Kitap
Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce 6. Cilt: İslamcılık
Editör: Yasin Aktay
İstanbul: İletişim Yayınları, 2004
İslamcılığın konusunun hem Batılıların, hem de Müslümanların gündemine girmesi son yüz elli yıllık bir mevzu. “İslamcılık”, Modernlik ve İslam arasındaki ilişkinin Müslümanların perspektifinden nasıl yorumlandığını anlatmak için Batılı düşünürlerce ‘uydurulan’ nevzuhur bir kavram. Durum böyle olsa da, bugün artık bu kavramın neyi nitelediği son derece açık. İslamcılık kavramı, günümüzde, gerek bu kavramın tekabül ettiği gerçekliğe muhalif olanlarca, gerek söz konusu gerçekliğin üretimine katkıda bulunanlarca, İslam’ın siyasal ve toplumsal taleplerinin modern dönemler için de söz konusu olduğuna inananları modern bir kimlik tanımı doğrultusunda nitelemek ve bu doğrultuda son yüz elli yılda ortaya konan fikrî, siyasî ve kültürel birikimi ifade etmek için kullanılıyor. Ancak ilginç olan nokta, biraz da 11 Eylül sonrasında oluşan havanın etkisiyle İslamcılık siyaseti ve düşüncesinin, son dönemlerde daha ziyade, dar kalıplar içerisinde ve ABD’nin özgüven yoksunu kısır güvenlik politikaları doğrultusunda ele alınmaya başlanmasıdır. Bu, İslamcılık siyaseti ve düşüncesinin kazanımlarının ve açmazlarının sağlıklı entelektüel zeminlerde tartışılmasına engel oluşturan bir durum olarak karşımıza çıkıyor.
Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce ansiklopedisinin altıncı cildi olarak yayımlanan bu çalışma, en temelde, Türkiye’deki İslamcı birikimi tartışma amacı güdüyor. Bu doğrultuda birçok isim ve akım kitapta kendisine yer buluyor. Yasin Aktay, kitabı şu cümlelerle tanıtıyor: “Bu haliyle bile oldukça büyük bir hacme ulaşan bu derlemede İslamcılık kapsamına girebilecek bütün konuların ihata edilmiş olduğu tabii ki söylenemez. (…) Gerek bu alanlarda gerekse hareketin yetiştirdiği önemli İslamcı şahsiyetler üzerinde, her biri alanındaki vukufiyetini kanıtlamış kişilerin katkılarıyla oluşan bu derlemenin, özelde İslamcılık düşüncesi, genelde de Türk siyasî düşüncesi hakkında daha derinlikli ve sürekli bir düşünüm için, bütün eksikleriyle birlikte, güçlü bir adım oluşturmasını umuyoruz.” Bu emeği takdir etmemek mümkün değil. / Mustafa Bilge
Tavsiye Et
Öteki Türkiye’de Din ve Modernleşme
Necdet Subaşı
Ankara: Vadi Yayınları, 2003
Türk Aydınının Din Anlayışı (YKY, 1995) ve Kutsanmış Görüntüler (Nehir, 1999) isimli eserlerinden tanıdığımız Necdet Subaşı’nın son kitabı, Öteki Türkiye’de Din ve Modernleşme başlığını taşıyor. Kitap, aslında, Subaşı’nın diğer eserleri ile açtığı tartışma zeminini daha bir derinleştirir nitelikte. Subaşı, Türk siyaset, toplum ve düşünce dünyasının üç önemli problemini hem kendi içlerinde, hem de birbirleri ile ilişkileri temelinde ele alıyor ve eleştirel bir çerçeve inşa etmeye çalışıyor. Kitabın giriş bölümünde, “öteki” kavramının