Kitap
Editör: Nazife Şişman
İstanbul: Klasik Yayınları, 2008
“Kadın” diyerek söze başlamak, hangi düşünsel arka plandan geliyor olursanız olun, netameli bir çaba. Bunun en önemli nedenlerinden biri, bilgiyi, insanı, toplumu kategorize etmeye ve “anlama” çabasını bu kategoriler üzerinden yürütmeye mütemayil bir modern bilim anlayışının mevcudiyeti. Söz konusu bilim anlayışı içerisinde cinsiyet, en önemli kategori kıstaslarının başında geliyor ve paradigmanın içerisinden konuştuğunuzda, verili kategorileri yadsımanız son derece güç oluyor. Hal böyle olunca kadına dair herhangi bir meselede yazan, çizen, düşünce üreten bir kadının, yanlı olmakla yahut cinsine ihanet etmekle, bir erkeğin ise empati kuramamakla yahut haddini aşmakla suçlanmasına sık sık şahit oluyoruz. Bu nedenle kadın ya da erkek kim için olursa olsun bu alana dair düşünce üretmek ve düşüncesini yüksek sesle dile getirmek cesaret, bundan da öte sabır, soğukkanlılık ve feraset gerektiren bir eylem haline dönüşüyor.
Bu meyanda geçtiğimiz günlerde Klasik Yayınları tarafından yayınlanan Harf Harf Kadınlar, muhakkak surette zikredilmesi gereken bir çalışma olarak karşımıza çıkıyor. Editörlüğünü Nazife Şişman’ın yaptığı ve birkaç yıldır devam eden bir atölye çalışmasının meyvesi olan eser, yazarlarının farklı ilgi alanları çerçevesinde kaleme alınmış dokuz makaleden oluşuyor: “Modernleşmenin Veçheleri ve ‘Kadın Sorunu’” bölümünde Z. Tuba Kor, Sevinç Alkan Özcan ve Hilal Turan; “Osmanlı Toplumunda Modernleşme ve ‘Kadınlık’” bölümünde Fatma Şensoy, Fatma Tunç Yaşar ve F. Samime İnceoğlu; “Varlık Tasavvuru, Kimlik ve Kadın” bölümünde ise Hümeyra Ağca, S. Zehra Kaya ve Aslıhan Akman’ın makaleleri yer alıyor.
Harf Harf Kadınlar, editörünün sözleriyle “Her şeyi kadın sorununa indirgeyen cinsiyetçi perspektiften de; her şeyi İslam’ın kadınla sorunlu olduğu noktasından gören oryantalist ve neo-oryantalist perspektiften de; ‘İslam kadınlara haklarını vermiştir’ deyip çağdaş problemleri görmezden gelen sığ perspektiften de azade, hem şümullü hem de içeriden bir bakış geliştirmek” arayışında olan ufuk açıcı bir çalışma. /Fatmanur Altun
Tavsiye Et
Editör: Mustafa Bıyıklı
İstanbul: Kubbealtı Yayınları, 2008
Hassas dengelere dayanan ve bir devletin belki de en ustalıklı biçimde yönetilmesi gereken alanlarının başında dış politika gelir. Dış politikada gösterilen bir zafiyet, ne kadar iyi idare edilirse edilsin dâhilî işleyişte de ciddi sıkıntıların baş göstermesine sebebiyet verecek önemli bir dinamiktir.
Dış politikada, kendi ülkelerinin çıkarlarını doğru tespit edebilen ve bu doğrultuda hamleler yapan devletlerin başarılı olduğu bir gerçektir. Bu anlamda, ülkelerin gerek kendi çıkarlarını tespit etmelerinin gerekse bunlara uygun gelecek projeksiyonlarını yapabilmelerinin, ülkelerinin diplomasi tarihine aşinalıkları ile yakından ilişkili olduğunu söylemek abartılı olmayacaktır.
