Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (January 2009) > Türkiye Siyaset > Siyasi temsilde kadın
Türkiye Siyaset
Siyasi temsilde kadın
Fatma Benli
TÜR­Kİ­YE, ka­dın­la­ra seç­me ve se­çil­me hak­kı­nı pek çok Av­ru­pa ül­ke­sin­den da­ha ön­ce, 1934 yı­lın­da ta­nı­mak­la övü­nen bir ül­ke. Ni­te­kim Pey­gam­be­ri­mi­zin ken­di­si­ni Me­di­ne’ye da­vet et­me­ye ge­len grup­ta­ki er­kek­ler­den bi­at al­mak­la ye­tin­me­yip, ka­dın­lar­dan da bi­at al­dı­ğı dü­şü­nül­dü­ğün­de, gü­nü­müz­de ka­dı­na oy hak­kı­nı he­nüz ya­kın ta­rih­ler­de ta­nı­yan ül­ke­lerin ya da ha­len er­kek­le­rin ka­dın­lar ye­ri­ne oy ver­di­ği ba­zı İs­lam ül­ke­le­ri­nin tu­tu­mu­nu em­sal al­mak doğ­ru de­ğil.
An­cak Tür­ki­ye’de ol­duk­ça uzun geç­mi­şi olan seç­me ve se­çil­me hak­kı­nın, ka­dın­lar ta­ra­fın­dan ge­rek­ti­ği şe­kil­de kul­la­nı­la­ma­dı­ğı­nı göz­lem­le­mek müm­kün. Ka­dın­la­rın si­ya­set ve ka­rar me­ka­niz­ma­la­rı­na ka­tı­lım ve tem­sil oran­la­rı­nın er­kek­le­re kı­yas­la çok dü­şük ol­du­ğu Tür­ki­ye, ka­dın tem­si­lin­de 187 ül­ke ara­sın­da 165. sı­ra­da ge­li­yor.
2007 ge­nel se­çim­le­rin­de, par­la­men­to­da­ki ka­dın ora­nı bu yön­de­ki tüm söy­lem ve kam­pan­ya­la­ra kar­şın an­cak %4,4’ten %9,1’e çı­kar­tı­la­bil­di. Bu oran ise he­def­le­nen %17,3’lük dün­ya or­ta­la­ma­sı­nın çok al­tın­da. Be­le­di­ye baş­kan­la­rı arasın­da kadınların ora­nı ise %5,58 olup, 3.207 baş­ka­n­dan sa­de­ce 18 ta­ne­si ka­dın. Ka­mu ku­rum­la­rın­da yö­ne­ti­ci po­zis­yo­nun­da­ki ka­dın sa­yı­sı­nın ol­duk­ça az ol­du­ğu Tür­ki­ye’de, sa­de­ce 1 ka­dın va­li, 14 ka­dın kay­ma­kam bu­lu­nu­yor.
İl­ginç olan, hiç­bir ko­nu­da uyu­şa­ma­yan fark­lı si­ya­si yel­pa­ze­ler­den ge­len par­ti­le­rin, ka­dın­la­rın ka­rar me­ka­niz­ma­la­rın­da bu­lun­ma­la­rı hu­su­sun­da­ki dav­ra­nış­la­rı­nın ben­zer­li­ği. İk­ti­da­ra ge­len par­ti han­gi gö­rü­şün tem­sil­ci­si olur­sa ol­sun Ba­kan­lar Ku­ru­lu’nda­ki tek ka­dın üye, ge­nel ola­rak “ka­dın­dan ve ai­le­den so­rum­lu dev­let ba­ka­nı” olu­yor. Öy­le ki, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti’nin ku­rul­ma­sın­dan bu ya­na ka­bi­neler­de ay­nı an­da 3 ta­ne ka­dın ba­kan ol­ma­sı is­tis­nai bir du­rum (52. Hü­kü­met). Hat­ta er­kek­le­rin “ka­dın­dan so­rum­lu dev­let ba­ka­nı” ol­du­ğu dö­nem­le­ri da­hi gör­dük.
