Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (March 2008) > Dünya Siyaset > Afrika: ABD’nin yeni temerküz noktası
Dünya Siyaset
Afrika: ABD’nin yeni temerküz noktası
Ebru Afat
KA­RA kı­ta Af­ri­ka’nın üs­tün­de­ki ka­ra bu­lut­lar bir tür­lü da­ğıl­mı­yor. Ken­ya’da 27 Ara­lık se­çim­le­rin­den son­ra çı­kan ka­bi­le kav­ga­sı kıs­men du­rul­muş ve ta­raf­lar ara­sın­da mü­za­ke­re­ler baş­la­mış­ken, stra­te­jik ko­nu­ma sa­hip bir di­ğer Af­ri­ka ül­ke­si Çad’da is­yan­cı grup­lar ile hü­kü­met güç­le­ri ara­sın­da ya­şa­nan ça­tış­ma, ye­ni bir kriz kor­ku­su­nu be­ra­be­rin­de ge­tir­di. Çad’da­ki kriz kı­sa sü­re­de bü­yük bir in­sa­ni fe­la­ke­te yol aç­ma­dan ya­tış­tı. Ar­dın­dan da ABD Baş­ka­nı Ge­or­ge Bush’un kı­ta­nın özen­le se­çil­miş beş ül­ke­si­ni kap­sa­yan Af­ri­ka ge­zi­si gün­de­me gel­di. Ön­ce Çad’da­ki ge­liş­me­le­re de­ği­nip, ar­dın­dan da Bush’un hay­li renk­li gö­rün­tü­le­re sah­ne olan Af­ri­ka ma­ce­ra­sı­nın per­de ar­ka­sı­na ba­ka­lım.
Çad’da Cum­hur­baş­ka­nı İd­ris Deby ve hü­kü­me­ti­ni de­vir­mek üze­re 30 Ocak’ta ha­re­ke­te ge­çen ve üç grup­tan olu­şan is­yan­cı­lar, 2-5 Şu­bat ara­sın­da baş­kent N’Ca­me­na’ya hâ­kim ol­muş­lar­dı. Bu sü­re zar­fın­da baş­kan­lık sa­ra­yı­nı ku­şa­tan is­yan­cı­lar ile hü­kü­met güç­le­ri ara­sın­da kan­lı ça­tış­ma­lar ya­şan­dı. N’Ca­me­na so­kak­la­rı is­yan­cı ce­set­le­riy­le do­lar­ken, ça­tış­ma­nın ara­sın­da kal­mak is­te­me­yen on bin­ler­ce in­san ev­le­ri­ni terk edip kom­şu ül­ke Ka­me­run’a sı­ğın­dı. Ül­ke­de 1500 ci­va­rın­da as­ke­ri bu­lu­nan Fran­sa’nın 5 Şu­bat’ta, is­ten­me­si ha­lin­de Çad hü­kü­me­ti­ni ko­ru­mak için mü­da­ha­le­de bu­lu­na­bi­le­ce­ği­ni açık­la­ma­sı­nın ar­dın­dan is­yan­cı­lar ateş­kes çağ­rı­sın­da bu­lun­du­lar ve Su­dan sı­nı­rı­na doğ­ru çe­kil­di­ler. Deby 6 Şu­bat’ta hü­kü­me­tin tüm ül­ke­ye hâ­kim ol­du­ğu­nu, ara­la­rın­da ye­ğe­ni­nin de bu­lun­du­ğu is­yan­cı­la­rın Su­dan’ın pa­ra­lı as­ker­le­ri ol­du­ğu­nu açık­la­dı.
Ül­ke­de ya­şa­nan şid­de­tin bi­lan­ço­su ise 200’den faz­la ölü ve 1000’den faz­la ya­ra­lıy­dı. 14 Şu­bat’ta ola­ğa­nüs­tü hal ilan eden Deby bu is­ya­nı, ba­rış­çı si­vil mu­ha­lif­le­ri­ni sus­tur­mak için kul­lan­ma­ya yö­nel­di. Ulus­la­ra­ra­sı Af Ör­gü­tü ise 20 Şu­bat’ta, Çad hü­kü­me­ti­ni mu­ha­le­fet par­ti­le­ri­nin ön­de ge­len isim­le­ri­ne, ga­ze­te­ci­le­re ve mu­ha­lif gö­rü­len di­ğer grup­la­ra yö­ne­lik sür­dür­dü­ğü gö­zal­tı­na al­ma­lar do­la­yı­sıy­la uyar­dı. Ör­gü­tün açık­la­ma­sı­na gö­re bu ki­şi­ler, mah­ke­me­ye çı­ka­rıl­ma­dan, ai­le­le­ri ve avu­kat­la­rı ile gö­rüş­me­le­ri­ne izin ve­ril­me­den gün­ler­ce bi­lin­me­yen yer­ler­de tu­tu­lu­yor­lar.
