Üniversitede reklamcılık ve halkla ilişkiler okuyan Sylvio Berlusconi, bir inşaat şirketinin sahibiyken; finans işine de el atar ve 1977’de Fininvest Yatırım Grubu’nu kurar. İş gezisi için gittiği ABD’de özel TV kanallarını araştırır; New York Times gazetesini ziyaret eder. İtalya’ya dönünce II Giornale gazetesini ve yayın grubunu satın alarak Milano’ya bölgesel yayın yapmaya başlar. Bir süre sonra korsan TV yayınlarını ülke çapına çıkaran Telemilano, yasal boşluklardan yararlanır ve Berlusconi, Reteitalia reklam firmasını kurarak bir taşla üç kuş vurmaya başlar. Mantık basittir: Şirketlerinin reklamı için para harcamaktansa, bir reklam şirketine ve medya araçlarına sahip olmak. 1980’de kurduğu Publitalia 80 şirketiyle reklamlarını İtalyan devlet televizyonuna satar; İtalya’ya ilk renkli yayıncılığı getirerek, televizyonu tam bir eğlence makinesi gibi kullanır. Ülkedeki pek çok TV şirketi, medya grubu ve spor kulübünü (Milan Futbol Takımı) satın aldıktan sonra, Fransa’da ilk özel kanal olan Tele Cinq ve İspanya’da Tele Cinco’yu kurar. Almanya’da Telefunf derken, Berlusconi, 40 binden fazla çalışanıyla 304 firmanın sahibi haline geliverir. Mart 1994’e gelindiğinde başbakan olan Forza İtalia Partisi’nin medya imparatoru lideri, hâlâ tam anlamıyla bir medya tekeli kurabilmiş değildi. Çünkü özel TV kanallarının yüzde 80’ini elinde toplamasına rağmen, üç kanallı devlet televizyonu RAI, onun kontrolü dışındaydı. Buna da çare bulan Başbakan Berlusconi, bir kararname ile RAI müdürlerinin parlamento ve senato başkanlarınca atanmasını sağlayarak, ülke medyası üzerinde neredeyse yüzde 100’e varan bir denetim gerçekleştirdi. Bugün 13 milyar dolar civarında bir serveti olan Berlusconi’nin iş dünyasındaki ve medya alanındaki hızlı yükselişine paralel ilerleyen siyasî kariyeri, 1996’da koalisyonun dağılmasıyla bir ara sekteye uğrasa da, 2001’de tekrar başbakan seçildi. Kaderin bir cilvesi olarak Berlusconi, Türkiye’de bir zamanlar sık sık kendisine benzetilen Cem Uzan’ın TMSF tarafından el konulan medya grubunu satın almak için Başbakan Tayyip Erdoğan nezdinde girişimlerde bulunuyor. Ancak mevcut basın yasasının, yabancıların medya sektöründen yüzde 25’ten fazla pay almasını kısıtlaması İtalyan medya baronunun önünde engel olarak duruyor.
Paylaş
Tavsiye Et