Üç Aylık Düşünce Dergisi, Güz 2005, Sayı: 5
“Bilinçle sürdürülen gelenekçilik” (Karl Mannheim), dinsel tutuculuk, Avrupa uluslarının geleneksel ve siyasal doktrinlerini savunan düşünce akımı, modernizmi ters bir süreçle yeniden üreten söylem vs. şeklinde uzayıp giden bir tanım bolluğunu mündemiç muhafazakârlık, üç aylık düşünce dergisi Muhafazakâr Düşünce’nin hemen her dosya konusunu (gelenek, değişim, cemaat-cemiyet) kendisiyle irtibatlandırdığı çetrefilli kavramlardan biri. Dergi ilk sayısında “Muhafazakârlık” dosyası yayımlamış, “söz konusu bu anlam karmaşası ve bilgi eksikliğini gidermek amacıyla bir siyasî tarz ve ideoloji olarak muhafazakârlıkla ilgili çalışmalara yer vereceğini” duyurmuştu. Bu doğrultuda, kavramın evrensel bir değer mi, yoksa toplumsal ve siyasal tarihin bir ürünü olarak mı değerlendirileceği konusu ile, geleneksel ve neo-muhafazakârlar, muhafazakâr politikanın temel özellikleri gibi bir dizi müşkül mesele dergi sayfalarında yer bulmuştu.
“Medeniyetin Şuuru: Dil ve Kültür” başlıklı 5. sayı ise muhafazakârlığı, kimliğin en önemli belirleyicisi olan dil ve kültür ekseninde ele alıyor. En az muhafazakârlık kadar “kabarık” anlamlara sahip kültürü, dili de kapsayacak şekilde gelenekle örtüştürerek, kavramın muhafazakâr literatürdeki yerine vurgu yapıyor. Toplum içerisindeki ilişkileri düzenleyici yönüne dikkat çekilen dilin, yalnızca temsilin ve dışavurumun bir aracı ya da büyülü bir kutsallık hüviyetinde, insanların içerisinden fışkırdıkları bir ortam olmadığı ifade ediliyor. “Siyasetin Hakikat İlgacısı Olarak Dil”, “Yaşayan Bir Varlık Olarak Dil”, “Dil-Kültür İlişkisi”, “Trajik Başarı: Türk Dil Reformu”, “Dilde ve Edebiyatta Uluslaşma: Genç Kalemler ve Yeni Lisan Hareketi” bu bölümde ele alınan bazı başlıklar.
Dergide; rejim karşıtı, Amerikan mandacısı, Sabetayist, feminist gibi pek çok sıfatın yanı sıra, “muhafazakâr bir siyasî düşünür” tanımlamasıyla da anılan Halide Edip’le ilgili olarak “Hangi Halide Edip?” sorusuna yanıt aranıyor. Sütunlar ve değişim fikrinin irdelendiği Derkenar bölümüyle birlikte 220 sayfayı bulan hacimli derginin, gelecek sayılarda ele alacağı dosyalar arasında “Tarih”, “Otorite ve Hiyerarşi”, “Eğitim”, “Aile” başlıkları mevcut.
Türkiye’de muhafazakârlığın olmadığı, bir modernleşme reddiyesinin yazılmadığı, kavramın hiçbir zaman felsefî kabul görmediği, sözüm ona muhafazakârların bile kendilerinin ne kadar modern olduklarını gösterme çabasından öteye gidemedikleri iddialarına Muhafazakar Düşünce’nin sunduğu/sunacağı alternatifler, derginin önemini bir kat daha artırıyor. / Nermin Tenekeci
Paylaş
Tavsiye Et