PKK gidiyor, kavga bitmiyor. Çünkü kavganın çözümü Kandil’den geçmiyor. “Bölücübaşı” günün birinde nasıl paketlenip Türkiye’ye sunulduysa, şimdi PKK paketlenip sunuluyor. Hasan Kösebalaban’ın çarpıcı yazısı meseleyi Kandil’in bombalanmasından daha etkili biçimde çözüyor: “Kürt meselesi Kandil Dağı’nda değil, sadece Türkiye topraklarında, Kürt halkıyla toplumsal sözleşmenin yenilenmesiyle çözülebilir.”
Başka bir ifadeyle: Ulus perspektifli sözleşmeyle buraya kadar! İki yoldan birini seçeceğiz: Ya Amerikalılar uydu fotoğraflarıyla bize vurulacak hedefleri gösterecek ya da biz ruh fotoğraflarıyla o kişi ve yerleri hedef olmaktan çıkaracağız. Uzun sözün kısası: Millet veya medeniyet perspektifli uyuma muhtacız.
Bu uyumun ikinci ayağını Ocak dosyasında ele alıyoruz: Alevilik. Sadece devlet ve toplumla ilişkisi değil, tanımının doğru yapılması bile ciddi bir mesele. Yer yer bir muamma. Bu muammayı Ahmet Yaşar Ocak, Necdet Subaşı, Nail Yılmaz, Yasin Aktay, Ümit Aksoy, Talha Köse, Nigar Bulut Tuğsuz gibi yetkin kalemlerin yardımıyla anlamaya çalışıyoruz.
Ayın sonunda karşımıza çıkan sarsıcı bir gelişme de Pakistan’da seçimlerin arifesinde muhalefet liderlerinden Benazir Butto’nun suikast sonucu hayatını kaybetmesiydi. Küresel güçlerin mücadele alanı Pakistan’ın geleceğine bu suikastin etkilerini hep birlikte göreceğiz.
Kapak misafirimiz, şimdi artık gerçek anlamda bir “Tanrı misafiri” olan hocamız Sabahattin Zaim. Güzel âlim, iyi muallim. Yazdıklarını ve söylediklerini harfiyen yaşayan bir insan-ı kâmil. Tahir ve cemil.
Toplumlar, seçkin insanlarıyla millet olurlar!
Paylaş
Tavsiye Et