Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (June 2009) > Türkiye Ekonomi > Türkiye ekonomisi dış şoklara karşı daha güçlü
Türkiye Ekonomi
Türkiye ekonomisi dış şoklara karşı daha güçlü
İbrahim Öztürk
2006 OR­TA­SIN­DA “al gö­tür ti­ca­re­ti”, şim­di ise “ipo­tek­li ev” sek­tö­rün­de­ki ba­tık kre­di so­ru­nu… İki­si­nin ar­ka­sın­da da pi­ya­sa­lar­da kör ma­yın gi­bi do­la­şan bol pa­ra var. Bu­na bir de aç göz­lü ka­pi­ta­lis­tin de­ne­tim­siz kâr dür­tü­sü ila­ve edil­di­ğin­de ve­rim­siz, akıl­dan uzak ya­tı­rım­lar kar­şı­mı­za çı­kı­yor. Bu ne ilk, ne de son! Bu bü­yük dep­rem­den kim­le­rin na­sıl kâr­lı çı­ka­ca­ğı­nı dik­kat­le iz­le­mek la­zım.
Se­çe­ne­ği ol­ma­dı­ğın­dan do­la­yı Tür­ki­ye de bu di­be doğ­ru ya­rı­şa ka­tıl­mış du­rum­da. Biz şim­di­lik “pa­ra­dig­ma için­de ka­la­rak” dış şok­la­ra kar­şı ne du­rum­da ol­du­ğu­mu­za ba­ka­lım. Bir ül­ke­nin dış şok­la­ra kar­şı di­ren­ci­ni öl­çen ke­sin kri­ter­ler yok. En iyi­si za­af­la­rı yok et­mek. Bor­sa, kur ve fa­iz her gün ko­nuş­tu­ğu­muz hu­sus­lar ol­sa da, olup bi­ten­le­re kar­şı ko­nu­mu­mu­zu be­lir­le­mek için sa­de­ce pa­ra pi­ya­sa­la­rı­na bak­mak son de­re­ce ya­nıl­tı­cı ola­bi­lir.
Geç­miş de­ne­yim­ler bi­ze ne du­rum­da ol­du­ğu­muz hu­su­sun­da ba­zı öğ­re­ti­ci bil­gi­ler su­nu­yor. Ör­ne­ğin 2000 yı­lın­da­ki ge­liş­me­le­rin so­nun­da, 2001 yı­lın­da Tür­ki­ye eko­no­mi­si çök­tü. Öy­ley­se, bu­gün­kü ve­ri­le­ri, 2001 kri­zi­ne gö­tü­ren 2000 yı­lı ve­ri­le­ri ile mu­ka­ye­se ede­rek Tür­ki­ye’nin mev­cut du­ru­mu­nu an­la­ma­ya ça­lı­şa­lım. Tab­lo 1’de, bir yan­dan ih­ra­cat ge­lir­le­ri­nin kı­sa va­de­li dış bor­cu ve tüm dış borç ser­vi­si­ni (ana­pa­ra + fa­iz) kar­şı­la­ma oran­la­rı­nın, di­ğer yan­dan re­zerv­le­rin dü­ze­yi­nin ol­duk­ça iyi bir du­rum­da ol­du­ğu açık­ça gö­rü­lü­yor. Yi­ne, ih­ra­ca­tın it­ha­la­tı kar­şı­la­ma ora­nı ga­yet iyi du­rum­da. Son ola­rak ca­ri açık ve enf­las­yon da şim­di­lik kon­trol al­tı­na alın­mış gö­zü­kü­yor.
Güç­lü dış âlem gös­ter­ge­le­ri ve uzun va­de­li bü­yü­me po­tan­si­ye­li ile Tür­ki­ye, ar­tık ser­ma­ye­nin pa­nik ha­lin­de ka­ça­ca­ğı bir ül­ke de­ğil. Güç­le­nen eko­no­mik ya­pı Tür­ki­ye’ye dış or­tam dü­zel­di­ğin­de hız­la dü­ze­le­cek bir im­kân su­nu­yor. Öte yan­dan dış âlem­de­ki muh­te­mel kö­tü­leş­me­nin et­ki­siy­le kur, fa­iz ve bü­yü­me ra­kam­la­rı­nın ne tür so­nuç­lar oluş­tu­ra­ca­ğı da he­sap­lan­ma­lı. Ha­zi­ne, ya­şa­na­bi­le­cek eko­no­mik şok­la­ra kar­şı da­ha ön­ce bir se­nar­yo ge­liş­tir­miş­ti. Bu se­nar­yo­yu bir kez da­ha önü­mü­ze ko­ya­rak dü­şü­ne­lim.
