Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Toplum
Terörist mi, psikopat mı?
Kemal Sayar
GEÇ­Tİ­Ğİ­MİZ ay­la­rın sı­cak tar­tış­ma ko­nu­la­rın­dan bi­ri, Meh­met Ali Ağ­ca’nın ‘an­ti­sos­yal’ olup ol­ma­dı­ğı idi. Bu ta­nı­nın ne an­la­ma gel­di­ği üze­ri­ne çe­şit­li tar­tış­ma­lar ya­yın­lan­dı. Bu ara­da ka­nım­ca sap­la sa­man bir­bi­ri­ne ka­rış­tı. Bir psi­ki­yat­rik ta­nı ka­te­go­ri­si­nin te­rör ey­lem­le­ri için mu­har­rik güç sa­yı­lıp sa­yı­la­ma­ya­ca­ğı tar­tı­şıl­dı. Bu ya­zı­da “bir ‘te­rö­rist ki­şi­li­ği’ var mı?”, “an­ti­sos­yal ki­şi­lik ne de­mek­tir?” gi­bi so­ru­la­ra bir açık­lık ge­tir­me­yi ar­zu edi­yo­rum.
 
An­ti­sos­yal: O da Ne Öy­le?
An­ti­sos­yal ki­şi­lik ya da es­ki adıy­la psi­ko­pa­ti; vic­dan ek­sik­li­ği, piş­man­lık duy­ma­ma ve kar­şı­sın­da­ki in­sa­na em­pa­ti ya­pa­ma­ma ile ken­di­si­ni gös­te­ren bir du­rum­dur. Bu in­san­lar, kur­ban­la­rı­na ver­dik­le­ri za­rar­dan do­la­yı en ufak bir üzün­tü duy­ma­ya­bi­lir­ler. Ba­zı bi­lim adam­la­rı an­ti­sos­yal ki­şi­lik bo­zuk­lu­ğu ta­nı ka­te­go­ri­siy­le kö­tü­lü­ğü tıb­bî bir ala­na çek­ti­ği­mi­zi dü­şün­mek­te­dir. On­la­ra gö­re kö­tü­lük ah­lak ala­nın­da kal­ma­lı ve bu alan ta­ra­fın­dan kı­nan­ma­lı­dır. Bu tar­tış­ma an­ti­sos­yal­li­ğin da­ha ağır ve su­ça dö­nük tip­le­riy­le ala­ka­lı­dır: Her­han­gi bir psi­ko­te­ra­pi yön­te­min­den ve­ya ilaç te­da­vi­sin­den ya­rar­lan­ma­yan, te­mel vas­fı çev­re­ye za­rar ver­mek ve bun­dan ötü­rü hiç­bir so­rum­lu­luk ve piş­man­lık duy­gu­su his­set­me­mek olan va­ka­lar­la…
Su­ça eği­lim­li in­san­la­rın te­mel va­sıf­la­rın­dan bi­ri­si öz­de­ne­ti­min çok az ol­ma­sı­dır. Ay­rı­ca kri­mi­nal tip­ler pek sa­bır­sız ve dür­tü­sel ola­bi­lir­ler. Bu özel­lik­ler an­ti­sos­yal ki­şi­lik­te de var­dır. Bir an­ti­sos­yal, cep­he­de ola­ğan dı­şı gö­züpek dav­ra­nış­lar ser­gi­le­ye­rek kah­ra­man pa­ye­si ala­bi­lir; ama si­vil ha­yat­ta ay­nı tu­tar­lı­lı­ğı gös­te­re­mez. Za­man ve ze­min on­la­rı ge­çi­ci bir sü­re­li­ği­ne kah­ra­man gi­bi tak­dim et­se de dür­tü­sel, öf­ke­li ve ku­ral ta­nı­maz ta­ra­fı onu he­men ya­sa dı­şı yol­la­ra ve ki­şi­ler ara­sı iliş­ki­ler­de is­tik­rar­sız­lı­ğa sü­rük­le­ye­bi­lir. Bun­lar ba­zı kes­kin ve uç ide­olo­ji­ler için­de de ken­di­le­ri­ni li­der po­zis­yo­nun­da bu­lup in­san­la­rı kö­tü­lü­ğe sü­rük­le­ye­bi­lir­ler.
