Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Dünya Siyaset
Ortadoğu fay hattında Türkiye
Ömer Bulut
BUN­DAN 10 yıl ön­ce, Ekim 1998’de Tür­ki­ye-Su­ri­ye iliş­ki­le­rin­de­ki ge­ri­lim, te­rör ör­gü­tü PKK’nın li­de­ri Ab­dul­lah Öca­lan’ın Su­ri­ye’nin baş­ken­ti Şam’da ya­şı­yor ol­ma­sı ne­de­niy­le iyi­ce tır­man­mış­tı. Tür­ki­ye’nin Su­ri­ye’ye kar­şı ka­rar­lı tu­tu­mu, Öca­lan’ın Su­ri­ye’den ay­rıl­ma­sıy­la baş­la­yıp Tür­ki­ye’ye tes­lim edil­me­siy­le son­la­nan bir sü­re­ci te­tik­li­yor­du. 10 yıl son­ra, Ey­lül 2008’de böl­ge so­run­la­rı­nı ko­nuş­mak için Şam’da bir ara­ya ge­len Arap Birliği Dö­nem Baş­ka­nı Su­ri­ye, AB Dö­nem Baş­ka­nı Fran­sa, Kör­fez Ül­ke­le­ri İş­bir­li­ği Konseyi Baş­ka­nı Ka­tar ve Tür­ki­ye li­der­le­ri ise bam­baş­ka bir man­za­ra su­nu­yor­lar­dı. Fran­sa Cum­hur­baş­ka­nı Ni­co­las Sar­kozy, İs­ra­il ile Su­ri­ye ara­sın­da­ki mü­za­ke­re­le­rin baş­la­ma­sı için gös­ter­di­ği ça­ba­dan do­la­yı Av­ru­pa’nın Tür­ki­ye’ye min­net­tar ol­du­ğu­nu söy­lü­yor­du. Pe­ki ama bu nok­ta­ya na­sıl ge­lin­di?
1 Mart Tez­ke­re­si, Tür­ki­ye’nin böl­ge ile iliş­ki­le­rin­de tar­tış­ma­sız dö­nüm nok­ta­sıy­dı. ABD’nin Tür­ki­ye top­rak­la­rı üze­rin­den Irak’a ikinci cephe açmasını ön­gö­ren tez­ke­re 1 Mart 2003’te Mec­lis’ten dön­dü­ğün­de, kim­se bu ola­yın Tür­ki­ye’ye Or­ta­do­ğu’da ye­ni ka­pı­lar aça­ca­ğı­nı tah­min et­me­miş­ti. An­cak tez­ke­renin red­di, İs­ra­il ve Ba­tı ile iliş­ki­le­ri yü­zün­den eleş­ti­ri­len Tür­ki­ye’nin Arap­la­rın zih­nin­de­ki ima­jı­nı bir an­da de­ğiş­tir­di. Türk­ler, Ya­hu­di­le­re Fi­lis­tin’den top­rak ver­me­yen 2. Ab­dül­ha­mid’den son­ra bir kez da­ha Arap­la­rın gö­zün­de kah­ra­man­la­şı­yor­du.
ABD’nin sert iti­raz­la­rı­na rağ­men 23 Ocak 2003’te İs­tan­bul’da dü­zen­le­nen Irak’a Kom­şu Ül­ke­ler Zir­ve­si, Ku­veyt ha­riç Irak’a kom­şu bü­tün ül­ke­le­rin dı­şiş­le­ri ba­kan­la­rı­nın bir ara­ya getirdi ve bu toplantılar ku­rum­sal­laşarak böl­ge­ye açı­lım sağ­la­dı. Müt­te­fik­le­ri­nin Su­ri­ye ve İran’la ay­nı ma­sa­ya otur­ma­sı Washington’ı ön­ce kız­dır­dıy­sa da Irak’ta kö­tü­le­şen du­rum bu top­lan­tı­la­rı ABD için de önem­li ha­le ge­tir­di. Tür­ki­ye’nin ça­ba­sıy­la or­ta­ya çı­kan zir­ve, böl­ge gü­ven­li­ği ve di­ya­lo­ğu açı­sın­dan ulus­la­ra­ra­sı are­na­da önem­li bir boş­luğu dol­dur­du.
