Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (April 2007) > Dünya Siyaset > Çin’e dair üç farklı yaklaşım
Dünya Siyaset
Çin’e dair üç farklı yaklaşım
Hasan Kösebalaban
BİR za­man­lar eko­no­mist­ler ara­sın­da yay­gın bir söz var­dı: “Ame­ri­ka hap­şır­dı­ğı za­man, bü­tün dün­ya nez­le olur.” Bu­gün­ler­de her­kes nez­le; an­cak hap­şı­ran Ame­ri­ka de­ğil, Çin. Ar­tık Çin Mer­kez Ban­ka­sı Baş­ka­nı’nın iki du­da­ğı ara­sın­dan çı­ka­cak her söz, dün­ya dö­viz pi­ya­sa­la­rı­nı ha­re­ket­len­di­ri­yor. Şan­ghay Bor­sa­sı’nda­ki ani bir ha­re­ket­len­me, dün­ya bor­sa­la­rın­da pa­nik ha­va­sı es­ti­ri­yor. Bu ya­zı­da Çin’in eko­no­mik yük­se­li­şi­ne ve bu yük­se­li­şin dün­ya sis­te­mi üze­rin­de­ki et­ki­le­ri­ne da­ir üç te­mel yak­la­şı­mın öze­ti­ni bu­la­cak­sı­nız. Di­le­di­ği­ni­zi be­nim­se­ye­bi­lir­si­niz.
 
I. Dün­ya­nın Mer­ke­zin­de­ki İm­pa­ra­tor­luk
Çin, Çin­ce­de mer­kez im­pa­ra­tor­luk an­la­mı­na ge­li­yor. Mev­cut kal­kın­ma per­for­man­sı­nın sür­me­si ha­lin­de 2050’de Çin’in ger­çek de­ğer­ler ba­zın­da dün­ya­nın en bü­yük eko­no­mi­si ola­ca­ğı gös­ter­ge­si, bir­çok kim­se­yi dün­ya­nın pat­ro­nu­nun Çin ola­ca­ğı­na ik­na et­miş du­rum­da. Eko­no­mik re­form­la­rın ger­çek­leş­ti­ği 1979’dan bu ya­na Çin eko­no­mi­si her yıl yak­la­şık %10 bü­yü­me kay­det­ti. Çin ABD, AB ve Ja­pon­ya gi­bi di­ğer dün­ya eko­no­mik blok­la­rının en bü­yük ti­ca­ri part­ne­ri du­ru­mun­da. Bu ül­ke­ler­le ti­ca­re­tin­de avan­ta­jı elin­de tu­tan Çin, sü­rek­li ola­rak pa­ra de­po­lu­yor. De­va­sa pa­zar po­tan­si­ye­li, ucuz iş­gü­cü ve is­tik­rar­lı si­ya­si or­ta­mı Çin’i bir dün­ya üre­tim mer­ke­zi ha­li­ne ge­tir­miş du­rum­da.
Çin ay­nı za­man­da bir fi­nans mer­ke­zi ol­ma yo­lun­da iler­li­yor. Çin, Mer­kez Ban­ka­sı’nda tu­tu­lan 1 tril­yon­dan faz­la do­lar ile dün­ya­nın en bü­yük Ame­ri­kan do­la­rı re­zer­vi­ne sa­hip ül­ke­si. Bu­nun Ame­ri­ka­lı­la­ra ka­bus gör­dür­me ne­de­ni açık: Çin­li­ler el­le­rin­de­ki fi­nan­sal gü­cü do­lar­dan baş­ka kur­la­ra en­deks­li da­ha fark­lı ya­tı­rım­lar­da kul­lan­mak is­ter­ler­se, bir an­da Ame­ri­kan eko­no­mi­si­ni ba­tı­ra­bi­lir­ler. Çin’in dal­ga­lı kur po­li­ti­ka­sı ve ABD’nin elin­de önem­li mik­tar­da yu­an re­zer­vi ol­ma­ma­sın­dan do­la­yı, ABD’nin kar­şı ma­nev­ra ka­bi­li­ye­ti bu­lun­mu­yor.
