ULUS-devletlerin iletişim şekillerinden biri olarak da tanımlanabilen terör karşı tarafı tamamen yok etmeyi amaçlamaz. Terörün amacı insanlar ve hükümetler üzerinde dramatik psikolojik etkiler oluşturmaktır. Böylece oluşturulan korkuyla mesaj verilmek istenen hükümetin davranış ve politikalarında değişikliğe gitmesi amaçlanmaktadır. Terörden farklı olarak gerilla savaşında hedef, karşı tarafın askerleridir. Terör eylemlerinde ise siviller, devlet memurları gibi savaşmayan gruplar hedef alınmaktadır.
Terör eylemlerini gerçekleştirenlerin amacı hedef aldıkları hükümetin, vatandaşlarını koruyamayacak kadar zayıf ve beceriksiz olduğunu göstermektir. Devletlerin bu terör örgütlerine verecekleri tepkiler de bu örgütlerin birer propaganda malzemesi haline dönüşebilir. Bu tür eylemlere karşı verilecek tepkilerin dozu iyi ayarlanamaz ve ölçüsüz bir tepki verilirse bunu gerçekleştiren hükümete yöneltilecek eleştiriler de terör örgütünün işine yarayacaktır. Terör örgütüne destek veren toplum kesimlerine uygulanacak baskılar da sıradan vatandaşları devletten soğutarak terör örgütünün amaçlarına hizmet edecektir.
Terörist örgütler bir siyasi amaca hizmet etmek için eylem yaparlar. Bu amaçlar herhangi bir ülke içerisindeki belirli bir bölgenin bağımsızlığı, devletin veya hükümetin yapısının değiştirilmesi, hükümetin uyguladığı politikaların (etnik, kültürel, ekonomik) değiştirilmesi vb. olabilir. Bu ve benzeri amaçları gerçekleştirmeye çalışan PKK, ETA, IRA en çok bilinen terör örgütleri arasında sayılabilecek birkaç örnektir.
Devlet Terörü
Bazı durumlarda devletler de terör uygular. Devletler de kendi kontrolü altındaki insanlara karşı korku salarak gücünü artırmaya çalışır. Devletlerin bu amaca yönelik olarak gerçekleştirdikleri eylemlerde kullandıkları taktikler ise; sınır dışı etme, sürgüne gönderme, işkence, keyfi tutuklamalar, faili meçhul cinayetler, bazı vatandaşların diğerlerine karşı işledikleri suçlara göz yumma gibi uygulamalar olabilir. Fransız Devrimi sonrasında 1793-1794 yıllarında iç muhalefete kaşı uygulanan terör, 1930’lu yıllarda Stalin’in muhaliflerini toplu sürgün etme kararı ve İkinci Dünya Savaşı sırasındaki bazı uygulamalar bu konuda en bilinen örneklerdir.
Devletlerin kendi vatandaşlarına karşı uyguladıkları terörden başka bir de uluslararası alanda etkili olan ‘devlet destekli terör’ vardır. Burada devletlerin kendileri veya destekledikleri terörist gruplar, uluslararası terörist faaliyetler gerçekleştirir. Bu faaliyetlerde amaç diğer devletlerin güçlerini ve kontrollerini, onlara zarar vererek veya onları küçük düşürerek azaltmaktır. Burada devletler; terör gruplarına silah vererek, sığınma ve barınma imkanı sağlayarak, maddi destek vererek veya eğitimlerinde katkıda bulunarak onları kullanmaya çalışır. Bu, bazı durumlarda açıkça ilan edilmemiş bir savaş yürütmekten farksızdır.
Yeni Dönem-Yeni Savaş
Soğuk Savaş sırasında iki kutuplu rekabet olanca hızıyla devam ederken yüzeydeki büyük mücadelenin yanında alttan alta başka bir mücadele daha vardı. Her iki kutup karşı kutuptaki ülkelerin rejimlerini zayıflatmak için o rejimlere karşı mücadele veren gruplara destek veriyordu. Doğrudan bir savaşın getireceği yıkımdan kaçmak ve daha uzun vadede karşı tarafı zayıf düşürerek amacına ulaşmak için terörist faaliyetler kullanıldı. Bu anlamda Afrika ve Güney Amerika’daki ülkelerde ABD ve SSCB, kendi sistemlerine uygun yönetimlerin kurulabilmesi için mücadele eden farklı grupları hükümetlere karşı desteklediler.
Günümüzde konvansiyonel tehdit algılamalarının değiştiği ve büyük çaplı savaşların yerini bölgesel çatışmaların ve terör tehdidinin aldığı genel kabul gören bir gerçektir. Bu yeni ortamda devletler, rakip devletlerin politikalarına zarar vermek ve onları güç duruma düşürmek için doğrudan silahlı mücadele yerine o ülkelere karşı faliyet gösteren terör örgütlerini destekleme yoluna daha fazla başvurmaktadır. Yine bazı devletler ve kurumlar terör örgütü listeleri hazırlamakta ve bu listede yer alan örgütlerin faaliyetlerini engellemeye çalışmaktadır. Söz gelimi AB’nin hazırladığı terör örgütleri listesine terörist kabul ettiği örgütleri sokmak Türkiye için önemli bir dış politika hedefi haline gelmektedir. Benzer şekilde ABD de terör örgütleri listesi hazırladığı gibi bazı devletleri de teröre destek veren ülkeler olarak nitelemekte ve bu ülkelere karşı müeyyideler uygulamaktadır.
Soğuk Savaş sonrası küreselleşen dünyada ortaya çıkan şartlar yeni terör örgütlerini ve yeni taktikleri gündeme getirmiştir. Bu yeni terör örgütleri herhangi bir siyasi entiteye veya belirli bir toprak parçasına bağlılık hissetmedikleri gibi, belirli bir toprak parçasının bağımsızlığı için de mücadele etmemektedirler. Küreselleşen dünyada, mensupları herhangi bir devletin vatandaşları ile sınırlı olmayan bu örgütler transnasyonel faaliyetlerini sürdürmek için iletişim imkanlarını ve finansal ilişkileri çok iyi şekilde kullanmaktadırlar. Bu yeni transnasyonel örgütlerin en bilinen örneği el-Kaide örgütüdür.
Terör, gerçekleştirmek istedikleri amaçlara ulaşmak için yeterli kaynaklardan yoksun ve rakiplerinin gücü ile mukayese edildiğinde zayıf olan grupların başvurdukları bir yöntemdir. Karşılarındaki hükümete karşı doğrudan askeri bir tehdit oluşturamayan gruplar terör yöntemlerine başvurur. Hükümetler de doğrudan silahlı mücadeleye girmek istemedikleri devletlere karşı terör eylemlerini desteklemekteler. Kullanılan araçlar farklılıklar gösterse de, her bir terör eyleminin belirli bir siyasi amaca hizmet etmek için gerçekleştirildiği unutulmamalıdır.
Paylaş
Tavsiye Et