Ekonomide Gündem
Finans piyasaları sıkıntılı günler yaşıyor
Küresel finans piyasaları, ABD’nin ipotekli ev kredisi (mortgage) sektöründeki sorunların derinleşmesi sonrasında sıkıntılı günler yaşıyor. ABD’de faiz oranlarının çok düşük seviyelerde olması ve ekonomideki olumlu havanın etkisiyle, düşük gelir grubunda yer alan ve geri ödememe riski yüksek ailelere verilen mortgage kredilerinde 2002’den itibaren hızlı bir artış yaşanmıştı. Ancak faiz oranlarının yükselmesiyle, değişken faiz oranlarından borç alan pek çok dar gelirli aile ödeme güçlüğü çekmeye başladı. Ödenmeyen borç miktarının hızla yükselmesi bazı büyük mortgage şirketlerinin ve bu şirketlere kredi veren bankaların ciddi zararlar açıklamasına yol açtı. Piyasalarda başlayan panik havası ABD, Avrupa ve Japonya gibi önde gelen merkez bankalarının finans piyasalarına yüksek miktarda nakit enjekte etmesiyle geçici olarak duruldu. Ancak pek çok uzman dünya ekonomisinin derin ve çözümü güç bir sorunla karşı karşıya olduğu konusunda hemfikir. Finans kapitalin sınır tanımayan kâr güdüsünün tetiklediği sorunun, gerekli düzenleyici adımlar atılmadığı takdirde, yeni çehrelerle ve giderek daha karmaşık biçimlerde dünya ekonomilerini sarmaya devam etmesi kaçınılmaz görünüyor.
Tavsiye Et
Küresel dengesizliklerin çözümünde ilk adım
IMF’nin küresel dengesizliklerin çözümü için eyleme yönelik tartışmaları mümkün kılmak amacıyla Haziran 2006’da başlattığı ve bu dengesizliklerin baş aktörleri ABD, Çin, avro bölgesi, Japonya ve Suudi Arabistan’ın katıldığı “Çok Taraflı Müzakare”nin ilk tur görüşmeleri tamamlandı. IMF tarafından yayımlanan değerlendirme raporunda ilk tur görüşmelerinin çok olumlu geçtiği dile getirildi. Raporda, hâlâ çok büyük boyutlarda olan küresel dengesizliklerin büyüme hızında, müzakerelerin başlamasından sonra yavaşlama işaretlerinin ortaya çıktığına dikkat çekildi ve son bir yılda müzakerelerde yer alan bütün ülkelerin dengesizliklerin azaltılması yolunda bazı adımlar attıkları kaydedildi. ABD’de merkezî hükümetin bütçe açığının azalması, avro bölgesi ve Japonya’daki yapısal reformlar, Suudi Arabistan’da kamu yatırımlarının artması ve Çin’de yuanın reel olarak %5,75 değer kazanması bu adımların başlıcaları olarak sıralandı. Raporda, küresel dengesizliklerin önünde sonunda çözüleceği vurgulanarak, ülkelerin üzerlerine düşeni yapması durumunda bu çözümün nizami bir şekilde ve küresel büyümeye zarar vermeden gerçekleşmesinin mümkün olduğuna dikkat çekiliyor.
Tavsiye Et
Hava koşulları ekonomiyi olumsuz etkiliyor
BM’ye bağlı Dünya Meteoroloji Örgütü (DMÖ) tarafından yapılan bir açıklamada, dünyanın son yıllarda aşırı hava ve iklim koşulları yaşadığına ve bunun birçok ülkede hayatı çok olumsuz etkilediğine dikkat çekildi. Açıklamada, bu yılın Ocak ve Nisan aylarında, kayıtların tutulmaya başlandığı 1880 yılından beri en yüksek sıcaklık değerlerine ulaşıldığı belirtildi. 2007’de Ocak ayının geçmiş 126 yılın ortalamasından 1,89°C, Nisan ayının ise 1,37°C daha sıcak geçtiği kaydedildi. İklim koşullarındaki değişmenin bir sonucunun da aşırı yağışlar olduğu belirtilerek Hindistan, Pakistan ve Bangladeş gibi ülkelerde meydana gelen sellerin can kaybının yanı sıra canlı hayvan stokunun ve ekili alanların telef olmasına da yol açarak bölge ekonomisine ciddi zararlar verdiği vurgulandı. Küresel ısınmanın neden olduğu kuraklık, seller ve fırtınalar tarım ürünleri fiyatlarının da rekor seviyelere yükselmesine yol açıyor. 2007’de kuraklık özellikle buğday üretimine ciddi bir darbe vurdu. Bu yıl küresel buğday stoklarının son 26 yılın en düşük seviyesine gerileyeceği ve buğday fiyatlarının tavan yapacağı tahmin ediliyor.