gelişim hikayesi ve içerdiği anlamlar işleniyor, bu konudaki teorik birikim çözümleniyor. Ardından, her biri ayrı bir bölümde olmak üzere, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde “dinsel itibarın göstergeleri” olarak beliren şeyh, seyyid ve molla figürlerinin geçirdikleri dönüşümler, Alevi modernleşmesinin beraberinde getirdiği yeni sosyo-politik unsurlar ve iktidar söylemi ile ilişkisi temelinde modern bir meslekî kategori olarak gündeme gelen ilahiyatçılık olgusu ve ilahiyatçı prototipi tartışmaya açılıyor. Yazara göre kitap, “aslında dinsel itibarın göstergelerini farklı dinî/toplumsal birimler içinde izleyebilme çabasının bir ürünü” olarak karşımıza çıkıyor. / Fahrettin Altun
Tavsiye Et
Hilafet Risaleleri 4. Cilt: II. Meşrutiyet Devri
Hazırlayan: İsmail Kara
İstanbul: Klasik Yayınları, Haziran 2004
Hilafet Risaleleri’nin dördüncü cildi çıktı. Fevkalade kapsamlı ve uzun soluklu bir projenin ürünü olarak hazırlanan eser, Şeyh İsmail Efendi es-Safâyihî, Şeyh Salih eş-Şerif et-Tunusî, Şeyh Salih Yâfî Efendi, es-Seyyid Muhammed Habib Efendi el-Ubeydî, Şeyh Abdülaziz Çaviş, Carlo Alfonso Nallino, Mahmud [Nedim] Ma‘an, Dr. Georges Samne, Şeyh Müşir Hüseyin Kidvai, Said Halim Paşa, Celal Nuri [İleri] ve Seyyid Bey’in 1916 ile 1920 yılları arasında kaleme alınmış metinlerini bir araya getiriyor. İsmail Kara, sunuş yazısında, “bu ciltteki metinlerin en önemli hususiyetinin harp yıllarının zor şartlarının içinden gelmiş olmaları ve kayda değer bir kısmının Teşkilat-ı Mahsusa’nın faaliyetleri etrafında vücut bulması” olduğunu ifade ediyor. Şimdiden alanının klasiği haline gelmiş olan bu 7 ciltlik eserin bir an önce ve aynı titizlikle tamamlanmasını temenni ediyor; çağdaş İslam düşüncesinin en önemli problematiklerinden birisi olan hilafet meselesinin çok daha düzeyli bir biçimde tartışılmasına imkan tanıdıkları için projede emeği geçenleri kutluyoruz. / Vezir Meydan
Tavsiye Et
Ortadoğu’da İdeolojik Bunalım, Suriye Baas Partisi ve İdeolojisi
Sabahattin Şen
İstanbul: Birey Yayınları, Temmuz 2004
Baasçı siyaset ve ideoloji hiçbir zaman doğduğu coğrafya ile sınırlı bir etki alanına sahip olmamıştır. Özellikle Türk sol tarihi içerisinde hatırı sayılır etkilerde bulunan Baasçı ideoloji hakkında Türkiye’de ne yazık ki yeterince çalışma yapılmadı. Sabahattin Şen’in ciddi bir çabanın sonucunda ortaya çıkan kitabı bu anlamda kayda değer bir çalışma. Kitabı okuduğunuzda yalnızca siyasal bir hareketin anatomisi ile karşılaşmayacak, aynı zamanda modern Orta Doğu tarihine ilişkin olarak da önemli bilgiler elde edeceksiniz. / Mustafa Bilge
Tavsiye Et
Omar Michael Burke
Çeviren: Ahmet Tunç Demirtaş
İstanbul: İnsan Yayınları, 2004
“Sûfî yolu İslâm’dır ve aynı zamanda sadece İslâm değildir. Bu bir inançtır, aynı zamanda bir inanç değildir. Bunun nedeni tasavvufun, tüm dinlerin özündeki hakikat olmasıdır.”
