Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (May 2008) > Kültür Sanat
Kültür Sanat
Ketencoğlu ve Kadın Sesleri Topluluğu, CRR’de
Tür­ki­ye’nin yanı sıra Bal­kan­la­r’ın da en iyi akor­de­on vir­tu­oz­le­rin­den bi­ri olan Mu­am­mer Ke­ten­coğ­lu, ay­nı za­man­da Os­man­lı coğ­raf­ya­sın­dan, bil­has­sa Bal­kan­lar, Ege, Do­ğu Ana­do­lu’dan ade­ta bir mü­zik ar­ke­olo­gu ola­rak yap­tı­ğı der­le­me­ler­le ta­nı­nı­yor. Geç­miş­te kal­mış, kı­yı­da kö­şe­de unu­tul­muş mü­zik­le­ri hey­be­si­ne top­la­yan bir mü­zik sey­ya­hı Ke­ten­coğ­lu. Ve bu­nu ya­par­ken world mu­sic de­ni­len sö­mü­rü çar­kı­na uy­ma, mü­zi­ği ti­ca­ri­leş­tir­me ama­cıy­la de­zen­for­me et­me ça­ba­la­rın­dan özen­le ka­çı­nı­yor. Tür­kü­le­ri, ez­gi­le­ri ade­ta na­ze­nin bir ge­li­ne yak­la­şır­ca­sı­na der­li­yor ve in­san­la­ra o iç­ten se­siy­le su­nu­yor.
İz­mir’in Ti­re il­çe­sin­de 1964 yı­lın­da dün­ya­ya ge­len Ke­ten­coğ­lu’na, Trom­pet us­ta­sı da­yı­sı Ali Rı­za Su’nun ver­di­ği akor­de­on onun ha­ya­tı­nı şe­kil­len­di­rir. Ga­zi­an­tep Kör­ler Oku­lu’nda ho­ca­sın­dan din­le­di­ği ilk Rum­ca şar­kıy­la bir­lik­te akor­de­onu­na sı­kı sı­kı­ya sa­rı­lan Ke­ten­coğ­lu, ta­bi­ri ca­iz­se bir da­ha onu bı­rak­maz. Bo­ğa­zi­çi Üni­ver­si­te­si Psi­ko­lo­ji Bö­lü­mü’nde­ki eği­ti­mi sı­ra­sın­da de­ği­şik ül­ke­le­rin halk mü­zik­le­ri­ne duy­du­ğu il­gi da­ha da ar­tar ve gi­de­rek Bal­kan ve Ba­tı Ana­do­lu mü­zi­ği ağır­lık­lı bir te­me­le otu­rur.
12 yıl­dan be­ri Açık Rad­yo’da “Tu­na’nın Be­ri Ya­nı” prog­ra­mı­nı ha­zır­la­yan ve su­nan Ke­ten­coğ­lu, şim­di­ye de­ğin çok sa­yı­da al­büm ve kon­se­rin ya­nı sı­ra üç önem­li pro­je­ye de im­za at­tı. Ba­tı Ana­do­lu’da yüz­yıl­lar­ca be­ra­ber ya­şa­mış Türk­ler ile Rum­la­rın mü­zik ge­le­ne­ği­ni sah­ne­ye ta­şı­yan Zey­bek Top­lu­lu­ğu, Tür­ki­ye Trak­ya­’sından Çek Cum­hu­ri­ye­ti’ne ka­dar ge­niş bir coğ­raf­ya­dan halk tür­kü­le­ri­ni ve dans ha­va­la­rı­nı en saf ha­liy­le yo­rum­la­yan Bir Bal­kan Yol­cu­lu­ğu’nun ar­dın­dan, son pro­je­si Ka­dın Ses­le­ri Top­lu­lu­ğu ile Ana­do­lu’da ka­dın­lar­ca ya­kıl­mış tür­kü­le­ri ses­len­dir­mek üze­re 17 ka­dın sa­nat­çı­yı bir ara­ya ge­tir­di.
Top­lu­lu­ğun, Ana­do­lu’nun çe­şit­li yer­le­rin­den nin­ni­ler ve hü­zün­lü tür­kü­ler­le bir­lik­te ka­şık ve zil eş­li­ğin­de söy­le­nen eğ­len­ce­li dü­ğün ha­va­la­rı­nı da içe­ren re­per­tu­arın­da, Türk­çe’nin ya­nın­da Kürt­çe, Rum­ca ve Er­me­ni­ce tür­kü­ler de bu­lu­nu­yor. Ana­do­lu’da on yıl­lardır unutulan ka­dın tür­kü­lerini yeniden gün­de­me ge­ti­ren Mu­am­mer Ke­ten­coğ­lu ve Ka­dın Ses­le­ri Top­lu­lu­ğu, 21 Ma­yıs ak­şa­mı sa­at: 20:00’da CRR kon­ser sa­lo­nun­da sah­ne alı­yor. (Tel: 0212 232 98 30) /Hilal Turan

Tavsiye Et
Cahide Keskiner, sanatta 50. yılını kutluyor
Türk min­ya­tür ve tez­hip sa­nat­la­rı­nın us­ta isim­le­rin­den Ca­hi­de Kes­ki­ner’in 50 yıl­lık sa­nat ya­şa­mın­dan ör­nek­le­rin yer al­dı­ğı ser­gi, Be­yoğ­lu İs­tik­lal Cad­de­si’n­de­ki İn­san­Ki­tap ga­le­ri­sin­de sa­nat­se­ver­le­rin be­ğe­ni­si­ne su­nu­lu­yor.
