“Ergenekon” savcılarının 30 Temmuz’da tamamlayarak sunduğu Üçüncü İddianame, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 5 Ağustos’ta kabul edildi. Ergenekon’un 10, 11 ve 12. dalga operasyonları kapsamında ele geçirilen belgeler doğrultusunda hazırlanan iddianamenin kabulüyle birlikte 35’i tutuklu 52 sanık hakkında dava açılmış oldu. Aralarında eski MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç, eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, Türk-Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek, eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin’in de bulunduğu sanıkların Ergenekon silahlı terör örgütü yöneticisi ve üyesi olduğu iddia ediliyor. 1454 sayfalık Üçüncü İddianame’de yer alan tüyler ürperten iddialardan biri, Ergenekon Davası’na, tutuklu sanıklardan emekli Binbaşı Fikret Emek’in avukatı olarak katılırken bir anda kendisi de tutuklu sanık konumuna düşen emekli Albay Levent Göktaş’ın, “tahliye olmaması” durumunda 5 muvazzaf subaya savcılara yönelik suikast emri verdiği iddiası. Suikastın bizzat Göktaş tarafından planlandığı ve Bedrettin Dalan’ın başkanı olduğu vakıf arazisine gömülen silahlarla gerçekleştirileceği, Dalan’ın da bu silahlardan haberdar olduğu iddia ediliyor. Örgüt üyelerinin Yargıtay’da üst düzey bir yetkiliye suikast planladıkları iddiası da dâhil çok sayıda suçlamanın yer aldığı davanın ilk duruşması, 7 Eylül’de yapılacak. Öte yandan Emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in de aralarında bulunduğu 86 sanıklı Birinci İddianame’nin davasının görüldüğü 3 Ağustos’taki 102. duruşmada çok önemli bir karara imza atıldı. Mahkeme heyeti, Ergenekon Davası ile Danıştay üyeleri ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırıya ilişkin 8 sanıklı davanın birleştirildiğini açıkladı. Hatırlanacağı üzere 17 Mayıs 2006’da saldırgan Alparslan Aslan’ın Danıştay’a düzenlediği saldırıda, Danıştay 2. Daire Üyesi Yücel Özbilgin hayatını kaybetmişti. Olayın ardından zanlılar hâkim karşısına çıkarılmış, çeşitli sürelerle hapis cezalarına çarptırılmıştı. Ancak kısa süre sonra Alparslan Arslan ve arkadaşlarının Cumhuriyet gazetesine atılan bombaların da sorumlusu olduğu ortaya çıkmıştı. Ergenekon soruşturmasında ulaşılan bilgi ve belgeler sonucunda, Arslan ve diğer sanıkların “Ergenekon terör örgütü”yle ilişkisinin olduğunun belirlenmesi üzerine Yargıtay, aralarında fiilî ve hukuki bağlantı bulunduğuna hükmederek, “Danıştay ve Ergenekon Davaları birleştirilsin” görüşüne varmış; Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi de dosyayı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti.
Tavsiye Et
“Kürt sorunu”nun çözümüne yönelik girişim, Ağustos ayında, Hükümet tarafından “Demokratik Açılım” adıyla yeniden gündeme getirildi. Açılımın koordinatörlüğünü İçişleri Bakanı Beşir Atalay yürütüyor. Bu meyanda görüşmelerde bulunan Atalay, Türkiye’nin ağır bedeller ödediği sorunun çözümü için 5 siyasi parti, 22 sivil toplum kuruluşu, 23 şehit ailesi derneği ve aydınlar ile bir araya geldi. Demokratik açılımla ilgili görüş alışverişinde bulunmak üzere 7 siyasi parti ile görüşme talebinde bulunan Atalay’a sadece CHP ve MHP’den olumlu yanıt gelmedi. DTP, DSP, DP, SP ve BBP genel başkanlarını ziyaret eden Atalay, önerilerini alarak desteklerini istedi. Tüm görüşmelerinde çalışmanın parti değil ‘devlet projesi’ olduğuna dikkat çeken Atalay, çözüm yerinin de Meclis olduğuna işaret etti. Sürece ilişkin önerilerini sıralayan taraflar, temkinli de olsa destek yönünde açıklamalarda bulundular. Öte yandan Atalay’ın randevu talebine olumsuz cevap veren MHP, “açılımı” ülkeyi bölmeye yönelik bir adım olarak görüyor. Her fırsatta açılım konusunda sert bir üslupla eleştiriler yapan Başkan Devlet Bahçeli’nin bu tavrı, önümüzdeki kongrede parti genel başkanlığını riske atmama çabası olarak değerlendiriliyor.