 
Grup Sü­re­ci
İde­al­le­ri çı­kış nok­ta­sı ya­pa­rak kö­tü­lü­ğe ula­şan­lar ço­ğu za­man grup­lar­dır. Çev­re­niz­de si­ze yü­rü­dü­ğü­nüz yo­lun doğ­ru ol­du­ğu­nu söy­le­yen in­san­lar olur­sa, yü­ce amaç­lar için sal­dır­gan­ca yön­tem­ler kul­lan­ma­nın meş­ru­iye­ti­ne da­ha ko­lay ina­nır­sı­nız. Bir grup, he­men her za­man ken­di bi­rey­sel üye­le­ri­nin top­la­mın­dan da­ha aşı­rı­dır. Kö­tü­lü­ğe mey­le­den grup­lar, iç­le­rin­de­ki şüp­he ve mu­ha­le­fe­ti ko­lay­ca bas­tı­rır, fark­lı ses­le­ri ha­in­lik­le yaf­ta­lar ve ce­za­lan­dı­rır­lar. Fran­sız dev­ri­min­de gi­yo­ti­nin en çok ‘iç düş­man’lar için kul­la­nıl­dı­ğı­nı ha­tır­la­ya­lım. Her dev­rim, her ide­olo­ji ken­di ha­in kad­ro­la­rı­nı is­tih­dam eder. Grup­lar en ateş­li üye­le­ri­ni ödül­len­dir­me eği­li­min­de­dir­ler. Akıl­lı an­ti­sos­yal­ler, da­va ar­ka­daş­la­rı­nı ölü­me sü­rer, ban­ka hor­tum­lar ve­ya el­le­ri­ni kol­la­rı­nı sal­la­ya­rak dı­şa­rı­da ke­yif ça­tar­ken; di­ğer­le­ri gasp ve ci­na­yet­ten hap­se tı­kı­lır­lar.
An­ti­sos­yal­le­rin ço­ğu, da­ğı­nık bir ai­le­den, ör­se­len­miş bir ço­cuk­luk­tan ge­lir ve baş­ka in­san­la­rı an­la­mak­ta zor­luk çe­ker­ler. O yüz­den kur­ban­la­rı­nın acı­la­rı­na kar­şı çok du­yar­sız­dır­lar. Bir an­ti­sos­ya­le ne­den za­rar ver­di­ği­ni ve­ya ne­den çal­dı­ğı­nı sor­sa­nız, “Alı­yo­rum çün­kü kim­se ver­mi­yor” di­ye ce­vap ve­re­cek­tir. Pe­ki, kur­ban­la­rı için üzü­lü­yor­lar mı­dır der­si­niz? “Ba­na ve­ril­me­ye­ni ben de kim­se­ye ver­mem” di­ye­cek­ler­dir. Ya kur­ban­la­rı­na ver­dik­le­ri acı? “Bir şey ba­na acı ver­mi­yor­sa baş­ka­sı­na da acı ver­mez” di­ye­bi­le­cek ka­dar piş­kin­dir­ler.
Gü­nü­mü­zün ka­pi­ta­list top­lu­mu an­ti­sos­yal acı­ma­sız­lı­ğı bir ha­yat­ta kal­ma stra­te­ji­si ola­rak öne­ri­yor; ‘güç­lü olan ayak­ta ka­lır’ dü­şün­ce­si in­san­la­rı kur­ban ol­mak ile za­lim ol­mak ara­sın­da bir se­çi­me zor­lu­yor. De­ğer boş­lu­ğu se­be­biy­le an­ti­sos­yal ki­şi­li­ğin ge­li­şi­mi için ge­rek­li olan es­ki de­ğer­ler eroz­yo­na uğ­rar­ken; in­san­la­ra reh­ber­lik ede­cek ye­ni de­ğer­ler oluş­mu­yor.