Geçtiğimiz günlerde Gökkubbe Yayınları tarafından yayınlanan ve Türk Dış Politikası başlığını taşıyan edisyon çalışma, bu bağlamda önemli bir hizmet ifa etmeye aday olarak, Türk entelektüel yaşantısı ile buluştu. Editörlüğünü Dr. Mustafa Bıyıklı’nın yaptığı çalışmaya, alanlarında uzman pek çok önemli isim makaleleriyle katkı yapmış.
Çalışma Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi dış politikalarını ayrı ayrı ele alırken, zengin bir konu çeşitliliği ile okuyucuyu karşı karşıya getiriyor. Dört ciltten oluşan eser, yer yer boşluklar olmakla birlikte, kapsayıcı ve devamlılık içeren bir konu akışını da yakalamış.
Yalnızca dış politika tarihimizi öğrenmemiz için değil, güncel iç ve dış gelişmeleri anlamlandırmamız için de çok değerli malzemeler sunan, akademik kalitesi en üst seviyede bir çalışma. /Fatmanur Altun
Tavsiye Et
Cumhuriyet Türkiyesi’nde Bir Mesele Olarak İslam
İsmail Kara
İstanbul: Dergah Yayınları, 2008
Türkiye’de ister siyasal ister toplumsal isterse de ekonomik olsun, bütün meseleler dönüp dolaşıp bir noktada din olgusu ile kesişiyorlar. İçinde bulunduğumuz siyasal atmosferin çok belirgin bir biçimde tanıklık ettiği üzere siyasal içeriği en yoğun konulardan futbola kadar hemen her konu din eksenli bir tartışmanın odağı haline gelebiliyor. Durumun böyle olmasında, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş serencamı ve Cumhuriyet’in kurucu aklının refleksleri çok büyük rol oynuyor.
İsmail Kara’nın Dergah Yayınları’ndan çıkan Cumhuriyet Türkiyesi’nde Bir Mesele Olarak İslam adlı çalışması, bu reflekslerin anlaşılması ve Türkiye’de din-devlet ilişkisinin mahiyetinin ortaya konması sadedinde önemli bir katkı sağlıyor. Ulaştığı kaynakların çeşitliliği ve görsel malzemelerle de desteklenen içeriğiyle aktüel tartışmalara ışık tutabilecek önemli bir eser. /Fatmanur Altun
Tavsiye Et
Kürt Meselesi ile Yüzleşmek
Osman Güzelgöz
İstanbul: Timaş Yayınları, 2008
Osman Güzelgöz, 30 yılı aşkın bir süredir Güneydoğu meselesi ile ilgilenen, bölgeyi yakından tanıyan bir isim. Güzelgöz’ün geçtiğimiz günlerde Timaş Yayınları tarafından yayınlanan Kürt Meselesi ile Yüzleşmek adlı eseri, söz konusu mesele üzerine önemli tespit ve çözüm önerilerinin bulunduğu bir çalışma.
Sınırlar Zorlanırken Kapıları Açmak alt başlığını taşıyan çalışma, “samimi hürmet, ciddi merhamet, riyasız hizmet” anlayışının meselenin çözümünde kilit rol oynadığını belirttikten sonra “emniyetin tesisi, adaletin tesisi, cehaletin önlenmesi” konularında başarılı olunması gerektiğini ifade ediyor. Yazarın “3+3 formülü” adını verdiği bu yaklaşım eserin bel kemiğini oluşturuyor ve Türkiye’de Kürt meselesinin çözümünde rol alacak olanlara içeriden ve samimi bir katkı vaat ediyor. /Fatmanur Altun
Tavsiye Et
Orhan Pamuk’un Edebi Dünyası
Hazırlayanlar: Nüket Esen, Engin Kılıç
İstanbul: İletişim Yayınları, 2008
Adı çoğunlukla edebiyat dışı tartışmalara konu olan, neredeyse tümüyle bir politik hesaplaşma-restleşme malzemesi haline getirilen Yeni Hayat, Cevdet Bey ve Oğulları, Kara Kitap, Kar, Benim Adım Kırmızı gibi romanların sahibi Nobel ödüllü romancımız kimdir? Böylesi bir soru bundan yıllar sonra gelecek kuşaklara bu şekilde mi sorulacak bilemiyoruz; fakat bugün ironik bir biçimde sorulabilecek bir soru bu.
