Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (April 2007) > Dosya > Rusya’nın güvenlik garantisi: Nükleer üstünlük
Dosya
Rusya’nın güvenlik garantisi: Nükleer üstünlük
Orhan Gazigil
RUS­YA Dev­let Baş­ka­nı Vla­di­mir Pu­tin Mü­nih Gü­ven­lik Kon­fe­ran­sı’nda yap­tı­ğı ko­nuş­ma­yı şu söz­ler­le nok­ta­la­dı: “So­nuç ola­rak şun­la­rı be­lirt­mek is­ti­yo­rum. Biz­ler -ki­şi­sel ola­rak ben- çok sık bir bi­çim­de Av­ru­pa­lı or­tak­la­rı­mız­dan Rus­ya’nın dün­ya me­se­le­le­rin­de da­ha ak­tif rol al­ma­sı ge­rek­ti­ği yö­nün­de öne­ri­ler alı­yo­ruz. Bu­nun­la il­gi­li ola­rak kü­çük bir ha­tır­lat­ma ya­pa­yım. Bi­zi bu yön­de teş­vik et­me­ni­ze pek de ge­rek yok. Rus­ya bin yı­lı aş­kın ta­ri­he sa­hip bir ül­ke­dir ve her za­man ba­ğım­sız bir dış po­li­ti­ka iz­le­miş­tir. Bu ge­le­ne­ği bu­gün de de­ğiş­tir­me­ye­ce­ğiz.”
Pu­tin’in Mü­nih’te yap­tı­ğı ko­nuş­ma­nın en çok dik­kat­le­ri üze­ri­ne çe­ken ya­nı, ABD’nin dün­ya so­run­la­rı­nın çö­zü­mün­de tek ba­şı­na ha­re­ket et­me­si­nin ve tek mer­kez­li bir dün­ya sis­te­mi in­şa ça­ba­sı­nın Rus­ya ta­ra­fın­dan ka­bul edil­me­ye­ce­ği­ni ifa­de eden söz­le­riy­di. Bu söz­ler bir­çok tar­tış­ma­yı be­ra­be­rin­de ge­tir­di ve ye­ni bir “so­ğuk sa­vaş”ın ilan edil­di­ği­ni id­di­a eden­ler bi­le çık­tı. So­ğuk Sa­vaş yıl­la­rı­na ge­ri dön­mek bu­gün Rus­ya için söz ko­nu­su de­ğil el­bet­te. 1991 yı­lın­dan son­ra Rus­ya’da ya­pı­lan bü­tün re­form­lar ni­ha­ye­tin­de kü­re­sel sis­te­me da­hil ol­ma­yı ve bu sis­te­min ge­rek­tir­di­ği ko­şul­lar­da ya­şa­ma­yı, mü­ca­de­le et­me­yi he­def­le­yen bir prog­ra­ma da­ya­lıy­dı. Her ne ka­dar geç­ti­ği­miz bir­kaç yı­la ka­dar Rus­ya’nın bu ça­ba­la­rı, es­ki düş­man­la­rı ta­ra­fın­dan Rus­ya’nın et­ki­siz­leş­ti­ril­di­ği ve ye­ni­den bir kü­re­sel güç ol­ma id­di­ası­nın ar­tık va­rol­ma­dı­ğı gi­bi al­gı­lan­sa da özel­lik­le Pu­tin dö­ne­min­de yü­rü­tü­len bü­tün re­form ve prog­ram­lar Rus­ya’yı “ta­mir et­me” ve kü­re­sel dü­zen­de ye­ni­den ve da­ha güç­lü bir şek­li­de oyu­na sok­ma ar­zu­suy­la ya­pıl­mış­tı. Pu­tin’in ko­nuş­ma­sı­nın so­nun­da be­lirt­ti­ği bin yıl­lık ta­ri­he da­ya­lı “ba­ğım­sız dış po­li­ti­ka” vur­gu­su da bu­nun bir gös­ter­ge­siy­di. Bu ifa­de­ler­le Rus­ya’nın hiç­bir güç ek­se­ni­ne gir­me­den ken­di kü­re­sel po­li­ti­ka­sı­nı uy­gu­la­ya­ca­ğı­nı ifa­de et­miş olu­yor­du.
 
Sov­yet Mi­ra­sı
Rus Dev­let Baş­ka­nı’nın böy­le­si bir öz­gü­ven­le ül­ke­sin­den söz ede­bil­me­si­nin bir­çok ge­rek­çe­si var­dır el­bet­te. An­cak bun­la­rın en önem­li­le­rin­den bi­ri şüp­he­siz Sov­yet­ler Bir­li­ği’nden mi­ras ola­rak dev­ral­dı­ğı nük­le­er gü­cü­ne olan gü­ve­niy­di. Bu gü­cün bü­yük­lü­ğü, Sov­yet­ler Bir­li­ği’nin da­ğı­lı­şı­nı ta­kip eden ve Rus­ya’nın as­ke­rî, si­ya­si, sos­yal çö­kün­tü içe­ri­sin­de ol­du­ğu yıl­lar­da bi­le ken­di­si­ne yö­ne­le­bi­le­cek her­han­gi bir as­ke­rî teh­di­din önü­nü kes­miş ve bir gü­ven­lik ga­ran­ti­si ola­rak kal­ma­ya de­vam et­miş­tir.