10 mil­yon­luk nü­fu­su­nun ço­ğun­lu­ğu Müs­lü­man olan Çad ilk de­fa 1891’de Fran­sız­la­rın sal­dı­rı­la­rı­na ma­ruz kal­dı. 1900’de Fran­sız ko­lon­yal hâ­ki­mi­ye­ti­ne dâ­hil olan Çad, 1960’ta ba­ğım­sız­lı­ğı­na ka­vuş­tu. An­cak hem Fran­sız­la­rın hem de git­tik­çe ar­tan ABD’nin nü­fu­zu al­tın­da, bü­yük güç­le­rin he­ge­mon­ya mü­ca­de­le­le­ri­nin yan­sı­dı­ğı iç sa­vaş­lar­la bo­ğu­şan Af­ri­ka’nın en is­tik­rar­sız ül­ke­le­rin­den bi­ri ha­li­ne gel­di. 1982-1990 yıl­la­rı ara­sın­da ül­ke­yi yö­ne­ten ve si­ya­si ci­na­yet, sis­te­ma­tik iş­ken­ce ve et­nik te­miz­lik­le bin­ler­ce ki­şi­nin ölü­mü­ne yol açan His­se­ne Hab­re, ik­ti­da­rı sı­ra­sın­da kom­şu­su Lib­ya ile Au­zu Şe­ri­di an­laş­maz­lı­ğı ba­ha­ne­siy­le yıl­lar­ca sa­vaş­tı. An­cak asıl sa­vaş, ABD ve Fran­sa’nın tem­sil et­ti­ği Ba­tı ile o dö­nem­de an­ti-em­per­ya­list bir söy­lem kul­la­nan Mu­am­mer Kad­da­fi’yi des­tek­le­yen Sov­yet­ler Bir­li­ği ara­sın­da ge­çi­yor­du.
1990’da So­ğuk Sa­vaş so­na erer­ken, Hab­re’nin ko­mu­tan­la­rın­dan bi­ri olan İd­ris Deby de dü­zen­le­di­ği dar­bey­le yö­ne­ti­mi ele ge­çir­di. 1996’da ül­ke­nin ye­ni ana­ya­sa­sı re­fe­ran­dum­da onay­lan­dı ve dü­zen­le­nen cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri­ni Deby ka­zan­dı. 2001’de­ki se­çim­ler­de de kol­tu­ğu­nu ko­ru­ma­yı ba­şa­ran Deby’nin üçün­cü bir dö­nem da­ha gö­rev yap­ma­sı­na ana­ya­sa izin ver­mi­yordu. An­cak Deby 2005’te hal­kın ve mu­ha­le­fe­tin tep­ki­si­ne rağ­men tek ta­raf­lı ola­rak ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ne git­ti. 2006’da dü­zen­le­nen ve mu­ha­le­fet par­ti­le­rin­ce boy­kot edi­len, göz­lem­ci­ler ta­ra­fın­dan da hi­le­li ol­du­ğu id­di­a edi­len se­çim­ler­de üçün­cü kez se­çil­di. Ay­nı yıl is­yan­cı grup­la­rın Deby’nin ik­ti­da­rı­na kar­şı si­lah­lı mü­ca­de­le­le­ri baş­la­dı. İs­yan­cı­lar Ni­san 2006’da N’Ca­me­na’ya gir­di­ler; an­cak he­men ge­ri püs­kür­tül­dü­ler.
Deby’nin ik­ti­dar için gö­zü­nü bu ka­dar ka­rart­ma­sı­nın ne­de­niy­se, 2003’te Af­ri­ka’nın or­ta­sın­da hap­sol­muş Çad’ın ge­niş ve ço­rak top­rak­la­rı­nın al­tın­da zen­gin pet­rol ya­tak­la­rı­nın bu­lun­ma­sı. Deby’nin ül­ke­nin gü­ne­yin­de yer alan pet­rol ya­tak­la­rın­dan ge­len ge­lir­le­ri eği­tim ve sağ­lık gi­bi alan­lar­da har­ca­mak ye­ri­ne si­lah­lan­mak için kul­lan­ma­sı hal­kın bü­yük öf­ke­si­ni çe­ki­yor. Deby hem is­yan­cı­lar ve si­vil mu­ha­le­fet hem de ulus­la­ra­ra­sı ku­ru­luş­lar ta­ra­fın­dan yol­suz­luk­la suç­la­nı­yor. Sa­hip ol­du­ğu zen­gin­li­ğe rağ­men ha­la fa­kir­lik için­de yü­zen Çad’ın do­ğu sı­nı­rın­da Dar­fur’dan ge­len yak­la­şık 250 bin mül­te­ci ya­şı­yor ki bu­ra­da Çad me­se­le­si­nin Su­dan me­se­le­siy­le bağ­lan­tı­sı or­ta­ya çı­kı­yor.