CHP ise önceleri MHP’den farklı bir tavır sergilemezken, MGK’nın çözümü destekler mahiyetteki kararı sonrası, “açılım” konusundaki açıklamalarında yumuşama dikkat çekti. Askerle karşı karşıya gelmek istemeyen ve özellikle içerik hususunda eleştiri getiren CHP, açılım konusunda sınıfta kaldı. Halkın büyük çoğunluğunun desteklediği bu açılım, “tarihî fırsat” olarak görülüyor.
Tavsiye Et
Başbakan Tayyip Erdoğan ve Rusya Başbakanı Vladimir Putin, 6 Ağustos günü Ankara’da enerji odaklı 20 anlaşma imzaladılar. “Nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanılması” anlaşmasının da aralarında bulunduğu anlaşmalar içerisinde en fazla ilgiyi, Türkiye’nin Samsun-Ceyhan boru hattını hayata geçirmek için Rusya’dan petrol desteği alması ve bunun karşılığında Rusya’nın güdümündeki Güney Akım doğalgaz boru hattına destek vermesi çekti. Türkiye, Samsun-Ceyhan’a aldığı destekle boru hattını canlandırmanın yanında Boğazlardaki gemi trafiğini de hafifletmiş olacak. Rus doğalgazını Avrupa’ya taşıması amaçlanan Güney Akım projesinin 900 kilometrelik boru hattı ise Karadeniz’in altından geçerek Rusya’dan Bulgaristan’a ulaşacak. Böylece Türkiye’nin projeye destek vermesiyle Rusya, boru hattını sık sık problem yaşadığı Ukrayna karasularından geçirmekten kurtulmuş oluyor. Öte yandan Hazar ve Ortadoğu doğalgazını Rusya’yı atlayarak Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıma amaçlı Nabucco projesine rakip olarak görülen Güney Akım’ın hayata geçirilecek olması çeşitli çevrelerde tepki çekti. Bilindiği üzere, Temmuz ayında imzalanan ve ABD-AB destekli yaklaşık 8 milyon avroluk Nabucco projesiyle Avrupa’nın Rus doğalgazına olan bağımlılığının azaltılması hedefleniyordu. Gelen eleştiriler üzerine Başbakan Erdoğan, iki doğalgaz projesinin “rekabet değil çeşitlendirme bağlamında” görülmesi gerektiğine vurgu yaptı. 17 Ağustos günü ise Katar Emiri Şeyh Hamad Bin Halife El Thani ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Çırağan Sarayı’nda bir araya gelerek enerji, doğalgaz, medya ve serbest seyahati kapsayan üçlü bir protokol imzaladılar. Ziyaret sırasında iki ülke arasında enerji işbirliği imkanlarının tespiti için bir ortak komisyon kurulmasına karar verildi.
