Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (August 2009) > Türkiye Ekonomi > E-muhtıra’nın Türkiye’ye maliyeti
Türkiye Ekonomi
E-muhtıra’nın Türkiye’ye maliyeti
Ömer Faruk Güler
HER­KE­SİN bir hi­ka­ye­si var; ba­zı­la­rı ba­şa­rı, ba­zı­la­rı ise ba­şa­rı­sız­lık hi­ka­ye­si... Ay­rı­ca ki­mi­le­ri iyi, ki­mi­le­ri de kö­tü hi­ka­ye an­la­tır. İyi hi­ka­ye­ler inan­dı­rı­cı­dır. İç tu­tar­lı­lı­ğa sa­hip­tir. Açık­la­yı­cı güç­le­ri yük­sek­tir. Test edi­le­bi­lir ya da edil­miş­tir. Tür­ki­ye’nin de son yıl­lar­da bir­den çok hi­ka­ye­si var. An­la­ta­na gö­re de, din­le­ye­ne gö­re de de­ği­şi­yor. Bu hi­ka­ye­le­rin bir ço­ğu şim­di­lik bi­rer ba­şa­rı hi­ka­ye­si. Bu ba­şa­rı­nın ar­dın­da son beş yıl­da sü­rek­li bü­yü­yen bir eko­no­mi var. Or­ta­la­ma %7’nin üze­rin­de bü­yü­yen bir eko­no­mi…
Bi­zim hi­ka­ye­mi­zin üç aya­ğı bu­lu­nu­yor: Bun­lar­dan en önem­li­si, ya­ka­la­nan si­ya­si ve eko­no­mik is­tik­rar or­ta­mı. Tek par­ti ik­ti­da­rı, 90’lı yıl­la­rın is­tik­rar­sız koa­lis­yon hü­kü­met­le­ri­nin bir­çok be­lir­siz­li­ği­ni or­ta­dan kal­dır­dı. Ön­gö­rü­le­bi­lir bir ge­le­cek ya­ra­ta­rak ya­tı­rım or­ta­mı­nı iyi­leş­tir­di. Uy­gu­la­nan ya­pı­sal re­form­lar ve eko­no­mi po­li­ti­ka­la­rı bu des­te­ği da­ha da ar­tır­dı. Özel­lik­le ka­mu ma­li­ye­sin­de sağ­la­nan di­sip­lin ba­şa­rı­nın anah­ta­rı ol­du. Top­lam ka­mu net borç sto­ku­nun mil­li ge­li­re ora­nı %90’lar­dan 2006’da %45’le­re düş­tü. Enf­las­yon tek ha­ne­le­ri ya­ka­la­dı. Dış ti­ca­ret art­tı. Da­ha da önem­li­si yük­sek eko­no­mik per­for­mans­ta ve­rim­li­lik ar­tış­la­rı önem­li bir rol oy­na­dı. Bu ar­tış­lar, Tür­ki­ye’nin po­tan­si­yel bü­yü­me ora­nı­nı da­ha yük­sek bir se­vi­ye­ye ta­şı­dı. Ya­kın­dan ba­kıl­dı­ğın­da de­ni­le­bi­lir ki, Tür­ki­ye bir­çok açı­dan yap­ma­sı ge­re­ke­ni yap­tı. Yap­ma­ya ça­lış­tı­ğı nor­mal­leş­mek­ten baş­ka bir şey de­ğil­di. Anor­mal­le­şen, sür­dü­rü­le­me­yen eko­no­mik ya­pı­sı­nı ra­yı­na oturt­ma­ya ça­lış­tı. Mak­ro gös­ter­ge­le­rin ço­ğu bu nor­mal­leş­me­nin ipuç­la­rı­nı ta­şı­yor.
Hi­ka­ye­nin ikin­ci aya­ğı­nı AB ve IMF çı­pa­la­rı oluş­tu­ru­yor. He­def ve araç­lar ko­nu­sun­da net­li­ğin sağ­lan­ma­sın­da bu iki çı­pa­nın önem­li kat­kı­la­rı ol­du. IMF’nin öne sür­dü­ğü ya­pı­sal re­form­lar ve baş­ta fa­iz dı­şı faz­la ol­mak üze­re eko­no­mik prog­ra­mın ko­şul­la­rı­nın ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si hü­kü­me­te olan gü­ve­ni ar­tır­dı. AB’ye üye­lik sü­re­ci­nin sağ­la­dı­ğı viz­yon, ge­le­ce­ğe dö­nük bek­len­ti­le­ri po­zi­ti­fe çe­vir­di. 2006’da 19 mil­yar do­la­rı ge­çen doğ­ru­dan ya­ban­cı ser­ma­ye, bu gü­ve­nin bir işa­re­ti­dir. AB’ye ya­kın­sa­ma sü­re­ci eko­no­mi dı­şı alan­da da Tür­ki­ye’nin viz­yo­nu­nu güç­len­dir­di; uzun fa­kat in­ce bir yol ha­ri­ta­sı sun­du. Eko­no­mi­de­ki nor­mal­leş­me­nin ya­nı sı­ra di­ğer alan­lar­da da da­ha ak­tif bir Tür­ki­ye ima­jı, ül­ke­nin kre­di­bi­li­te­si­ni ar­tır­dı.