Bu nok­ta­da yak­la­şan ye­rel se­çim­ler do­la­yı­sıy­la 3.000’i aş­kın bel­de ve be­le­di­ye baş­ka­nın­dan ne­den sa­de­ce 18’inin ka­dın ol­du­ğu ve par­ti­le­rin da­ha faz­la ka­dın aday gös­ter­me­di­ği sor­gu­la­nı­yor. Zi­ra si­ya­set­te ka­dı­nın az gö­rü­nür­lü­ğü, par­ti ça­lış­ma­la­rın­da ak­tif ola­rak ça­ba har­ca­yan ka­dın­la­rın ar­ka plan­da bı­ra­kıl­ma­la­rı, mev­cut olan­la­rın ba­zı­la­rı­nın­sa “vit­rin”, “nu­mu­ne­lik” ve “eş kon­ten­ja­nın­dan se­çil­miş” şek­lin­de de­ğer­len­di­ril­me­le­ri, ka­dın­la­rın ken­di­le­ri­ni doğ­ru­dan et­ki­le­yen po­li­ti­ka ve ka­rar­la­rın olu­şum sü­reç­le­rin­de de yer al­ma­ma­la­rı, ken­di öz­gün so­run­la­rı­na doğ­ru­dan çö­züm ge­tir­me­le­ri­ni güç­leş­ti­ri­yor.
Bu du­rum po­zi­tif ay­rım­cı­lık tar­tış­ma­la­rı­nı da be­ra­be­rin­de ge­ti­ri­yor. Ka­dın Aday­la­rı Des­tek­le­me ve Eğit­me Der­ne­ği (KA-DER) gi­bi si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı, si­ya­si par­ti­le­rin de­le­ge­lik­ten mer­kez yö­ne­ti­mi­ne ka­dar tüm ka­rar or­gan­la­rın­da ve se­çim lis­te­le­rin­de en az %33 ola­cak bi­çim­de ka­dın ka­tı­lı­mı­nı sağ­la­ya­cak ge­çi­ci özel ön­lem­le­rin alın­ma­sı­nı ta­lep edi­yor­lar.
Si­ya­sal ya­şa­ma ka­tı­lım­da fır­sat eşit­li­ği­nin za­ten var ol­ma­dı­ğı, par­ti iç di­na­mik­le­ri­nin bu­na im­kan ta­nı­ma­dı­ğı dik­ka­te alın­dı­ğın­da, “po­zi­tif ay­rım­cı­lı­ğın”, ken­di için­de ay­rım­cı ka­rak­ter ta­şı­ma­dı­ğı­nı ifa­de et­mek müm­kün. Ana­ya­sa’nın 10. mad­de­si­ne ek­le­nen mad­de ge­re­ği Tür­ki­ye za­ten “ka­dın er­kek eşit­li­ği­ni sağ­la­mak yü­küm­lü­lü­ğü” al­tın­da.
Dün­ya­nın 17. bü­yük eko­no­mi­si­ne sa­hip Tür­ki­ye’nin tüm mo­dern­lik söy­lem­le­ri­ne kar­şın ka­dın oran­la­rın­da 115 ül­ke­ arasında an­cak 105. sı­ra­da ol­ma­sı bu yü­küm­lü­lü­ğü­nün ye­ri­ne ge­ti­ril­me­di­ği­ni gös­te­ri­yor. Hal­bu­ki 1985’te im­za­la­dı­ğı “Ka­dın­la­ra Kar­şı Her Tür­lü Ay­rım­cı­lı­ğın Ön­len­me­si Söz­leş­me­si (CE­DAW)” uya­rın­ca Tür­ki­ye, “ta­raf dev­let­ler ka­dın­la­rın tam ola­rak ge­liş­me­le­ri­ni ve iler­le­me­le­ri­ni sağ­la­mak üze­re, er­kek­ler­le eşit­lik te­me­li­ne da­ya­nan in­san hak­la­rı­nı ve te­mel öz­gür­lük­le­ri­ni gü­ven­ce al­tı­na al­mak ve kul­lan­ma­la­rı­nı sağ­la­mak ama­cıy­la, mev­zu­at çı­kar­mak da dâ­hil her alan­da ve özel­lik­le si­ya­sal, sos­yal, eko­no­mik ve kül­tü­rel alan­lar­da ge­rek­li her tür­lü ted­bi­ri al­mak zo­run­da.”