Tavsiye Et
Rusya’dan IMF başkanlığı için hamle
Rusya, Rodrigo de Rato’nun kişisel nedenlerden dolayı istifa etmesiyle boşalacak olan IMF başkanlığı için Çek Cumhuriyeti’nin eski Merkez Bankası Başkanı Josef Tosovsky’yi aday gösterdi. Adayının seçilmesi ihtimali düşük olsa da, Rusya’nın IMF başkanını Avrupa’nın belirlemesi geleneğine karşı çıkması önem taşıyor. Moskova böylece, gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisinde artan pay ve önemlerine paralel olarak 185 üyeli IMF’de daha fazla söz sahibi olmaları gerektiği yönündeki girişimleri bir adım ileriye götürmüş oluyor. Rusya’nın bu girişimine Brezilya’dan da destek geldi. Çek Cumhuriyeti vatandaşları ise Tosovsky’ye destek vermedi. Çek Hükümeti, seçimde üyesi oldukları AB’nin adayını destekleyeceklerini açıkladı.
Tavsiye Et
Tayland’da yabancı sermayeye sıkı yasaklar geliyor
Tayland’da geçtiğimiz yıl yapılan askerî ihtilalden sonra oluşturulan Tayland Ulusal Meclisi, yabancı yatırımcıların ulusal şirketler üzerindeki mülkiyet ve kontrol hakkını kısıtlayan yeni bir yasal düzenlemeyi onaylamaya hazırlanıyor. 1997 Asya krizinden en çok etkilenen ülkeler arasında yer alan Tayland’da, kriz sonrası değerleri ciddi miktarda düşen pek çok şirkete yabancı yatırımcılar sahip olmuştu. Ordu destekli Meclis’in yabancı yatırımcılara karşı uygulamaya çalıştığı kısıtlamalarda bu olumsuz tecrübenin etkisi olduğu tahmin ediliyor. Yasanın çıkmasının ardından yabancı sermaye oranının yarıdan fazla olduğu Taylandlı şirketlere bu oranı %50’inin altına indirmeleri için 3 yıl mühlet tanınacak. Yasa yabancı mülkiyetin tanımını da oy hakkı ve yönetimle ilgili hususları kapsayacak şekilde genişletiyor.
Tavsiye Et
Zimbabve ekonomisi kontrolden çıktı
Eski İngiliz sömürgelerinden Zimbabve, son yıllarda gittikçe derinleşen bir ekonomik krizle boğuşuyor. Hızla artan fiyatlar karşısında reel gelirleri sürekli azalan Zimbabve halkı günlük ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çekiyor. Son açıklanan resmî rakamlara göre Zimbabve’de yıllık enflasyon oranı %7.634’e çıkmış durumda. Tüketici dernekleri gerçek enflasyon oranının %13.000 seviyesinde olduğunu iddia ediyor. IMF ise ülkedeki enflasyon oranın yılsonunda %100.000 seviyesine kadar yükseleceğini tahmin ediyor. Hükümetin enflasyonun önüne geçebilmek için fiyat limitleri getirmesi, karaborsacılığa ve daha az üretime neden oluyor; bu da enflasyonun daha fazla azmasından başka bir işe yaramıyor. Beyaz karşıtı politikalarıyla tanınan Devlet Başkanı Robert Mugabe ise, yüksek enflasyonu bazı şirketlerin fiyatlarını adil olmayan şekilde yükseltmesine bağlıyor ve bunun Batılı ülkelerin kendisine karşı düzenlediği bir komplo olduğunu iddia ediyor.
