Modern tarih bir anlamda Batılı öznenin doğayı nesneleştirmesinin tarihidir. Doğanın insanın terakki serüvenini teminat altına almak üzere sömürülecek bir nesne olarak kavranmaya başlanması, aynı zamanda modern siyasetin varoluş zeminini sağladı. Modern siyaset, kütlesel kıyım, yıkım ve tahribatı bünyesinde barındıran yeni tür savaşlara göre şekil aldı.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında Amerikan savaş makinesi Soğuk Savaş söylemini aracı kılarak tahribat gücü yüksek kitlesel imha silahları üretmeye koyuldu. Nükleer silahlar bu süreçte ortaya çıktı. Uluslararası korku siyasetinin bir parçası olarak kullanılmak istenen nükleer silahlar, Soğuk Savaş nihayete erdikten sonra da uluslararası çatışma söyleminin merkezinde yer aldı. Ne var ki, bugün nükleer silahların tartışmaya konu olması, bu silahlara sahip olma tekelinin paylaşılmak istenmemesi ile alakalı. Bu nedenle tartışma, nükleer silahlara sahip olduğu bilinen ülkeler üzerinden değil, nükleer silah üretme potansiyeli olan ülkeler üzerinden yapılıyor ve ABD, İran’ı bütün dünyanın önünde bu nedenle savaş tehdidiyle korkutuyor.
Bu ay dosyamızda nükleer silahları konu ediniyoruz. Talha Köse, 1945 sonrasında nükleer silahların uluslar arası politikada nasıl araçsallaştırıldığını gözler önüne serdiği yazısında, problemin ideolojik boyutuna dikkat çekiyor.
Sohbet Karbuz, nükleer silahların gelişim serencamını tartışmaya açıyor ve nükleer silahların gölgesindeki birinci evreyi ve bugün tanıklık ettiğimiz nükleer rönesansı vazıh bir şekilde işliyor.
İran merkezli nükleer tehdit algılamasının ideolojik boyutunu başarıyla ortaya koyan Berdal Aral’ın yazısını, İran’ın nükleer silah konusundaki yaklaşımlarını değerlendirmeye tabi tutan Hakkı Uygur’un yazısı izliyor.
Dosyanın son yazısında Orhan Gazigil, küresel bir güç olma arayışındaki Rusya’nın nükleer silah stratejisini masaya yatırıyor. Dosyada ayrıca arkadaşımız Z. Tuba Kor’un titizlikle hazırladığı nükleer silahlanma yarışının kronolojisini de bulabilirsiniz.
Silahlanma yarışı, daha güçlü Frankensteinlar üretme yarışından başka ne ki?
Paylaş
Tavsiye Et