Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (February 2005) > Müzik
Müzik
Doğumdan Ölüme Mûsikî
Mustafa Özdamar
İstanbul: Kırk Kandil Yayınları, 1997
Müzik, bizim medeniyetimizde hayatın başlangıcından sonuna kadar her safhasına nüfuz ederek bazen türlü duyguları ifade etmiş, bazen de çeşitli fikriyatın ince ve zarif bir üslûpla halk katmanlarında yaygınlaşmasına zemin teşkil etmiştir. İrfanî gelenekte hayatın anlamını aramak için iyi bir vasıta, folklorik gelenekte ise hayata anlam katan önemli bir unsur olmuştur. Velhasıl, müzik her zaman ve zemine uygun düşen çeşitli formlarda açığa çıkmış ve bu sayede kültür hayatımızda büyük ve canlı bir birikim vücuda gelmiştir. Bu hazinenin, arkeolojik araştırmalar yapılmak suretiyle meydana çıkarılması elzemdir. Bu yöndeki gayretli çalışmaların neticesi olan nitelikli örneklerin gün geçtikçe artıyor olması, kuşkusuz ki, medeniyetimizin mensupları adına sevindirici bir gelişmedir. İşte bu cümleden olmak üzere, Türk Tasavvuf Mûsikîsi ve Folklor Araştırmaları ve Yaşatma Vakfı mütevelli heyeti üyesi merhum Safer Dal tarafından projelendirilen İslâmbol Geleneğinde Sivil Merasimler ve Doğumdan Ölüme Mûsikî adlı eser, on sekiz bin âlemin halk olunması için verilen “Kün!” (Ol!) emriyle başlayan ilâhî musikiye örnek Isfahan makamındaki “Hak yarattı âlemi” isimli ilâhîyle açılıyor. Yeni doğan bebeğin kulağına ezan ve Kur’an okunması, güzel isim koyma, akika kurbanı kesme, lohusa mevlidi ve beşik duası gibi ilk merasimleri açıklayan metinler ve örnek ilâhîlerin ardından, umum ve havas için ayrı ayrı Hicaz ninnilere yer veriliyor. Ayrıca sünnet mevlidinden okula başlama şenliklerine, esnaf şenliklerinden askerlik ilâhî ve marşlarına, düğün şenliklerinden İslâm’a girmek ve dervişliğe intisaba, hilâfet merasiminden Mevlid, Regaib ve Mirac kandillerine has ilâhîlere, Ramazan, hac ve kurban ilâhilerinden bayram ilâhilerine ve minare musikisinde temcid ve şuğullere kadar geniş bir repertuar sunuluyor. İlâhî, marş, ninni, şarkı, salâ ve diğer eserlerin notalarının yanı sıra, açıklayıcı metinlerle zenginleşen kitap, cenaze merasimlerinde icra olunan ilâhî, tevhid ve salâtüselâmlar ile son buluyor. Kitap, dinî ve lâdinî eserlerden özenle derlenmiş zengin bir nota arşivi olmanın yanı sıra, medeniyetimizin bugün pek azı yaşayan merasimlerini genç nesillerin bilip tanıyabilmesi için de faydalı bir eser. / Cihat Arınç

