Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (October 2008) > Türkiye Siyaset > Washington’da Rus sopası
Türkiye Siyaset
Washington’da Rus sopası
Nuh Yılmaz
ABD’NİN baş­ken­ti Was­hing­ton’da­ki bir gru­bun Tür­ki­ye’de­ki hü­kü­met­ten bir şe­kil­de kur­tul­ma ya da en azın­dan hü­kü­me­tin ho­şa git­me­yen ba­zı yön­le­ri­ni(!) ter­bi­ye et­me ça­ba­sı bir tür­lü so­na er­mi­yor. Türk-Ame­ri­kan iliş­ki­le­ri­nin fark­lı bir ze­mi­ne otur­ma­sı­nı haz­me­de­me­yen, pat­ro­na­ja alış­mış bu ke­si­min oyun­la­rı bir tür­lü bit­mek bil­mi­yor.
An­cak da­ha ön­ce el­le­rin­de la­ik­lik, de­mok­ra­si, fun­da­men­ta­lizm, ka­dın hak­la­rı, Ha­mas, 1 Mart Tez­ke­re­si gi­bi koz­la­rı olan bu grup, ar­tık hü­kü­me­ti döv­mek için ge­rek­çe bul­mak­ta zor­la­nı­yor. Bu çev­re, ka­pat­ma da­va­sı­nın um­duk­la­rı gi­bi so­nuç­lan­ma­ma­sın­dan do­la­yı iç si­ya­set kar­tı­nı, AK Par­ti hü­kü­me­ti­nin Su­ri­ye-İs­ra­il ara­sın­da ko­lay­laş­tı­rı­cı ro­lü oy­na­ma­sıy­la da Ha­mas kar­tı­nı kay­bet­ti. Bir ara koz ola­rak Türk-İran iliş­ki­si­ni öne çı­ka­ran bu isim­ler, 1 Mart Tez­ke­re­si’nin red­di­ni kul­lan­mak­tan ise hiç vaz­geç­me­di­ler. An­cak Tür­ki­ye’nin sı­nır öte­si ha­re­ka­tı sı­ra­sın­da ser­gi­le­di­ği çok ta­raf­lı dip­lo­ma­si, ya­ni Irak’ta­ki mer­ke­zî hü­kü­me­tin ya­nı sı­ra böl­ge­sel Kürt yö­ne­ti­mi ile gö­rüş­me­si bu ko­zu da or­ta­dan kal­dır­dı.
Gür­cis­tan me­se­le­si, tü­ke­nen koz­la­rı ye­ri­ne ye­ni bir ta­ne icat et­me ara­yı­şın­da­ki bu çev­re­le­rin im­da­dı­na ye­tiş­ti. Bu­na gö­re Tür­ki­ye’ye bas­kı yap­ma­nın ye­ni yo­lu, “Tür­ki­ye, Rus­ya ek­se­ni­ne ka­yı­yor” id­di­ası­nı dil­len­dir­mek. Gür­cis­tan’ı kış­kır­ta­rak so­nu­cu eli­ne yü­zü­ne bu­laş­tı­ran bu çev­re­nin, şap­ka­dan tav­şan çı­kart­ma dü­ze­yin­de bir Ali Cen­giz oyu­nuy­la, Gür­cis­tan re­za­le­ti­nin fa­tu­ra­sı­nı öde­mek is­te­me­yen Tür­ki­ye’yi “Rus Mu­hib­bi” ilan et­me­si kay­da de­ğer bir ça­ba. Böy­le­ce Tür­ki­ye bir an­da Rus­ya ile bir olup ABD’yi