Fi­lis­tin’de Ocak 2006 se­çim­le­rin­de za­fer ka­za­nan Ha­mas’ın Su­ri­ye’de ya­şa­yan sür­gün­de­ki li­de­ri Ha­lid Me­şal’in Tür­ki­ye’ye AKP’nin da­vet­li­si ola­rak gel­me­si, yi­ne Arap­lar nez­din­de Tür­ki­ye’ye iti­bar ka­zan­dır­dı. Tür­ki­ye bu tav­rıy­la, İs­ra­il ve ABD ta­ra­fın­dan terör ör­gü­tü ola­rak ta­nı­nan ve se­çim­ler­den son­ra Ba­tı’nın boy­ko­tuy­la kar­şı kar­şı­ya ka­lan Ha­mas’ın dış­lan­ma­ma­sı ge­rek­ti­ği me­sa­jı­nı ve­rdi.
Tür­ki­ye’nin di­ya­log ça­ba­sı ve Or­ta­do­ğu’da­ki yıl­lan­mış so­run­la­rın çö­zü­mün­de ini­si­ya­tif al­ma gi­ri­şi­mi, İs­ra­il-Su­ri­ye iliş­ki­le­rin­de de ken­di­ni gös­ter­di. Tür­ki­ye, iki ül­ke he­yet­le­ri­ni İs­tan­bul’da şim­di­ye ka­dar ay­rı ay­rı dört de­fa din­le­ye­rek İs­ra­il’in iş­ga­lin­de­ki Su­ri­ye top­rak­la­rı olan Go­lan Te­pe­le­ri me­se­le­sin­de ara­bul­ma­ya ça­lış­tı. Tür­ki­ye’nin bu gi­ri­şi­mi bü­tün dün­ya­dan tak­dir al­dı­ğı gi­bi çö­züm yö­nün­de de önem­li adım­lar atıl­ma­sı­na ve­si­le ol­du. Gö­rüş­me­ler hâ­lâ de­vam edi­yor.
Cum­hur­baş­ka­nı Mah­mud Ah­ma­di­ne­jad’ın Ağus­tos’ta ger­çek­le­şen İs­tan­bul zi­ya­re­tiy­le İran ko­nu­sun­da her tür­lü di­ya­lo­ğa ha­zır ol­du­ğu­nu gös­te­ren Tür­ki­ye, Ba­tı ile İran ara­sın­da­ki an­laş­maz­lık­la­rın çö­zü­mün­de de ara­bu­lu­cu­luk ya­pa­bi­le­ce­ği­nin al­tı­nı çiz­di. Her ne ka­dar zi­ya­ret, Ah­me­di­ne­jad’ın ba­sın top­lan­tı­la­rı ve Cu­ma na­ma­zı ile ola­yı si­ya­si bir şov ha­li­ne ge­tir­me­ye ça­lış­ma­sı­nın göl­ge­sin­de kal­sa da, Tür­ki­ye’nin bu ko­nu­da­ki sa­mi­mi­ye­ti­ni or­ta­ya ko­yu­yor­du.
 
Tür­ki­ye’nin Or­ta­do­ğu Po­li­ti­ka­sın­da Ne­ler De­ğiş­ti?