Ulus­la­ra­ra­sı çap­ta ka­dın­la­rın in­san hak­la­rı­nı ko­ru­yan ilk ve tek hu­ku­ki bel­ge olan CE­DAW’ın 4. mad­de­si “er­kek­ler ile ka­dın­lar ara­sın­da­ki eşit­li­ği fii­len ger­çek­leş­tir­me­yi hız­lan­dır­mak için ‘ta­raf dev­let­ler’in al­dık­la­rı ge­çi­ci ted­bir­le­rin, bu söz­leş­me­de ta­nım­la­nan bir ay­rım­cı­lık şek­lin­de gö­rü­le­me­ye­ce­ği­ni” ifa­de edi­yor. Bu nok­ta­da po­zi­tif ay­rım­cı­lık “eşit­lik­çi ol­ma­yan” fii­lî du­ru­mu or­ta­dan kal­dır­ma­yı he­def­le­yen, fır­sat ve mu­ame­le eşit­li­ği­ni sağ­la­ma ama­cı ger­çek­leş­ti­ğin­de so­na ere­cek olan ge­çi­ci, özel bir ön­lem. Tür­ki­ye, söz­leş­me­yi im­za­la­ya­rak ka­dın-er­kek eşit­li­ği­nin sağ­la­na­bil­me­si için ön­ce­lik­le ka­dın­la­ra kar­şı her tür­lü ay­rım­cı­lı­ğın et­kin ve an­lam­lı ön­lem­ler­le or­ta­dan kal­dı­rıl­ması yü­küm­lü­lü­ğü­nü üst­len­miş du­rum­da. Ana­ya­sa’nın 90. mad­de­si uya­rın­ca da bu yü­küm­lü­lü­ğü­nü ye­ri­ne ge­tir­me­si ge­re­ki­yor.
An­cak Tür­ki­ye’de ka­dın­la­rın si­ya­sal ya­şam­da az­lı­ğı­nın se­bep­le­rin­den bir ta­ne­si, fii­lî ola­rak de­vam et­ti­ri­len ba­şör­tü­sü ya­sa­ğı. Ba­şör­tü­lü ka­dın­lar, Tür­ki­ye’de­ki ka­dın­la­rın si­ya­si ya­şam­da kar­şı­laş­tık­la­rı ge­nel fii­lî en­gel­le­me­le­rin öte­sin­de, ke­sin bir sı­nır­la­ma ile kar­şı kar­şı­ya. Ba­şör­tü­lü bir ka­dı­nın, oy kul­lan­mak ve muh­tar ol­mak dı­şın­da si­ya­si ya­şa­ma ka­tıl­ma­sı im­kan­sız. Mil­let­ve­ki­li, bel­de be­le­di­ye baş­ka­nı ve hat­ta il ge­nel mec­lis üye­si de ola­mı­yor. Tür­ki­ye’de­ki ka­dın­la­rın %62’si­nin ba­şı­nı ört­tü­ğü dü­şü­nül­dü­ğün­de, bu du­ru­mun ka­dı­nın si­ya­sal ya­şa­ma ka­tı­lım ora­nı­nı olum­suz et­ki­le­di­ği açık. Üs­te­lik ba­şı ör­tü­lü olan aday­la­rın aday lis­te­le­ri­ne da­hi kon­ma­ma­sı, ka­dın­la­rın tam ola­rak se­çil­me öz­gür­lü­ğü­ne sa­hip ol­ma­dık­la­rı gi­bi, is­te­dik­le­ri ada­yı seç­me öz­gür­lük­le­ri­nin bu­lun­ma­dı­ğı­nı da gös­te­ri­yor.