An­ti­sos­yal ki­şi­lik­le­rin uç ide­olo­ji­ler­de, buh­ran dö­nem­le­rin­de, sa­vaş ve­ya dev­rim­ler­de bir kah­ra­man mer­te­be­si­ne yük­sel­di­ği­ni gö­re­bi­li­riz. An­ti­sos­yal li­der­le­rin en bi­li­nen ör­ne­ği olan Hit­ler’in, Al­man­ya’da an­ne ve ba­ba­nın fab­ri­ka­lar­da uzun sa­at­ler ge­çir­di­ği, bü­tün bir ulu­sun ba­ba yok­sun­lu­ğu çek­ti­ği bir dö­nem­de or­ta­ya çık­tı­ğı ve ulu­sun ba­ba öz­le­mi­ni kar­şı­la­dı­ğı di­le ge­ti­ril­miş­tir. De­di­ği de­dik, oto­ri­ter ve evin yü­ce­li­ği­ni di­le ge­ti­ren bir ba­ba.
Te­rör Ne­dir, Te­rö­rist Kim­dir?
Po­li­tik et­ki­ler sağ­la­mak için şid­de­tin teh­dit ve uy­gu­la­ma ola­rak kul­la­nıl­ma­sı­na te­rör di­yo­ruz. Bir­çok te­rö­rist ha­re­ket, gö­re­ce­li ola­rak kü­çük, dü­zen kar­şı­tı, po­li­tik ve­ya di­nî ide­olo­ji­ler üze­ri­ne ku­ru­lu (ya­rı) giz­li top­lu­luk­lar eliy­le yü­rür: Dev­rim yap­mak ve­ya en azın­dan he­def re­ji­min et­ki­li bi­çim­de dü­ze­ni­ni boz­mak gi­bi amaç­la­rı olan, dış ve­ya iç kay­nak­lı, şid­det ve teh­dit ile nü­fuz sağ­la­ma­ya ça­lı­şan ya­pı­lar­dır bun­lar.
Te­rö­riz­mi ta­rif et­mek için, te­rö­rist­ler ne ya­par, so­ru­su­nu sor­mak ge­re­kir. “Po­li­tik de­ği­şik­li­ği ger­çek­leş­tir­mek için şid­det ve teh­di­de baş­vu­rur­lar” cüm­le­si te­rö­riz­mi na­sıl açık­la­ma­mız ge­rek­ti­ği ko­nu­sun­da bi­ze reh­ber­lik eder. Ama bu ge­niş ta­nım ile te­rö­rist ola­rak ad­lan­dır­mak is­te­me­di­ği­miz grup­la­rın (dev­let or­du­la­rı gi­bi) dav­ra­nış­la­rı da ‘zan al­tın­da’ ka­la­cak­tır.
Dün­ya ge­ne­lin­deki te­rö­rist şid­det olay­la­rı­nın sık­lı­ğı is­ta­tikî ola­rak kar­şı­laş­tı­rıl­dı­ğın­da çe­liş­ki­li ve ka­rı­şık bir so­nuç el­de ede­riz. Te­rö­rizm­le il­gi­li ve­ri­le­re gö­re, ki­mi te­rö­rist­ler he­def­le­ri­ni vur­mak için yurt dı­şı­na çık­tık­la­rı olay­lar­da kur­ban­la­rı­nı ve­ya he­def­le­ri­ni ya­ban­cı ül­key­le ir­ti­bat­lı ki­şi­ler ara­sın­dan se­çer­ler (dip­lo­mat­lar, ya­ban­cı iş adam­la­rı, ya­ban­cı ku­ru­luş­la­rın bü­ro­la­rı vs.) ve­ya ulus­la­ra­ra­sı olay­lar ya­rat­mak için çe­şit­li sal­dı­rı­lar dü­zen­ler­ler. Ba­zen bu şid­det te­rö­rist­ler­ce ken­di mil­let ya da ül­ke­le­ri­ne de ta­şı­na­bi­lir: İr­lan­da­lı te­rö­rist­ler Bel­fast’ta sa­yı­la­ma­ya­cak ka­dar İr­lan­da­lı­yı kat­let­miş­ler, İtal­yan te­rö­rist­ler İtal­ya’da bu ül­ke­nin dev­let gö­rev­li­le­ri­ni öl­dür­müş­ler­dir.