İkin­ci Dün­ya Sa­va­şı yıl­la­rın­da baş­la­yan nük­le­er si­lah ya­pım ça­lış­ma­la­rı 1949 yı­lın­da ilk Sov­yet atom bom­ba­sı­nın de­nen­me­siy­le ba­şa­rı­ya ulaş­tı ve So­ğuk Sa­vaş yıl­la­rı bo­yun­ca ar­ta­rak yü­rü­tü­len ça­lış­ma­lar so­nu­cun­da Rus­ya dün­ya­nın bel­ki de en çok nük­le­er si­la­ha sa­hip ül­ke­si ko­nu­mu­na yük­sel­di. Bel­ki de di­yo­ruz; çün­kü Rus­ya’nın nük­le­er si­lah var­lı­ğı, SSCB son­ra­sı or­ta­ya çı­kar­tı­la­ma­yan en bü­yük as­ke­rî sır­rı ola­rak kal­ma­ya de­vam edi­yor. Her ne ka­dar 9.000 ile 18.000 ara­sın­da çe­şit­li ra­kam­lar te­laf­fuz edil­se de bu ra­kam­la­rın ger­çek­ler­den uzak ol­du­ğu ve asıl sa­yı­nın bi­lin­me­di­ği unu­tul­ma­ma­lı.
Rus­ya’da nük­le­er si­lah ça­lış­ma­la­rı­nın ta­ri­hi, İkin­ci Dün­ya Sa­va­şı’nı en kı­sa yol­dan bi­tir­mek için çok güç­lü bir si­lah ara­yı­şı­nın ya­şan­dı­ğı dö­nem­ler­de baş­la­dı. Sta­lin’in ko­nuy­la özel ola­rak il­gi­len­di­ği ve Rus is­tih­ba­rat ser­vis­le­ri­nin nük­le­er ça­lış­ma­lar­la il­gi­li fa­ali­yet­ler yü­rü­ten ül­ke­ler­den bin­ler­ce say­fa­lık bel­ge­le­ri Mos­ko­va’ya ulaş­tır­dı­ğı bi­li­ni­yor. Sa­de­ce 1943-45 yıl­la­rı ara­sın­da, Rus is­tih­ba­rat bi­rim­le­ri­nin yurt­dı­şın­da (özel­lik­le de ABD’de) çok giz­li ko­şul­lar­da yü­rü­tül­mek­te olan atom ça­lış­ma­la­rı ile il­gi­li on bin­ler­ce bel­ge­yi ele ge­çir­dik­le­ri­ni söy­le­ye­bi­li­riz. 1946-49 yıl­la­rı ara­sın­da ise biz­zat Sov­yet bi­lim adam­la­rı atom ça­lış­ma­la­rı için özel la­bo­ra­tu­ar­lar oluş­tur­ma­ya baş­la­dı. Bu la­bo­ra­tu­var­lar­da sa­vaş so­nun­da esir alı­nan Al­man nük­le­er fi­zik­çi­le­rin bil­gi­le­rin­den de fay­da­la­nıl­dı.
Rus­lar ilk de­ne­me­le­ri­ni yap­tık­la­rın­da ABD’nin elin­de 100 Rus şeh­ri­ni yok ede­bi­le­cek ka­dar nük­le­er cep­ha­ne var­dı. Yüz­yı­lın so­nu­na ge­lin­di­ğin­de ise Rus­ya nük­le­er si­lah­lar ko­nu­sun­da bü­tün ra­kip­le­ri­ni ge­ri­de bı­rak­ma­yı ba­şar­dı. Rus­ya hem nük­le­er bom­ba ve fü­ze baş­lık­la­rı­nın hem de bu bom­ba­la­rı ta­şı­mak için özel ola­rak ta­sar­lan­mış uçak­la­rın sa­yı­sı ba­kı­mın­dan üs­tün­lü­ğü­nü bu­gün bi­le ko­ru­ma­ya de­vam edi­yor.