Yıl­lar bo­yun­ca Or­ta­do­ğu’da­ki ge­liş­me­le­re uzak duran Tür­ki­ye’ye ne ol­muş­tu? Tür­ki­ye’nin Or­ta­do­ğu’da ini­si­ya­tif al­ma­sı bi­linç­li bir ça­ba mıy­dı, yok­sa sü­reç mi Tür­ki­ye’yi bu nok­ta­ya ge­tir­miş­ti? Se­be­bi ne olur­sa ol­sun, Tür­ki­ye’nin sü­re­ci çok iyi yö­net­ti­ği­ni gö­rü­yo­ruz. An­ka­ra, tez­ke­re son­ra­sı Or­ta­do­ğu halk­la­rı­nın Tür­ki­ye’ye müs­pet ba­kı­şı­nı doğ­ru kul­lan­dı ve ye­rin­de adım­lar at­tı. Böl­ge­de­ki hiç­bir kut­bun (Ame­ri­ka-İs­ra­il-İran-Sün­ni blok) dü­men su­yu­na gir­me­ye­rek ta­raf­sız kal­dı. Böy­le­ce hem böl­ge ba­rı­şı­nı hem de ken­di çı­kar­la­rı­nı ko­ru­muş ol­du. Zi­ra böl­ge­de­ki hiç­bir ku­tup Tür­ki­ye’yi göz­den çı­ka­ra­maz­dı. Her ha­lü­kar­da Tür­ki­ye ile iyi iliş­ki­ler kur­mak zo­run­day­dı­lar. Tür­ki­ye’nin bu film­de baş­rolü kap­ma­sı­nı sağ­la­yan hu­sus­lar şöy­le özet­le­ne­bi­lir:
Her şey­den ön­ce Türk dış po­li­ti­ka­sın­da bir zih­ni­yet dev­ri­mi ya­şa­nı­yor. Bu­gü­ne ka­dar “Or­ta As­ya” di­ye­ni fa­şist, “Rus­ya” di­ye­ni ko­mü­nist, “Or­ta­do­ğu” di­ye­ni İs­lam­cı ola­rak yaf­ta­la­yan kor­ku dev­le­ti ka­buk­la­rı­nı kı­rı­yor. Kor­ku ve so­run­la­rıy­la yüz­le­şip çö­züm yo­lu­na gi­di­yor. Her ne ka­dar Tür­ki­ye, İn­gi­liz­le­rin yaz­dı­ğı Arap ta­rih ki­tap­la­rın­da sö­mür­ge­ci bir ül­ke ola­rak anıl­sa da Türk­ler ile Arap­lar ara­sın­da­ki ta­ri­hî, si­ya­si, kül­tü­rel ve ma­ne­vi bağ­lar halk­la­rı bir­bi­ri­ne ya­kın­laş­tır­ma­ya ye­ti­yor.
Tür­ki­ye’nin sı­nır­la­rı­nı ve top­rak­la­rı­nı hiç­bir şe­kil­de ge­niş­let­me plan­la­rı bu­lun­ma­ma­sı ve bu­nu sa­mi­mi ola­rak yan­sıt­ma­sı da, Tür­ki­ye’ye olum­lu ba­kı­şı güç­len­di­ren et­ken­ler­den. Beş yıl ön­ce­si­ne ka­dar Su­ri­ye’nin Ha­tay’ı ken­di top­rak­la­rı ara­sın­da gös­ter­di­ği­ni ha­tır­lar­sak Tür­ki­ye’nin bu ça­ba­sı dik­kat çe­ki­ci­dir. 1 Mart Tez­ke­re­si sı­ra­sın­da Arap­lar, NA­TO üye­si Tür­ki­ye’den hiç bek­le­me­dik­le­ri bir ce­sa­ret gör­dü­ler. Mil­yar­lar­ca do­lar des­te­ği eli­nin ter­siy­le itip “Arap­lar için ABD’ye ka­fa tu­tan” Tür­ki­ye, böl­ge­de ör­nek ül­ke ha­li­ne gel­di. Oy­sa Tür­ki­ye o gü­ne ka­dar su po­li­ti­ka­la­rıy­la Irak ve Su­ri­ye’yi ce­za­lan­dı­ran bir Arap düş­ma­nı ola­rak an­la­tı­lı­yor­du.