Di­ğer ta­raf­ta Çin, As­ya­lı kom­şu­su Ja­pon­ya’nın ak­si­ne Ame­ri­kan he­ge­mon­ya­sın­da­ki si­ya­si sis­te­min bir üye­si de­ğil. Dış po­li­ti­ka­sı­nı ABD’den ve ge­nel an­lam­da Ba­tı’dan ba­ğım­sız ko­nuş­lan­dı­rı­yor. Geç­miş­te dış po­li­ti­ka­da ken­di­si­ni sa­de­ce Tay­van ko­nu­suy­la sı­nır­la­yan Çin, ar­tık da­ha ak­tif bir çiz­gi ta­kip ede­rek, Af­ri­ka’dan La­tin Ame­ri­ka’ya uza­nan bir hat­ta yo­ğun bir dip­lo­ma­si yü­rü­tü­yor. Ver­di­ği kre­di­ler­le bir­çok ül­ke­nin İMF, da­ha doğ­ru­su ABD ile borç bağ­lan­tı­sı­nı kes­miş du­rum­da. Özel­lik­le Çin’in Ba­tı’nın eko­no­mik ve si­ya­si ab­lu­ka­sı al­tın­da­ki Su­dan ve ABD’nin ar­ka bah­çe­si ola­rak gör­dü­ğü La­tin Ame­ri­ka ile gi­de­rek yo­ğun­laş­tır­dı­ğı iliş­ki­ler dik­kat çe­ki­yor. Çin’in si­lah­lan­ma büt­çe­si­ni %17 ar­tı­ra­ca­ğı­nı açık­la­ma­sı da ak­tif dış po­li­ti­ka­sın­da­ki işa­ret­ler­den bi­ri. He­ge­mon­ya­nın el de­ğiş­tir­me­si­nin an­cak ABD ile eko­no­mik ve as­ke­rî ka­pış­ma ne­ti­ce­sin­de müm­kün ola­bi­le­ce­ği­nin bi­lin­cin­de­ki Çin’in ge­le­ce­ğe ha­zır­lık yap­tı­ğı­nı söy­le­mek müm­kün.
 
II. Çin Şi­şi­ril­miş Bir Ba­lon­dur
Çin’in eko­no­mik bü­yü­me­si­nin bu ül­ke­yi bir dün­ya li­de­ri ha­li­ne ge­tir­me­ye­ce­ği gö­rü­şü­nü sa­vu­nan­lar ise onun hiç­bir za­man ye­ni­lik­çi bir eko­no­mi ola­ma­ya­ca­ğı­nı ile­ri sü­rü­yor­lar. İyim­ser Ba­tı­lı­lar ve ger­çek­çi Çin­li­le­rin da­hil ol­du­ğu bu gru­bun gö­rü­şü­ne gö­re Çin, Ba­tı’nın ucuz iş­gü­cü bul­du­ğu bir üre­tim mer­ke­zin­den iba­ret ve dün­ya eko­no­mik sis­te­min­de oy­na­dı­ğı rol de bun­dan ile­ri gi­de­me­ye­cek. Tek­no­lo­ji ge­rek­ti­ren üre­tim bi­rim­le­rin­de Çin dün­ya­ya ori­ji­nal bir ürün su­na­mı­yor; hat­ta bu ko­nu­da bil­gi­sa­yar prog­ram­cı­lı­ğı ala­nın­da atı­lım ya­pan Hin­dis­tan’ın bi­le ge­ri­sin­de ka­lı­yor. Di­ğer ta­raf­tan Çin bir kü­re­sel eko­no­mik mo­del ol­mak­tan çık­mış du­rum­da. Ar­tık dün­ya eko­no­mik sis­te­mi­ne al­ter­na­tif su­na­bi­len sos­ya­list bir mo­del­den de­ğil, tek par­ti re­ji­mi­ne sa­hip oto­ri­ter bir ka­pi­ta­list re­jim­den bah­se­di­yo­ruz. Kü­re­sel ka­pi­ta­list sis­tem­de Çin’in oy­na­ya­bi­le­ce­ği rol, Wal­lers­te­in’ın dün­ya sis­tem mo­de­lin­de­ki mer­kez ül­ke­ye de­ğil, ya­rı çev­re ül­ke­ye te­ka­bül edi­yor.