Tavsiye Et
Yabancılar Türkiye’yi ne seviyor ne terk edebiliyor
Türkiye, Ağustos ayında küresel finans piyasalarında ABD kaynaklı olarak başlayan dalgalanmadan yine en fazla etkilenen ülkelerden biri oldu. Latin Amerika’dan Asya’ya, Avrupa’dan ABD’ye kadar bütün dünya borsalarında ciddi kayıpların yaşandığı dalgalanma sırasında, Türkiye borsasındaki günlük kayıp oranı %6,8’e kadar çıktı; faiz oranları ve kurlar hızla yükseldi. Yüksek cari açık ve borçluluk gibi faktörler Türkiye’yi riskli kategorideki ülkeler arasına sokuyor ve bir panik anında yatırımcıların ilk terk ettiği ülkeler arasında yer aldığından Türkiye’nin kayıpları fazla oluyor. Öte yandan, Türkiye ekonomisinin dinamiklerinin birkaç yıl öncesine kıyasla çok güçlü olması, şu ana kadar finansal piyasalarda yaşanan oynaklıkların, ekonominin bütünü üzerindeki etkilerinin sınırlı kalmasını sağladı. Yüksek büyüme potansiyeli, düşük enflasyon, istikrarın tesis edilmesi, güçlü döviz rezervleri ve cazip faiz oranları gibi faktörler nedeniyle Türkiye, piyasalardaki panik havası yatıştığında yatırımcıların yüksek kâr amacıyla yöneldikleri başlıca ülkelerden biri konumunda bulunuyor.
Tavsiye Et
İkinci 500 hızlı büyüdü ancak mali yapı bozuluyor
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2006 Yılı Raporu’nu açıkladı. Rapor önemli tespitler içeriyor. 2006 yılında ikinci 500 sanayi kuruluşunun toplam satışları %12, dönem kâr ve zarar toplamı %30,4 oranında artarken bu kuruluşların milli gelir içerisindeki payı %1’den %1,1’e yükseldi. Üretim dışı gelirlerin toplam kâr ve zarar içerisindeki payı ise 2001’deki %491,5’lik rekor seviyeden ekonomideki normalleşmenin etkisiyle 2006’da %46,8’e kadar geriledi. İSO verileri özel sektörde borçluluğun arttığına ilişkin iddiaları da doğruluyor. İkinci 500 içerisinde yer alan özel kuruluşların mali yapısında borçluluğun artışına bağlı olarak 2005’ten itibaren bir bozulma olduğu göze çarpıyor. 2006 yılında ikinci 500’de istihdam %1,3 oranında artarken, çalışanlara yapılan ödemelerin toplam gelire oranı 2005’teki %6,6 seviyesinden %6’ya geriledi. İlk 500’de bu oran daha yüksek olmasına rağmen, 2006’daki düşüş daha çarpıcı olmuştu. İlk 500 için 2005’te %10,1 olan oran 2006’da %8,8’e gerilemişti.
Tavsiye Et
Erdoğan’dan işçi hakları vurgusu
AKP’nin ilk iktidar döneminde titizlikle uyguladığı neo-liberal politikalar büyük yerli/yabancı sermaye gruplarını ihya etti ve Hükümet her fırsatta sermaye gruplarını rahatlatmaya dönük icraatlarda bulundu. İşçi kesiminin haklarını korumaya, sosyal devlet ilkesini gerçekleştirmeye ve gelir dağılımında adaleti sağlamaya dönük söz ve icraatlar ise ilk dönemde çok güdük kaldı. İzlenen neo-liberal politikaların olumsuz etkilediği küçük esnafın ve ücretli kesimlerin acılarını hafifletecek politikalar ise hemen hiç gündeme gelmedi. Başbakan Erdoğan’ın 25 Ağustos’ta Hizmet-İş Sendikası’nda yaptığı konuşma, ikinci dönemin bu bakımlardan ilk döneme kıyasla farklı olacağı yönünde umut verdi. Konuşmasında, büyük patronları ve küresel aktörleri muhatap alıp işçi haklarına eğilmeyen önceki iktidarları sert bir şekilde eleştiren Erdoğan, “Emek hareketini hak ettiği yere getirmek boynumuzun borcu” dedi. Umulur ki, AKP ikinci iktidar döneminde esas tabanını oluşturan işçi/ücretli kesimin ve küçük esnafın/KOBİ’lerin sorunlarına dikkatle eğilir ve daha adil bir gelir dağılımını gerçekleştirmek için gayret sarf eder. Aksi takdirde, Erdoğan’ın eleştirdiği önceki hükümetler gibi AKP’nin de millet tarafından ıskartaya çıkartılacağına hiç kuşku yok.
