Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (January 2006) > Dosya > ÇOCUKLAR ve SOKAKLAR
Dosya
ÇOCUKLAR ve SOKAKLAR
Sanal dünya icat edilmeden önce, roman ve filmlerin gözde konusu “Babalar ve Çocuklar”dı. Şimdi sırayı tersinden okumamız gerekiyor: Çocuklar ve Babalar. Ve anneler, pek tabii. Dosyanın başa da konabilecek son yazısında şair psikiyatrist Kemal Sayar, bu yeni gerçekliği şöyle tespit ediyor: “Babalar ve oğullar cephesinde yeni bir şey var: İkisinin de kafası çok karışık!”
Giriş yazısında M. Ruhi Şirin, aile ve çocuk meselesini medeniyet bağlamında ele alıyor. En büyük görevimizin “çocukları sentetik uygarlığın pençesinden kurtarmak” olduğunu söyleyen Şirin, bunun için de “çocuğu hayatımızın biricik ödevi” haline getirmemiz gerektiğini söylüyor. Çocuk Vakfı Başkanı’nı buruk bir tebessümle onaylıyoruz.
“Masallara inanmayan” çocuk olur mu? Havva Sula, işte onları anlatıyor: Sokak çocukları. “Her şey tamam gibi görünürken aslında kocaman bir boşluk ihmal ediliyor: Gönüller ya da bir başka deyişle ‘maneviyat’” diyor Sula.
Açık Oturum’da sözü çocuklara bıraktık ve başlık kendiliğinden çıktı: “İyiler her zaman kazanır.” Ali Pulcu, küçücük hayatlarına kocaman hayalleri sığdıran Ahmet, Tuğçe Nur, Rengin ve Zeynep’in rüya gibi dünyalarına girmeye çalıştı.
Ahmet Kemerli, “sanayileşme, hızlı kentleşme ve adil olmayan ekonomik küreselleşme” gibi hepsi büyüklerin icadı olan kavramların doğurduğu bir sorunu kaleme aldı: “Çocuk emeği sömürüsünün küreselleşmesi.”
Yetiştirme yurtları, aile sıcaklığından yoksun çocukların barınma ve eğitim yeri. Konunun uzmanı Hasan Şenocak, bu yurtların “bir kışla ve ıslahevi olarak değil, çocukların aile ortamı biçiminde birlikte yaşadıkları” bir örgütsel yapılanmaya sahip olmaları gerektiğini söylüyor.
Suç ve çocuk; yan yana gelmesi en zor sözcüklerden… Ne var ki, olgulardan yola çıkarak şekillenen hukuk literatüründe “suçlu çocuk” kavramı kendine yer bulmuş durumda. Polis Akademisi Öğretim Üyesi Ertan Beşe, çözümün “sadece hukukî ya da polisiye önlemlerde” olmadığını vurgularken; ürkütücü istatistikler veriyor: “Sadece İstanbul’da 625 bin çocuk ‘sokak çocuğu’ olabilir!”
Dosyanın sonunda Kemal Sayar’ın enfes bir yazısı var: “Baba: O eşsiz gölge.” “Bu yazıyı bir oğul olarak yazıyorum; kendisinin de iki oğlu olan bir oğul” diyen Sayar şair ve ruh hekimi vasfıyla konuşuyor:
“Baba ve oğul arasında çatışma varsa, orada bir galip bulmak zordur.”

Paylaş Tavsiye Et