Son altı çeyrekte %3’ün üzerinde büyüme rakamlarına ulaşan ABD ekonomisi, 2001 ve 2002 yıllarında yaşanan durgunluğun ardından sürdürülebilir büyüme yönünde tekrar güçlü sinyaller gönderiyor. ABD ekonomisinde ikinci çeyrekteki %3,3’lük büyümenin ardından %3,9 olarak açıklanan 3. çeyrek büyüme rakamı %4’e revize edildi. Büyümenin beklentileri aşmasında, ithalatın tahminlerin altında kalmasının etkili olduğu kaydediliyor. 3. çeyrekteki güçlü büyümeyi destekleyen faktörlerin başında %5,1 artış gösteren tüketici harcamaları geliyor. ABD’de 2004 yılı büyüme rakamının %4,4 ulaşması beklenirken, uzmanlar 2005 yılında büyümenin görece yavaşlayarak %3,5 düzeyinde gerçekleşeceği yönünde görüş bildiriyorlar. Avrupa’nın en büyük ekonomisi Almanya ise 2004 yılında %1,7 oranında büyüme gerçekleştirerek, son dört yılın en yüksek büyüme rakamına ulaştı. Ülkede işsizliğin son altı yılın en yüksek düzeyinde olması ve güçlü euro, 2005’e yönelik beklentileri zayıflatıyor. Öte yandan, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olan Çin’de hükümetin ekonomiyi soğutma yönündeki bütün girişimlerine rağmen, 2004 yılı büyüme oranının %9’un üzerinde gerçekleştiği tahmin ediliyor.
Düşen petrol fiyatları ve gerileyen dolara rağmen ABD’nin dış ticaret açığı Kasım ayında 60,3 milyar dolara ulaşarak tüm zamanların rekorunu kırdı. Ekonomistlerin sürpriz olarak değerlendirdiği bu rakamla yılın ilk 11 ayındaki dış ticaret açığı 561,3 milyar dolara yükseldi. ABD’nin dış ticaret açığının önemli bir kısmı Çin kaynaklı ve Çin diğer birçok Asya ülkesi gibi parasını dolara sabitlemiş durumda. Dolayısıyla doların gerilemesi, ABD’li ihracatçılara Çin benzeri ülkeler karşısında ciddi bir avantaj sağlamıyor. ABD’nin, dünya ticaretinde ağırlığı giderek artan Çin’e yönelik baskıları ise genelde sonuçsuz kalıyor. ABD’nin isteklerinin başında Çin’in yuanı serbest dalgalanmaya bırakması ve ihracat vergilerinde yeni düzenlemeler yapması geliyor.
BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından hazırlanan rapora göre, gelişmekte olan ülkeler doğrudan yabancı yatırımlar için giderek daha büyük cazibe merkezi haline geliyor. Gelişmekte olan ülkelerin 2004 yılındaki toplam 621 milyar dolarlık doğrudan yatırım pastasından aldığı pay bir önceki yıla göre %48 artarak 255 milyar dolara yükselirken, aynı dönemde gelişmiş ülkelerin aldığı pay 380 milyar dolardan 321 milyar dolara geriledi. Gelişmekte olan ülkeler arasında Çin 60 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım ile başı çekerken, AB’nin yeni üyesi Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine yönelik yatırımlarda da ciddi artışlar gözlendi. Gelişmekte olan ülke gruplarından toplamda en düşük payı ise %3 ile Afrika alıyor. 2004 yılında Afrika’ya giden 20 milyar dolarlık doğrudan yatırımın genellikle doğal kaynaklara yöneldiği belirtiliyor.
