Hermann Hesse’in Siddhartha’sının sonlarına doğru, hayatın ve evrenin anlamı peşinde yapılan bir yolculuk da sonlanır. Bir nehirde balıkçılık yapan bir adamın “durugörü”sü, bütün “medeni” ve sosyal ilerlemenin, her türlü aydınlanmanın ilerisindedir. Bilimin ve sanatın neden yapıldığının da cevabı bu durugörüde saklıdır. Pek çokları bu durugörüyü yakalamak için bir ömür boyu sürecek entelektüel ve duygusal bir yolculuğa ihtiyaç duyarlar. Oysa Ahmet Uluçay’da bu durugörü ta en baştan beri vardı. Yalın ve bir ermişin bakış açısına sahipti. Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak; bu bakış açısı sayesinde, sinema sanatıyla uğraşan herkes için bir durugörü abidesi olarak kalacaktır. Özellikle sinema sanatına yönelen gençlerin Ahmet Uluçay’dan öğrenecekleri çok şey var.
Paylaş
Tavsiye Et