Tab­lo 2’de yer alan se­nar­yo­ya gö­re, ye­ni li­ra­nın %10 ka­dar de­ğer kay­bet­me­si du­ru­mun­da, Tür­ki­ye’nin net borç sto­ku­nun GSMH’ye ora­nı­nın %1,1 ka­dar art­ma­sı bek­le­ni­yor. Re­el fa­iz­le­rin 5 pu­an ka­dar art­ma­sı ise ay­nı ora­nın %1,8 ka­dar yük­sel­me­si­ne ne­den olu­yor. Öte yan­dan, baş­ta enf­las­yon ol­mak üze­re ca­ri açı­ğı da azalt­mak adı­na eko­no­mi­de gö­re­ce­li bir ya­vaş­la­ma is­te­ni­yor. Bu se­ne eko­no­mi­nin %5 ka­dar bü­yü­me­si he­def­le­ni­yor. Bü­yü­me ora­nın­da ge­çen se­ne­ye kı­yas­la yak­la­şık 2 pu­an­lık bu ka­yıp son­ra­sın­da, borç sto­ku­nun mil­li ge­li­re ora­nı %1 ka­dar ar­ta­cak. Bü­tün bun­lar ne an­la­ma ge­li­yor? Bun­lar, Tür­ki­ye’nin gel­di­ği­miz aşa­ma­da risk­le­ri den­ge­le­me ko­nu­sun­da ol­duk­ça iyi bir yö­ne­tim ger­çek­leş­tir­di­ği­ni gös­te­ri­yor. Ya­ni, Ha­zi­ne bü­tün yu­mur­ta­la­rı tek bir se­pe­te koy­mu­yor. Yu­ka­rı­da­ki se­nar­yo ka­mu borç sto­ku­nu il­gi­len­di­ri­yor. Oy­sa ge­liş­me­le­rin baş­ka he­def­le­ri na­sıl et­ki­le­di­ği de he­sa­ba ka­tıl­ma­lı.
Eko­no­mi so­ğur­ken iş­siz­lik­te­ki düş­me eği­li­mi de du­rur. Bir yan et­ki­yi yok et­mek is­te­di­ği­miz za­man, baş­ka yan et­ki­ler ken­di­ni gös­te­ri­yor. Bu nok­ta­da den­ge­yi bul­mak ve ge­rek­li be­de­li öde­me­yi ka­bul et­mek ge­re­ki­yor.
Yük­se­len kur ne­de­niy­le ca­ri açık, enf­las­yon ve şir­ket­le­rin borç du­ru­mu da dü­şü­nül­me­li. Öy­le gö­zü­kü­yor ki, Tür­ki­ye’de yük­se­len ku­run ca­ri açı­ğı ka­pat­ma yö­nün­de bir kat­kı yap­ma­sı da ke­sin de­ğil. İt­hal ara mal­la­rı­na olan yük­sek de­re­cede ba­ğım­lı­lık ile pet­ro­lün ve di­ğer ener­ji gir­di­le­ri­nin dü­şük it­ha­lat es­nek­li­ği­ne bir de pa­ha­lı kur ila­ve edil­di­ğin­de, ca­ri açı­ğa bek­le­nen kat­kı­nın doğ­ru­dan kur­dan de­ğil, an­cak eko­no­mi­nin da­ral­ma­sın­dan ge­le­bi­le­ce­ği gö­rü­lü­yor. Bu­nun ne tür bir ‘kat­kı’ ola­ca­ğı da tar­tış­ma­lı. Zi­ra bü­yü­me sa­ye­sin­de bir­çok has­ta­lık set­re­di­li­yor­ken, bü­yü­me ya­vaş­la­dı­ğın­da bir­çok za­fi­yet or­ta­ya çı­kı­yor. Tıp­kı has­ta dü­şen bir bün­ye­de bir­çok ma­ra­zın ve­ya ara­zın or­ta­ya çık­ma­sı gi­bi.