Çin’in si­lah­lan­ma­sı da bu gö­rüş sa­hip­le­ri­ni faz­la ra­hat­sız et­mi­yor. Zi­ra Çin as­ke­rî gü­cü­nü ne ka­dar ar­tı­rır­sa ar­tır­sın, ABD bo­yu­tu­na gel­me­si bir yüz­yıl sü­re­sin­ce müm­kün de­ğil. Di­ğer ta­raf­tan Çin ken­di ar­ka bah­çe­si olan As­ya’da ABD ta­ra­fın­dan Ja­pon­ya-ASE­AN-Hin­dis­tan hat­tı üze­rin­den ra­hat­lık­la ku­şa­tı­la­bi­lir. Ör­ne­ğin Çin’le ya­kın­lı­ğı­na rağ­men Vi­et­nam’ın son yıl­lar­da ABD ile çok de­rin iliş­ki­ler ge­liş­tir­miş ol­ma­sı bu ül­ke­nin Çin’e kar­şı den­ge ara­yı­şın­dan kay­nak­la­nı­yor. Çin’in et­ra­fın­da­ki bü­tün ül­ke­le­rin, bil­has­sa Ja­pon­ya, Hin­dis­tan, En­do­nez­ya ve Avus­tral­ya’nın ben­zer kay­gı­lar ta­şı­dı­ğı da ma­lum. Kı­sa­ca­sı Çin çok ra­hat bir şe­kil­de As­ya’dan çı­ka­maz ha­le ge­ti­ri­le­bi­lir. Çin’de et­nik azın­lık so­run­la­rı yo­luy­la, re­ji­min ba­ş e­de­me­ye­ce­ği bir iç ka­rı­şık­lık çı­kar­tıl­ma­sı da her za­man müm­kün.
Çin’in eko­no­mik bü­yü­me­si­nin de ener­ji ve çev­re kriz­le­ri ne­de­niy­le sür­dü­rü­le­bi­lir ol­ma­dı­ğı dü­şü­nü­lü­yor. Çin bü­yü­yen eko­no­mi­siy­le ener­ji kay­nak­la­rı açı­sın­dan ta­ma­mıy­la dı­şa­rı­ya ba­ğım­lı bir ül­ke du­ru­mun­da. Pet­rol ar­zı­nın Çin ve Hin­dis­tan’ın eko­no­mik kal­kın­ma­sı ne­de­niy­le gi­de­rek ta­le­be ye­tiş­me­me­si ve bir­çok pet­rol re­zer­vi­nin ge­le­cek­te­ki el­li yıl için­de tü­ke­ne­cek ol­ma­sı di­ğer ül­ke­ler gi­bi Çin açı­sın­dan da cid­di bir teh­dit. Ay­rı­ca Çin çok cid­di bir su kri­ziy­le de kar­şı kar­şı­ya. Bü­tün bu fak­tör­le­rin oluş­tu­ra­ca­ğı bir eko­no­mik kriz, sa­hip ol­du­ğu dev nü­fus açı­sın­dan çok cid­di bir si­ya­si çal­kan­tı­yı be­ra­be­rin­de ge­ti­re­bi­lir. Unu­tul­ma­ma­lı­dır ki oto­ri­ter re­jim­ler eko­no­mik kal­kın­ma­yı ger­çek­leş­ti­re­bi­lir­ler ama kriz­le­re kar­şı de­mok­ra­si­ler ka­dar da­ya­nık­lı de­ğil­­dirler. Çin’de­ki re­ji­mi bu­gün için ayak­ta tu­tan ve hal­kı­nı de­mok­ra­tik­leş­me ta­lep­le­ri­ni er­te­le­me­ye ik­na eden, eko­no­mik kal­kın­ma per­for­man­sın­dan baş­ka bir şey de­ğil­dir. Kı­sa­ca­sı Çin’in yük­se­li­şi bir ba­lon­dur ve ko­lay­lık­la pat­la­ya­bi­lir.
