Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (March 2010) > Merhaba >
Merhaba
Eylül ayının ikinci yarısı Türkiye ile AB arasında zina trafiğine sahne oldu. Sayın Başbakan muhalefet günlerini hatırlatan bir tavırla “Biz Türk’üz, burası Türkiye!” dedikten sonra Brüksel’e uçtu ve Avrupalı liderleri “Türkiye’nin Avrupa değerlerini benimsemedeki samimiyetine” ikna etti. Bu arada Türk Ceza Kanunu’ndaki özgürlüğü kısıtlayıcı maddelerin kaldırıldığı ilan edildi. Böylece AB yetkililerinin 6 Ekim’de sunacakları Türkiye Raporu’nun olumlu olması, dolayısıyla 17 Aralık’taki “müzakere tarihi” meselesinin Türkiye lehine sonuçlandırılması teminat altına alındı!
 
Gerçekten böyle mi oldu, kısa zaman içinde göreceğiz. Fakat bu Avrupa değerleri meselesi tepemizde Demokles’in kılıcı gibi sallanacağa benziyor. Hem küresel demokrasi ve çoğulculuktan bahsetmek, hem de başka hiçbir toplumsal anlayış ve değeri dikkate almamak nasıl bağdaşır? Devlet yetkilileri jeopolitik gerekçelerle bu tür dayatmalara ses çıkarmasalar bile, millet vicdanı buna isyan etmeyecek midir?
 
Ekim dosyamızı merkez-çevre ilişkilerine ayırdık. Son elli yılın Türk siyasî hayatını Kayapınar’ın yazı başlığı çok iyi özetliyor: “Merkez kaç çevre tut!” Meselenin merkezin çevreyi hizaya sokması olarak değil, verimli bir merkez-çevre etkileşimi ile topyekûn toplum/devlet sisteminin güçlendirilmesi olarak anlaşılması durumunda bugünkü birçok gereksiz tartışma ortadan kalkar.
 
Başbakanlık Müsteşarı Prof. Dr. Ömer Dinçer ile Türk basınında ilk kez gerçekleştirilen kapsamlı söyleşi tam da bu bağlamda büyük değer kazanıyor. Adı “Kamu Yönetimi Reformu” yasa tasarısıyla özdeşleşen Dinçer, “şeffaf, hesap veren, denetlenebilir ve yurttaşına güvenen bir yönetim modeli” öngördüklerini belirtiyor.
 
Dergimizin İş Dünyası bölümünü zenginleştiriyoruz. Bu sayıda aile işletmelerinde ikinci nesil yöneticilerin yetiştirilmesini ele alırken, ayrıca Sakıp Sabancı’nın görüşlerinden öğretici bir özet sunduk. Her sayıda Türk iş hayatının önemli bir isminin hayatından süzülen düşünceleri hatırlamaya devam edeceğiz.
 
Hatırladıkça, daha az hata yaparız! 

Paylaş Tavsiye Et