Hal­bu­ki ör­tü­lü ol­mak seç­me ve se­çil­me hak­kı­nın la­yı­ğı ile kul­la­nı­mı­na en­gel de­ğil­dir. Me­se­la Bel­çi­ka’da ge­nel mec­lis üye­si se­çi­len ba­şör­tü­lü ka­dın bu­lu­nu­yor. Da­ni­mar­ka mec­lis kür­sü­sün­de de ba­şör­tü­lü olu­na­bi­le­ce­ği ifa­de edil­di. İs­pan­ya’da da ör­tü­lü bir mil­let­ve­ki­li se­çi­le­bil­di. Tür­ki­ye’de ise bu ko­nu­da bir ör­nek bu­lun­ma­dı­ğı gi­bi, hu­ku­ki bir ya­sak­la­ma da mev­cut de­ğil.
Bu nok­ta­da Tür­ki­ye’de ka­dın hak­la­rı söy­le­mi­nin pra­tik ha­ya­ta ge­çi­ril­me­si ve ka­dın­la­rın si­ya­sal ya­şa­ma ka­tı­lım­la­rı­nın sağ­lan­ma­sı, fii­len ara­nan “ba­şı açık ol­ma” şar­tı­nın kal­dı­rıl­ma­sı ve ka­dın­la­ra kı­ya­fet­le­ri­ne gö­re de­ğil, bi­ri­kim ve ça­lış­ma­la­rı­na gö­re im­kan ta­nın­ma­sı ile müm­kün ola­cak­tır. Tem­sil ma­ka­mın­da­ki ka­dın­lar­dan dev­let­le iliş­ki­len­di­ri­le­bi­le­cek alan­lar­da baş­la­rı­nı aç­ma­la­rı­nı bek­le­mek, ger­çek­te ka­dın­la­rın in­san hak­la­rı­nın sağ­la­na­ma­dı­ğı­nı gös­ter­mek­te­dir.
Ni­te­kim ka­dın­la­rın si­ya­sal ya­şa­ma ka­tı­lı­mı­nı des­tek­le­mek için po­zi­tif ay­rım­cı­lık sağ­la­na­rak par­ti­ler bu­na zor­lan­dı­ğın­da, ör­ne­ğin ka­dın­lar için %33 ko­ta kon­du­ğun­da, bu ko­ta­dan ya­rar­la­na­cak olan­lar, sa­de­ce Tür­ki­ye’de­ki ka­dın­la­rın %38’i ola­cak­tır. Ba­şör­tü­lü ka­dın­lar ge­nel ola­rak oy kul­lan­mak dı­şın­da ka­rar me­ka­niz­ma­la­rın­da bu­lu­na­ma­dık­la­rın­dan bu ko­ta­nın için­de yer al­ma­ya­cak­lar­dır.
El­bet­te ki bu du­rum tek ba­şı­na ko­ta tar­tış­ma­la­rı­nı tüm­den ret edil­me­si­ni ge­rek­tir­mi­yor. An­cak ob­jek­tif ve il­ke­li dav­ran­ma­nın, ka­dın­la­rın te­mel hak­la­rı­nı kul­lan­ma­la­rı­nı en­gel­le­yen fii­lî ve hu­ku­ki tüm en­gel­le­rin kal­dı­rıl­ma­sı için ça­ba gös­ter­me­yi ge­rek­tir­di­ği de unu­tul­ma­ma­lı.

Paylaş Tavsiye Et
Yazara ait diğer yazılar
Fatma Benli