dış­la­yan, gü­ve­nil­mez, her an Rus­ya ek­se­ni­ne gi­re­bi­le­cek, ABD’yi Ka­ra­de­niz’den uzak­laş­tı­rıp Rus­ya’yı her işi­ne ka­rış­tı­ran bir ül­ke ha­li­ne gel­di. Özet­le Tür­ki­ye, Was­hing­ton’ın Rus fo­bi­si­nin ha­tı­rı­na, bir an­da Rus­ya yö­rün­ge­sin­de şer ek­se­ni­ne otur­tul­muş ol­du. Her ne ka­dar tak­di­re şa­yan bir de­ne­me ol­sa da ar­tık bu id­dia­nın sı­nır­la­rı zor­la­dı­ğı­nı bir­çok ki­şi, en azın­dan si­ya­si ka­rar alı­cı­lar gö­re­bi­li­yor. Bel­ki de bu ne­den­le, Tür­ki­ye’yi ya­kın­dan ta­nı­yan Ulu­sal Gü­ven­lik Kon­se­yi’nin iki nu­ma­ra­lı is­mi Ja­mes Jef­frey, ABD Se­na­to­su’nda An­ka­ra’ya bü­yü­kel­çi ola­rak atan­ma­sı­nın onay­lan­ma otu­ru­mun­da yap­tı­ğı ko­nuş­ma­da tam ter­si gö­rüş­le­ri di­le ge­ti­re­rek, “Tür­ki­ye’nin, Gür­cis­tan’da­ki kri­ze ce­vap ver­me nok­ta­sın­da ol­duk­ça hız­lı dav­ra­nan; Gür­cis­tan’ın top­rak bü­tün­lü­ğü, ege­men­li­ği ve ba­ğım­sız­lı­ğı­na des­tek ko­nu­sun­da se­si çı­kan bir ül­ke ol­du­ğu”nu söy­le­di.
Tür­ki­ye’nin Rus ek­se­ni­ne gir­di­ği id­di­ala­rı as­lın­da ol­duk­ça ye­ni Was­hing­ton’da. İlk de­ne­me­yi Baş­ba­kan Tay­yip Er­do­ğan’ı Rus­ya es­ki Dev­let Baş­ka­nı Vla­di­mir Pu­tin’e ben­ze­te­rek Mic­ha­el Ru­bin yap­mış­tı. An­cak kış­kır­tı­cı ya­zı­la­rıy­la Tür­ki­ye’de de ya­kın­dan ta­nı­nan Ru­bin’in asıl der­di, Tür­ki­ye’nin Rus­ya’ya ya­kın­laş­tı­ğı­nı id­di­a et­mek de­ğil­di. O sa­de­ce “Er­do­ğan hak­kın­da na­sıl kor­ku­tu­cu bir imaj oluş­tu­ru­rum” kay­gı­sıy­la Pu­tin ör­ne­ği­ni ver­miş, bu­nu da “iki ül­ke ya­kın­laş­tı­ğı” de­ğil, “her iki li­de­rin de mu­ha­lif­le­re acı­ma­sız dav­ran­dı­ğı” id­di­asıy­la ger­çek­leş­tir­miş­ti. Ru­bin’in der­di, Pu­tin’in oto­ri­ter yö­ne­ti­min­den kay­gı­la­nan ABD elit­le­ri­ne, Er­do­ğan’da da ben­zer eği­lim­ler ol­du­ğu, ha­liy­le da­ha faz­la bü­yü­me­den har­can­ma­sı ge­rek­ti­ği me­sa­jı­nı ver­mek­ti. An­cak şu an­da pi­ya­sa­ya sü­rü­len Rus­ya hi­ka­ye­si­nin ni­te­li­ği bun­dan ol­duk­ça fark­lı.