Tavsiye Et
Ahmet Gazi Ayhan
Yapım: Kalan Müzik, 2003
Türküler, Anadolu insanının ayrılık acısını, kavuşma sevincini, gurbet hasretini, neşesini ve hüznünü dışa vurmada, onun bu topraklardaki tarihi boyunca en etkili yol olmuştur. Klasik musiki geleneğimizdeki meşk usulünde olduğu gibi, folklorumuzun vazgeçilmez bir unsuru olan halk müziği geleneğimizde de eserler âşıkların/ozanların dizi dibinde öğrenilmiş ve icra edile edile kulaktan kulağa yaygınlaşmıştır. Kırsal alanda yaşayan Anadolu halkı, yeri gelmiş ahırdaki “sarı öküz”üne bile türkü yakmış; böylece kimi zaman pastoral içerikli sözlerle, kimi zaman da deyişler, ağıtlar ve nefeslerle hayatının maddî–manevî taraflarını oluşturan her anını kayıt altına alarak âdeta kendi kişisel tarihini manzum bir formda anlatmıştır. Sözlü olarak aktarılan bu büyük miras, geçen yüzyıldan itibaren folklor araştırmacıları tarafından incelenmeye ve yazılı kültüre kazandırılmaya başlamıştır. Bu araştırmacılardan Halil Bedii Yönetken ve Muzaffer Sarısözen, Kayseri’ye geldiklerinde –Kayseri’nin pek çok saz üstatları olmasına rağmen– Kayseri türkülerini tavır ve yorumu sebebiyle, Ahmet Gazi Ayhan’dan derlemişlerdir. Ud, saksafon, keman, yaylı tambur, org gibi müzik aletlerini ustaca çalabilen ve 45 albümü olan Ayhan, Türkiye’deki pek çok festivalden şilt almış; İngiltere, Almanya, Hollanda, Avusturya, Yugoslavya ve Lübnan’da konserler vermiş; ayrıca Türk sanat müziğine kazandırdığı birçok eserin yanı sıra Türk halk müziğinde de sayısız derlemeler yapmıştır. Meselâ, Kayseri’nin Everek kazasından Gesi’ye gelin giden bir genç kızın, gurbete çalışmak için sefer edip de geri gelmeyen kocasının ardından yaktığı “Gesi bağları” adlı hasret türküsü, A.G. Ayhan tarafından türkü arşivlerine kazandırılmıştır. Kayseri İli Yardım Derneği ve Kalan Müzik işbirliği ile hazırlanan Ahmet Gazi Ayhan albümü, sanatkârı tüm yönleriyle ele alan başarılı bir eser. Sanatçının hayatından kesitlerin sunulduğu bir kitapçıkla piyasaya sürülen albüm, Ayhan’ın kendi besteleri ve derlediği türkülerden oluşuyor. Otantik, yerel ağızla türkü dinlemek isteyenlerin beğenisini kazanacak bir albüm... / Cihat Arınç

Tavsiye Et
Dervişâne
Hasan Bitmez Project
Yapım: Metropol Müzik, 2004
Hasan Bitmez’in projelendirdiği Dervişâne; Yahya Soyyiğit, Veysel Dalsaldı gibi usta seslerin ve Ahmet Şahin, Ender Doğan gibi iyi neyzenlerin emek verdiği bir albüm olması bakımından ilk bakışta dikkati çekiyor; zira bu önemli isimleri bir araya getirebilmiş bir albümün çok iyi bir eser olacağı kanaatini husule getiriyor. Albümde, güfteleri Erzurumlu İbrahim Hakkı’ya ait “Akıbet” ve Yunus Emre’ye ait “Bu akl u fikr ile”, “Bir sultan göründü” gibi eserler bu kanaati pekiştiriyor. Ancak her ne kadar ustaların seslendirişi harikulâde olsa da, eserlerin icrasında kullanılan elektronik sazlar, Lâtin Amerika ezgilerine özgü fıkır fıkır ritimler, nutk-ı şeriflerin ruhuna uygun düşmeyen yeni besteler ve tekno-müziğin melodik açıdan tek tip, kısa seslerin tekrarına dayanan ve elektronik ritimleri öne çıkaran bilindik yapısını zikrullah ve tasavvuf müziği ile birleştirmek için gösterilen beyhude çaba, dinleyicide hayal kırıklığı meydana getiriyor. Farklı türde müzikler elbette sentezlenebilir; ancak bunun için iki müziğin kültürel rollerinin ve ses yapılarının benzer olması gerekir. Sözgelimi türkülerle, deyişlerle, nefeslerle caz müziğini kıvamını tutturarak sentezleyebilirseniz, dinlemeye doyum olmaz; çünkü her ikisi de folk müziktir. Ama eğlence müziği olan techno ile irfan musikisini sentezlemeye girişirseniz, bunun doğru ve güzel bir sonuç vermesi mümkün değildir. Bu sebeple, popülist girişimlere kapılmadan klasik formlara sadık kalınarak projelendirilecek yeni albümler, kuşkusuz ki Metropol Müzik’i kadim kültürü yaşatmak konusunda önemli bir noktaya taşıyacak ve klasik kültürün aslî unsurlarını takip eden dinleyiciyi de memnun edecektir. / Emin Ali Kunt

Tavsiye Et