Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten
Namık Kemal’in Hürriyet Kasidesi liberalizmin özeti: Geçmişin esaretinden kurtulmak adına hürriyetin, yani liberalleşmenin kölesi haline düşmek! Bu çarpıklığın temelinde liberalizmin varlığa, bilgiye ve insana dair idrakinin ve tasavvurunun, sadece rasyonalizme bağlanması yatıyor. Liberalizm için zaman ve mekan Batı’ya endekslidir, tek boyutludur. Batı’nın evrimci ilerleme çizgisini takip edemeyenin aynı evrimci liberal mantıkla tasfiye edilmesi bir haktır. Tıpkı Batı’nın adaletini temsil eden Yunan tanrıçası Themis gibi liberalizm de gözü bağlı; yani kör ve vicdansızdır. Liberalizm adına klasik ve çağdaş sömürgecilik ve ırkçılık cürümleri işlenirken, Batı dışı her şey aşağılanır, hatta yok sayılırken liberallerin tepkisiz kalması bundan mı acaba? Liberalizm bölücü ve ayrıştırıcıdır. Cemiyetleri ve cemaatleri parçalayarak insanı bireyleştirir. Bireyleşen insan yalnız ve güçsüz kalır; başkalarına da, kendisine de yabancılaşır. Liberalizmin esas başarısı ise bunu bir yücelme gibi gösterebilmesinde ve insanların bireyleşmeyi arzulamasını sağlamasındadır. Namık Kemal’in kast ettiği göz bağcılığı bu olsa gerek! Ekonomi alanındaki yansımaları ise gerçeği bütün yalınlığıyla ortaya koyar. Liberalizm mülkiyete ve güce sahip olanın belirleme ve hükmetme hakkını meşrulaştırır. Kendini bilim kilisesine vaftiz ettirerek önermelerini yegâne bilimsel gerçek ilan etmeyi de başarmıştır. Türkiye’de 200 yıldır, yerli zorbalardan yılarak liberalizmin büyülü köleliğinden medet umar hale gelenlerin anlaması gereken, liberalizmin iki yüzlü ama tek yönlü işleyen bir sistem olmasıdır. Aklı (yani kelimenin lügat manasıyla bağı) bağsız, vicdanı bağlı liberalizm pusulası hep güçlüyü ve zengini gösterir.
Paylaş
Tavsiye Et