 
II­I. Çin’in He­ge­mon­ya He­ve­si Za­ten Yok
Her kü­re­sel dü­zen, ku­ral­la­rı ya­za­cak ve is­tik­rar ka­zan­dı­ra­cak bir he­ge­mo­nik gü­ce muh­taç­tır. İkin­ci Dün­ya Sa­va­şı’ndan bu ya­na ABD kü­re­sel sis­te­min dü­me­nin­de. Ve Çin’in de ABD’nin ye­ri­ne he­ge­mo­nik bir güç ola­rak dev­re­ye gir­me ko­nu­sun­da bir ace­le­si yok. Zi­ra bu iş son de­re­ce mas­raf­lı. ABD açı­sın­dan bu mas­raf, ha­len de­vam eden Irak Sa­va­şı’nın ma­li­ye­ti de da­hil ol­mak üze­re, yıl­da 600 mil­yar do­lar­lık bir as­ke­rî büt­çe de­mek. Çin’in dış po­li­ti­ka­sın­da­ki ön­ce­lik mev­cut eko­no­mik is­tik­ra­rın sür­me­si. Ve bu is­tik­rar önem­li öl­çü­de ABD’ye ya­pı­lan ih­ra­ca­ta da­ya­lı ol­du­ğu için ABD’nin is­tik­ra­rı ay­nı za­man­da Çin’in de is­tik­ra­rı de­mek. ABD he­ge­mon­ya­sı­nı de­vir­mek için gi­ri­şi­le­cek bir si­lah­lan­ma ya­rı­şı Çin’i if­la­sa sü­rük­le­ye­bi­lir.
Bu lü­zum­suz bir iş­tir de. Zi­ra Çin­li­ler mas­raf­la­rın Ame­ri­ka ta­ra­fın­dan kar­şı­lan­dı­ğı bir dü­zen­de ya­şa­mak­tan mem­nun­lar. Çin, ABD ile ba­şa­baş bir si­lah­lan­ma ya­rı­şı ye­ri­ne pa­ra­sı­nı AR-GE ya­tı­rım­la­rın­da kul­lan­ma ve tek­no­lo­jik ba­ğım­sız­lı­ğa ka­vuş­ma ça­ba­sın­da. Ka­sa­ba­nın kov­bo­yu dü­ze­ni sağ­lı­yor­sa Çin­li tüc­car için or­ta­da bir so­run yok de­mek­tir. ABD’nin de çı­ka­rı üre­tim ve fi­nans fak­tör­le­ri açı­sın­dan Çin’i ayak­ta tut­mak­tan ge­çe­cek­tir. Tüc­car dü­zen­den de­ğil, is­tik­rar­sız­lık­tan ra­hat­sız­lık du­yar. Bu­ra­da Çin­li­nin ya­pa­ca­ğı iş, za­ten on­dan ka­zan­dı­ğı do­lar­la­rın bir kıs­mı­nı kov­bo­yun ce­bi­ne sı­kış­tır­mak­tan iba­ret­tir. Kov­boy bir gün iyi­ce yaş­la­na­na ka­dar da bu iş böy­le sü­re­cek­tir…

Paylaş Tavsiye Et