Ye­ni se­nar­yo Rus­ya’nın Gür­cis­tan’ı iş­ga­li ile gün­de­me gel­di ilk de­fa. Tür­ki­ye’yi ye­te­ri ka­dar hız­lı dav­ran­ma­mak­la eleş­ti­ren bu ke­sim, Tür­ki­ye’nin Gür­cis­tan’a des­tek ver­me­di­ği­ni sa­vun­du. Ge­liş­me­ler son­ra­sın­da Tür­ki­ye’nin ön­cü­lük et­ti­ği böl­ge ül­ke­le­ri­ni bir ara­ya ge­tir­me­yi amaç­la­yan Kaf­kas­ya İş­bir­li­ği Plat­for­mu’na, ABD’nin da­vet edil­me­me­si ge­rek­çe gös­te­ri­le­rek Kaf­kas ül­ke­le­ri­nin Tür­ki­ye eliy­le Rus­ya’ya peş­keş çe­kil­di­ği id­di­ala­rı or­ta­ya atıl­dı. Bu id­di­ala­rı per­çin­le­yen bir baş­ka ge­liş­me ise Tür­ki­ye ile ABD ara­sın­da ya­şa­nan “Ge­mi Kri­zi” ol­du. Fran­sa’nın ara­cı­lık etti­ği Gür­cü-Rus ateş­ke­si­ni mü­te­aki­ben ABD’nin Ka­ra­de­niz’e yük­sek to­naj­lı sa­vaş ge­mi­le­riy­le gi­re­rek Gür­cis­tan’a in­sa­ni yar­dım gö­tür­me ta­le­bi, Tür­ki­ye ta­ra­fın­dan Mon­trö Bo­ğaz­lar Söz­leş­me­si’ne ay­kı­rı ol­du­ğu ge­rek­çe­siy­le red­de­dil­di. Her ne ka­dar Tür­ki­ye, Mon­trö’ye uy­gun ola­rak ya­pı­lan da­ha son­ra­ki ta­le­bi de­ğer­len­di­rip ka­bul et­se de, Pen­ta­gon ta­ra­fın­dan di­le ge­ti­ri­len ilk ta­lep red­de­dil­di­ğin­den, bah­set­ti­ği­miz grup ilk ta­le­bin uy­gun­suz­lu­ğu­na bak­mak­sı­zın ola­yı “Tür­ki­ye ABD ge­mi­le­ri­ni Ka­ra­de­niz’e sok­mu­yor!” şek­lin­de sun­du. Oy­sa işin as­lı­nı bu grup için­de yer alan isim­ler ya­kın­dan bi­li­yor­du. Zi­ra Tür­ki­ye’nin uya­rı­sı üze­ri­ne ha­re­ke­te ge­çen ABD Dı­şiş­le­ri, Pen­ta­gon’a Mon­trö’yü ve Tür­ki­ye’nin ar­gü­man­la­rı­nı an­lat­mış, za­ten ni­hai an­laş­ma da Pen­ta­gon’un ilk ta­le­bin­den vaz­geç­me­si üze­ri­ne sağ­la­na­bil­miş­ti. Bu te­mel ar­gü­man­la­ra, Tür­ki­ye’nin Na­buc­co do­ğal­gaz hat­tı­nı en­gel­le­me­ye ça­lış­tı­ğı id­dia­sı gi­bi, ABD eli­ti­nin si­nir uç­la­rı­nı oy­na­tan baş­ka yan id­dia­lar da ek­le­ne­bi­lir. Na­buc­co’yu Av­ru­pa’nın Rus et­ki­sin­den kur­tul­ma­sı için zo­run­lu bir ham­le ola­rak gö­ren ABD si­ya­si elit­le­ri ve ener­ji lo­bi­si için, bu ham­le­nin ge­ri­sin­de bir Türk-Rus komp­lo­su ol­du­ğu­nu dü­şün­mek bir son­ra­ki do­ğal adım ola­cak­tır.