Tavsiye Et
TBMM, 23. Dönem 4. Yasama Yılı’na başlamadan yeni başkanını seçti. İlk iki turda adaylardan hiçbiri üye tam sayısının üçte ikisi olan 367 oyu alamayınca seçimler üçüncü tura kaldı. 5 Ağustos’ta yapılan üçüncü tur oylamaya 518 milletvekili katıldı. DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın son anda adaylıktan çekilmesiyle adaylardan AKP Antalya Milletvekili Mehmet Ali Şahin 338, CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici 103, MHP Sakarya Milletvekili Münir Kutluata 66, Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç 1 oy aldı. Böylece Şahin, 24. Meclis Başkanı oldu. 1950 yılında Karabük’te doğan Şahin, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi ve bir süre serbest avukatlık yaptı. AKP’nin kurucu üyeleri arasında yer almış; 20, 21 ve 22. dönemlerde İstanbul’dan, 23. dönemde ise Antalya’dan milletvekili seçilmişti. 58. ve 59. Hükümetlerde devlet bakanlığı ve başbakan yardımcılığı görevini de yürüten Şahin, 60. Hükümette ise adalet bakanlığı görevinde bulunmuştu.
Tavsiye Et
Türk sinemasının usta yönetmenlerinden Yücel Çakmaklı, geçirdiği by-pass ve kalp kapakçığı ameliyatının ardından bir süre yoğun bakımda kaldıktan sonra 23 Ağustos 2009’da hayatını kaybetti. 1937’de İzmir’de doğan Çakmaklı, 1959’da İ.Ü. Gazetecilik Enstitüsü’nden mezun oldu. 1968’e kadar 50’ye yakın filmde yönetmen yardımcılığı yaptı. İlk filmi Kâbe Yolları belgeselini yönetti. 1969’da Elif Film şirketini kurdu. 1975-1990 arası TRT’de çalıştı. Rasim Özdenören’in hikayelerinden uyarladığı Çok Sesli Bir Ölüm ve Çözülme ile 1978’de Prag’da televizyon filmleri arasında ödül aldı. Küçük Ağa ve Kuruluş gibi romanlardan uyarladığı TV dizileri çekti. Necip Fazıl Kısakürek’in Bir Adam Yaratmak ve Turan Oflazoğlu’nun 4. Murad adlı tiyatro eserlerinden TV oyunları yaptı. “Milli sinema” akımının teorisyeni Çakmaklı, 30’dan fazla filmin yönetmenliğinin yanı sıra 10’a yakın filmin yapımcılığına ve 4 filmin de senaryosuna imza attı. 2008’de TBMM tarafından Devlet Üstün Hizmet Madalyası’na layık görülen Çakmaklı’ya yine aynı yıl Kültür Bakanlığı tarafından sinemadaki 50 yıllık hizmetleri dolayısıyla Emek Ödülü verilmişti.
Tavsiye Et
Afganistan’da Taliban rejiminin devrilmesinden sonra ikinci devlet başkanlığı ve (34 vilayette toplam 420 üyenin belirleneceği) eyalet meclisleri seçimi 20 Ağustos’ta yapıldı. NATO’nun rakamlarına göre kayıtlı seçmen sayısının 15,6 milyon olduğu ülkede, resmî bir rakam açıklanmamış olsa da, bazı yabancı gözlemci ve gazeteciler seçimlere katılımın çok düşük olduğunu, hatta 2004 seçiminin de gerisinde kaldığını bildirdi. Eski Dışişleri Bakanı Abdullah Abdullah ve eski Planlama Bakanı Ramazan Beşerdost karşısında seçimin favorisi olarak gösterilen mevcut başkan Hamid Karzai’nin zaferini ilan etmesine rağmen, resmî sonuçlara henüz ulaşılmış değil. Eğer ilk turda hiçbir aday %50’ye ulaşamazsa, Ekim’in ilk haftasında yapılacak ikinci turda en çok oyu alan iki aday yarışacak. Öte yandan Taliban, Karzai’nin yeniden aday olduğu seçimleri sekteye uğratmak amacıyla saldırı düzenleyeceği tehdidinde bulunmuş ve çok sıkı güvenlik tedbirlerine rağmen seçim günü ülkede 70 kadar saldırı yaşanmıştı. Mevcut çatışmalar ve saldırılar yetmezmiş gibi, seçimlere hile karıştığı iddiasıyla daha da gerilen Afganistan siyaseti, ülkedeki istikrarsızlığı artıracak gibi görünüyor.
Tavsiye Et