Yer­li ve ya­ban­cı ki­tap ve sü­re­li ya­yın­la­rı­nın ya­nı sı­ra, bir kül­tür ve sa­nat mer­ke­zi ol­ma ko­nu­sun­da da fa­ali­yet­le­ri­ni sür­dü­ren İn­san­Ki­tap, bün­ye­sin­de bu­lun­dur­du­ğu sa­nat ga­le­ri­sin­de, Ara Gü­ler’in 5 yıl­lık bir ça­lış­ma­sı­nın ürü­nü olan “Si­nan” ko­nu­lu fo­toğ­raf ser­gi­si­nin ar­dın­dan şim­di de Ca­hi­de Kes­ki­ner’in 50 yıl­lık sa­nat geç­mi­şin­de yer alan çok özel ça­lış­ma­la­rı­na ev sa­hip­li­ği ya­pı­yor. Kes­ki­ner’in 1957’den bu ya­na de­vam eden sa­nat ha­ya­tın­da res­met­ti­ği min­ya­tür ça­lış­ma­la­rı­nın yer al­dı­ğı, 34 par­ça­dan olu­şan, “Sa­nat­ta 50 Yıl: Ca­hi­de Kes­ki­ner Min­ya­tür­le­ri” ad­lı ser­gi, 25 Ma­yıs’a ka­dar zi­ya­re­te açık.
Ca­hi­de Kes­ki­ner, tez­hip ve min­ya­tür ça­lış­ma­la­rı­na 1953 yı­lın­da, ho­ca­sı Ord. Prof. Dr. A. Sü­heyl Ün­ver ile baş­la­dı. Hat­tat Ma­cit Ay­ral’dan hat der­si, res­sam Şe­ref Ak­dik’ten de re­sim ders­le­ri al­dı. 1965 yı­lın­da İs­tan­bul Yıl­dız Por­se­len Fab­ri­ka­sı’na Türk Süs­le­me Sa­nat­la­rı Uz­ma­nı ola­rak atan­dı ve bu­ra­da ilk Türk Süs­le­me Atöl­ye­si­ni kur­du. Bir­çok res­mî ve özel ku­rum ve ku­ru­luş­lar­da açı­lan kurs­lar­da eği­tim gö­rev­li­si ola­rak va­zi­fe al­dı. 1980 yı­lın­da Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan Top­ka­pı Sa­ray Mü­ze­si’nde açı­lan Uy­gu­la­ma­lı Türk Süs­le­me Sa­nat­la­rı Kurs­la­rı’nda eği­tim ve yö­ne­tim ku­ru­lu baş­kan­lı­ğı­na ge­ti­ril­di. 1982 yı­lın­da, da­ha ön­ce hal­ka açık eği­tim prog­ra­mı­nı yü­rüt­tü­ğü Mi­mar Si­nan Üni­ver­si­te­si’nde Ge­le­nek­sel Türk Süs­le­me Sa­nat­la­rı Bö­lü­mü’nde öğ­re­tim gö­rev­li­si ol­du. Yur­ti­çi ve yurt­dı­şın­da pek çok ser­gi­ye ka­tı­lan ve 6 ki­şi­sel ser­gi açan Kes­ki­ner, 2000 yı­lın­da Kül­tür Ba­kan­lı­ğı Mev­la­na Bü­yük Ödü­lü’ne la­yık gö­rül­dü. Kes­ki­ner’in Türk Süs­le­me Sa­nat­la­rın­da De­sen ve Mo­tif, Tur­kish Mo­tif, Ço­cuk­lar İçin Türk Mo­tif­le­ri, Türk Süs­le­me Sa­nat­la­rın­da Sti­li­ze Çi­çek­ler: Ha­ta­i, Min­ya­tür Sa­na­tın­da Do­ğa Çi­zim ve Bo­ya­ma Tek­nik­le­ri, Min­ya­tür­ler Ki­ta­bı adın­da ya­yım­lan­mış eser­le­ri bu­lu­nu­yor. /Hilal Turan

Tavsiye Et
İslam sanatının üç başkenti: İstanbul, İsfahan, Delhi
Fran­sız Lo­uv­re Mü­ze­si’nin İs­lam Eser­le­ri Ko­lek­si­yo­nu’na ait yak­la­şık 35 bin eser­den 218’i, Şu­bat ayı iti­ba­rıy­la, Lo­uv­re’dan ön­ce Sa­ban­cı Üni­ver­si­te­si Sa­kıp Sa­ban­cı Mü­ze­si’nde gö­rü­cü­ye çık­tı. Os­man­lı (1299-1923), İran-Sa­fe­vi (1501-1722)ve Hint-Mo­ğol di­ye ta­nı­nan Ba­bür (1526-1858) im­pa­ra­tor­luk­la­rı dö­ne­mi­ne ait eser­le­ri içe­ren ser­gi, İs­lam me­de­ni­ye­ti­nin ve sa­na­tı­nın gör­kem­li gün­le­ri­ne ışık tu­tu­yor. Ge­niş İran coğ­raf­ya­sı­na ege­men ol­muş Ti­mu­ri­le­rin (1396-1510) kül­tür mi­ra­sı­nı pay­la­şan bu üç coğ­raf­ya­ya ait eser­ler, ay­nı dö­nem­de hü­küm sü­ren üç im­pa­ra­tor­lu­ğun sa­na­tı­nı ge­niş bir iliş­ki­ler ve et­ki­le­şim­ler yel­pa­ze­sin­de or­ta­ya ko­yu­yor.