Orhan Pamuk, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi profesörlerinden Horace Engdahl’ın ifadesiyle “Doğu ve Batı kültürleriyle bağları sayesinde çağdaş romanın köklerini genişleten ve romanı Batılıların elinden alarak şimdiye kadar gördüğümüz romandan tamamen başka bir şeye dönüştüren” romancımız. İletişim Yayınları’nca 2008’in Nisan ayında basılan Orhan Pamuk’un Edebi Dünyası, yazarı kendi bağlamına çekmeyi, bir romancı olduğunu hatırlatmayı hedefleyen bir çalışma.
Nüket Esen ve Engin Kılıç tarafından derlenen bu kitabın temelleri, 14-15 Mayıs 2007 tarihinde yazara fahri doktora unvanı veren Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen “Orhan Pamuk” sempozyumunda atılmış. Aralarında Nüket Esen, Jale Parla, Sibel Irzık, Murat Gülsoy, Fatih Özgüven, Engin Kılıç, Erol Köroğlu gibi isimlerin de bulunduğu on sekiz makale sahibi, kimi zaman eserlerin bütününe yönelik argümanlarla kimi zaman da bir-iki esere odaklanarak kaleme almışlar bu yazılarını. Orhan Pamuk romanında temsil ve siyaset, şehrin suretleri, Orhan Pamuk hümanizmi, Pamuk’un romanlarında renklerin dili gibi tematik incelemelerden başka, yazım teknikleri hakkında tahlillerin, romanlardaki metinler arası göndermelerin ve zaman zaman da metinlerden yola çıkarak yazar hakkında biyografik okumaların yapıldığı makaleler, okura Orhan Pamuk okumalarını zenginleştiren önemli katkılar sağlıyor. /Ayşenur Gönen
Tavsiye Et
Türkiye’de İslamcılığın Kökleri Türkiye’de İslamcılık ve Özeleştiri
Hamza Türkmen
İstanbul: Ekin Yayınları, 2008
Seksenli yıllardaki tercüme hareketleriyle birlikte dilimize çevrilen Hint Alt Kıtası’ndan ve Ortadoğu’dan kimi yazarların çokça basılıp satılan eserleriyle birlikte ülkemize ihraç edilen bir kavram siyasal İslam ya da İslamcılık. Bu yazarların Türkiyeli takipçileri çoğu zaman demagojik söylemlerle ve kelime oyunlarıyla bu akımı farklı başlıklar altında dallandırıp budaklandırmaya çalışmışlarsa da en genel ifadesini ıslah hareketleri şeklinde bulan bu hareket, medya manipülasyonunun da katkısıyla terör çağrışımlı bir enformatik karmaşaya dönüştü zamanla.
Hamza Türkmen’in Haksöz dergisindeki İslamcılık konulu yazılarının derlenmesi ve Ekin Yayınları’nın basımıyla elimize ulaşan bu iki kitap, Türkiye’de İslamcılığın bugününü değerlendiren bir telif eser. Bu kitapların temel tezi, ideolojilerin bittiği iddiasının gündeme oturduğu şu günlerde Türkiye’deki İslamcılık tezinin muhasebesini yapmak, ideolojik söylemlerin ve bu söylemlerin sözcülerinin yaşadığı kırılmaları, bu kırılmaların sonuçlarını ve günümüzün sosyal ıslah hareketlerinin son durumunu ortaya koymak. Tüm zaaf ve kazanımlarıyla birlikte bu süre zarfında yaşananlara dair bir tecrübe aktarımında bulunan ve yapılan hatalardan tecrübî dersler çıkararak geleceğimizin yeniden inşası için bir adım atmayı hedefleyen bu iki eser, yeni iddialar ortaya sürmekten ziyade geçmiş tartışmalara ışık tutmayı hedefliyor. /Ayşenur Gönen
Tavsiye Et