Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (May 2009) > Müzik
Müzik
Di­mit­ri­e Can­te­mir
Ah­met Kad­ri Ri­ze­li
Ya­pım: Sony Mü­zik, 2009
 
Mü­zi­ği­miz Şah­lan­mış­ken
Ge­çen sa­yı­da, Ali Uf­ki Bey’den ve eser­le­rin­den mü­te­şek­kil, ay­nı ad­la çık­mış al­büm­den söz et­miş­tik ha­ni. Bu al­büm de ne­re­dey­se bü­tü­nüy­le ay­nı özel­lik­ler­de. Yi­ne bağ­rı­mı­za bas­tı­ğı­mız bir ya­ban­cı­nın mü­zi­ği­mi­ze da­ir der­le­me­le­ri­ni ve bes­te­le­ri­ni ba­rın­dı­ran, yi­ne Ah­met Kad­ri Ri­ze­li im­za­sı­nı ta­şı­yan bir Sony ya­pı­mı... Ali Uf­ki’nin ta­mam­la­yı­cı­sı ay­nı za­man­da.
Di­mit­ri Kan­te­mir, Di­mit­ri Kan­te­mi­roğ­lu, Di­mit­ri­e Can­te­mir... XVII­I. yy’ın ilk çey­re­ğin­de ken­din­den söz et­tir­me­yi ba­şar­mış bir Boğ­dan pren­si. Ro­men ya­ni. Ta­rih­çi, dip­lo­mat, si­ya­set­çi, si­ya­set ta­rih­çi­si, fel­se­fe­ci, araş­tır­ma­cı ve mü­zis­yen. 14’ün­den iti­ba­ren İs­tan­bul’da ya­şa­mış. Za­ma­nı­nın Do­ğu ve Ba­tı ge­le­nek­le­ri­nin tü­mü­ne vu­ku­fi­yet kes­be­de­cek bir tarz­da eği­tim gö­rür. Mem­le­ke­tin­de baş­la­yan te­mel mü­zik eği­ti­mi­ni En­de­run’da pe­kiş­ti­rir. Tam­bur ve ke­man Kan­te­mir’in me­rak sar­dı­ğı çal­gı­lar.
En­de­run’da­ki eği­ti­mi­nin zıd­dı­na, Türk Mü­zi­ği’nde­ki bes­te­le­ri no­ta­ya dö­küp don­dur­ma, bir ka­lı­ba hap­set­me tav­rı­nı be­nim­se­mez ve öğ­ren­di­ği par­ça­la­rı no­ta­ya ak­tar­mak is­ter. Türk Mü­zi­ği ile Ba­tı Mü­zi­ği ara­sın­da­ki ka­pa­tı­la­maz ses­le­me uçu­ru­mu yü­zün­den, Türk Mü­zi­ği’ne öz­gü bir no­ta sis­te­mi icat eder.
 
Ba­tı­lı­nın Gö­zün­de Türk Mü­zi­ği
Tıp­kı Ali Uf­ki Bey’in­ki gi­bi Kan­te­mi­roğ­lu’nun no­ta­la­ma sis­te­mi de, no­ta­ya dök­tük­le­ri par­ça­lar da, ola­ğan şart­lar­da an­cak kül­tür ta­ri­hi­miz açı­sın­dan bir önem ta­şı­ya­bi­lir­di. Gel­ge­le­lim me­de­ni­ye­ti­mi­zin ke­sin­ti­ye uğ­ra­tıl­ma­sı son­ra­sın­da, mü­zi­ği­mi­ze da­ir eli­miz­de ka­lan te­mel kay­nak­lar, yal­nız­ca bu tür­den ça­lış­ma­lar.
O yüz­den ken­di­si­ni, İs­tan­bul’da­ki ya­şan­tı­sı­nın ar­dın­dan za­ma­nın Boğ­dan Prens­li­ği’ne atan­ma­sın­dan iti­ba­ren iş­le­di­ği si­ya­si iha­net­le­riy­le ve bir ömür Rus­ya’da ya­şa­ma­ya mec­bur bı­ra­kan is­ya­nıy­la de­ğil de, mü­zi­ği­mi­ze da­ir yaz­dı­ğı ün­lü Ki­tab-ı İl­mu’l-Mu­si­ki alâ Vec­hi’l-Hu­ru­fat’ı ve bes­te ça­lış­ma­la­rıy­la ha­tır­la­mak en iyi­si. Za­ten bi­ze de bu ya­kı­şır. Ge­le­lim al­bü­me...
 
