Gary Burton, Chick Corea Yapım: ECM, 2009
Billûr Sessizlik
İki dev müzisyen ve bir dev plak şirketi...
Günümüzün tartışmasız en seçkin müzisyenlerini bünyesinde barındırma, çağdaş sanat müziğinin en güzide örneklerini yayınlama ve nihayet bu ikisini günümüzün en seçkin dinleyicilerine ulaştırma görevini yaklaşık 40 yıldır hakkıyla yerine getiren ECM plâk şirketinin yayınladığı en özgün çalışmalardan birisi, Chick Corea ve Gary Burton ikilisinin Crystal Silence isimli albümü. Albüm ikilinin 1972 ilâ 79 yılları arasındaki kayıtlarından müteşekkil 2009 tarihli bir derleme.
Repertuarında çağdaş caz müziği alanında üretilmiş grup çalışmalarına nispeten daha çok yer veren ECM, solo, ikili veya üçlü formatla kaydedilen albümler de yayımlar. Standart caz albümlerine göre daha özgün vasıflı bu albümler, müzisyenlerin kişisel maharetlerinin ve aralarındaki uyumun sergilendiği eserler niteliğinde. İşte Chick Corea ve Gary Burton’un Crystal Silence albümü de bu tür eserlere bir örnek.
Chick Corea ve Gary Burton... Hem caza yeni başlayan heveskârların dinleme listelerinin her daim ilk onunda yer bulan hem de cazın kendilerine artık bir şey ifade etmediği, çoktan yeni ufuklara yelken açmaya başlayan sabık cazseverlerin dinlemekten hiçbir zaman vazgeçmeyecekleri iki isim.
Müzikal İşbirliği
Tarih 1972... Miles Davis’in özellikle Bitches Brew’le ön ayak olduğu caz rock/fusion çığırı bütün hızıyla devam ediyor. Caz tarihinin en özgün örnekleri birbiri ardı sıra sökün ediyor. Caz, bir yandan rock aracılığıyla popüler müzik dinleyicisine ulaşmayı, diğer yandan etnik unsurlar kullanmak suretiyle tüm dünyaya hitap etmeyi başarıyor. Bu arada kimi caz müzisyenleri de daha mütevazi çabalar içerisine giriyor. Müzikte yalınlığı öne çıkaran bu tür müzisyenler, kendilerine benzeyen diğer müzisyenlerle ortak çalışma yoluna gidiyor. Bunun doğal bir sonucu iki veya üç kişilik kadrolarla kaydedilen albümler. Crystal Silence da işte bu tür albümlerden.
Albüm, tam bir işbirliği ürünü. Ne Corea’nın piyanosu ne de Burton’un vibrafonu diğerine ağır basıyor. Aynı denge, bireysel ustalık ile bestecilik arasında da geçerli: Corea da Burton da bütün maharetlerini sergilemekten çekinmiyor; fakat hakiki müziğin öncelikle gövde gösterisi değil, yaratıcılık anlamına geldiğini unutmadan. Piyanonun kendinden emin havası ile vibrafonun uçarı tınısı o kadar başarılı bir araya getirilmiş ki insan albümü dinlerken, gerçekten billûr parçalarına bakar gibi gözlerinin kamaştığını hissediyor; gözlerinin, zihninin, duyularının...
Tuhaf İkili
Piyano ve vibrafon gibi hem ritmik, hem de melodik yapıya sahip iki çalgının egemenliği altında kalması, albümü bir yandan enerjik bir coşkuyla dolduruyor, diğer yandan da insanı hüzünlendiren bir havanın ortalığı kaplamasına zemin hazırlıyor. Fakat yine bu iki unsur sebebiyle toplamadaki kimi parçalarda popüler müziğin etkisinin hissedildiğini itiraf etmek gerek. Bazı parçalarda hem Lâtin ve folk unsurları öne çıkabilmekte hem de her iki müzisyenin birden kendi kariyerlerinde popüler müziğe hiçbir zaman tamamen sırt çevirmemelerinin etkisi gözlemlenmekte.
Tekrarda yarar var: Albüm ECM etiketini taşımakta. Bunun anlamı şu: Başka bir etiketle yayımlansaydı bu albüm belki de müzik marketlerde pop caz veya smooth caz (yani cazın düzayaklaştırılmış, diğer bir deyişle su katılmış hâli) raflarında yer alabilirdi. Fakat ECM’nin beyni Manfred Eicher’in ve ses mühendislerinin sihirli dokunuşları sayesinde albüm, yayınlanışından 30 küsur yıl sonra hâlâ aynı zevk ve ilgiyle dinlenmeyi hak ediyor. Üstelik piyano ve vibrafon gibi, caz müziğinde ender rastlanabilecek bir birlikteliğin ürünü bir albümden söz ediyoruz.
Her ne kadar piyano ve vibrafonun en aykırı örnekleri arasında yer almasa da bu birliktelik geleneksel kulakların aşinalık kurabileceği bir çalışma değil kesinlikle.