Çad ile Su­dan’ın ba­tı eya­le­ti Dar­fur, uzun bir sı­nı­rı pay­la­şı­yor. Zen­gin pet­rol ya­tak­la­rı­na sa­hip Dar­fur böl­ge­sin­de bu­lu­nan is­yan­cı grup­lar yıl­lar­dır Su­dan hü­kü­me­ti­ne kar­şı bir sa­vaş ve­ri­yor. Deby hü­kü­me­tin­den yar­dım alan Dar­fur­lu is­yan­cı grup­lar, Çad’ın do­ğu­sun­da ra­hat­ça ha­re­ket ede­bi­li­yor. Bu­na rağ­men Çad hiç­bir za­man bu du­ru­mu ka­bul et­me­di; Su­dan’ı da Çad’da­ki is­yan­cı­la­rı des­tek­le­mek­le suç­la­dı. Su­dan­lı­la­rın suç­la­ma­la­rı son kriz­de biz­zat Dar­fur­lu is­yan­cı­lar ta­ra­fın­dan doğ­ru­lan­dı. Dar­fur’da­ki is­yan­cı grup­lar­dan bi­ri olan Ada­let ve Eşit­lik Ha­re­ke­ti’nin bir ko­mu­ta­nı, mi­lis güç­le­rin­den ba­zı­la­rı­nın Çad­lı is­yan­cı­la­ra kar­şı sa­vaş­mak üze­re Çad hü­kü­met güç­le­ri­ne ka­tıl­dık­la­rı­nı açık­la­dı. Gö­rü­nü­şe gö­re Çad, So­ğuk Sa­vaş dö­ne­min­de Lib­ya’ya kar­şı üst­len­di­ği ro­lü bu se­fer Çin ta­ra­fın­dan des­tek­le­nen Su­dan’a kar­şı oy­nu­yor.
 
Bush’un Af­ri­ka Tu­ru
Su­dan-Çad mü­ca­de­le­si­nin ar­ka pla­nın­da ya­şa­nan Çin-ABD çar­pış­ma­sı, Bush’un Af­ri­ka tu­ru üze­rin­de dik­kat­le dur­ma­mı­zı ge­rek­li kı­lı­yor. Bush’un 15-21 Şu­bat ta­rih­le­rin­de ger­çek­le­şen ve Be­nin, Tan­zan­ya, Ru­an­da, Ga­na ve Li­ber­ya gü­zer­ga­hı­nı iz­le­yen Af­ri­ka zi­ya­re­ti, Ko­so­va’nın ba­ğım­sız­lık ila­nı­nın göl­ge­sin­de kal­dıy­sa da, ABD’nin Af­ri­ka’da ye­ni üs­ler ara­ma­sı ola­rak yo­rum­la­nı­yor. Af­ri­ka’da­ki is­tik­rar­sız­lı­ğın 11 Ey­lül son­ra­sın­da ABD’ye stra­te­jik teh­dit oluş­tur­du­ğu­nu dü­şü­nen Bush, Ekim 2007’de Pen­ta­gon’a ye­ni bir Af­ri­ka Ko­mu­tan­lı­ğı (AF­RI­COM) ku­rul­ma­sı em­ri­ni ver­miş­ti. ABD’nin kı­ta­ya yö­ne­lik in­sa­ni ve gü­ven­lik yar­dım­la­rı­nı or­ga­ni­ze et­mek için oluş­tu­rul­du­ğu açık­la­nan AF­RI­COM’un mer­ke­zi Al­man­ya’da kal­dıy­sa da, kı­ta­yı tek ça­tı al­tın­da yö­ne­te­bil­mek için ka­rar­ga­hın uy­gun iki ül­ke­ye ta­şın­ma­sı he­def­le­ni­yor. Bu ül­ke­le­rin de Tan­zan­ya ve Li­ber­ya ola­ca­ğı id­di­a edi­li­yor.
Af­ri­ka’nın en is­tik­rar­lı ül­ke­le­rin­den bi­ri olan Tan­zan­ya, ABD’nin yar­dım­la­rı­nı mem­nu­ni­yet­le kar­şı­la­ma­sı­na rağ­men üs ver­me­ye ya­naş­mı­yor. Ga­na Dev­let Baş­ka­nı John Ku­fu­or ise üs is­te­me­dik­le­ri­ni or­tak ba­sın top­lan­tı­sı es­na­sın­da Bush’a söy­le­di ve ABD’nin za­ten böy­le bir is­te­ği ol­ma­dı­ğı ya­nı­tı­nı al­dı. Zi­ya­ret edi­len ül­ke­ler ara­sın­da Ame­ri­kan üs­sü­ne ev sa­hip­li­ği yap­mak is­te­di­ği­ni açık­la­yan ye­ga­ne ül­ke Li­ber­ya. Bush’un mil­yon­lar­ca do­lar­lık yar­dım pa­ket­le­ri aç­tı­ğı ge­zi­nin “as­ke­rî” he­def­le­ri­nin tü­mü tut­tu­ru­la­ma­dıy­sa da, ye­ni se­çi­le­cek De­mok­rat bir Ame­ri­kan baş­ka­nı­nın, he­le de si­yah de­ri­li ol­ma­sı ha­lin­de, işi­ni ko­lay­laş­tı­ra­cak bir ze­mi­nin oluş­tu­rul­du­ğu aşi­kâr. Umu­du­muz, Af­ri­ka­lı li­der­le­rin, kan­lı ta­rih­le­ri­nin te­ker­rür et­me­si­ne izin ver­me­ye­cek ka­dar geç­miş­ten ders al­mış ol­ma­la­rı.

Paylaş Tavsiye Et