Tür­ki­ye’nin ba­şa­rı hi­ka­ye­si­nin son aya­ğın­da olum­lu ulus­la­ra­ra­sı eko­no­mik kon­jonk­tür bu­lu­nu­yor. Ulus­la­ra­ra­sı fi­nan­sal pi­ya­sa­la­rın 2000’li yıl­lar­da ya­şa­dı­ğı li­ki­di­te bol­lu­ğu Tür­ki­ye dâ­hil bir­çok ül­ke­nin kü­re­sel ser­ma­ye­ye eri­şi­mi­ni ko­lay­laş­tır­dı. Bu ko­lay­lık sa­de­ce dev­let­ler için de­ğil, özel sek­tör için de söz ko­nu­su ol­du. Li­ki­di­te bol­lu­ğu bir ta­raf­tan kü­re­sel fa­iz oran­la­rı­nın düş­me­si­ne ne­den olur­ken di­ğer ta­raf­tan da ulus­la­ra­ra­sı ya­tı­rım­cı­la­rın Tür­ki­ye gi­bi gö­re­ce yük­sek ge­ti­ri su­nan pi­ya­sa­la­ra yö­nel­me­si­ni sağ­la­dı. Bu çer­çe­ve­de Tür­ki­ye’nin fi­nan­sal pi­ya­sa­la­rın­da ya­ban­cı ya­tı­rım­cı­la­rın ro­lü ve öne­mi art­tı. Pa­ra ve ser­ma­ye pi­ya­sa­la­rın­da bu et­ki­nin so­nuç­la­rı­nı gör­mek müm­kün. Zi­ra bor­sa­mı­zın %70’i, tah­vil ve bo­no pi­ya­sa­mı­zın %13’ü tek­nik ta­bi­riy­le “yurt­dı­şı yer­le­şik­le­rin” elin­de bu­lu­nu­yor. Bu sü­re­cin önem­li bir so­nu­cu, yur­ti­çi pi­ya­sa­la­rın kü­re­sel ser­ma­ye­ye ek­lem­len­me­siy­di. Baş­ka bir de­yiş­le, baş­ta ABD ol­mak üze­re yurt­dı­şı pi­ya­sa­lar­da­ki ge­liş­me­ler yur­ti­çi pa­ra ve ser­ma­ye pi­ya­sa­la­rın­da be­lir­le­yi­ci bir ko­nu­ma geç­ti.
Bu hi­ka­ye­nin fark­lı ver­si­yon­la­rı bu üç un­su­ra ve­ri­len fark­lı rol­ler­den kay­nak­la­nı­yor. Ba­zı­la­rı için dış kon­jonk­tür ya­ni li­ki­di­te bol­lu­ğu ön pla­na çı­kı­yor. Ba­zı­la­rı için­se IMF-AB çı­pa­sı da­ha önem­li. Hi­ka­ye­yi, an­la­ta­na ve mu­ha­ta­bı­na gö­re de­ğiş­ti­ren un­sur­lar bun­lar. Ka­na­ati­miz­ce bir ba­şa­rı ya da ba­şa­rı­sız­lık hi­ka­ye­si var­sa bu hi­ka­ye­nin as­lan pa­yı ik­ti­da­rın­dır. Bir ül­ke 4-5 yıl­dır dün­ya or­ta­la­ma­sı­nın hay­li üze­rin­de bir bü­yü­me ve is­tik­rar sağ­la­ya­bil­miş­se bu, iz­le­ni­len po­li­ti­ka­lar­dan kay­nak­la­nı­yor de­mek­tir. So­nuç­ta ül­ke­le­ri bir­bi­rin­den fark­lı­laş­tı­ran en önem­li un­sur iz­le­ni­len si­ya­si ve eko­no­mik po­li­ti­ka­lar­dır.
Bu ba­şa­rı hi­ka­ye­si ay­nı za­man­da gü­zel bir hi­ka­ye­dir. Tu­tar­lı­lı­ğa ve inan­dı­rı­cı­lı­ğa sa­hip­tir. Yurt­dı­şın­da çok­ça kul­la­nı­lan ve hat­ta ya­tı­rım­cı­la­ra pa­zar­la­nan hi­ka­ye de bu­dur. Hi­ka­ye­miz za­man za­man test de edi­li­yor. 2006’nın Ma­yıs-Ha­zi­ran ay­la­rın­da ge­çir­di­ği­miz test, bun­lar­dan bi­ri idi. Bu test, hi­ka­ye­mi­zin üçün­cü aya­ğı olan yurt­dı­şı ge­liş­me­le­rin ne ka­dar önem­li ol­du­ğu­nu gös­ter­di. Eko­no­mi, özel­lik­le enf­las­yon yö­nün­den, bek­len­me­dik bir dar­be al­dı. Da­ha yük­sek fa­iz oran­la­rı cid­di bir ma­li­yet un­su­ru ol­du. Bu­na rağ­men Tür­ki­ye eko­no­mi­si es­ki­si­ne kı­yas­la çok da­ha da­ya­nık­lı ol­du­ğu­nu gös­ter­di. Dar­be­ye rağ­men to­par­lan­ma­yı ba­şar­dı.