Sa­fe­vî Dev­le­ti, Ti­mur Ha­ne­da­nı’nın es­ki top­rak­la­rı­nı ele ge­çi­rir­ken, Os­man­lı Ha­ne­da­nı’nın “Muh­te­şem Sü­ley­man”ı da, Ti­mur’un Ana­do­lu’ya el at­ma­sın­dan yüz kü­sur yıl son­ra, Os­man­lı’nın im­pa­ra­tor­luk sı­nır­la­rı­nı en uç nok­ta­la­rı­na ulaş­tır­dı; Ti­mur’un to­run­la­rın­dan Ba­bür Şah ise 1526’da Del­hi Sul­tan­lı­ğı’nın sal­ta­na­tı­na son ver­di. 16. yüz­yı­lın ikin­ci çey­re­ğin­de, ge­niş bir İs­lam coğ­raf­ya­sı için­de, za­ten da­ha ön­ce bir­bir­le­ri­nin top­rak­la­rın­da bu­lun­muş bu üç im­pa­ra­tor­lu­ğun sa­nat ve kül­tür dün­ya­la­rı ara­sın­da­ki ke­si­şim, ser­gi­de­ki eser­ler­de so­mut bi­çim­de gö­rü­le­bi­li­yor. İran Dün­ya­sı ve 3 İm­pa­ra­tor­luk Üze­rin­de­ki Sti­lis­tik Et­ki­le­ri, Do­ku­ma Sa­nat­la­rın­da Et­ki­le­şim, Ma­de­ni Ob­je­ler, Si­lah­lar ve Zırh­lar, İz­nik Se­ra­mik ve Çi­ni­le­ri, Sa­fe­vi Se­ra­mik ve Çi­ni­le­ri, Ba­bü­ri­ler­de Oy­ma­cı­lık ve Kak­ma­cı­lık gi­bi bö­lüm­ler­den olu­şan ser­gi­de en çok dik­kat çe­ken eser­ler, kuş­ku­suz ki bir­bi­rin­den gü­zel de­sen­le­riy­le ha­lı­lar. İs­lam dün­ya­sın­da ha­lı, sa­de­ce ye­re de­ğil, otur­ma yer­le­ri­ne ve ya­tak­la­ra da se­ri­lir; hü­küm­dar­lar, hu­zu­ra ka­bul tö­ren­le­rin­de, ha­lı­lar­la dö­şe­li taht oda­sın­da, yi­ne ha­lıy­la kap­lı yük­sek bir plat­form­da otu­rur­lar­dı. Sos­yal ha­ya­tın bu de­re­ce için­de olan bir ob­je­yi, “gü­ze­li ara­yan bir me­de­ni­yet”in in­ce in­ce iş­le­me­me­si de dü­şü­nü­le­mez­di kuş­ku­suz. Ser­gi­de­ki Os­man­lı ha­lı­la­rın­da “ma­dal­yon” de­se­ni, Sa­fe­vi ha­lı­la­rın­da ise Şii ge­le­ne­ği­nin et­ki­siy­le ol­sa ge­rek, hay­van fi­gür­le­ri­nin faz­la­lı­ğı ilk el­den dik­ka­ti çe­ki­yor. Os­man­lı’nın muh­te­şem çi­ni­le­riy­le dam­ga­sı­nı vur­du­ğu ser­gi­de, Ba­bür Ha­ne­da­nı dö­ne­mi ise taş oy­ma­cı­lı­ğı ve kak­ma­cı­lı­ğın en gü­zel ör­nek­le­ri ile yer alı­yor. Ser­gi, 25 Ma­yıs ta­ri­hi­ne ka­dar zi­ya­re­te açık ola­cak. (Tel: 0212 277 22 00) /Hilal Turan

Tavsiye Et