 
Psi­ko­lo­jik Sa­vaş Ola­rak Te­rö­rizm
Te­rö­riz­mi psi­ko­lo­jik sa­vaş­tan ayı­ran şey ne­dir? Ke­li­me an­la­mıy­la te­rör ted­hiş et­mek de­mek­tir. Ya­ni te­rö­rist­le­rin, po­li­tik is­tek­le­ri­ni ye­ri­ne ge­tir­mek için di­ğer in­san­la­rı deh­şe­te dü­şür­mek gi­bi bir ama­cı var­dır. Psi­ko­lo­jik an­lam­da, şid­det kul­la­nı­mıy­la pa­nik ve deh­şe­tin ya­yıl­ma­sı po­li­tik de­ği­şik­lik­ler için uy­gun ze­min ha­zır­lar. Ne za­man aşı­rı­ya ka­çan ya da ola­ğa­nın dı­şı­na ta­şan bir dav­ra­nı­şı an­lam­lan­dır­ma­ya ça­lış­sak, kar­şı­mı­za çı­kan zor­luk şu­dur: Gör­dü­ğü­müz şey ni­te­lik ve öne­mi­ni son­ra­dan an­la­ya­bil­di­ği­miz bir­bi­riy­le bağ­lan­tı­lı bir­çok et­kin­lik ve ola­yın sa­de­ce so­nu­cu­nu yan­sıt­mak­ta­dır. Te­rö­rist sal­dı­rı­la­rı­nın se­bep ol­duk­la­rı yı­kı­mın mik­ta­rı ve bu sal­dı­rı­la­ra ma­ruz ka­lan in­san­la­rın ıs­tı­ra­bı­nın de­re­ce­si gi­bi sah­ne­ler, te­le­viz­yon or­ta­mın­da, zi­hin­le­ri­miz­de uzun sü­re­li et­ki ya­ra­ta­bil­mek ama­cıy­la dra­ma­ti­ze edil­mek­te­dir. Bu sal­dı­rı­la­rın so­rum­lu­la­rı­nı an­la­ma­ya ça­lış­tı­ğı­mız­da al­gı­la­rı­mız ge­nel­de bu dra­ma de­mir­le­nip kal­mak­ta­dır. Bu nok­ta­da te­mel atıf ha­ta­sı ola­rak ni­te­le­nen bir du­rum­la kar­şı kar­şı­ya ge­li­yo­ruz. Bu du­rum, bi­zim di­ğer in­san­la­rın dav­ra­nış­la­rı­nı an­lam­lan­dır­ma­ya ça­lış­tı­ğı­mız­da bu dav­ra­nış­la­rın on­la­rın ki­şi­lik ve mi­zaç gi­bi ba­zı ki­şi­sel özel­lik­le­rin­den kay­nak­lan­dı­ğı­nı dü­şün­dü­ğü­mü­zü, ay­nı şart­lar­da ken­di dav­ra­nış­la­rı­mı­za bir an­lam ver­me­ye ça­lış­tı­ğı­mız­day­sa bu dav­ra­nış­la­rın se­bep­le­ri­ni du­rum­sal ba­zı et­ken­le­re bağ­la­dı­ğı­mı­zı gös­ter­mek­te­dir.