Omar Michael Burke iyi derecede Farsça, Arapça ve Urduca bilen, tasavvufun kitabî bilgilerine vakıf bir araştırmacı. Bu ilkelerin pratikteki yansımasını, insan ruhuna etkilerini öğrenebilmek için Doğu’nun çoğu Doğulunun bile uğramadığı ücra köşelerine seyahat etmiş, birçok değişik tarikat ehli ile vakit geçirmiş. İsminin ve dil yeteneğinin sağladığı avantajla gayesine nispeten rahat bir şekilde ulaşmış. Değişik mürşitlerle görüşen, onların hayata bakışlarını idrak etmeye çalışan Burke dört sene süren seyahatini Sûfîler Arasında isimli kitapta toplamış. Macerası Afgan dağlarının sarp yollarında, ulaşılması zor bir uçurumun kenarındaki bir hankâhda geçirdiği bir ayla başlıyor. Ardından Sudan Limanı üzerinden Hicaz’a geçen Burke, Kabe’yi ziyaretinden sonra çeşitli tarikatlardan mürit ve mürşitlerle karşılaşacağı, sorularına onlardan cevap isteyeceği büyük yolculuğuna başlıyor. İskenderiyye’de kısa bir süre kalıyor; burada bir şeyhin tavsiyesi ile Tunus–Nefta’ya, “büyük şeyh”le görüşmeye gidiyor. Oradan İstanbul–Konya’ya geçen Omar Burke Delhi’de Kalenderlerle görüşüyor. Hindistan’dan sonra tekrar Afganistan’a, ilk hareket noktası olan dergaha gelen Omar Burke o dergahın mürşidiyle uzun süre kaldıktan sonra yine onun emriyle, adı 1895’ten sonra Afgan Emiri Abdurrahman’ın emriyle Nuristan olarak değiştirilen Kafiristan’a gitmek üzere yola koyuluyor. Kafiristan’a giden yolların açılmasını beklerken Suriye-Şam, Kuveyt, Basra, Bombay güzergahında yeni bir seyahate koyuluyor; oradaki çeşitli tarikat ehli insanlarla görüştükten sonra macerasını Kafiristan’a doğru yola koyulurken noktalıyor.
Sûfîler Arasında, adının verdiği ilk intibaya rağmen bir gezi kitabı özelliği taşımıyor. Yazar gittiği yerlerle ilgili intibalarını, karşılaştığı kişilerle ettiği sohbetlerle sınırlandırmış. Bu yüzden Burke, bir satırda bir şehrin sûfîsiyle konuşmasından örnekler verirken hemen bir sonraki satırda başka bir kente hatta ülkeye geçebiliyor. Az ve öz bir şekilde, cevabını aramak için yola çıktığı soruları, karşılaştığı tarikat ehli insanların ne minvalde yanıtladığını, Burke’ün soruları üzerine yaptıkları sohbetlerin damıtılmış halini ortaya koyuyor. Onca yer gezmiş, birçok insanla konuşmuş yazarın, detayların büyüsüne kapılmadan kitabında kendi çizdiği çerçeveye sadık kalması takdir edilecek bir irade gösterimi olsa da, okuyucu o eşine kolay rastlanmayacak sohbetlerin biraz detayla süslenmesini memnuniyetle karşılayabilirdi.