Eşi Me­nen­di Yok
Ke­men­çe­nin bir eş­lik çal­gı­sı di­ye an­la­şıl­ma­sı­nın önü­ne ge­çen Ah­met Kad­ri Ri­ze­li, bu al­bü­mün de mi­ma­rı. Al­büm­de ku­düm, tan­bur, ney ve ben­dir gi­bi bi­ze ait çal­gı­la­rın ya­nın­da çel­lo­ya da yer ve­ril­miş. Bü­tün çal­gı­lar Ri­ze­li’nin yö­ne­ti­min­de­ki Gol­den Horn En­semb­le ele­man­la­rı ta­ra­fın­dan ça­lın­mış.
Di­mit­ri­e Can­te­mir al­bü­mün­de ye­di ese­re yer ve­ril­miş. Bun­la­rın yal­nız­ca so­nun­cu­su ano­nim; öte­ki­ler bes­te­kâ­ra ait par­ça­lar. Za­ten Can­te­mir’in Türk Mü­zi­ği an­la­yı­şıy­la bes­te­le­di­ği eser­ler, yay­gın ka­bu­le gö­re 36 adet. Al­büm­de­ki bü­tün par­ça­lar peş­rev tü­rün­de­ki bes­te­ler­den mü­te­şek­kil.
Di­mit­ri­e Can­te­mir al­bü­mü­nün yal­nız­ca mü­zik de­ğil kül­tü­rü­müz açı­sın­dan da bü­yük bir önem arz et­ti­ği­ni bil­mem söy­le­me­ye ge­rek var mı? Bi­lin­di­ği gi­bi, şim­di­ler­de ba­zı Ba­tı­lı mü­zis­yen­le­rin mü­zi­ği­mi­zin fark­lı de­ğer­ler­de­ki ör­nek­le­ri­ni ken­di­le­ri­ne gö­re ic­ra et­tik­le­ri­ne şa­hit ola­bil­mek­te­yiz; hem de sık­lık­la. Fa­kat bu al­büm, mü­zi­ği­mi­zi bir Ba­tı­lı­nın gö­zün­den de­ğer­len­di­ri­yor ama tam da onun şah­lan­dı­ğı dö­nem­den ge­li­yor.
 