Bu ba­sit pe­şin hü­küm­lü­lük bi­zim te­rö­rist­le­ri an­la­ma­mı­zı bir­çok açı­dan et­ki­le­ye­bi­lir. Me­se­la te­rö­rist sal­dı­rı­la­rın sa­de­ce so­nuç­la­rı­na odak­la­na­cak olur­sak te­rö­rist dav­ra­nış­la­rı­nı tü­müy­le ‘anor­mal­lik’ ola­rak be­yan et­me ris­ki­ne gi­re­riz. Psi­ko­lo­jik ola­rak anor­mal dav­ra­nış için, psi­ko­lo­jik bir ra­hat­sız­lı­ğın ve­ya der­din va­rol­ma­sı ya da en azın­dan şi­kâ­ye­ti olan ki­şi­nin sağ­lı­ğı­nı et­ki­le­yen za­yıf­la­tı­cı bir du­ru­mun mev­cut ol­ma­sı ge­re­kir. Te­rö­rist­le­rin dav­ra­nış­la­rı­nı anor­mal ola­rak ad­lan­dır­mak, du­ru­ma hem ma­kul bir açık­la­ma ge­tir­me­yi, hem de bu dav­ra­nış­la­rın se­be­bi­ni ko­lay­ca an­la­ya­bil­me­mi­zi böy­le­ce ken­di­mi­zi da­ha ra­hat his­set­me­mi­zi sağ­la­mak­ta­dır. 1970’ler­de po­pü­ler olan gö­rüş, te­rö­rist­le­rin psi­ko­pat ol­duk­la­rıy­dı. Fa­kat 1980 ve 1990’lar­da bu gö­rü­şün ye­ri­ni nar­si­sizm ve pa­ra­no­ya gi­bi ba­zı ki­şi­lik özel­lik­le­ri­nin te­rö­rist özel­lik­le­riy­le ör­tüş­tü­ğü dü­şün­ce­si al­dı.
 
Te­rö­rizm ve Psi­ko­pa­ti
Psi­ko­pat ki­şi­nin en önem­li özel­li­ği sos­yal ve top­lum­sal ku­ral­la­ra uyum sağ­la­ma­da gös­ter­di­ği is­tek­siz­lik­tir. Bü­tün psi­ko­pat ki­şi­ler şid­det dav­ra­nı­şın­da bu­lun­maz­lar; ama şid­det, sal­dır­gan eği­lim­li psi­ko­pat dav­ra­nı­şın dı­şa­rı çık­ma­sı için bir ka­pı­dır. Psi­ko­pa­ti ko­lay­lık­la te­rö­rist dav­ra­nı­şın muh­te­mel bir özel­li­ği ola­rak gö­rü­le­bi­lir. So­nuç­ta, te­rö­rist­ler ken­di is­tek­le­riy­le yı­kı­ma, ıs­tı­ra­ba ve ölü­me se­bep olan dav­ra­nış­lar­da bu­lun­mak­ta; is­tek­le­ri kar­şı­la­na­na ka­dar da söz ko­nu­su dav­ra­nış­la­rın sü­re­ce­ği me­sa­jı­nı ve­re­rek bu dav­ra­nış­la­rı­nın so­rum­lu­lu­ğu­nu üst­len­mek­te­dir­ler.
Psi­ko­pat­lar­da ge­nel­de gö­rü­len ben mer­kez­ci­lik, te­rö­rist li­der­le­rin üye se­çer­ken ara­dık­la­rı ba­zı özel­lik­le­re ters düş­mek­te­dir: Bun­lar ara­sın­da yük­sek mo­ti­vas­yon, di­sip­lin ve her­han­gi bir ya­ka­lan­ma ya da ha­pis du­ru­mun­da stres­le kar­şı kar­şı­ya ge­lin­di­ğin­de gü­ve­ni­lir ka­la­bil­me ye­te­ne­ği sa­yı­la­bi­lir. Te­rö­rist­le­rin bir bö­lü­mü, psi­ko­pat­la­rın ak­si­ne, yap­tık­la­rı ey­lem­ler­den ötü­rü piş­man­lık du­ya­bi­lir­ler.
Te­rö­rizm bir grup sü­re­ci­dir. Grup sü­reç­le­ri­ni an­la­mak­sı­zın te­rör ey­lem­le­ri­nin psi­ko­lo­ji­si an­la­şı­la­maz. Grup, ör­güt­le bi­re­yin iliş­ki­ni sür­dür­mek ve şid­det içe­ren dav­ra­nı­şa bi­re­yi teş­vik et­mek açı­sın­dan ki­lit rol oy­nar. Psi­ko­pa­ti­nin sal­dır­gan­lı­ğı ise bir ama­ca yö­ne­lik ol­mak­tan çok bi­rey­sel za­lim­lik­le ala­ka­lı­dır.