Tavsiye Et
Türkiye’de enflasyon en son 1975 yılında %3,49 ile tek haneli rakamlarda gerçekleşmişti. Bundan sonra Türkiye ekonomisi 30 yıl boyunca yüksek enflasyon kıskacında marazî bir dönem yaşadı. Son yıllarda kararlılıkla uygulanan sıkı para ve maliye politikaları meyvesini verdi ve enflasyon 30 yıl aradan sonra tekrar tek haneli rakamlara geriledi. 2004 yılında Tüketici Fiyat Endeksi’ndeki yıllık enflasyon %9,32 olarak gerçekleşti. Böylece 2002 ve 2003 yıllarında olduğu gibi, 2004’te de yıl sonu enflasyon hedefine ulaşıldı. 2004 için %12 olarak belirlenen yıl sonu hedefi tüketici fiyatlarının olumlu seyri ile %10’a çekilmişti. 2004 yılında Toptan Eşya Fiyatlarındaki enflasyon ise %13,84 ile planlananın (TEFE’de resmî bir hedef yok) biraz üzerinde kaldı. Bu sapmada kamu imalat sanayi ürünlerindeki fiyat artışları etkili oldu. Enflasyonun gelecekte alacağı seyir için de iyi bir gösterge olan özel imalat sanayi fiyat artışı Aralık’ta %0,2 olurken, çekirdek enflasyon olarak da bilinen bu kalemdeki fiyat artışı yıllık bazda %10,6 olarak gerçekleşti. TÜFE’nin alt kalemlerine baktığımızda ise yıllık enflasyonun gıdada %6,3, giyimde %1,3’le oldukça düşük gerçekleştiğini; ancak konut kiralarında %19’a ulaşan yıllık fiyat artışının TÜFE’yi yukarı çektiğini görüyoruz.
Türkiye 2005 yılına yeni bir enflasyon sepeti ile giriyor. Şubat ayından itibaren enflasyon rakamları 2003=100 temel yıllı yeni fiyat endeksine göre açıklanacak. 1994=100 temel yıllı enflasyon sepetinde yer alan kimi ürünlerin bugün tüketiminin düşük olması ve cep telefonu kontörü gibi bugün tüketimde üst sıralara oturan bazı ürünlerin ise bu sepette bulunmayışı, fiyatlar seviyesindeki değişimi doğru ölçebilmek için yeni bir sepeti gerekli kılıyordu. Bu amaçla hem TÜFE, hem de TEFE için 2003 yılını baz alan yeni enflasyon sepetleri oluşturuldu. Yeni TÜFE sepetinde 423 madde bulunurken, bu maddelerden 327 adedi 1994=100 temel yıllı TÜFE sepetinde de yer alıyordu. Toptan Eşya Fiyat Endeksi’nin ise kapsamı ve içeriği ile birlikte ismi de Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) olarak değiştirildi.
2004 yılında 64 milyar dolarlık ihracatla dünyanın en büyük 26. ihracatçısı konumuna yükselen Türkiye, 2005 yılında bu çıtayı daha ileriye taşıyarak 75 milyar dolar ihracat yapmayı hedefliyor. Bu çerçevede, dış ticaret hacmi 2005 yılında 180 milyar dolar, 2006 yılında ise 200 milyar dolar olarak öngörülüyor. 2004 yılında ihracatın rekor kırmasına rağmen, ithalatın da yüksek düzeyde artması bu başarıyı gölgeledi. İthalatın 2004 sonunda 95,5 milyar dolar olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Bu sonuçlarla, 30 milyar doların üzerine yükselen dış ticaret açığı, Türkiye’nin ödemeler dengesinde sıkıntılara yol açıyor.
Konsolide bütçe toplam borç stoku Kasım sonu itibariyle 226,8 milyar dolara ulaşırken, 2004 yılında konsolide bütçe brüt borç stokunun GSMH’ye oranının %74,5’e gerilemesi bekleniyor. Bu oranın 2007 yılında Maastricht Kriterleri’ne uygun olarak %60’a yaklaştırılması öngörülüyor. İç borçlanma faizi ise %24,7 ile tarihinin en düşük seviyesinde bulunuyor. Ancak, Türkiye hâlâ %12’ye varan reel faizlerle dünyanın en pahalı borçlanan ülkelerinden birisi konumunda. Türkiye 2005 yılında 176,5 milyar YTL’si iç, 23,5 milyar YTL’si dış olmak üzere, toplam 200 milyar YTL borç (anapara+faiz) ödemesi yapacak. Buna karşılık bu yıl 18,2 milyar YTL’si dış, 154,4 milyar YTL’si iç olmak üzere toplam 172,6 milyar YTL yeni borçlanma öngörülüyor.
Tavsiye Et