 
Ham­mad­de De­po­su Or­ta As­ya
Or­ta As­ya, SSCB dö­ne­min­de nük­le­er ça­lış­ma­lar için ge­rek­li olan uran­yu­mun te­min edi­le­bi­le­ce­ği bir böl­ge ola­rak gö­rü­lü­yor­du. Özel­lik­le Ka­za­kis­tan ve Öz­be­kis­tan uran­yum açı­sın­dan zen­gin ül­ke­ler­di ve yü­rü­tü­len nük­le­er ça­lış­ma­lar­da bu kay­nak­lar­dan ya­rar­la­nı­lı­yor­du. Uran­yum zen­gin­leş­tir­mek için ge­rek­li te­sis­ler Or­ta As­ya’da da ku­rul­muş ve bu te­sis­ler­de el­de edi­len uran­yum, bom­ba ima­la­tın­da ve nük­le­er ener­ji san­tral­le­rin­de kul­la­nıl­mış­tı. SSCB’nin da­ğıl­ma­sı­nın ar­dın­dan bu ül­ke­ler­de bu­lu­nan nük­le­er te­sis­ler ulus­la­ra­ra­sı an­laş­ma­lar­la or­ta­dan kal­dı­rıl­dı ve Or­ta As­ya bu­gün “nük­le­er mad­de­ler­den arın­dı­rıl­mış böl­ge” ilan edil­di.
Or­ta As­ya ül­ke­le­ri her ne ka­dar bu­gün ken­di baş­la­rı­na nük­le­er ça­lış­ma­lar yü­rüt­me­se­ler de sa­hip ol­duk­la­rı uran­yum, nük­le­er alan­da fa­ali­yet gös­te­ren ül­ke­le­rin özel­lik­le de Rus­ya’nın ça­lış­ma­la­rı için hâ­lâ önem­li bir kay­nak ola­rak var­lı­ğı­nı sür­dü­rü­yor. Son dö­nem­de Rus­ya’nın, böl­ge­de ye­ni­den et­kin bir güç ola­rak sah­ne­ye çık­ma­sı­na pa­ra­lel bir bi­çim­de, nük­le­er iş­bir­li­ği an­laş­ma­la­rıy­la uran­yum kay­nak­la­rı üze­rin­de söz sa­hi­bi ol­ma­ya ça­lış­tı­ğı bi­li­ni­yor. Rus nük­le­er san­tral­le­ri sü­rek­li ye­ni­len­me­si ge­re­ken uran­yum kay­nak­la­rı­na ih­ti­yaç du­yu­yor ve Or­ta As­ya dün ol­du­ğu gi­bi bu­gün de bu san­tral­le­rin ham­mad­de­si­nin te­min edil­me­si için önem arz edi­yor.
 
İm­pa­ra­tor­luk İçin Nük­le­er Güç
Rus­ya’nın nük­le­er gü­cü, im­pa­ra­tor­luk mi­ra­sı ola­rak gö­rü­lü­yor ve Rus­ya’nın ye­ni­den kü­re­sel dü­ze­nin bü­yük oyun­cu­su ola­rak ta­rih sah­ne­si­ne çık­ma­sı­nın ve je­opo­li­tik mü­ca­de­le­si­nin en önem­li ga­ran­ti­si ola­rak al­gı­la­nı­yor. Son gün­ler­de ABD ile Rus­ya ara­sın­da­ki ger­gin­li­ği ar­tı­rı­cı açık­la­ma­lar, as­lın­da So­ğuk Sa­vaş’ın bi­ti­miy­le be­ra­ber çö­züm­süz ka­lan bir­çok so­ru­nun her iki ta­raf için de prob­lem oluş­tur­ma­ya baş­la­dı­ğı­nın ve ye­ni bir iliş­ki bi­çi­mi­nin ge­liş­ti­ril­me­si ge­rek­ti­ği­nin işa­ret­le­ri­dir. Rus­ya’nın böy­le bir or­tam­da da­ha faz­la güç­len­mek ve özel­lik­le NA­TO’nun ge­niş­le­me fa­ali­yet­le­ri ve ABD’nin fü­ze kal­ka­nı pro­je­si­ne kar­şı bir­ta­kım ön­lem­ler al­mak için nük­le­er si­lah­lan­ma fa­ali­yet­le­ri­ne da­ha faz­la önem ver­me­si ge­rek­ti­ği ve ye­ni tek­no­lo­ji­ler­le bu alan­da üs­tün­lü­ğü el­den bı­rak­ma­ma­sı­nın zo­run­lu ol­du­ğu, bu­gün Rus je­opo­li­tik­çi­le­ri ta­ra­fın­dan sık­ça di­le ge­ti­ri­li­yor. Rus­ya’da im­pa­ra­tor­luk stra­te­ji­le­ri­nin her ge­çen gün da­ha faz­la ta­raf­tar bul­du­ğu­nu ve bu stra­te­ji­le­rin dev­let ta­ra­fın­dan da ka­bul gör­dü­ğü­nü göz önü­ne al­dı­ğı­mız­da Rus­ya’nın nük­le­er gü­cü­nü ar­tır­mak için ça­lış­ma­la­ra de­vam ede­ce­ği­ni be­lirt­mek ke­ha­net ol­maz.

Paylaş Tavsiye Et
Yazara ait diğer yazılar
Orhan Gazigil