Te­rö­rist ör­gü­te sa­da­kat ve bağ­lı­lı­ğın so­nu­cu ola­rak üye­ler ara­sın­da özel bir di­lin zu­hur et­ti­ği­ni söy­le­ye­bi­li­riz. Bu özel dil, te­rö­rist ey­lem­le­re ide­olo­jik bir an­lam ve­ril­me­si­nin ya­nın­da, te­rö­rist bi­rey­le­rin yap­mış ol­duk­la­rı ey­le­min so­rum­lu­lu­ğu­nu üzer­le­rin­den at­ma­la­rı­nı da sağ­lar. Üs­te­lik, ya­pı­lan ey­lem­ler­de can ver­mek te­rö­rist ör­güt için bir pres­tij un­su­ru ola­rak ka­bul edil­mek­te­dir.
Te­rör ör­güt­le­ri ted­hiş ey­le­mi­ni ru­tin­leş­ti­re­rek bu­nun ve­re­bi­le­ce­ği suç­lu­luk duy­gu­su­nu ber­ta­raf et­mek is­ter­ler. Ru­tin­leş­tir­me, bi­rey­le­rin olay­la­rı bi­linç­li yap­ma­la­rı­nı ve ka­rar ver­me­le­ri­ni en­gel­le­mek­te, kı­sa­ca ah­lâ­kî yar­gı­la­rı­nı kı­sıt­la­mak­ta­dır. Ay­rı­ca bi­rey­ler ya­pı­lan işin an­la­mın­dan zi­ya­de işin de­tay­la­rı­na yo­ğun­la­şa­rak ko­lay yo­lu seç­mek­te; böy­le­ce ey­le­min so­nuç­la­rı­nı dü­şün­mek­ten ka­çın­mak­ta­dır­lar. Bu­na ek ola­rak te­rö­rist ör­güt­ler, üye­le­ri­ni kim­lik be­lir­siz­li­ği­ne sü­rük­le­ye­rek nor­mal­de sal­dır­gan ol­ma­yan bi­rey­le­rin şid­det içe­ren ey­lem­ler­de rol al­ma­sı­nı ko­lay­laş­tı­rır­lar. Kim­lik be­lir­siz­li­ği, bi­re­yin bü­yük bir gru­bun üye­si ol­ma­sı so­nu­cun­da top­lum­la olan bağ­la­rı­nın za­yıf­la­ya­rak fev­ri ve sal­dır­gan bir dav­ra­nış eği­li­mi içi­ne gir­me­si sü­re­ci­dir. Kur­ban­lar de­hü­ma­ni­ze edi­lir, in­san­lık­tan çı­ka­rı­lır. Kur­ba­nın in­san­lık­tan çı­ka­rıl­ma­sı on­la­ra kar­şı her tür­lü sal­dır­gan­lı­ğı meş­ru kı­lar. Ay­rı­ca de­hü­ma­ni­zas­yon (in­san­lık­tan ten­zil-i rüt­be­ye uğ­rat­ma) sü­re­ci­ni müm­kün kı­lan bir di­ğer önem­li özel­lik ise, ör­güt için­de kul­la­nı­lan ge­le­nek­sel as­ke­rî dil­dir. ‘İn­san­lar’ ye­ri­ne ‘he­def­ler’ ke­li­me­si­nin kul­la­nıl­ma­sı, bu çe­şit dil kul­la­nı­mı­na iyi bir ör­nek­tir.
İn­san psi­ko­lo­ji­le­ri­ni ve psi­ki­yat­rik ta­nı­la­rı, bü­yük yan­kı uyan­dır­mış te­rör ey­lem­le­ri­nin te­mel be­lir­le­yi­ci­si ola­rak gör­mek ve gös­ter­mek, kuk­la­yı gö­rüp de sah­ne be­ri­sin­de, ip­le­ri elin­de tu­tan­la­rı göz­den ka­çır­mak an­la­mı­na ge­le­bi­lir. Te­mel atıf ha­ta­sın­dan ka­çın­mak gay­re­ti, ha­ki­ka­te büh­tan­da bu­lun­ma­mı­zı ön­ler. Ha­ki­kat ve mer­ha­me­te her şey­den faz­la ih­ti­yaç duy­du­ğu­muz bir za­man­da böy­le­si bir dik­kat vaz­ge­çil­mez­dir.

Paylaş Tavsiye Et