Ye­ri gel­miş­ken, pet­ro­le bir­kaç cüm­le ayı­ra­lım. Dün­ya eko­no­mi­sin­de­ki has­sa­si­yet ne­de­niy­le, ha­len 70 do­lar civarında dal­ga­la­nan pet­rol fi­yat­la­rı­nın hız­la ge­ri­le­me­si ol­duk­ça muh­te­mel. Pet­rol fi­yat­la­rı­nı, re­el pet­rol ar­zı ve ta­le­bin­den zi­ya­de bek­len­ti­ler ve hed­ge fon­la­rın odak­lan­dı­ğı spe­kü­la­tif ha­re­ket­ler be­lir­li­yor. ‘Bek­len­ti’ de­di­ği­miz şey ise birçok kez “yağ­dı yağ­mur, es­ti rüz­gar” ne­vin­den olup, spe­kü­la­tif ha­re­ket­le­re kı­lıf ola­rak uy­du­ru­lu­yor. Ak­si tak­dir­de da­ha sene başında 50 do­la­ra ka­dar dü­şen pet­rol fi­yat­la­rı­nın ya­zın bir an­da 80 do­la­rı gör­me­si­nin ak­la sı­ğar bir açık­la­ma­sı yok. İş­te şim­di il­gi­li ke­sim­ler, pet­rol fi­yat­la­rın­da du­ru­mu­nu nor­mal­leş­tir­mek zo­run­da. Bu ge­liş­me­ler, enf­las­yon ve ca­ri açık açı­sın­dan bi­zim le­hi­mi­ze sey­re­de­cek.
Ay­rı­ca dö­viz ku­ru enf­las­yon ge­çiş­ken­li­ği­nin yük­sek ol­ma­sı da enf­las­yon­la mü­ca­de­le he­de­fi­ni olum­suz yön­de et­ki­le­ye­bi­lir. Ya­şa­nan ge­liş­me­ler ne­de­niy­le fai­zin tek­rar yük­sel­me­si ve tü­ke­ti­min uyu­ma­ya de­vam et­me­si ise enf­las­yon bağ­la­mın­da iş­le­ri ko­lay­laş­tı­ra­cak gi­bi. Ka­mu har­ca­ma­la­rın­da­ki di­sip­li­nin de ken­di­ni gös­ter­me­siy­le Mer­kez Ban­ka­sı’nın son­ba­har­da fa­iz in­di­ri­mi­ne gi­de­ce­ği bek­len­ti­si­ni mu­ha­fa­za ede­bi­li­riz.
El­bet­te yük­se­len ku­run, şir­ket­le­rin kı­sa va­de­li borç­la­rı üze­rin­den re­el eko­no­mi­ye ve ora­dan da ban­ka­cı­lık sek­tö­rü­ne yan­sı­ma­sı ola­cak­tır. An­cak bu et­ki­nin bo­yu­tu dü­şük ka­la­cak gibi gö­rü­nü­yor. Şöy­le ki, 2001 kri­zi son­ra­sın­da Türk ban­ka­cı­lık sis­te­mi ol­duk­ça sağ­lam ölç­me ve de­ğer­len­dir­me yön­tem­le­ri kul­la­nı­yor ve sis­tem sı­kı­ca de­net­le­ni­yor. Ni­te­kim ya­şa­nan bu kü­re­sel kriz or­ta­mı­na rağ­men bi­zim ban­ka­la­rı­mız ol­duk­ça sağ­lam bir ser­ma­ye ya­pı­sı­na sa­hip. Sar­sın­tı­la­rın re­el sek­tö­re sıç­ra­ma­ma­sı du­ru­mun­da ban­ka­cı­lık ke­si­mi­nin bu sar­sın­tı­ya da­yan­ma ka­bi­li­ye­ti ol­duk­ça yük­sek gö­rü­nü­yor.
Öte yan­dan şir­ket­le­rin borç­la­rı­nın sağ­lam kay­nak­la­ra da­yan­dı­ğı ve da­ha çok uzun va­de­li ucuz pro­je kre­di­si şek­lin­de ol­du­ğu ifa­de edi­li­yor. Şir­ket­le­rin risk yö­ne­ti­mi­ni ne ka­dar öğ­ren­dik­le­ri­ni şim­di cüm­le­ten gör­müş ola­ca­ğız.
Ge­li­nen nok­ta­da Tür­ki­ye çok ça­lı­şa­rak bir bü­yük mey­dan oku­ma­yı ba­şar­ma­lı, zo­run­lu ola­rak bo­yun eğ­di­ği ca­ri açık, yük­sek re­el fa­iz ve sı­cak pa­ra gi­bi kı­rıl­gan­lık­la­ra ma­hal ve­ren ya­pı­yı mil­li bir­lik ve be­ra­ber­lik için­de or­ta­dan kal­dır­ma­lı. Kar­şı kar­şı­ya kal­dı­ğı­mız so­run, kı­sa va­de­li ik­ti­sat po­li­ti­ka­la­rıy­la aşı­la­cak cins­ten de­ğil. Bu min­val­de hü­kü­me­te dü­şen­den çok da­ha bü­yük gö­rev ha­nehal­kı­na, şir­ket­le­re ve gi­ri­şim­ci­le­ri­mi­ze dü­şü­yor.

Paylaş Tavsiye Et
Türkiye Ekonomi
DİĞER YAZILAR