Bu id­di­alar­da işin ucu yıl­lar­dır Tür­ki­ye’ye Er­me­nis­tan ile dip­lo­ma­tik iliş­ki­ye geç­me­si için tel­kin­de bu­lu­nan çev­re­le­rin, Cum­hur­baş­ka­nı Ab­dul­lah Gül’ün Er­me­nis­tan zi­ya­re­ti­ni, Rus pro­je­si ola­rak sun­ma­sı­na ka­dar var­dı. Şöy­le ki, do­ğal­ga­zı Rus­ya’dan Gür­cis­tan üze­rin­den alan Er­me­nis­tan, iliş­ki­ler dü­ze­lir­se Tür­ki­ye’den ala­cak, böy­le­ce Rus­ya da Gür­cis­tan’ı müt­te­fi­ki Er­me­nis­tan’a za­rar ver­me­den ce­za­lan­dır­mış ola­cak. Bu çer­çe­ve bi­raz da­ha ile­ri gö­tü­rü­le­rek Er­do­ğan-Gül iki­li­si Pu­tin-Med­ve­dev iki­li­si­ne ben­ze­ti­lin­ce dai­re ta­mam­lan­mış olu­yor. Zi­ra bu ben­zet­mey­le bir­lik­te sa­de­ce “Tür­ki­ye, Rus ek­se­ni­ne ka­yı­yor” id­dia­sı de­ğil, ay­nı za­man­da “Tür­ki­ye’nin oto­ri­ter­leş­ti­ği” id­dia­sı da ile­til­miş olu­yor mu­ha­tap­la­ra.
Tür­ki­ye’de ya­kın za­man­da Rus ek­se­ni­ni stra­te­jik çö­züm ola­rak su­nan­la­rın Er­ge­ne­kon ope­ras­yo­nu ile tas­fi­ye edil­di­ği bir dö­nem­de bü­tün bu id­dia­lar ilk ba­kış­ta son de­re­ce saç­ma gi­bi gö­rü­ne­bi­lir. Was­hing­ton’da yu­ka­rı­da­ki id­di­ala­rı ses­len­di­ren çev­re­nin, Er­ge­ne­kon ope­ras­yo­nun­da gö­zal­tı­na alı­nan ulu­sal­cı/Rus sem­pa­ti­za­nı çev­rey­le ya­kın te­ma­sı ol­du­ğu ha­tır­la­nır­sa id­di­ala­rın saç­ma­lı­ğı da­ha da an­la­şıl­mış olur. An­cak bu tür id­di­ala­rın saç­ma ol­ma­la­rı, de­ğer­siz ol­duk­la­rı an­la­mı­na gel­mez. Da­ha ön­ce bir­çok saç­ma id­di­a bu şe­kil­de kul­la­nı­la­bil­miş­ti. Bu­na kar­şı­lık Tür­ki­ye’nin şu an­da iki bü­yük şan­sı var. İl­ki, bah­si ge­çen çev­re­nin ya­kın za­man­da Ge­or­ge Bush’un, da­ha doğ­ru­su Dick Che­ney’nin git­me­si ile be­ra­ber et­ki­siz­le­şe­cek ol­ma­sı. İkin­ci şan­sı ise da­ha ön­ce iti­nay­la hü­kü­met-si­lah­lı kuv­vet­ler ay­rı­mı ya­pan bu çev­re­nin, şim­di­ler­de bu ay­rı­mı yap­ma­ya­rak as­ker-si­vil tüm çev­re­le­ri Rus­ya’nın dü­men su­yu­na gir­mek­le suç­lu­yor ol­ma­la­rı. Her ne ka­dar işin si­lah­lı kuv­vet­ler kıs­mı­na vur­gu ya­pıl­ma­ma­ya ça­lı­şıl­sa da, Türk-Rus do­nan­ma ko­mu­tan­la­rı­nın Ka­ra­de­niz’de bir ge­mi­de bir ara­ya gel­me­si­ni ken­di­le­ri­ne mey­dan oku­ma ola­rak al­gı­la­yan­la­rın bu­nu bir ke­na­ra yaz­dı­ğı­nı not et­mek­te fay­da var. Bu çev­re­nin bu de­fa Tür­ki­ye’de­ki her ke­si­mi he­def al­ma­la­rı iş­le­ri­ni bi­raz zor­laş­tı­ra­cak. Zi­ra Gür­cis­tan’da ol­du­ğu gi­bi, yan­lış he­sap hep Bağ­dat’tan dö­nü­yor.

Paylaş Tavsiye Et