Albümün, Corea ve Burton’un diğer bazı çalışmalarıyla birlikte tek bir çatı altında biraraya getirilerek yeniden basıldığını da belirtelim. ECM albümlerinin hepsinde gördüğümüz o nefis albüm tasarımı, bu billûrun mahfazası niteliğinde.
Tavsiye Et
Yanda Crystal Silence adlı ortak albümlerini tanıttığım müzisyenlere biraz daha yakın plandan bakmaya ne dersiniz?
Chick Corea, caz piyanistlerinin önde gelenlerinden... 12 Temmuz 1941 doğumlu müzisyen, biraz da Amerikalılığının etkisiyle müziğin Oscar’ı Grammy’yi defalarca kucaklamış. Kuşkusuz bunda yetiştiği ocağın da etkisi var: Miles Davis. Cazın bu dahi isminin müzik dünyasına kazandırdığı nice isimden biri de Chick Corea. 1970 tarihli meşhur Bitches Brew albümünde tuşluların ardında Chick Corea yer almaktadır. Peki halefi kim? Bir başka dev isim: Herbie Hancock.
Chick Corea, Miles Davis’in grubundan ayrıldıktan sonra, baba evinden ayrılan her yeni yetmenin karşılaştığı kaçınılmaz sorunla yüz yüze gelir: Arayış. Müzikal dünyada buna deneysellik diyoruz. Bu yıllarda Corea’yı avant-garde türde denemelerde ve solo albümlerde görüyoruz. Bu dönemin ürünü Circle isimli grup.
Ardından kendi rüşdünü ispat dönemi: Return To Forever. Corea, bu ismi taşıyan kendi grubuyla 1970’ler boyunca fusion türünde bir dizi albüm çıkarır. Kendisine eşlik edenler arasında basçı Stanley Clarke ve gitarist Al Di Meola gibi popüler caz dinleyicisinin aşina olduğu isimler var. Peki aynı dönemde rakipleri kimler? Weather Report ve Mahavishnu Orchestra. Bu dönem albümleri, öncekilere göre daha az özgündür. Bunda Corea’nın o yıllarda hemen hemen bütün ünlü isimlerin kenarından köşesinden bulaştığı Scientology tarikatının etkisi var mıdır, bilinmez.
Olgunluğa Doğru
1980 ve 1990’lar boyunca Corea, Chick Corea Elektric Band ve Chick Corea Akoustic Band gibi grup çalışmalarına ağırlık verir. Aynı zamanda klasik müzik düzenlemelerine yer verdiği albümler yapar. Bu dönem, Corea’nın diğer caz müzisyenleriyle birlikte kaydettiği albümler dönemidir. Bu süreç, pek çok ödülü ve kendine ait bir plak şirketi kurmayı da beraberinde getirir.
Corea’nın müzikal gelişimi, caz fusion’la başlamış, deneysel çalışmalarla devam etmiş, nihayet pop denebilecek ürünlerle de “zirve”ye ulaşmıştır. Bu süreç içerisinde kuşkusuz hayli özgün çalışmalar da var. İşte Crystal Silence da bunlardan biri.
Gary Burton 23 Ocak 1943 doğumlu. Mesai arkadaşı gibi o da Amerikalı. Çalgısı vibrafon. Her ne kadar piyano, saksafon, trompet ve gitar gibi caz müziğinin gözde çalgıları arasında yer almasa da kendine özgü tınısıyla bu müziğe ayrı bir renk katmakta. Caz müziği çalgıları ailesinin bu müstesna üyesinin günümüzdeki önemli temsilcilerden birisi Gary Burton.
Gary Burton, Chick Corea gibi uzun soluklu bir kariyere sahip değil ama. Bunda müziğin pratiğinden çok teorisine önem vermesinin rolü büyük. Nitekim 1960-1961 tarihleri arasında öğrenim gördüğü Amerika’nın bir numaralı müzik okulu Berklee Müzik Koleji’nin daha sonra en önemli hocalarından olur. Sadece hoca da değil, dekan ve nihayet başkan. Bunların yanısıra radyo programcılığı da…
Tam Bağımsız Çalgıcı
Gary Burton’ın müzikal serüveni 1960’ların ilk yarısında başlıyor. İlk hocası Stan Getz. Fakat kısa sürede bağımsızlığını ilân ediyor. Ekibi hayli güçlü: Gitarist Larry Coryell, davulcu Ron Haynes ve basçı Steve Swallow. Her biri kendi alanında usta. Yaptıkları müzik, tabii ki caz fusion.
Larry Coryell’in kısa bir süre sonra ayrılmasına karşın Burton, grubunda her zaman caz dünyasının en iyi gitaristlerini bulundurur. Örneğin: Mick Goodrick, Pat Matheny ve John Scofield. Bu parlak başlangıca ve güçlü ekibe karşın yer yer popüler türlere göz kırpmadan da edemez. Nitekim bu eğilimi kendisine defalarca Grammy Ödülü kazandırır.
Tavsiye Et