Tavsiye Et
Türkiye, İran’la ilişkilerini elektrik anlaşmasıyla genişletiyor
Türkiye, Temmuz ayında doğalgaz anlaşması imzaladığı İran’la enerji alanındaki ilişkilerini geliştirecek yeni bir anlaşmaya imza attı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler 19-20 Ağustos tarihlerinde İran’a giderek temaslarda bulundu. Bu temaslarda geçen ay mutabakata varılan doğalgaz anlaşmasının ayrıntıları konuşuldu. Ayrıca elektrik alanında işbirliğini sağlayacak bir anlaşma imzalandı. Türk hükümeti, ABD ve Türkiye içindeki bazı çevrelerden gelen baskı ve eleştirilere rağmen İran’la işbirliğini geliştirmeye devam ediyor. The Economist dergisi de Türkiye ve İran arasındaki ilişkilerin son dönemde çok faal olduğuna dikkat çekerek, Türkiye’nin enerji zengini eski Sovyet Cumhuriyetleri, Ortadoğu ve Avrupa arasında önemli bir enerji koridoru haline gelerek, AB üyeliğini kolaylaştırmayı hedeflediğini yazdı.
Tavsiye Et
Kredi kartında Chip&pin uygulaması, sahteciliği hızla düşürdü
Kredi kartlarının en büyük handikabı olan sahtecilik, şifre kullanımını getiren chip&pin uygulaması ile %68 oranında düştü. Bankalararası Kart Merkezi (BKM)’nden yapılan açıklamada, 1 Temmuz 2007 tarihinden itibaren hayata geçirilen çipli kartlarla şifreli alışveriş uygulamasının ilk bir ayında kredi kartındaki sahtecilik oranının gerilediği ve chip&pin uyumlu işlem oranının %94’e ulaştığı kaydedildi. Açıklamada %94’lük kullanım oranı Türk kartlı ödeme sektörü tarafından büyük bir başarı olarak yorumlanırken, Türkiye’den önce uygulamayı devreye sokan İngiltere’de bu orana ancak birinci yılın sonunda ulaşılabildiği kaydedildi.
Tavsiye Et
Tarım sektörü tehdit altında
Türkiye, küresel ısınmadan kaynaklanan aşırı sıcaklar ve kuraklığın yanı sıra bilinçsiz sulama ve yerleşim politikalarından doğan olumsuzluklarla boğuşuyor. Başta İç Anadolu olmak üzere birçok bölgede akarsular, göller ve barajlar kuruma noktasına geldi. Çoğu tarım arazisinde susuzluktan ve çölleşmeden dolayı tarım yapılamıyor. Özellikle Konya havzasına 70 gündür yağış düşmemesi ve su kaynaklarının uzun yıllar yanlış sulama politikalarıyla tüketilmiş olması tarım ürünlerini olumsuz etkiliyor. Türkiye’nin tahıl ambarı olarak kabul edilen Konya havzasının bu durumu, yetkilileri yurtdışından tahıl ithalatına zorluyor. Ancak dünya genelindeki kuraklık nedeniyle çoğu ülke tahıl ihracatını durdurmuş durumda. Bu gelişmeler, küresel ısınmayla birlikte tarımda kendi kendine yeterliliğin çok önemli hale geleceğine işaret ediyor.
Tavsiye Et