ABD’nin böl­ge­de İran’ın et­ki­si­ni kır­mak ve yal­nız­laş­tır­mak ama­cıy­la des­tek­le­di­ği Suu­di Ara­bis­tan, Mı­sır, Ür­dün ve Pa­kis­tan’dan olu­şan Sün­ni blok ta­ra­fın­dan ya­pı­lan “Gel ba­şı­mı­za geç, Şii İran’a kar­şı Sün­ni cep­he oluş­tu­ra­lım” tek­li­fi­ni ke­sin bir dil­le red­de­dip ta­raf ol­ma­ya­ca­ğı­nı ak­tar­ma­sı, Tür­ki­ye’yi öne çı­ka­ran bir di­ğer ge­liş­mey­di. O dö­nem­de Tür­ki­ye’yi sık sık zi­ya­ret eden Suu­di Ara­bis­tan’a An­ka­ra, “So­run­lar di­ya­log­la çö­zül­me­li” me­sa­jı­nı ve­ri­yor­du. Son­ra­ki sü­reç­te Tür­ki­ye’nin Su­ri­ye ve İran ile ay­nı fo­toğ­raf ka­re­sin­de faz­la gö­rül­me­si, Mı­sır ve Suu­di Ara­bis­tan’ı ra­hat­sız et­me­ye baş­la­dıy­sa da, bu­nun far­kın­da olan An­ka­ra ön­lem al­mak­ta ge­cik­me­di. Geç­ti­ği­miz gün­ler­de Mı­sır Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı Ebul Geyt’i Tür­ki­ye’ye da­vet ede­rek bu ül­ke­nin ra­hat­sız­lı­ğı­nı gi­der­me­ye ça­lış­tı.
Bü­tün bu sü­reç Tür­ki­ye’nin Or­ta­do­ğu’ya, Or­ta­do­ğu’nun da Tür­ki­ye’ye olan ba­kış açı­sı­nın de­ğiş­ti­ği­ni gös­te­riyor. Tür­ki­ye böl­ge­ye ye­ni ve fark­lı bir viz­yon su­nu­yor. Kim­se­nin ha­mi­li­ği­ne, ağa­bey­li­ği­ne ya da et­ki­si­ne gir­me­den “böl­ge­sel or­tak çı­kar” si­ya­se­tiy­le iş­bir­li­ğin­de bu­lun­ma­yı öne­ri­yor. Or­ta­do­ğu’nun et­nik, di­nî, mil­li ve mez­hep­sel fay hat­la­rın­da ge­zi­ne­rek, or­tak çı­kar­la­rın tüm böl­ge­ye ba­rış ve gü­ven­lik sağ­la­ya­ca­ğı­nı an­la­tı­yor. Çün­kü bu böl­ge­nin so­run­la­rı­nı biz böl­ge halk­la­rı olarak çöz­mez­sek de­ni­za­şı­rı ül­ke­ler­den çöz­me­ye(!) ge­le­cek­le­ri­ni bi­li­yor. Ve en önem­li­si Tür­ki­ye çö­zü­mü, kül­tü­rel, di­nî ve ta­ri­hî ar­ka pla­nın kul­la­nıl­dı­ğı bir nok­ta­da ara­mı­yor. Zi­ra bu­gü­nün dün­ya­sın­da o nok­ta hep kör nok­ta ola­rak ka­lı­yor. Tür­ki­ye’nin ça­ba­sıy­la Or­ta­do­ğu bu­gün, her­ke­sin kar­deş ol­du­ğu, kim­se­nin ağa­bey­lik tas­la­ma­dı­ğı bir si­ya­se­te da­ha hüs­nü­ni­yet­le yak­la­şı­yor.

Paylaş Tavsiye Et
Yazara ait diğer yazılar