmen başlaması beklenen AB müzakerelerinde, Babacan’ı bakanlıkla birlikte ikinci zor görev bekliyor. Ekonomiden tarıma kadar 31 ana başlıkta toplanan müzakere konuları çerçevesinde AB ile bire bir muhatap olacak Babacan’ın, ekonomide gösterdiği performansı bu görevinde de göstermesi ümit ediliyor.
Tavsiye Et
Özbekistan isyanının arka planı
Özbekistan’da,geçen sene Temmuz ayında aşırı dincilikle suçlanan 23 işadamının yakalanmasının ardından, 13 Mayıs’taki mahkeme sırasında, Andican’da binlerce Özbek toplanarak hapishaneyi bastı ve işadamlarını serbest bıraktı. 9 kişinin öldüğü gösteriler, sabaha kadar sürdü. Devlet Başkanı İslam Kerimov’un koyduğu sansürle ülkenin geri kalanı, yaşananlardan uzun süre sonra haberdar oldu. Kısa zamanda Karasu ve Paktabad’a da sıçrayan isyanda, sivil halk üzerine ateş açıldı. Resmî açıklamaların aksine, çatışmalarda 2 binden fazla insanın öldüğü tahmin ediliyor. Direniş lideri Bahtiyar Rahimov ve yardımcıları, Kırgızistan sınırında yakalanırken, bir milyona yakın Özbek Kırgızistan’a sığındı. ABD, bugüne kadar Özbekistan’da yapılan hak ihlallerine sessiz kalmışken, son olaylardan sonra “Özbek halkının daha çok demokrasi istediği” açıklamasında bulundu. Öte yandan, AB sessizliğini korurken, NATO da “aşırı dincileri” suçluyor.
Bağımsızlıktan bu yana ülkeyi yöneten İslam Kerimov, ülkeyi bir açık hava hapishanesine çevirmiş durumda; Özbekistan’da 6 bine yakın siyasî ve dinî tutuklu bulunuyor. Büyük petrol ve doğalgaz rezervlerine sahip ülke, aynı zamanda dünyanın en büyük altın üreticilerinden olmasına rağmen, kişi başına düşen aylık gelir sadece 30 dolar.
Kısa bir süre önce Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in “Orta Asya Birliği”nin kurulmasına ilişkin teklifine Kırgızistan ile birlikte olumlu yaklaşan Özbekistan, Orta Asya Türk Devletleri arasında en kalabalık nüfusa sahip. Ayrıca ülkede büyük bir ABD üssü de yer alıyor.
Tavsiye Et
Irak’a istikrar ne zaman gelecek?
Irak’ta Başbakan İbrahim Caferi’nin yeni hükümeti kurmasının ardından, Irak’a komşu ülkelerin temsilcileri İstanbul’da bir araya geldi. 29 Nisan’da başlayarak iki gün süren ve bu çerçevede sekizincisi düzenlenen toplantıda, hükümetin kurulmasıyla birlikte yeni bir kritik sürece giren Irak’ın sorunları masaya yatırıldı. Yeni Irak hükümetine tam destek verilirken; Irak’ın egemenliği, toprak bütünlüğü ve ulusal birliği vurgulandı. Gayet samimi bir havada geçen toplantıda Irak, borçlarının silinmesi talebinde bulundu.
Irak’taki sosyal hayatın normalleştirilmesi amacıyla yapılan çalışmalar sürerken, ülke genelinde Mayıs ayı ile birlikte başlayan şiddet olayları had safhaya ulaştı. Amerikan askerlerinin direnişçilere karşı başlattıkları operasyonlarda, Mayıs ortasında 500’den fazla kişi hayatını kaybetti. Şiddet olaylarının git gide arttığı Irak’ta, tarafların anlaşmaya varamaması yüzünden hükümet, iki bakan(lık) eksiğiyle meclisten onay alarak göreve başladı.
Öte yandan bölgedeki gelişmeleri yakından takip eden Türk hükümeti, Irak Başbakanı İbrahim Caferi’yi, görüşmelerde bulunmak üzere Ankara’ya davet etti. 19 Mayıs tarihinde Türkiye’ye gelen Caferi, Başbakan Erdoğan’la ülkedeki son gelişmeleri görüşürken; ilk yurtdışı ziyaretini de Türkiye’ye gerçekleştirmiş oldu.
Irak’ın istikrarı için gayret sarf eden Türk hükümetinin, İncirlik Üssü’nü Mayıs başında ABD’nin lojistik kullanımına açması, ülke genelinde tepkiyle karşılandı. ABD’nin “ısrar”ına daha fazla direnemeyen hükümet, Afganistan ve Irak’a giden Amerikan kargo uçaklarının İncirlik’i kullanmasına izin verdi.
Tavsiye Et