Tavsiye Et
Musica Notturna
Jor­di Sa­vall
Ya­pım: Ali­a Vox, 2009
 
Ye­ni­den Do­ğan Ba­rok
Dün­ya­nın Tüm Sa­bah­la­rı ad­lı fil­mi bi­lir mi­si­niz? Bil­me­li­si­niz!
Mü­zik­le si­ne­ma­nın bu dü­zey­de bir dost­lu­ğu­na bir da­ha zor te­sa­düf edi­lir. To­us Les Ma­tins Du Mon­de ori­ji­nal adı­nı ta­şı­yan Ala­in Cor­nea­u im­za­lı bu Fran­sız fil­mi, XVI­I. yy’da ya­şa­mış bes­te­ci Sa­in­te Co­lom­be ve öğ­ren­ci­si Ma­rin Ma­ra­is ara­sın­da­ki iliş­ki üze­rin­den var­lık, sa­nat, ha­yat, ölüm, mü­zik gi­bi bir­çok fel­se­fe me­se­le­si­ni ba­his ko­nu­su et­mek­tey­di. Ta­bi­i sı­ra dı­şı bir aşk hi­kâ­ye­si eş­li­ğin­de.
Jor­di Sa­vall, bir ba­rok mü­zis­ye­ni. Çel­list ve önem­li bir ic­ra­cı. Film­den ön­ce an­cak er­ba­bı­nın va­kıf ol­du­ğu bir isim­ken, Dün­ya­nın Tüm Sa­bah­la­rı son­ra­sın­da fil­min so­und­track’i, ken­di­si ve do­la­yı­sıy­la kit­le­ler ta­ra­fın­dan “Öl­müş, bit­miş...” di­ye ad­do­lu­nan ba­rok mü­zi­ği, mü­zik âle­mi­nin ta mer­ke­zi­ne otu­ru­yor. Üs­te­lik yal­nız­ca ül­ke­sin­de de­ğil, bü­tün dün­ya­da.
O gün­den be­ri, ya­ni çey­rek yüz­yı­lı aş­kın bir sü­re­dir Jor­di Sa­vall adı­nı bir­çok al­büm­de gör­dük. Po­pü­ler­leş­me­ye rağ­men po­pü­liz­min sığ­lı­ğı­nı ter­cih et­me­mek, ta­viz­siz bir yo­rum an­la­yı­şı, ti­tiz bir iş­çi­lik, dö­ne­min ru­hu­na mü­te­na­sip bir ta­sa­rım is­tis­na­sız hep­si­nin or­tak özel­li­ğiy­di bu al­büm­le­rin.
Sö­zü­nü et­ti­ğim bu al­büm, as­lın­da bir kon­sep­tin par­ça­sı ni­te­li­ğin­de. Nok­türn de­ni­len mü­zik tü­rü­nün (ve an­la­yı­şı­nın) en iyi ör­nek­le­ri­ni bir ara­ya ge­tir­me­ye ça­lı­şan bu kon­sep­tin üst baş­lı­ğı Mu­si­ca Not­tur­na. İki CD’den olu­şan bu al­bü­mün adı ise In­vo­ca­ti­on a la Nu­it.
Al­büm bir­çok il­ginç­li­ği bir ara­da bu­lun­dur­mak­ta. Eser­de­ki 32 par­ça­nın ne­re­dey­se hep­si, tü­re uy­gun ola­rak ge­ce­le­yin kay­de­dil­miş; hat­ta ba­zı­la­rı sa­ba­ha kar­şı. Par­ça­la­rın bir kıs­mı Ali­a Wox şir­ke­ti­nin ön­ce­ki al­büm­le­rin­de ya­yım­lan­mış­ken, bir kıs­mı ilk kez ses­len­di­ril­miş par­ça­lar.
Şar­kı­lar da çok de­ği­şik tür, dö­nem ve an­la­yış­la­ra sa­hip. Ge­le­nek­sel Ka­ta­lan Mü­zi­ği ör­nek­le­ri­ne rast­la­ya­bil­di­ği­niz gi­bi, Se­fe­rad Mü­zi­ği’ne de, İs­pan­yol şar­kı­la­rı­na da yer ve­ril­miş al­büm­de. Ben­zer du­rum bes­te­ci­ler ala­nın­da da ge­çer­li: Haydn, Pur­cell, Mo­zart, Be­et­ho­ven, Ha­en­del, Bach, Mu­sorsky, Ma­rin Ma­ra­is... Al­büm­de ko­ca bir mü­zik ta­ri­hiy­le yüz­le­şi­yor­su­nuz ade­ta; hem de de­ği­şik an­la­yış­lar­da­ki ör­nek­ler üze­rin­den.
Ge­le­cek sa­yı Jor­di Sa­vall’in bi­zim için çok da­ha önem­li bir al­bü­mü­ne göz at­mak üze­re...