“Hakikati arayanlar birbirlerine bakarlar,
Renkler farklıysa ne olmuş, içimize işleyen aynı ruh.” / Betül Özel Çiçek
Tavsiye Et
Selahattin Enis’in Romanlarında Osmanlı İmparatorluğu’nun Son Yıllarına Bir Bakış
Nur Gürani Aslan
İstanbul: Dergâh Yayınları, Eylül 2003
Modern Türk Edebiyatı’nın emekleme devri yazarlarından Selahattin Enis natüralizme yakınlığı ile tanınır. Nur Gürani Aslan titiz çalışmasında, yazarın sekiz romanında da (Neriman, Zaniyeler, Orta Malı, Sara, Cehennem Yolcuları, Ayarı Bozuklar, Endam Aynası, Mahalle) Osmanlı’nın son zamanlarında yaşanan savaşların sosyal kurumlar ve şahıslar üzerinde yaptığı bozulmayı konu edinmesini araştırıyor. Kitapta, yazar hakkında birçoklarının ifade ettiği, natüralizmin esasına inemediği, Emile Zola’nın yalın bir taklitçiliğiyle yetindiği şeklindeki eleştiriler de yer alıyor. Ancak ağırlıklı olarak Enis’in, romanlarında zengininden fakirine, iyi huylusundan kötü kalplisine her sınıf ve her neviden insanı ve onların sorunlarını; savaş nedeniyle yaşadıkları maddi, manevi çöküntü ve yozlaşmayı hassasiyetle incelemesi, gerçekleri belki insanları rahatsız edecek kadar realist bir bakış açısıyla gözler önüne sermesi özellikle vurgulanıyor. / Muhsine Alkan
Tavsiye Et
Medeniyetin Burçları Mehmet Akif İnan’ın Hatırasına
Yayına Hazırlayanlar: Turan Koç, Ali Dursun, Mete Sungur, Mustafa Akdeniz, İbrahim Hatınoğlu
Kayseri: Memur Sen Kültür Hizmeti 1, Nisan 2004
Yedi güzel adamın biri bir gün
bir aşk gördü
gereğini belledi
ölüm girse koynuna
Ayırmaz aşkı yanından
Cahit Zarifoğlu
Mavera’nın yedi güzel adamından biri olan Mehmet Akif İnan’ın 2000 yılındaki vefatından sonra hakkında birçok çalışma yapıldı. Dergiler onun için özel sayılar çıkardılar, Türkiye Yazarlar Birliği ise Mehmet Akif İnan Kitabı’nı hazırladı. Kurucusu olduğu MEMUR-SEN’in Kayseri şubesi de hem Akif İnan’ı gelecek nesillere tanıtmak, hem de kendisine olan vefa borçlarını ödemek amacıyla Akif İnan’ı tanıyan “ilim, kültür, sanat, edebiyat ve siyaset adamları”ndan ona dair yazılar derleyerek Medeniyetin Burçları isimli kıymetli bir eser yayımladı.
Medeniyetin Burçları’nda şair, yazar, öğretmen, sendikacı, bürokrat gibi birçok sıfatı bünyesinde toplamış Akif İnan hakkında yazılan yazılar da çeşitlilik gösteriyor. Kitapta Akif İnan’ın şairliğine, edebiyat adamlığına dair çoğu akademik yazılar (Dr. Alim Kahraman, Prof. Dr. Celal Tarakçı, Prof. Dr. Turan Koç, Doç. Dr. İsmail Kıllıoğlu, Dr. Adem Çalışkan, Turan Karataş, Dinçer Eşitgin, İbrahim Demirci, Vahap Akbaş, Mehmet Kurtoğlu, ) EĞİTİM-BİR-SEN ve MEMUR-SEN’in kuruluşu, işleyişi, Akif İnan’ın sendikacılığa bakış açısı ile ilgili yazılar (Salim Uslu, Hüseyin Tanrıverdi, Fatih Uğurlu, Ahmet İlhan, Can Tahmasoğlu, Ahmet Fidan, Zübeyir Yetik) dostlarının ve kendisiyle teşrik-i mesaisi olmuşların hatıraları ve tanıtma yazıları (Erdem Beyazıt, Mehmet Doğan, Arif Ay, Ahmet Kekeç, Abdurrahman Dilipak, Cevat Akkanat, Mustafa Miyasoğlu, Rasim Özdenören, Ragıp Karcı, Atasoy Müftüoğlu, Bekir Karlığa, Metin Önal Mengüşoğlu, İsmail Tezer), Akif İnan için yazılmış şiirler ve ondan şiir örnekleri, kendisine gönderilmiş mektuplar (Necip Fazıl, Rasim Özdenören, Sezai Karakoç) ve ailesinden sevgi mesajları, en sonda da Akif İnan’ın fotoğrafları bulunuyor.
Kim demiş her şeyin bitişi ölüm
destanlar yayılır mezarımızdan
Akif İnan
/ Peyker Canatan
Tavsiye Et