Hi­ka­ye­mi­zin ikin­ci aya­ğı da geç­ti­ği­miz gün­ler­de test edil­di. Bu, do­lay­lı da ol­sa AB çı­pa­sı­nın bir tes­ti sa­yı­lır. Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri baş­ta ol­mak üze­re si­ya­si risk un­sur­la­rı özel­lik­le yer­li ya­tı­rım­cı­lar ta­ra­fın­dan en­di­şey­le iz­le­ni­yor­du. An­cak, yurt­dı­şı ya­tı­rım­cı­la­rın kü­re­sel iyim­ser­li­ği pi­ya­sa­da­ki ağır­lık­la­rıy­la bir­le­şin­ce yer­li ya­tı­rım­cı­la­rın kö­tüm­ser­li­ği­ne üs­tün gel­di­ği için, fa­iz ve dö­viz cep­he­sin­de dur­gun bir se­yir göz­le­ni­yor­du. Ta ki 27 Ni­san ta­ri­hi­ne ka­dar. Ge­nel­kur­may Baş­kan­lı­ğı’nın ya­yım­la­dı­ğı bil­di­ri­nin ar­dın­dan 30 Ni­san iti­ba­riy­le fa­iz­ler yak­la­şık 100 baz pu­an yük­sel­di. Ab­dul­lah Gül’ün cum­hur­baş­kan­lı­ğı­na aday­lı­ğı­nın ar­dın­dan de­ğer ka­za­nan YTL, %3 ora­nın­da de­ğer kay­bet­ti. İMKB %4 dü­şüş­le gü­nü ka­pa­dı. Ulus­la­ra­ra­sı de­re­ce­len­dir­me ku­ru­lu­şu Fitch, 10 Ma­yıs ta­ri­hin­de Tür­ki­ye’nin gö­rü­nü­mü­nü si­ya­si risk­ler ne­de­niy­le ‘po­zi­tif”ten ‘du­ra­ğan’a çe­vir­di ve ül­ke­de­ki si­ya­si ne­ga­tif şok­la­rın kre­di no­tu­nun gö­rü­nü­mü­nü göl­ge­le­di­ği­ni açık­la­dı. An­cak, ik­ti­da­rın er­ken se­çim ka­ra­rı al­ma­sı ve dik du­ru­şu, dış kon­jonk­tü­rün olum­lu sey­ret­me­si, Mer­kez Ban­ka­sı’nın tem­kin­li tav­rı ve ya­tı­rım­cı­la­rın ola­sı risk ve dö­viz­de­ki de­ği­şik­lik­le­re kar­şı ön­ce­den ko­ru­ma sa­tın al­mış ol­ma­sı dar­be­nin et­ki­si­ni şim­di­lik za­yıf­lat­tı. Bu­na rağ­men ka­fa­lar­da çok sa­yı­da so­ru işa­re­ti de oluş­tu.
Ya­ban­cı ya­tı­rım­cı­la­rın ra­por­la­rın­da ya­zı­lan ifa­de­ler Tür­ki­ye’yle il­gi­li cid­di şüp­he­le­rin oluş­tu­ğu­nu gös­te­ri­yor. Bu ra­por­lar 27 Ni­san’ı “ala­ca­ka­ran­lık ku­şa­ğı” ve­ya son 10 yı­lın en sert as­ke­rî açık­la­ma­sı şek­lin­de de­ğer­len­dir­di­ler. Bu­ra­dan çı­kan so­nuç, Tür­ki­ye’nin kı­sa va­de­li gö­rü­nü­mü ve ku­rum­sal kre­di­bi­li­te­si­nin cid­di ha­sar gör­dü­ğü­dür. Zi­hin­ler­de, “bel­ki de Tür­ki­ye umut edil­di­ği ka­dar de­ğiş­me­di” dü­şün­ce­si can­lan­dı. Kim­se si­ya­si ris­kin bu ka­da­rı­nı bek­le­mi­yor­du. Son ge­liş­me­ler Tür­ki­ye’nin AB üye­li­ği­ni bal­ta­la­yan bir mü­da­ha­le ola­rak al­gı­lan­dı.
AB çı­pa­sı­nın içe­ri­den ye­di­ği bu dar­be önü­müz­de­ki gün­ler­de dı­şa­rı­dan ge­len­ler­le bir­leş­ti­ğin­de hi­ka­ye­mi­zin önem­li bir aya­ğı­nı ris­ke at­mış ola­ca­ğız. Bu du­rum­da ye­ni bir hi­ka­ye yaz­ma­mız ve bu hi­ka­ye­de de si­ya­si ve top­lum­sal uz­laş­ma aya­ğı­nın ön pla­na çık­ma­sı ge­re­ki­yor. Bu bi­zim hi­ka­ye­mi­zi hem da­ha ger­çek­çi hem de da­ha güç­lü kı­la­cak­tır.

Paylaş Tavsiye Et
Türkiye Ekonomi
DİĞER YAZILAR