Tavsiye Et
“Senin iPod’un ne marka?”
Bu­gün­ler­de bi­ri si­ze şu tu­haf so­ru­yu so­ra­bi­lir: “iPod’un ne mar­ka?”
Okul ar­ka­da­şı­nız da ola­bi­lir bu so­ru­yu so­ran, ay­nı bak­kal­dan alış­ve­riş yap­tı­ğı­nız ta­mir­ci çı­ra­ğı da. Çün­kü hep­siy­le bir or­tak pay­da­nız var: Bu kö­şe­ye isim ba­ba­lı­ğı eden nes­ne!
Renk­le­ri ve ni­te­lik­le­ri ay­rı ol­sa da bi­ri ku­lak­la­rı­nı­za tak­tı­ğı­nız bu iki in­ce kab­lo­yu gördüğün­de ki­şi­li­ği­ni­zin ha­ki­ki rönt­ge­ni­ni çek­mek için ya­pa­ca­ğı en iyi şey, bu so­ru­yu sor­mak.
Ba­na mp3 ça­la­rı­nı söy­le, sa­na kim ol­du­ğu­nu söy­le­ye­yim.Dik­kat bu­yu­run lüt­fen; mp3 çala­rı­nız­da din­le­di­ği­niz mü­zik de­ğil, mp3 ça­la­rı­nı­zın biz­zat “ken­di­si” si­zin şaş­maz aynanız var­sa­yıl­mak­ta. Üze­rin­de şu ısı­rıl­mış el­ma be­ze­li, tek­no­lo­ji ha­ri­ka­sı nes­ne toplum­sal sı­nıf sim­ge­si, zevk­pe­rest­li­ğin alâ­me­ti­fa­ri­ka­sı, var­lı­ğın gös­ter­ge­si... En ba­şın­dan söy­le­ye­yim de kur­tu­la­yım: Dün­ya­nın en çok sa­tan, ke­li­me­nin en ha­ki­ki ma­na­sıy­la bir feno­me­ne dö­nü­şen mp3 ça­la­rı iPod, en iyi mp3 ça­lar de­ğil­dir. iPod’la­rın tek de­za­van­ta­jı da san­dı­ğı­nız gi­bi pi­li­ni de­ğiş­ti­re­me­me­niz, si­zi iTu­nes’a mah­kûm et­me­si fi­lân de­ğil. Pe­ki ne­dir? Dün­ya­nın en iyi mp3 ça­la­rın­da bi­le kö­tü bir ku­lak­lık­la or­ta­la­ma ses ka­li­te­si­ne yak­laş­ma­nız ola­nak­sız­dır. Ama iyi bir ku­lak­lık­la, ucuz bir mp3 ça­lar­dan bi­le tat­min edi­ci bir ses ka­li­te­si el­de et­me­niz müm­kün.
Ta­bii bu ara­da ıs­rar­la vur­gu­la­ya­yım: Mp3 for­ma­tı, en es­ki ve en kö­tü ses sı­kış­tır­ma forma­tı­dır. İyi bir mp3 pla­yer, müm­kün mer­te­be fark­lı for­mat­la­ra des­tek ver­me­li (Ogg Vor­bis ör­ne­ğin...). Bu iş­ten az-bu­çuk an­la­yan mü­zik­se­ver­ler iPod al­dık­la­rın­da yap­tık­la­rı ilk iş ku­lak­lı­ğı­nı çö­pe at­mak; ye­dek ni­ye­ti­ne bi­le sak­la­ma­dan. Mü­zik tek­no­lo­ji­sin­de elif-ba dü­ze­yin­de­ki­le­rin bi­le ter­cih et­ti­ği mar­ka ise Senn­hei­ser. Ta­bii se­si en üst in­ce­lik­te algı­la­yan (ve­ya al­gı­la­dı­ğı­nı sa­nan) au­di­op­hi­li­a ve­ya hi-fi tut­kun­la­rın­dan de­ğil de, ola­ğan mü­zik me­rak­lı­la­rın­dan söz edi­yo­rum.
Yan­lış an­la­şıl­ma pa­ha­sı­na ifa­de edi­yo­rum: Evim­de­ki ses sis­te­mi or­ta­la­ma bir oto­mo­bi­li sa­tın ala­bi­le­cek pa­ha­da. Ama mp3 ça­la­rı­mı 36 li­ra­ya al­mış­tım. Ya­ni pa­ra­nın ala­bi­le­ce­ği en ucuz mp3 ça­la­ra sa­hi­bim. Bil­mem şu mp3 ça­lar me­se­le­si­ni an­la­ta­bil­dim mi?

Tavsiye Et